Amerika’daki Okul Saldırısının Yarattığı Şok ve Silahlanma Sorunu

Amerika halen geçen Cuma günü meydana gelen silahlı saldırının şokunu yaşamakta. Connecticut eyaletine bağlı Newtown kasabasındaki Sandy Hook İlkokulu’nda 28 kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan silahlı saldırı, halkın Kristmıs yani Noel heyecanını ve geleneksel hazırlıkları da büyük oranda dondurdu.

Bilindiği gibi, bu korkunç saldırıyı gerçekleştiren Adam Lanza, okula gitmeden önce kendi annesini öldürmüş, daha sonra da saldırıyı gerçekleştirmiş ve en sonunda da intihar etmişti.

Amerika’da 21 yaşını dolduran herkes kendini savunmak için, yaşadığı eyalette federal hükümet tarafından ruhsatlı bir yetkili satıcıdan yasal olarak ateşli silah kullanma ve taşıma hakkına sahip.

Bu durumun yasal kaynağı ise Amerikan Anayasası’na 15 Aralık 1791 tarihinde eklenen “Second Amendment” yani II. Değişiklik maddesi. Bu madde şu şekilde: “Özgür bir eyaletin güvenliği için düzenli bir milis gücü zorunlu olduğundan, halkın silah bulundurma ve taşıma hakkı ihlal edilemez.”

Bu değişik, yorumlara açık, muğlak madde, başını Ulusal Silah Derneği’nin (NRA) çektiği ve silah hakkını ateşli bir şekilde savunan, muhafazakâr gruplar tarafından anayasanın bireysel silah bulundurma ve taşıma hakkını garanti altına aldığı şeklinde yorumlanmakta. Ulusal Silah Derneği’nin milyonlarca üyesiyle, çok güçlü siyasal ve ekonomik nüfusa sahip olduğunu ve Washington’da çok etkin olduğunu belirtmekte fayda var.

Buna karşılık, silah kontrolünü savunan, liberal gruplar ise, bu maddenin, yazıldığı 1791 tarihi göz önüne alınarak yorumlanması gerektiğini, bu nedenle de bireysel anlamda değil de kolektif anlamda eyaletlere kendi güvenliklerini sağlamaları için düzenli bir milis gücü oluşturmak amacıyla halkın silah bulundurma ve taşıma hakkı olduğunu dile getirmekteler. O dönemlerde düzenli bir ordunun varlığından pek de söz edilemeyeceği için, yapılan bu değişikliğin düzenli bir milis gücü’nü kastettiği, bu gruplar ve daha birçok tarihçi ve anayasa uzmanı tarafından dile getirilmekte.

Ancak, 70’li ve 80’li yıllarda yükselen modern muhafazakâr hareketin etkisiyle ve güçlü silah lobisi RNA gibi örgütlerin çalışmalarıyla, II. Değişiklik Maddesi’nin geleneksel yorumu bir kenara bırakılıp, “bireylere silah bulundurma ve taşıma hakkı” tanıdığı şeklindeki yorum güç kazandı ve ülkedeki hâkim görüş olmayı başardı.

Muhafazakar ağırlıklı, Amerika Yüksek Mahkemesi’nin 2008 yılındaki tarihi “District of Columbia v.Heller” kararı da II. Değişiklik Maddesi’nin daha önceki mahkeme yorumlarının aksine “bireylere silah bulundurma ve taşıma hakkı” verir şeklinde yorumlaması da silah savunucularını iyice güçlendirdi.

Amerika’da artık sıradan bir hale gelen bu tür silahlı saldırıların son kurbanlarının 20’sinin küçük çocuklar oluşu kamuoyundaki tepkiyi ve üzüntüyü iyice arttırmış durumda.

