SMO’nun esir aldığı YPJ komutanına ilişkin acil yardım çağrısı

SMO'nun esir aldığı YPJ komutanına ilişkin acil yardım çağrısı

BasNews – Star Kongresi, 21 Ekim’de Eyn İsa’nın Mişrefa köyünde SMO ile yaşanan çatışmada yaralı bir şekilde esir düşen kadın savaçının Çiçek Kobanê olduğunu açıkladı.,

Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) kurduğu Suriye Milli Ordusu’nun 21 Ekim’de yaralı bir şekilde bir kadın savaşçıyı esir aldığı görüntülerin sosyal meyada yayılması üzerine YPG’nin kadın kolu YPJ’den bir açıklama yayımlandı. Açıklamada esir alınan kadın savaçının isminin Çiçek Kobanê olduğu kaydedildi.

YPJ Genel Komutanlığı, “Arkadaşımızın hayatı tehlikede. Çetelerin paylaştığı görüntüler bütün gerçekleri açıkça gözler önüne seriyor. Bu kirli uygulamalar ABD, Rusya ve Türk devleti arasında yapılan anlaşma ve politikaların sonucudur” dendi.

YPJ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“İşgalci Türk ordusu 21 Ekim saat 21.00’da Eyn Îsa’ya bağlı Mişrefa köyüne saldırdı. Saldırıya karşılık veren güçlerimizle çeteler arasında yaşanan çatışmada yoldaşımız Çîçek Kobanê ayağından yaralanarak, yaralı bir şekilde Erdoğan çetelerine esir düştü.”

Sosyal medyada yayılan görüntülerde Eyn İsa’da yaralı bir şekilde esir aldıkları YPJ’li savaçıya Arapça  “Seninle işimizi gördükten sonra başını keseceğiz” ve “Biji Kobani öyle mi?” sözleriyle aşağlayıcı sözler ve kötü muamele yaptıkları görülüyor.

Öte yandan Rojava’daki Star Kongresi  yaptığı   açıklamada Çiçek Kobanê’nin hayatından endişe duyduklarını belirterek, uluslarası toplum, insan hakları, sivil ve kadın örgütlerine yaşanan insani drama karşı sessiz kalmamaları çağrısında bulundular.

Mutlu Civiroglu

@mutludc

YPJ General Command Statement on the ‘Capture and Inhuman Treatment of YPJ fighter Çîçek Kobanê’
“Our injured comrade’s life is in the great danger. This is obvious from the brutal videos which have been spread by the jihadist gangs completely openly before the eyes of the world

Resmi Twitter'da görüntüleResmi Twitter'da görüntüleResmi Twitter'da görüntüleResmi Twitter'da görüntüle

Mutlu Civiroglu

@mutludc

This was the video shared by these group yesterday

Yerleştirilmiş video

12 Ekim tarihinde Suriye Gelecek Partisi Sekreteri Rojavalı Kürt siyasetçi Hevrin Xelef, Qamişlo uluslararası kara yolu üzerinde, Til Temir ile Eyn İsa mevikinde hareket eden konvoyun saldırıya uğraması sonucu hayatını kaybetti.

Sosyal medyada Xelef’in öldüğü olaya ait görüntüler paylaşılmıştı. Görüntülerde Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu mensuplarının Xelef ve diğer bazı kişileri infaz ettiği görülüyordu.

http://www.basnews.com/index.php/tr/news/kurdistan/556512?__cf_chl_jschl_tk__=1cb6e0ee80c166f17b656eb3020d20e48bb1c3b9-1587920880-0-AWSFUeVZO0p6ALGJYRyK0PKtFz_bjHsvE7y1HbDRMrb60QnOYNVXoKsn3aGEX_FM1rL3gLY0hUrFFxB8mKDkkH_zX5W5dy8Xk0XWK_dF2GPksSEVyGBHaFYKFLsbPZfiDoOVApQ9H5534q3ph_GHyBayqx56aHze3XqgPRsVSjxhf7DEzfTzQtUE2NQPCgteQuVDgEam0qtMioL5e3jagDEc1Fd-5Mhn0ZbgPC0eM1gM40Z0_Q6uSN4A13ZE2HSkQoRrmS-hr15sShfcV-RxmhdOAZ4166iE0CmLzRNMwAvDFhmWoouUJYxZQ7yLfg_rzg

Civiroğlu: Trump Güvenli Bölge Mutabakatını Boşa Düşürdü

ABD’de yaşayan gazeteci Mutlu Civiroğlu, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik olası operasyonuna ilişkin bianet’e konuştu. Civiroğlu, “Amerikan kamuoyu tepkili ve öfkeli, Trump’ın bu kararından vazgeçmesini istiyor” dedi.

