Polat Can ile ABD-Rojava İlişkileri ve Türkiye’nin Suriye’deki Operasyonu Üzerine

YPG’nin IŞİD’e karşı koalisyondaki temsilcisi Polat Can, ABD ile olan ilişkiler ve Türkiye’nin Suriye’deki operasyonu ile ilgili önemli değerlendirelerde bulundu.

Mutlu Çiviroğlu

***

ol-polll

Sayın Polat Can, birkaç gün önce Amerika ve Rusya’nın girişimleriyle Suriye’de bir ateşkes başladı. YPG’nin uluslararası koalisyondaki sözcüsü olarak bu ateşkesi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Suriye’deki krizin derinleşmesinde birçok gücün etkisi var. Bunun için ancak uluslararası bir uzlaşma ile Suriye’deki sorun çözülebilir. Birkaç günlük, bir haftalık kısa süreli ateşkesler 2013 yılından beri yapılıyor fakat ne yazık ki hiçbiri bugüne kadar kalıcı olmadı. Bu ateşkesler ya rejim ya muhalifler ya da diğer terörist gruplar tarafından sürekli bozuldu. Biz en başından beri Kürt meselesinin diyalog ve görüşmelerle çözülmesini istedik fakat rejim de bu diğer terörist gruplar da bize defalarca saldırdılar. Muhalifler ve rejim arasında yalandan ateşkesler yapılıyor, ya da Amerika ile Rusya arasında ateşkes için görüşmeler yapılırken, hem rejim hem de terörist gruplar her bir taraftan bize saldırıyorlar. Cezire, Haseke ve Qamişlo rejim, Afrin ve Halep’te muhalifler bize saldırıyorlar. Biz en başından bu son ateşkese destek verdiğimizi ve uyacağımızı açıkladık.

Birkaç hafta önce Türkiye ve sizin de desteklediğiniz YPG-DSG arasında kriz yaşanmıştı. Uzmanlar Amerika’nın, YPG-DSG ile Türkiye arasında zor durumda kaldığını belirtiyor. Amerika ile ilişkileriniz şimdi ne durumda?

YPG, YPJ ve Demokratik Suriye Güçleri (DSG) G Türkiye ile mukayese edilemez. Çünkü dört beş yıldır biz kendimizi dünyaya kanıtlamışız ve gerçekten de barış taraftarıyız. Ortadoğu’da teröre karşı savaşan ciddi bir gücüz ve savaş ahlakına uyuyoruz. Kobani’de, Haseke’de büyük kayıplarımız oldu ve zafere ulaştık. En son Minbic’ta DAIŞ’i bozguna uğrattık. Ortadoğu’da DAIŞ’in belini kıran biziz, başkası değil.

Bütün dünya, Türkiye’yi saymazsak tabi, bunu kabul ediyor zaten…

Türkiye açık bir şekilde terörizmi destekliyor. Sizlere birkaç örnek vermek istiyorum: 2012 yılının sonlarında, farklı farklı muhalif gruplar Şam’da Halep’te savaşıyorlardı ve onlar için asıl mesele rejimi devirmekti. Türkiye bu grupları birleştirdi, Ceylanpınar’daki kapıyı açtı ve gruplar Serêkanîye’ye geçip Kürtlere saldırdı. İki yıl boyunca Kürtlere karşı büyük bir savaş yürüttüler ve biz var gücümüzle direndik. Yine aynı şekilde Kobani’ye de saldırılar oldu ki oradaki terörizmi de Türkiye destekliyordu. Minbic’te, YPG ve DSG Mincbic Askeri Meclisi adı altında birleşerek teröre karşı savaştık. 4 bin terörist öldürdük ve yaklaşık 3 bin cenazeleri bizim elimizde. Burada da DAIŞ’in belini kırdık.

