Mutlu Çiviroğlu: ABD, tarihindeki en önemli seçime hazırlanıyor

Ruken Hatun Turhallı
BasNews – ABD’nin 3 Kasım 2020 seçimleri dünya siyasetini etkilemesi bakımından bütün kesimler tarafından ilgiyle takip ediliyor.
Seçimlerde, Demokratların adayı Joe Biden’ın mı yoksa mevcut Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump’ın mı seçileceği konusu ABD’nin iç ve dış siyasetinin şekillenmesi bakımından önemini koruyor.
Kürtler de ABD siyasetinin doğuracağı etkilerinden en fazla etkilenen halk olma bakımından bu seçime odaklanmış durumda. Donald Trump’ın Irak ve Suriye politikasızlığı nedeniyle Kürdistan Bölgesi ve Rojava Kürdistanı oldukça olumsuz etkileri oldu. Bu nedenle Kürtler çok ağır bedeller ödemek zorunda kaldı.
VOA’dan deneyimli gazeteci ve analizci Mutlu Çiviroğlu ile 8 Kasım 2016 yılı seçimlerinin 3 Kasım 2020 seçimlerinden farkını, adayların başarma şansını, ABD kamuoyunun beklentilerini, ABD seçimlerinin dünya, Ortadoğu ve Kürtlere etkisini konuştuk.
ABD’deki 3 Kasım 2016 seçimleri ile 3 Kasım 2020 seçimleri arasında ne gibi benzer ve farklı durumlar söz konusu?
8 Kasım 2016 seçimlerinde ABD tarihinde ilk kez bir kadın başkan adayı oldu. Bu seçimde ikinci defa bir kadın başkan yardımcı adayı olacak. Yine ilk kez hem siyahi hem göçmen olan birisi başkan yardımcısı adayı oluyor. Bunların dışında ABD’deki birçok siyasi gözlemciye göre bu seçim ABD tarihindeki en önemli seçimlerden birisi olacak. Çünkü buradaki en önemli husus Başkan Trump ve ekibi devam edecek mi, etmeyecek mi? Yine adayların her ikisi de ileri yaşta insanlar. Hem Trump’ın hem de Biden’in yaşları epey ileride. Dolayısıyla seçilecek başkan ABD tarihindeki en yaşlı başkanı olacak.