Manşet fotoğrafı: Anadolu Ajansı

 

ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasında Türkiye saati ile pazar akşamı gerçekleşen telefon konuşmasının ardından Beyaz Saray’dan “Türkiye kısa bir süre içinde Suriye’nin kuzeyine uzun zamandır planladığı operasyonu başlatacak. ABD Silahlı Kuvvetleri bu operasyonu desteklemeyecek ya da bir parçası olmayacak. ‘Halifeliği’ yenen ABD güçleri artık bölgede bulunmayacak” açıklaması yapıldı.

Beyaz Saray açıklamasının ardından bu kez Erdoğan kuzey Suriye’ye operasyonun her an başlayabileceğini duyurdu.

Türkiye ve dünya kamuoyunun iki gündür tartıştığı Suriye operasyonu açıklamalarının ABD’de kamuoyunda nasıl karşılık bulduğu ve Trump’ın açıklamalarının arka planını Amerika’da yaşayan gazeteci Mutlu Civiroğlu bianet’e değerlendirdi.

Civiroğlu, Beyaz Saray’dan yapılan açıklamanın sadece Trump’ın kararı olduğunu ve Amerikan siyasetinin bütününün bir kararı olarak okunamayacağını söyledi.

“Amerikan Başkanı Trump ile Türkiye Başkanı Erdoğan’ın anlaştığı görülüyor” diyen Civiroğlu’nun değerlendirmeleri şöyle:

“Washington’ın Pentagon’un, Dışişleri Bakanlığı’nın ve Amerikan kamuoyunun anlamaya çalıştığı bir durum söz konusu. Ortada bir mutabakat olduğu konusunda kesin bir bilgi yok, çünkü bir karmaşıklık söz konusu. Erdoğan ile Trump arasındaki telefon görüşmesinin ardından bir açıklama yapılıyor.

“Kararı Amerikan yönetiminin üzerine çalışılmış ve anlaşarak aldığı bir karar olarak düşünmek yanıltıcı olur. Şunun altını çizmek gerekiyor: Bu karar, Trump’ın kararıdır. Amerikan hükümetinin kararı değildir. Daha önce Ağustos ayında yapılan güvenli bölge mutabakatı, Amerikan Hükümetinin uyguladığı bir siyasetti.

“Türkiye’nin tek taraflı adımlarını engellemek içindi”

“Güvenli bölge mutabakatı Amerikan Devletinin, Türkiye’nin tek taraflı adımını engellemek, Suriye’de istikrarsızlığı sebep olabilecek durumların önüne geçmek için bir çabasıydı. Ama Trump’ın yaptığı bu açıklama o çabaları boşa düşürdü. Çünkü Amerikan Hükümeti hem Pentagon hem Amerika’nın başını çektiği koalisyon, Suriye’de bir güvenlik mekanizması oluşturmak, Türkiye’nin tek taraflı adımlarının önüne geçmek ve ortak hareket etmek için uğraşıyordu. Ama dün (6 Ekim) geceki açıklama Amerikan Devleti’nin bu siyasetini bir nevi sonlandırmak anlamına geliyor.

“Amerika’nın yeşil ışık yaktığı yorumu yanıltıcı”

“Öte yandan Pentagon’un açıklamasında tek taraflı adımlardan kaçınılması gerektiği ifade ediliyor. Yani Amerikan yönetimi içinde bir bütünlük yok. Amerikan yönetiminin oluşturan kurumların hemfikir olmadığı çok rahatlıkla görülüyor. Bu nedenle kararı, Amerikan’ın yeşil ışık yakması olarak yorumlamak yanıltıcı olabilir. Zaten Amerikan medyası da ‘Trump’ın yeşil ışığı’, ‘Trump’ın Erdoğan ile anlaşması’ olarak yorumluyor. Yani hep Trump’ı ön plana çıkaran manşetler atılıyor.

