YPG Genel Komutanı Sipan Hemo: Kuzey Kürtleri Rojava’ya Destekte Yetersiz Kaldı

Radikal için Mutlu Çiviroğlu’nun sorularını yanıtlayan PYD’ye bağlı askeri güçlerin lideri Sipan Hemo, savaştıkları radikal grupların Türkiye’den destek aldığı iddiasını yinelerken, Türkiye’de yaşayan Kürtlerden yeterli destek görmediklerini söylüyor.

YPG Genel Komutanı Sipan Hemo: Kuzey Kürtleri Rojava'ya destekte yetersiz kaldı

Sizinle en son Temmuz’un sonlarında bir görüşme gerçekleştirmiştik. O tarihten bu güne ne gibi değişiklikler oldu? Kürtler açısından durum ne?

Biliyorsunuz, uzun bir süredir Rojava’da Kürtlere karşı bir savaş konsepti başladı. Cephet el Nusra, Irak Suriye İslam Devleti (ISİD), Ahrar el Şam grupları, Kürtlerin yaşadığı bölgeler üzerine 64 gündür, aralıksız, şiddetli saldırı düzenliyorlar. Özellikle Derika Hemko Til Abyad, Serêkanîyê, Til Hasil ve Til Aran’ın bazı bölgelerine çok şiddetli saldırlar düzenlediler. Büyük çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalarda genel olarak Kürtler başarılı oldu. YPG güçleri de direnişlerini sürdürüyorlar. Ama bu cepheler farklı şekillerde de saldırı düzenlemek istiyorlar. Özellikle Kürt bölgesinde intihar saldırısı yapacakları tehdidinde bulunuyorlar. Hatta şimdiye kadar 18 intihar saldırısı teşebbüsünde de bulundular. İntihar eylemcileri bomba yüklü araçları Kürt sınırından sokmak istediler ama YPG kontrol noktalarında deşifre oldular.

Kürtler savaş seçeneğini hiçbir zaman önceliklerine almadılar ama gerçekleşen saldırılar Kürtleri savaşmaya zorladı. Hiçbir tarafa karşı düşmanlık beslemedik, ya da taraf olmadık. Ama bu radikal gruplar, Kürtlerin kazanımlarını hazmedemiyorlar. Bu saldırılarla Kürtlerin bütün kazanımlarını gasp etmek istiyorlar.

Peki, bu saldırıların devam edip etmeyeceğine yönelik tahmininiz nedir?
Bazı bölgelerde çatışmalara son vermek istiyorlar. Ama ISİD gibi gruplar, saldırıları sürdürme konusunda ısrarcı görünüyor. Ne kadar ısrarcı olsalar da biz onları Kürdistan’a sokmayacağız, amaçlarına ulaşamayacaklar, aksine eğer bu saldırılarda ısrarcı olmaya devam ederlerse bundan zarar görecek olan da onlar olacaktır.

Bazı basın organlarında, YPG’nin çok kayıp verdiği iddia edildi. Gazeteci Hüsnü Mahalli de Twitter’daki hesabında, Halep’te onlarca kayıp verdiğinizi söylemişti. Bu bilgi doğru mu?
Kesinlikle doğru değil. Halep’te dört savaşçımız, üç de sivil olmak üzere toplam yedi kaybımız var. Ama karşı tarafta onlarca ölü var. Ayrıca, silahlı güçler de bugün Halep’ten geri çekildi. Yani şehir şu an sessiz.

Kürt mahalleleri hala kontrolünüz altında mı?
Evet. Kürt mahallelerinin tamamı kontrolümüz altında.

Bazı çevreler halkın size artık eskisi kadar destek vermediğini, mevcut durumdan dolayı birçok kişinin yerlerini barklarını bırakıp, Irak Kürdistan Bölgesi’ne göç ettiklerimi söylüyor. Durum nedir, söylenenler doğru mu?
Biliyorsunuz Suriye’deki savaş çok uzadı, bu yüzden insanlar çok mağdur oldu. Ekonomik kriz var, sağlık ve tedavi sıkıntısı çok yüksek, bu yüzden insanlar farklı arayışlara yönelmek zorunda kalıyor. Halkın bir bölümü göç etmek zorunda kaldı ve bu göç devam ediyor. Kimisi Güney, kimisi Kuzey Kürdistan’a göç ediyor. Bu arayış devam ediyor. Onlara gitmeyin, etmeyin diyemeyiz. Örneğin, Kürdistan’da çocuk aşısı yok, kalmadı yani. İnsanlar gelip “çocuğumun aşısını yapmazsam felç olur” dediğinde, eğer bu ihtiyacı karşılayamayacak durumdaysanız, verecek cevabınız da olmuyor. Bir şey diyemiyoruz. Bazıları da ticaretini, işini gücünü sürdürmek adına gidiyor. Ama Kürdistan halkının % 80’i hala topraklarında kalmaya devam ediyor. Eğer bazılarının iddia ettiği gibi buralar boşalsaydı YPG kalmazdı, çünkü YPG dediğimiz bu halkın kendisi ve çocukları.

