YPG Olmasaydı Musul’da Yaşananlar Haseke’de de Tekrarlanacaktı

 

 

 

Demoratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Diplomasi Sözcüsü Dr. Abdulkerim Omer ile Haseke’yi Kontuk

Abdulkerim_Omer

“Haseke şehri şu an tamamıyla YPG güçlerinin elinde.  Şu an itibarıyla Haseki’de bir huzur ortamı var. YPG, IŞİD’ın Haseki’yi işgal etmesine engel oldu.  Eğer YPG olmasaydı Musul’da yaşananlar Haseke’de de tekrarlanacaktı.”

 Mutlu Çiviroğlu https://twitter.com/mutludc

Sayın Omer Haseke’deki saldırı ve çatışmalar kaç gündür devam ediyor? Şehrin şu anki durumu nedir? Şu anda şehir kimin kontrolünde? 

IŞİD, Kobanê’de uğradığı yenilgi üzerine bu kez de Cêzire Kantonu’nun Haseke kentine saldırdı. IŞİD, Musul’dan ele geçirdiği ağır silahlar ve bölgedeki bütün gücüyle Haseke’ye saldırdı. Ama YPG bu saldırılara sert cevap verdi. Biz Haseke’yi demokratik özerkliğini ilan eden Cêzire kantonunun bir parçası olarak gördüğümüz için YPG Haseke’de güvenliği sağlamak için bütün güçlerini seferber etti. Rejim ordusu saldırıların daha ilk günlerinde fazla direnemeden geri çekildi. Şu anda da Haseke’nin tamamı YPG tarafından korunuyor. IŞİD kente giremedi, istediği gibi insanları korkutup kaçıramadı da. Şimdiye kadar kenti terkeden hiç bir sivil yok. Artık herkes biliyor ki YPG Rojava’nın 3 kantonunu da Kürdistan’ın 4 parçasındaki Kürtlerin de desteğiyle bütün saldırıları karşı tek başına koruyacak güçtedir. Özellikle Kuzey Kürdistan halkının çizilen sınırları parçalayarak Rojava halkının yanında olduğunu göstermesi ve Rojava’ya geçen Kuzeyli Kürt gençleri buradaki halkın moralini çok yükseltti.

Peki, rejim güçleri nerede? Neden IŞİD’e karşı bu kadar pasif kaldılar?

Gördüğümüz kadarıyla rejim güçleri arasında bir korku ve umutsuzluk hâkim. Üç yıldır kışlalarından çıkamayan askerler var. 121. Alayı da kendi elleriyle IŞİD’e teslim ettiler. Zaten Haseke’de kontrolün YPG’de olmasındansa IŞİD’in elinde olmasını isteyenler var.

 

YPG daha ne kadar şehri koruyabilir? Bunun için yeterli gücü var mı?

 

IŞİD en başından beri bölgedeki ülkelerin ve güçlerin desteğiyle hareket ediyordu. Kobanê ve Cêzire Kantonlarına yönelik saldırılar aynı güçlerin istekleri doğrultusunda gerçekleşti. Ama biz halkımızın iradesi ve desteği ile bu saldırılara gerekli cevabı vermeye devam edeceğiz.

 

Haseke’deki Arapların ve Hristiyanların durumu ne? YPG’nin kenti kontrol etmesine nasıl bakıyorlar?

Dediğim gibi Haseke’de hiç kimsenin güvenliği tehlikeye girmedi. Hem Kürtler hem de Araplar, YPG’nin kenti kontrol etmesinden sonra evlerinde kalabildiler. Kimse şehri terkedip mülteci durumuna düşmedi. YPG herkesin güvenliğini sağlayabiliyor. Zaten şimdiye kadar da YPG özgürleştirdiği yerlerde hasar gören evleri onarıyor, ya da yeniden yapıyor. Çete saldırıları karşısında evlerini terkeden Araplar YPG’nin köylerini, kasabalarını özgürleştirmesinden sonra tekrar evlerine dönebildiler. Buradaki Araplar da bunu biliyorlar. Arap halkı da YPG’ye güveniyor. Arap gençlerinden de YPG’ye katılımlar çok fazla. Rojava Kürdistan’ındaki bütün halklar YPG’yi meşru ve güvenilir bir güç olarak görüyor. Kantonların ilanında da Kürtlerle beraber Arap ve Süryani de yer aldılar.

Haseke’nin önemi nerden kaynaklanıyor? Neden hem Rojava hem de Kurdistan Bölgesi için bu kadar büyük bir stratejik önemi var?

Biz Kobanê için demiştik ki eğer Kobanê işgal edilirse bütün Rojava işgal edilir. Haseke için de aynısını söyleyebiliriz. Haseke’nin işgal edilmesi planı, Cêzire Kantonu’nun işgal edilmesi planının ilk aşamasıydı. Haseke’nin savunması demek Cêzire Kantonu’nun savunması demek, Rojava’nın savunması demek. Biz Rojava’nın savunulmasından bahsederken aslında bütün Kürdistan’ın savunulmasından bahsediyoruz.

Eğer Kobanê ve Haseke düşerse, Kerkük de düşer Celawla da düşer. Bir an önce Kürt Ulusal Kongresi toplanmalı ve Kürdistan’ın karşı karşıya bulunduğu bu tehtide karşı bütün partiler ortak hareket etmeli. Rojava devrimi Kürt halkının 100 yıllık mücadelesinin zafere ulaşması demektir. Kobanê’nin, Haseke’nin stratejik önemi, Kürt halkının birliğinin sağlanması için taşıdıkları önemin büyüklüğündendir. Kürt halkının birliği, sadece Irak ve Suriye’nin değil, bütün Ortadoğu’nun demokratikleşmesi için hayati öneme sahiptir.