Reportage with Mutlu Çiviroğlu
Kuzey Suriye heyeti yaklaşık bir haftadır ABD’de önemli temaslarda bulunuyor. En üst düzeyde yapılan temaslarda ABD Başkanı Donald Trump’la da görüşüldüğü öğrenildi. Kuzey Suriye sahasına ilişkin yapılan görüşmelerin içeriğini Amerika’da yaşayan gazeteci Mutlu Çiviroğlu ile görüştük.
“İlham Ahmed’in ziyareti beklenen bir durumdu”
ABD’nin Suriye’den çekileceğini açıklamasından ardından, Kuzey Suriye heyeti ABD’ye ziyarette bulundu. Heyetin ABD Başkanı Donald Trump’la görüşüldüğü söyleniyor. Böyle bir ziyaretin gerçekleşmesi beklenen bir durum muydu?
Kesinlikle, İlham Ahmed’in ziyareti beklenen bir durum. Kendisi daha önce gelecekti fakat, Kuzey Suriye’deki gelişmelerden dolayı ertelenmişti. Zaten Suriye Kürtlerinin ve adına Kuzey Suriye Meclisi dedikleri oluşumun ABD’de ofisi ve çalışmaları var. Sayın Ahmed temaslarını sürdürüyor. Birkaç gündür Washington’daydı daha önce Newyork’taydı hem hükümet çevreleriyle hem düşünce kuruluşlarıyla hem de ABD basınıyla görüşmelerini sürdürüyor. Pazartesi akşamı İlham Ahmed ile yapılan görüşmede Trump’ın kendisi Suriye Kürtlerini koruyacaklarını ve güvenli bölge kuracaklarını belirtti.
“Operasyonlar devam ettiği için Koalisyon güçlerinin destekleri devam etmekte”
ABD çekilme kararı almasından sonra Kürt güçlerine silah yardımını yapmaya devam etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
ABD Başkanı Trump’ın çekilme kararı zamana yayılmış şekilde, zaten çekilmenin kısa sürede gerçekleşmesi gerçekçi değildi. Varolan güç sayısı, teczihat hemde planların yapılması zaman alacak. Şuan da görülen bu çekilmenin zamana yayılacağı, bir anda gerçekleşmeyecek. Çünkü bir taraftan da İŞID’e karşı savaş ve çatışma devam ediyor. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) operasyonlarını sürdürürken, koalisyonda destek vermeye devam ediyor. Operasyonların devam etmesinden dolayı Amerika’nın desteği de devam ediyor. Sanırım devam edecek gibi de görülüyor. Şuan da kimse İŞID’in tamamen temizlendiğine inanmıyor. ABD Başkanı Trump’ta buna dahil, ilk attığı tweetti düzeltti, “Ben bitti demedim, ama büyük darbe vuruldu yakında bitecek ” ifadelerini kullandı. Dün de Amerika’daki istihbarat kurumlarının senatoda açıkladıkları raporda, IŞID’in bitmediği, ama hakim olduğun toprakların %99 kaybettiği, önümüzdeki haftalarda ise bunun %100’e ulaşacağının beklendiğini belirtti. Hem Petangon’dan hem de Amerikan ulusal İstihbarat kurumlarından açıklamalar bu şekilde. Operasyonlar devam ettiği için de, koalisyon güçlerinin desteği de devam ediyor.
“IŞİD’in kontrolü altındaki bölgelerin elinden alınmasıyla IŞİD’in bittiği düşüncesi doğru değil”
IŞİD tamamen Suriye’den çekildikten sonra süreç nasıl işler, sizce?
IŞİD’in tamamen temizlenmesi mümkün değil. Çünkü İŞID sadece askeri bir oluşum değil. İŞID Suriye’de sosyal, ekonomik, dinsel tabanı bulunan bir yapılanma, bu örgütün alansal olarak tüketilmesi; ideolojik, düşünsel olarak tüketileceği anlamına gelmiyor. Suriye’nin tarihine bakıldığında Alevi azınlığının yüzde dokuzluk bölümünü oluşturduğu bir hükümet. Bu hükümetten rahatsız olan sünni, müslüman bir çoğunluk var. İŞID’in hitap ettiği sünni taban var, aynı zamanda hilafeti de temsil ettiği bir kesim. IŞİD bu durumu gerekçelendiriyor.
IŞİD’den alınan bölgelerde istikrarın sağlanması orada alternatif sistemlerin kurulması, farklı etnik ve dinsel kimliklerin özgürce yaşatılmasının sağlanması önemli. Kürtlerinde istediği bu yönde. Koalisyonun çekilme öncesi yaptığı açıklamalarda bu yöndeydi. Bir bölgeyi IŞİD’den kurtarmak yetmiyor o bölgede istikrar sağlanmalı, o bölgelere insanların geri dönüşünü sağlamalı, uyuyan IŞİD’in hücreleri sonlandırılmalı. Bu nedenle Suriye’deki IŞİD’in kontrolü altındaki bölgelerin elinden alınmasıyla IŞİD’in bittiği düşüncesi karşılığını bulmuyor.