“ABD’de seçimler konusunda anket şirketleri de dahil uzman analistler temkinli yorumlarda bulunuyorlar”
8 Kasım 2016 seçimlerinde Trump bütün anketlerin aksine başkan seçildi. Son ana kadar Hillary Clinton’un seçileceğine kesin gözüyle bakılıyordu. Ama sonuç herkesi yanılttı. Şimdiki anketlerde de her ne kadar Biden önde görünüyorsa da netleşmiş hiçbir şey yok. Anket şirketleri de dahil uzman analistler temkinli yorumlarda bulunuyorlar. Adeta sütten dili yanan, yoğurdu üfleyerek yer misali. 2016’da sütten dili yananların sayısı epeydi. Şu an genel anlamda ele aldığımızda bir belirsizliğin söz konusu olduğunu söyleyebilirim.
“Yapılan anketlerin büyük çoğunluğunda Biden yüzde 5 ile 10 arasında değişen bir farkla önde görülüyor”
Yapılan anketlerin büyük çoğunluğunda Biden önde görülüyor. Yüzde 5 ile 10 arasında değişen bir fark olduğu belirtiliyor. Ama işte ABD seçim sisteminin çoğunlukla hiçbir alakası olmadığı için oy sayısı ne kadar fazla olursa olsun kazandığın delege sayısı eksik olduğunda seçimi kaybediyorsun. Yakın seçimde Hillary Clinton, Trump’tan çok fazla oy aldı ama kazanan delege sayısı az olduğu için başkanlığı kaybetti. Ve ABD’de var olan eyaletlerde kırmızı eyaletler Cumhuriyetçileri simgelerken, mavi Demokratları simgeliyor.
“ABD seçimlerinde pembe eyaletler sonucu belirliyor”
Seçim savaş alanı olarak kabul edilen 10 civarındaki pembe eyalet ise ABD’deki seçim sonuçlarını belirliyorlar. Bu pembe eyaletler içerisinde en belirleyici olanı da Florida eyaleti. ABD seçim sistemindeki diğer önemli bir fark, diyelim ki siz herhangi bir eyalette tek bir oyla farkla bile kazandıysanız oradaki bütün delegeleri siz kazanmış oluyorsunuz. Örneğin; Florida’daki delege sayısı 29’sa ve siz Florida’da tek bir oyla farkla kazandıysanız, 29 delege sandalyesinin hepsini siz kazanmış sayılıyorsunuz. ABD seçim siteminin bütün dünya ülkelerinden böylesine farklı ilginç bir sistemi var yani. İşte bu nedenle her ne kadar genel seçim istatistiğinde Biden önde görülüyorsa da bu eyalet delege seçim sistemi nedeniyle yarışı kimin kazanacağını şimdiden bilmek mümkün değil.
“Şu ana kadar 56 milyondan fazla insan mektup yoluyla oylarını kullanmış durumda”
Ayrıca ilk kez uzaktan seçim sistemi ya da mektupla oy kullanma yöntemiyle şu ana kadar 56 milyondan fazla insan oylarını kullanmış durumda. ABD tarihinde görülmemiş bir şekilde bu kadar erken ve yüksek katılım oldu demek abartılı olmaz. Çünkü halen seçimlere yaklaşık 8 gün kalmış olmasına rağmen 56 milyon insan posta yoluyla oylarını kullandılar. Yani insanlar 3 Kasım seçim gününü beklemek istemediler.
ABD anket şirketlerinin yaptığı çalışmalara göre, pembe eyaletlerde kim daha fazla önde görünüyor?
Pembe eyaletlerde yapılan anketlere göre Biden’in önde olduğu görülüyor. Özellikle Florida’da Biden’in önde olduğu belirtiliyor. Ama bilindiği gibi bütün anket şirketleri belirli bir yanılma payı bırakırlar. Ama yanılma paylarına rağmen pembe eyaletlerin hemen hemen büyük çoğunluğunda Biden’in önde gittiği görülmekte. Ama işte biraz öncede belirttiğim gibi, 2016 seçimlerinde anketlere göre Clinton pembe eyaletlerin çoğunda öndeydi ama bazı eyaletlerde son anda Trump çok küçük farklarla kazandı ve o eyaletlerin bütün delegelerini almıştı.
ABD'de başkanlık tartışması anketi: Trump, Biden'ı yenecek! - Son dakika  dünya haberleri
ABD’deki 2016 seçimlerine dışarıdan müdahalenin olduğu ve etki edildiği yönünde çokça spekülatif haber yapıldı. Gerçeklik payı var mı? Gerçekten müdahale edile bilinecek bir sistem mi?
Seçimlere dışarıdan müdahale etme imkanı olur mu bilemem ama her ihtimale karşı Amerikan kamuoyunun bu tür ihtimallere karşı çok temkinli hareket ettiği belirgin bir şekilde görülüyor. Birkaç gün önce İranlı bazı hackerlerin bazı girişimlerinin olduğu söylendi. Fakat bütün bunlar karşısında belli bir duyarlılık, tedbir alma ve önüne geçme yaklaşımlarının olduğu net bir şekilde görülmekte. Bunun haricinde genel anlamda hem halk nezdinde hem de sosyal medya bazın da seçimlere katılım konusunda bir teşvik etme kampanyası mevcut. Örneğin Twitter, Facebook, Tik tok vb. sosyal medya kurumları bile insanları seçimlere katılım konusunda teşvik etmek için özel çaba sarf ediyorlar. Özellikle yalan – yanlış ve spekülatif haberlerin yayılmaması için çok ciddi önlemler alınmış durumda.
Trump ya da Biden’in kazanması halinde Ortadoğu siyasetlerinde ne gibi farklılıklar görülecektir?
Trump’ın kazanması halinde mevcut süregelen siyasetin devam edeceğini bekleyebiliriz. Fakat Biden’in kazanması halinde, Obama’nın başkanlığı dönemindeki siyaset ya da ABD’nin klasik Ortadoğu siyasetine dönüşünün olması ihtimali bulunmakta.