Türkiye açık bir şekilde Amerika’dan YPG’yi desteklemesini bırakmasını istedi. Fakat hem Beyaz Saray, hem de Pentagon YPG’yi överek, sizinle çalışmaya devam edeceklerini açıkladılar. Durum buyken sizin Washington’dan ne gibi beklentileriniz var?

Böylesine zor bir durumda ve krizde, kimseye tamamıyla bağlanamaz, herkes tedbirini almak zorunda. Türkiye birçok tarafın kabulüyle Cerablus’a girdi ve Suriye’deki toprakları işgal etti, bizimle büyük bir savaşa başladı. Biz şunu merak ediyoruz: DSG ve Cerablus Askeri Meclisi’ne karşı savaşan terörist gruplar ne yazık ki Amerika’nın silahlarını kullanıyorlardı ve Amerikan uçakları da gelmişti. John Biden’in açıklaması yerinde bir açıklama değildi. Yani Türkiye’nin müdahalesi, DAIŞ’e karşı savaşan uluslararası koalisyona bir darbeydi. Sadece Kürtlere müdahale değildi bu, DAIŞ’i ve diğer terörist grupları bitirmeye çalışan koalisyona ve Amerika’ya müdahaleydi aynı zamanda.

Bu bahsettiğiniz noktaların düzeltilmesi için neler yapılmalı sizce?


Bütün dünya iyi bilsin ki bugün DAIŞ vahşetine karşı, cephede en önde biz göğüs göğüse savaşıyoruz. Yani YPG, YPJ ve DSG savaşıyor yani, başka kimse yok. Amerika’nın ve Avrupa’nın güvenli olmasını biz burada sağlıyoruz. Bizim sayemizde teröristlerin oraya geçişi engelleniyor. Avrupa ve Amerika’da eylemler düzenlemek isteyen teröristleri biz etkisiz hale getiriyoruz, onların yayılmasını ve eğitim almalarını engelliyoruz. DAIŞ’in Kobani’de yenilmesiyle Amerika ve Avrupa’dan DAIŞ’e katılımlarda ciddi bir düşüş yaşanmaya başlandı. Bizim amacımız Türkiye ile DAIŞ arasına fiziki ve gerçek bir sınır koymaktı. Fakat Türkiye Suriye’ye girdi ve yine DAIŞ ile ilişkileri var. Biz Türkiye’nin DAIŞ ile savaşta ciddi olacağını hiç düşünmüyoruz. Avrupa’dan ve Amerika’dan yüzlerce genç gelip YPG ve YPJ saflarına katıldı. Onlar da ülkelerinin savunucu ve ülke hükümetlerinin yanlış yapıp DAIŞ’i desteklememesi için seslerini yükseltmeliler.

Koalisyon’un desteğiyle Rakka ve Bab’a da bir operasyon söz konusu. Önümüzdeki günler için neler diyeceksiniz?

Herkes bilsin ki biz kimsenin savaşçısı değiliz; biz Kürt halkının hakları için savaşıyoruz. Halkımızın çıkarları ve koalisyonun çıkarları birçok konuda uyuşuyoruz ve beraber hareket ediyoruz. Bizim siyasi ve uluslararası görüşmelerde muhatap alınmamamız kabul edilemez. Bize ciddi bir destek sağlanmazsa ve sadece savaşmamız istenirse bu halkımızın kabul edebileceği bir şey değil. YPG gitsin savaşsın, şehit versin, sonra da YPG’nin oradan çıkması istensin, bu haksızlıktır, biz bunu kabul etmeyiz. Uluslararası koalisyon Kürtlerin çıkarlarına göre siyaset yürütmeli. Koalisyonla iyi bir işbirliği içerisinde Kürdistan’ın batısında ve Suriye’de savaşmaya hazırız. Terörist gruplara karşı, aramızdaki Kürtler, Araplar, Süryaniler, Ermeniler ve diğer azınlıklarla savaşabiliriz. Gerçek demokrasiyi burada inşa edeceğiz.