Bu nedenle de silah edinmenin ve kullanılmasının kontrol edilmesinin gerekliği üzerine tartışmalar da artmış durumda. CBS Televizyonun 14-16 Aralık tarihleri arasında yaptığı bir kamuoyu araştırmasında silah kontrolü yasasına desteğin, geçen ilkbahardan bu yana % 18’lik bir artış göstererek, son 10 yıldaki en yüksek seviyesine çıktığı görülmekte. 18 Aralık günü açıklanan bu anketin sonuçlarına göre Amerikan toplumunun % 57’si mevcut silah kontrolü yasalarının daha da katılaştırılması konusunda hemfikir.

Başkan Barack Obama’nın bireysel silahlanmaya karşı olduğu biliniyor. Ancak Obama şimdiye kadar çok güçlü olan silah lobisine karşı pek de ses çıkartamadı. Fakat Newton kasabasındaki saldırının yarattığı kamuoyu tepkisi ve gittikçe büyüyen  silah kontrolünün güçlenmesi konusundaki halk desteğini kullanmak isteyen Başkan Obama sesini oldukça yükseltmekte. Pazar günü saldırının olduğu Connecticut eyaletinde yaşamını yitirenlerin ailelerini ziyaret ettiği sırada yaptığı konuşmada, Başkan Obama “benzer bir trajedinin tekrar yaşanmaması için elindeki tüm yetkileri kullanacağını” belirtti.

Kamuoyunda popüler bir kişiliğe sahip, New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg de bireysel silahlanmanın sınırlandırılmasına ilişkin tartışmalara katılarak, Başkan Obama ve Kongre’ye bu tür saldırıları önlemek için acil bir eylem planı ortaya koyma çağrısında bulundu. Kongredeki Demokratlar da bireysel silah kullanımının sınırlandırılması için çalışmalara başlamış durumdular. Bu amaçla Kaliforniya eyaleti Senatörü Dianne Feinstein önderliğinde yeni bir tasarı hazırlandığı bilinmekte. Bununla birlikte Cumhuriyetçi Parti saflarından Demokratların tasarısına destek konusunda fazla bir ses çıkmasa da, eskisi gibi ateşli bir savunuculuk da gözlenmiyor.

Elbette ki bu konunun yakın zamanda bir çözüme kavuşması pek de kolay değil. Çünkü RNA ve silah lobisi o kadar güçlü ki, birçok Temsilciler Meclisi ve Senato üyesi onlara karşı bir tavır takınmaktan sakınıyorlar. Her silahlı toplu öldürme  olayından sonra bireysel silahlanmanın sınırlandırılması tartışmaları yapılmakta ama bu tartışmalar ne yazık ki sonradan unutulup gitmekte. Şimdiye kadar 28 kişinin ölümüne sebep olan Sandy Hook İlkokulu saldırısı  konusunda bir açıklama yapmayan ve eleştirilerin odak noktası haline gelen Ulusal Silah Derneği, NRA’nin tavrı da merakla beklenmekte.

Fakat görünen o ki silah savunucuları, bireysel silahlanmanın sınırlandırılması yerine, daha fazla silahlanıp, herkesin kendisini silahla savunması gerektiğini söylemekteler. Hatta o derece ileri gidiyorlar ki okuldaki öğretmenlerin bu tür saldırıları önlemek için silah bile taşıması gerektiğini savunanlar televizyonlarda boy göstermekteler. Öbür taraftan ise silah karşıtlarının sesi de gün geçtikçe yükselmekte ve yeni ölümlerin olmaması için yoğun bir çalışma devam etmekte. Bugün yani Çarşamba günü kamuoyuna yansıdığı gibi Başkan Obama yardımcısı Joe Biden’ı ki kendisi silah kullanımının sınırlandırılması cabalarının en etkin isimlerinde bir tanesi, bu konuda yürütülecek cabaları yürütmesi için görevlendirdi.

http://www.ilkehaber.com/yazi/amerikadaki-okul-saldirisinin-yarattigi-sok-ve-silahlanma-sorunu-6293.htm