“Çünkü Amerikan kamuoyunun büyük çoğunluğu; ABD Kongresi, Pentagon, Dışişleri Bakanlığı, Düşünce Kuruluşları bu kararın yanlış olduğunu ve Kürtlerin müttefikleri olduğu, büyük bedeller ödediği ve bölgesel güçlerin insafına bırakılmaması gerektiği konusunda hemfikirler. Ayrıca bu kararın sadece Türkiye’ye değil, İran ve Rusya’ya aynı zamanda IŞİD’e yaradığı hem Cumhuriyetçi Parti içerisinde, hem demokratlar tarafından dillendiriliyor.

“Kamuoyu Trump’ın kararından vazgeçmesini istiyor”

“Amerikan kamuoyu tepkili ve öfkeli, Trump’ın bu kararından vazgeçmesini istiyor. Hem Trump’a yakın kişiler hem de muhalefet hem Suriye ve Kürt konusu uzmanları, aynı zamanda ana akım medya, bu karardan vazgeçilmesi gerektiğini dile getiriyor. Amerikan Hükümeti, kamuoyu ve medyası bu karara karşı ve bunu değiştirmeye çalışıyor.

“Zaten Trump’ın ‘Türkiye sınırı aşarsa bunu kabul etmem’ yönündeki açıklaması da gelen tepkileri dindirmek için yaptığı açıklama olarak görülebilir. Kamuoyunda, kararın Amerikan diplomasisine, bürokrasisine, Pentagon’a danışılmadan alındığı ve Amerikan çıkarlarına hizmet etmediği, IŞİD’in geri dönüşüne zemin hazırlayabileceği için Trump’a kararına çok büyük bir tepki var.

“Trump müttefiklerine kızgın”

“Beyaz Saray açıklamasının ikinci bölümünde IŞİD’li tutuklulara vurgu yapılıyor. Trump, o açıklamasında müttefiklerine olan kızgınlığını ifade ediyor. Trump’ı iyi okuyanlar bu kararın biraz da müttefiklerini cezalandırmak, “Ne haliniz varsa görün” olarak okuyabiliyorlar. Fransa, Almanya ve diğer batılı müttefiklere bir kızgınlık var. “Siz sorumluğu almadınız, yük hep Amerika’nın üzerindeydi, alın bundan sonra yük sizin üzerinizde kalsın.” Burada Trump’ı bu şekilde Amerika’yı bir külfetten kurtardığını düşünüyor.

“IŞİD’lilerin tekrar eylemlere başlama riski var”

“Ulusal kamuoyu için büyük bir risk var. IŞİD’lilerin kaçması firar etmesi tekrar eylemlere başlaması gibi bir risk var. Bu operasyon çok ciddi sorunlar doğurabilir. Hava sahasının şu an için kapalı olduğu belirtiliyor. Fakat bunu varsayım üzerine söylüyoruz. Çünkü bu, hükümetin aldığı bir karar olmadığı için ortada net bir durum yok. Örneğin Pentagon, ‘Türkiye tek taraflı adım atmamalı, bunun sonuçları kötü olur’ diye uyarıda bulunuyor. Türkiye’yi bilgi paylaşımdan çıkarıyor.

“Afrin operasyonunda görüldüğü gibi hava saldırısı ve drone teknolojisi olmadan ilerlemek kolay olmayacak. Afrin gibi bir bölgede bile yaklaşık iki ay sürdü. Şu anda Demokratik Suriye Güçleri’nin kontrol ettiği bölge çok daha geniş, yani hava desteği olmadan Türkiye açısından çok zor olacaktır.” (RT)

https://m.bianet.org/bianet/siyaset/214122-civiroglu-trump-guvenli-bolge-mutabakatini-bosa-dusurdu

İŞİD-in azərbaycanlı gəlinləri


Suriyanın İslam Dövləti qrupunun nəzarətindəki son istehkamından evakuasiya edilən insanların çoxunun qrupun döyüşçüləri ilə qohumluğu var. Suriyada ekstremist yaraqlıların dul qalmış arvadları və uşaqları xaricilər üçün xüsusi düşərgədə saxlanılır.