Trump yürüttüğü siyasetle ABD’yi yeniden ulusallaştırmaya çalışıyor. Global dünyadan çekilerek Amerika’nın kaynaklarını Amerika içerisinde ve Amerika halkına kullanmayı esas alıyor. Trump’ın bu siyaseti ABD’nin global rolü ile çelişkili ve çatışmalı bir durum yaratıyordu. Oysa Biden kazandığı taktirde, ABD’nin uzun dönem yürüttüğü global siyasete dönüş tekrarlanacaktır. Yani 2’inci Dünya Savaşı’ndan sonraki dünyanın büyük abisi rolüne tekrar geri dönüleceği bekleniyor Biden’le beraber. Dolayısıyla bu siyasi yaklaşım NATO, Avrupa Dünyası, Birleşmiş Milletler vb. yerlerde yine eskisi gibi öne çıkan rolünü oynaması bekleniyor.
 “Trump’ın seçilmesi halinde Erdoğan üzerinden yürüyen siyasal ilişki Türkiye açısından devam edecek”
Trump’ın tekrardan seçilmesi halinde, Trump ile Erdoğan üzerinden yürüyen siyasal ilişki Türkiye açısından devam edecek. Yani farklı bir beklentide olmak güç. Ama Biden seçilirse, Biden’İn son dönemlerde Erdoğan’a yönelik açıklamaları ve eleştirileri temelinde, yine Trump’ın geçen sene Rojava Kürdistanı’ndan çekilmeye yönelik aldığı kararlara ilişkin Biden’ın açıklamaları var ve bu açıklamalar temelinde hareket etmesi bekleniyor.
“Biden genel anlamda Kürtleri iyi bilen ve tanıyan bir siyasetçi “
Biden genel anlamda Kürtleri iyi bilen ve tanıyan bir siyasetçi. Yine senatör olduğu dönemlerde Irak’ın 3’e bölünmesini savunan birisiydi. Aynı şekilde Suriye siyasetinde Rojava Kürdistanı’nda Kürtlere karşı yapılanları haksızlık olarak gören bir tavra sahipti. Bu nedenle Biden’in seçilmesi halinde Kürtler açısından bazı beklentilerin doğacağı yönünde yaklaşımlar söz konusu. Ama baştan beridir söylediğim gibi, seçimin kim tarafından kazanılacağını kestiremediğimiz için bu yönlü spekülatif değerlendirmelere girmek istemiyorum. Ama kısaca söylediğim gibi Trump seçilirse mevcut yürütülen siyasete devam edileceği, Biden seçilirse ABD’nin geleneksel siyasetine geri döneceği bekleniyor. Ortadoğu içinde bu böyle, Biden’ın seçilmesi halinde, geri çekilme yerine Ortadoğu’da ki gücünü geliştiren ve perçinleyen bir siyasete tekrardan dönülmesi düşünülüyor.
Önceki seçim süreçlerinde adaylar arasındaki yarışta, dünyanın farklı bölgelerine yönelik siyasi yaklaşımlar yansırdı. Bu seçimlerde bu yaklaşım görülmüyor gibi.  Amerikan kamuoyu açısından bu konuda bir netlik var mı?
Doğrusu ABD kamuoyunun gündeminde bu tür konular yok. Buradaki kamuoyu, dışarıdan bakıldığında sanki bütün dünya siyasetiyle ilgileniyormuş gibi algılanıyor ama öyle değil. Oysa Amerika halkının önceliği dünya siyaseti değil. Öncelikleri; örneğin sağlık sigortası, korona virüsten korunmak, işsizlik, ya da ABD sınırları dışına yönlendirilen iş gücünün tekrardan ABD’ye getirilmesi vb. sorunlar Amerikan kamuoyunu ilgilendiriyor. Dış siyaset sanıldığı kadar Amerikan toplumunun gündeminde değil.
“ABD’deki seçmen iç gündeme odaklı”
Bu seçimde bu daha fazla kendisini dayatmakta. Özellikle korona virüs salgınının en fazla ABD’yi vurması, son dönemlerde belirgin bir artış gösteren şiddet olayları, toplumsal gösteriler ve rahatsızlıklar, anayasa mahkemesine yeni bir yargıcın atanması gibi konular Amerikan halkının daha fazla ilgilendiği konular. Zaten mevcut ABD’deki Trump yönetiminin de yıllardır uğraştığı, Amerika halkını kendi kabuğuna çekme siyaseti ile ABD’nin uluslararası siyaseti zaten geriye çekilmişti.
“Trump’ın seçmen tabanı ABD’nin askerleri çekme kararından memnun”
Zaten Başkan Trump’ın açıklamalarını hatırlarsanız, Suriye’den askerleri çekme kararı alırken, neden biz Suriye çöllerinde kendi askerlerimizi bulunduruyoruz demişti. Neden bu kadar para harcıyoruz, bu kadar masraf yapıyoruz yaklaşımındaydı. Aynı mantıkla, Afganistan, ırak ve Almanya’ya da gösterildi. Oradan da askerler için çekilme kararı alındığında yaklaşım aynıydı. Zaten önceki seçim vaatlerinde, başkan olduğu taktirde dışarıda olan bütün askerleri evlerine getireceğini söylemişti ve bunu gerçekleştiriyor. Tabanı da bundan gayet memnun ve mutlu.
ABD’de 3 Kasım tarihinde gerçekleşecek seçimlerde, sonuçların hemen belirlenemeyeceği ve belli bir zamana sarkacağı söylentiler var. Böyle bir durumun yaşanması mümkün mü?
Tabi ki var. Şundan dolayı; ABD’nin birçok yerinde mektupla oy kullanılıyor. Yani 3 Kasım öncesi oy kullanabiliyorsunuz ama seçim tarihi dolmadan sayım işlemine başlayamıyorsunuz. Aynı şekilde oyların açılması ve sonuçların birbirine yakın olması halinde yurtdışından gelen oyların sayımlarının beklenmesi gerekiyor. O nedenle 3 Kasım gecesi hemen sonuçların netleşmeme ihtimali var. Ama diyelim ki bir adayın genel anlamda oy oranı ve delege sandalye sayısı diğerinden belirgin bir şekilde fazla ise zaten aynı gece durum netleşir ama değilse, dışarıdan gelen oylar ve yine sayılmamış diğer oylar netleşmeden belki öbür gün belki de 3 gün boyunca hiçbir aday kazandığını ilan edemeyebilir. Çünkü normal bir seçim ortamı ve yöntemi değil. Yani bugün seçim oluyor, siz gidip oy kullanıyorsunuz ve süre dolduktan sonra sayım başlıyor. Oysa bu seçim sisteminde en son mektuplar gelene kadar bekliyorsunuz ve sayım yönteminde de farklılık oluşuyor. Ama şu ana kadar seçim sistemi güvenliği konusunda ne kamuoyunda ne kurumlar bazında ciddi bir zafiyet olduğuna dair bir durum söz konusu değil.