“Suriye Kürtlerine saldırılardan korunması için silah kullanım yetkisinin verileceği bir tasarı hazırlandı”
Suriye’de bundan sonraki süreç nasıl gelişir?
Suriye’deki sürecin nasıl gelişeceğini kestirmek güç. Çünkü Ortadoğu’daki süreci kestirmek daha da güç. Her gün dengelerin değiştiği bir bölge. Özellikle Suriye sahası, uluslararası güç dengelerinin sürekli değiştiği bir alan. Örneğin Trump’ın açıklamaları ABD’nin Suriye’de uzun yıllardır ilerlettiği siyaseti bir anda durdurdu. ABD’nin oradaki gücü çok önemli bir denge unsuruydu. Şu an bölgeden çekilme pozisyonunda. Fakat aynı zamanda fiili varlığı da sürüyor. Kürtler de konumunu bu yeni sürece göre dizayn etmeye çalışıyor.
Türkiye’nin bölgede yeni hamle yapma çabaları var. Hem ABD ile hem de Rusya ile. Öte yandan son dönemde Şam yönetimine göz kırpmaya başladı. Dolayısıyla süreci kestirmek zorlaşıyor.
Bugün itibariyle baktığımızda Trump’ın açıklamalarının ABD’yi Suriye’de diplomatik ve siyasi açıdan Suriye ve Ortadoğu’da güçsüz duruma düşürdüğünü görüyoruz.
İran’a sürekli yaptırım uygulayan ABD’nin bölgeyi İran’a bırakması çok yüksek sesle dillendiriliyor. Bu nedenle bölgede Rusya’nın daha fazla güçleneceği ön görülüyor. Rusya Suriye’yi çok iyi bilen ve bölgede politikayı iyi analiz eden bir güç. Yeri gelince Şam ile yeri gelince Afrin’de olduğu gibi, Türkiye ile politikalar yürütüyor. Bu doğrultuda Rusya’nın ileride atacağı adımlar çok önemli. Kürtlerin durumu ise Trump’ın açıklamalarından sonra daha da karmaşık bir hal aldı.
Öte yandan Trump’ın açıklamalarından bu yana dediğiniz gibi çekilmenin pekte olmadığı, durumun eskisi gibi iyi veya kötü devam ettiği görülüyor. ABD kamuoyunun ABD kongresinin hem Demokratların hem Cumhuriyetçilerin, ABD basının ABD düşünce kuruluşlarının Kürtleri sahiplendiğini ve Trump’a büyük baskı yaptığını zaten herkes görüyor. Dün de Cumhuriyetçi Senatör John Kennedy’ın bir taslak önerisi oldu, ‘Suriye Kürtlerine saldırılardan korunması için silah kullanım yetkisi verileceği’ bir tasarı hazırladı. ABD Başkanı Trump’da bunu İlham Amed’e söyledi. Burada CNN’den tutun uluslararası basın Kürtlere önem veriyor, Kürtlerin ne düşündüğünü duyurmaya çalışıyor. Sanıyorum dünkü tasarıda da Kürtler açısından önemli gelişmeler olacak bunun bekleyişi var kamuoyunda…
Önümüzdeki günlerde daha sürpriz görüşmeler de olabilir.
“Menbiç önümüzdeki günlerde bu tarz saldırılara maruz kalabilir”
Menbiç’te ve Haseke’de ABD’ye yönelik gerçekleşen saldırılar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu saldırıların ABD Başkanı Trump’ın Suriye’den çekiliyoruz açıklamalarından sonra yeniden güç bulan IŞİD gibi örgütlerin toparlanmaya çalıştıkları olarak, değerlendirebiliriz. Öncelikle Menbiç’teki patlamada dört Amerikalı’nın hayatının kaybetmesi, saldırının gücünü gösterdi zaten. Yine oradaki yerel yetkililerin dediğine göre bu gruplar hem IŞİD’in uyuyan hücreleri hem de Türkiye’ye yakın grupların oluşturduğu uyuyan hücrelerin faaliyetleri olarak da düşünebiliriz. Dün de, Menbiç’in dışında bir patlama meydana geldi. Öyle görünüyor ki, Menbiç kenti önümüzdeki günlerde de saldırılara maruz kalabilir. Çünkü etnik yapısı ve stratejik konumu olarak önemli bir bölge. Menbiç, SDG’nin kontrolü ettiği ayrıca Suriye hükümetinin kontrol ettiği ve Türkiye’nin de kontrol ettiği bir bölge yani bulunduğu jeo-politik konum itibariyle, SDG’nin, hem ABD’nin başını çektiği güçlerin hem de Suriye hükümetinin ortak faaliyetlerinin bulunduğu bir bölge, bu tarz saldırılarına maruz kalmasının nedeni birçok kontrolün olması… Röportaj: Ceren Bozkurt | Çiğdem Ay – İznews