Amerikanın Səsinin bu yaxınlarda Suriyanın Əl-Hol düşərgəsinə baş çəkən müxbiri Mutlu Çiviroğlu oradakı qadınların vəziyyəti ilə tanış olub.

O düşərgədə heç də hər kəs bu işə könüllü, ürəkdən, ixtifar hissi ilə qatılmayıb.
Mutlu Civiroğlu

O, düşərgədə qeyri-insani durumun, çirkablıq və qeyri-sanitariyanın hökm sürdüyünü deyib. Uşaqların vəziyyətini açınacaqlı adlandıran Çiviroğlu hökumətləri onları qəbul etməyə çağırıb. Müxbir qadınların, xüsusilə Avropa ölkələrindən gələn qadınların hökumətlərinin onları qəbul etmək istədiyini bildirib.

Adının Ayişə olduğunu deyən azərbaycanlı qadın həyat yoldaşı ilə birgə Suriyaya getdiyini deyib. Həyat yoldaşının Kobanyada öldürülməsindən sonra bu düşərgəyə sığınan Ayişə düşərgədə yaşanan çətinlikləri haqda da danışıb.

Anasının xristian, atasının şiə olduğunu deyən digər bir azərbaycanlı qadın anasının onu qəbul etmək istəmədiyini bildirib.

Mutlu Civiroğlu iki həftə öncə 14 yaşlı azərbaycanlı qızın nənəsinin də iştirakı ilə boğularaq öldürüldüyünü deyib. Qızın günahı isə başını örtmək istəməməsi olub.

Ərləri döyüşdə öldürülmüş yüzlərlə qadın düşərgələrdə uşaqları ilə birlikdə yaşayır.
Ərləri döyüşdə öldürülmüş yüzlərlə qadın düşərgələrdə uşaqları ilə birlikdə yaşayır.

Digər qadınlar da vətən həsrəti ilə yaşayır. Tacikistandan olan br qadın oğlunun çəkdiyi ümid dolu rəsmlərini göstərərək, göz yaşlarını saxlaya bilməyib.

Suriya və İraqda həyat yoldaşları İŞİD-ə xidmət edən bəzi qadınlar ölüm hökmlərinə məhkum edilib. İraqda valideynlərinin terrorçular tərəfindən öldürülən uşaqların taleyi narahatlıq mövzusudur.

Məhkəmənin qərarı ilə edam edilən qadınların övladlarının taleyi bəlli deyil.

Lakin yardım təşkilatları düşərgələrdə həyatın kritik vəziyyətdə olduğunu və fövqəladə vəziyyətdən çıxmaq üçün zaman tələb olunduğunu deyir.

https://www.amerikaninsesi.org/a/mutlu-suriya-azerbaycan/5032836.html

 

Why Turkey is building a wall around Syria’s Afrin

Last month, Turkey quietly began building a wall around the northeastern Syrian Kurdish enclave of Afrin, which it has occupied since early 2018. Amid increased attacks on its soldiers and Syrian militiamen proxies in the enclave, one purpose of the wall is to provide additional security.

Yet there are fears the wall could be a major step by Turkey to annex Afrin and prevent the return of the tens of thousands of Kurds who had to leave their homes there as a result of the Turkish invasion.

“Sources on the ground in Afrin see this as another step of Turkey’s annexation of Afrin into its own borders,” said Mutlu Çiviroğlu, a Syria and Kurdish affairs analyst. “Since last year Afrin has been controlled by Turkey and its Syrian proxies. The civilian affairs are run by Turkey’s Hatay Governorate.”

Çiviroğlu also pointed out that the wall cuts Afrin off from the rest of Syria, in particular areas around the nearby city of Tal Rifaat, where well over 100,000 of Afrin’s displaced are currently living. This may indicate that one of Turkey’s primary aims is to prevent these Kurds from returning and reclaiming their homes.