https://www.basnews.com/tr/babat/643867
 

Turkish airstrike kills five civilians in Kurdistan Region of Iraq; Youth and Sport Authority in North and East Syria march to U.N. building in Zalin (Qamishli) condemning Turkish bombings

ZALIN (QAMISHLI), Syria / ŞÊLADIZÊ, Iraq – On Thursday, the Youth and Sports Authority of Gozarto (Jazira) Region organized a demonstration in Zalin (Qamishli) city denouncing the Turkish attacks on the areas of Shingal and Makhmour Refugee Camp in northern Iraq.

Several sports teams and a large gathering of people from all over Gozarto participated in the demonstration, as well as the Deputy Co-Chair of the Youth and Sports Authority, Sobhi Malki.

Under the slogan “In the spirit of revolutionary youth and resistance, we will destroy the occupation, we will win our struggle,” the demonstrators gathered at the 12 March Martyrs Stadium where a minute of silence was observed for martyrs, after which the demonstrators marched to the U.N. headquarters in Zalin chanting slogans denouncing the recent attacks by the Turkish military.

There, a speech was delivered by the Co-Chair of the Youth and Sports Authority, Amed Mammo, in which called on U.N. to force Turkey to cease its illegal bombing campaign in region.

On Friday, as the Turkish bombing campaign continued, a Turkish airstrike killed five civilians driving on a mountain road in Şêladizê in Duhok Province.

.

https://syriacpress.com/blog/2020/06/19/turkish-airstrike-kills-five-civilians-in-kurdistan-region-of-iraq-youth-and-sport-authority-in-north-and-east-syria-march-to-u-n-building-in-zalin-qamishli-condemning-turkish-bombings/

Son dakika – SDG ile anlaşan Suriye ordusu Menbiç’e girdi, sırada Kobani var

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik askerî harekâtının beşinci gününde Suriye ordusunun ana omurgasını YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile anlaştığı öğrenildi. Bu anlaşma kapsamında Suriye ordusunun Menbiç’e girdiği duyuruldu. Suriye ordusunun bu gece de Kobani’ye gireceği belirtiliyor.

Menbiç yerel kaynakları Suriye ordusunun çeşitli bölgelerden kente doğru ilerlemeye başladığını aktarıyor.

Menbiç’e giren Suriye ordusundan ilk görüntüler geldi.