Sizinle yaptığımız son görüşmede Türkiye için çok olumlu mesajlar vermiştiniz. Türkiye’nin düşmanı olmadığınızı, aksine onlarla iyi ilişkiler geliştirmek istediğinizi söylemiştiniz. O süreden beri Türkiye’nin tutumunda bir iyileşme görüyor musunuz?
Ne yazık ki Türk yetkililerinin bu yöndeki tutumları çok olumsuz. Belki şu anki tutumlarının kendi çıkarlarına hizmet ettiğini düşünüyor olabilir ama bu durum ilerde çok büyük olumsuzluklara neden olacaktır. Birçok şeyi kendi gözümüzle görüyoruz. Bu radikal grup elemanları Türkiye üzerinden geliyorlar. Yani dışardan gelseler bile, Türkiye‘ye gelip oradan geliyorlar. Kobane’de çatışma çıktığında, bu güçlere Türkiye’den cephane getirildiği bilgisine sahibiz.

Türkiye sizin öne sürdüğünüz bu tür iddiaları kabul etmiyor…
Eğer Amerika isterse, gözlemcilerini gönderip, öne sürdüğümüz bu iddiaların doğruluğunu yerinde de tespit edebilir. Türkiye aracılığıyla bu kalabalık radikal gruplar Ortadoğu ’ya geçiyor. Siz de biliyorsunuz, bu iki güç izin vermezse, sınırdan kuş bile uçamaz. Ama 400-500 kişilik gruplar sınırdan çok rahatlıkla geçip bu tarafa gelebiliyorlar. Onlarca kez sınırdan radikal militanlarının geçişinden tutun, yaralı militanların Türkiye’ye getirilip hastanelerde tedavi edilmesine dek bunları biliyoruz, görüyoruz.

Siz Türkiye’deki Kürtlerden gerekli desteği aldığınızı düşünüyor musunuz?
Kuzey Kürtleri insani bir yaklaşımla Rojava’ya destek sunmaya çalıştılar. Yani gıda ve ilaç sıkıntısına yönelik insani yardım gönderdiler. Ama verilen destek insani yardımın ötesine geçemedi, siyasi ve devrimci bir destek göstermekte yetersiz kaldılar. Bu tür insani desteği herkese gösterebilirsiniz ama kardeşinize göstereceğiniz destek canı gönülden olmalı. Yani her anlamda destek ve katkı sunabilmeliler.

ABD basınında son dönemlerde çıkan haberlerde, Suriye’deki El Kaide varlığından sıkça bahsedilmekte. En son, CIA’nin yakın zamanda emekli olan, eski direktör yardımcısı Mike Morell de Amerika’nın ulusal güvenliğine en büyük tehdidin Suriye’deki El Kaide varlığı olduğunu belirtti. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
ABD’nin konumuna baktığımızda bu olanlardan sorumlu olduğunu görüyoruz. Amerika da bu sorumluluğunu biliyor. Onlar da yıllardır El Kaide ile savaşıyor ama bu kısa sürede, bizim bu güçlere karşı elde ettiğimiz başarı Amerika’nın bunca yıldır sürdürdüğü mücadelede elde ettiğinden kat be kat fazla. Tabi, biz bu güçlerle Amerika için savaşmıyoruz. Bu savaşı kendimiz ve insanlık için yapıyoruz çünkü insanlığa, aydınlanmaya karşı olanları büyük bir tehlike olarak görüyoruz. Bu güçlere karşı Amerika’nın yapması gereken sorumlulukları var ve bunları yerine getirmeli. Amerikan halkı da bizim yaşadığımız tehlikelerle karşı karşıya. Amerika halkının yüreği Kürtler için atmalı. Biliyorsunuz 11 Eylül saldırısını Amerika halkına karşı gerçekleştirdiler. Buna benzer bir hamleyi de bize karşı gerçekleştirmek istediler. Ha ikiz kuleler ha Serêkanîye saldırıları, fark etmiyor. Her iki saldırıda da El Kaide dünyaya aynı tehlikeli mesajı vermek istedi. Ha Amerika ha Kürdistan fark etmiyor, onlar insanlığın düşmanı tehlikeli güçler! Bu nedenle de Amerikan halkından ve yönetiminden bizi desteklemelerini bekliyoruz.