“Locals are worried that this wall is another step by Turkey to annex Afrin,” he said. “At the same time they expect the Syrian government to give a tougher reaction, but so far we haven’t seen that.”

Çiviroğlu also pointed out that “some other sources say that this wall is designed to prevent the increased number of Afrin Liberation Forces (HRE) attacks, which have recently afflicted serious losses on Turkish soldiers and Turkish-backed forces in Afrin.”

The HRE – the Afrin branch of the Syrian Kurdish People’s Protection Units (YPG) – has targeted Turkish troops and Turkish-backed forces in both Afrin and the town of Azaz, which is part of the Syrian territories Turkey captured from Islamic State (ISIS) in its 2016-17 Euphrates Shield operation. Ankara invariably responds to these attacks by firing artillery at alleged HRE targets in the Tal Rifaat area.

Professor Joshua Landis, head of the Middle East Studies Department at the University of Oklahoma, said Turkey’s wall serves several purposes.

“The cement wall around Afrin represents a visual reminder of Turkish control,” he said. “It is meant to indicate to both inhabitants of Afrin and the world that the border is permanent; Ankara is serious about staying in north Syria. On a more practical level, the wall provides security against insurgents and those who seek to return Afrin to Kurdish control and expel the Turks and Arab militias.”

Notably, the Syrian and Russian governments have not severely criticised Turkey for this action, indicating there is some acquiescence on their part.

“There is a perception among the Syrian Kurds, activists and journalists, that Russia is trying to appease Turkey on this matter so the deal to sell Ankara S-400 missiles is finalised and Moscow gets what it wants in Syria’s Idlib province,” said Çiviroğlu.

At an April 29 press conference, Russian Foreign Minister Sergei Lavrov said he was unaware of the project.

“To be honest, I have never heard anything about a wall around Afrin,” he said. “But I proceed from the fact that the Turkish leadership was adamant in confirming a number of times that Turkey’s anti-terrorist activities in Syrian territory are temporary.”

Syrian Deputy Foreign Minister Faisal Mikdad recently reaffirmed Damascus’s opposition to Turkey’s military presence in Syria and reiterated the government’s determination “to liberate every inch of Syrian territory”, but did not mention the new wall in Afrin.

“The Syrian and Russian governments have been silent about this latest Turkish provocation because they are busy pushing north from Hama against HTS and Turkish control in the Idlib enclave,” Landis said, referring to the jihadist group Hayat Tahrir al-Sham, which controls parts of the northern Syrian province.

He pointed out that there have been suggestions “that Turkey and Russia have come to an agreement in which Turkey will be allowed to extend its control over the north Aleppo in exchange for Syria extending its control over Idlib.”

“While the Turks push south against the Kurds, the Syrians will push north against Arab rebels,” said Landis.

Landis concluded by pointing out that there is some possibility that Damascus “may also be reluctant to stand up for the Kurds in north Aleppo province as a form of revenge against the Kurds of Rojava [Syrian Kurdistan] who have asked for a permanent American presence in northeast Syria.”

Güney Yıldız, a non-resident scholar at the Middle East Institute, thinks the walls main purpose has more to do with security than any long-term Turkish plan to annex the enclave or permanently alter its demographics.

“I think the primary purpose of the wall is to prevent the ongoing YPG – or HRE as the YPG in Afrin calls them – attacks in Afrin,” Yıldız said. “The attacks have increased in the last few weeks and Kurdish officials indicate that they will intensify their attacks during the summer.”

“Cementing demographic changes or annexing Afrin to the Turkish territory doesn’t necessarily require constructing a wall,” he said. “Having said that, I believe that Afrin will be the last place Turkey will withdraw from in Syria.”

Yıldız noted that Turkish officials value the country’s continued occupation of Afrin more than its occupation of the other, much larger, northwestern territories Turkey captured from the Islamic State in the aforementioned Euphrates Shield operation.

“For Turkish officials, agreeing to give back Al-Bab, Jarablus or Azaz or working with Russia to return Idlib back to the regime control is more preferable than ceding control in Afrin,” Yıldız said. “Turkey wants to keep the Kurds as far away from the Mediterranean as possible.”

https://ahvalnews.com/syrian-war/why-turkey-building-wall-around-syrias-afrin