Fırat Bölgesi Savunma Komitesi Eşbaşkanı İsmet Şêx Hesen de Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Suriye rejimi ile anlaştığını açıkladı. Hesen “Rusya ve Suriye rejimiyle anlaştık. Bugün akşama kadar gelmeleri gerekiyor” dedi.

Mezopotamya Ajansı‘nın haberine göre Hesen “Elimizden geleni yapıyoruz. Bütün devletlere çağrıda bulunduk; ancak bir şey yapmadılar. Kendi derdimize derman olacağız. Yaralarımızı kendimiz saracağız” diye konuştu.

Gazeteci Mutlu Çiviroğlu da Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Şam yönetimi ile SDG’nin Suriye sınırını birlikte koruması konusunda anlaşmaya vardığını yazdı. Çiviroğlu, anlaşmanın Afrin de dahil tüm bölgelerin özgürlüğüne kavuşturulmasını da içerdiğini belirtti.

North Press Agency’nin haberine göre Suriye rejiminin Fırat Bölgesi Başkan Yardımcısı Mohammed Shaheen, SDG ile anlaşan Suriye ordusunun bugün Kobani bölgesine girmeye hazırlandığını duyurdu.

Kobani’deki SDG yetkilisi, Suriye hükümetiyle birkaç saat içinde Kobani’ye girmek için bir anlaşma yaptıklarını söyledi.

Gazeteci Aylina Kılıç da bölgedeki bazı yerel kaynakların SDG ile anlaştığını ve Suriye ordusunun Kobani’ye gireceğini bildirdiğini yazdı. Kılıç, “Aynı zamanda Minbiç için de bu yönde bir anlaşma olduğu belirtiliyor. Dün akşam ABD ile Rusya’nın Minbiç’te görüştüğü iddia edilmişti” dedi.

Kılıç anlaşamaya Rusya’nın dahil olduğuna dair haberlerin bulunduğunu belirtti.

https://ahvalnews.com/tr/firatin-dogusu/son-dakika-sdg-ile-anlasan-suriye-ordusu-menbice-girdi-sirada-kobani-var

Local Officials: IS Women in Syria’s al-Hol Camp Pose Security Risk

Citing an escalation of violence by Islamic State-affiliated women, supervisors at the al-Hol camp in northeastern Syria are calling on the international community to find a solution for thousands of such women and children who are being held at the overcrowded refugee camp. VOA’s Mutlu Civiroglu reports from the al-Hol camp.

https://www.voanews.com/episode/local-officials-women-syrias-al-hol-camp-pose-security-risk-4047491

The distant dream of a secure safe zone in northern Syria

On January 13, U.S. President Donald Trump proposed, in an ambiguous tweet, the creation of a 20-mile safe zone in northern Syria.

Almost 10 days later there is still considerable confusion over what exactly it means and how it might be implemented. The Turkish government wants the area cleared of Syrian Kurdish forces, for instance, while Syrian Kurds oppose any Turkish role. And will it be primarily a Turkish venture, or might the United States spearhead its creation?

Ankara’s preferred safe zone is one that is free of the People’s Protection Units (YPG), Syrian Kurdish fighters that make up the bulk of the multi-ethnic Syrian Democratic Forces (SDF) that with U.S. help have largely defeated Islamic State (ISIS) in Syria. The Turkish government says the YPG is as an extension of the Kurdistan Workers’ Party (PKK) that has been fighting for Kurdish self-rule inside Turkey since 1984.

“The leaks about the buffer zone are unworkable,” Aaron Stein, director of the Middle East programme at the Foreign Policy Research Institute, told Ahval News. “This is going to be fraught and tenuous.”

“I have a hard time accepting why the SDF would choose the U.S. proposal over the [Syrian] regime alternative, and how Moscow could then blow all this up,” he said, referring to talks the Syrian Kurds began with Damascus following Trump’s Dec. 19 announcement he was pulling the U.S.’ 2,000 troops from Syria. The Kurds hope that by ceding their border regions with Turkey to Damascus they can prevent President Recep Tayyip Erdoğan’s threatened offensive.

Syrian Kurdish authorities have affirmed they will support the creation of a buffer zone if established and run by the United Nations or the U.S.-led coalition. But UN Secretary General Antonio Guterres said the UN had no plans to participate in the creation of such a safe zone.

The Kurds adamantly oppose any Turkish involvement in the safe zone.

“We really need a safe zone, but without Turkish fingers,” Salih Muslim, former co-leader of the political wing of the YPG, told Kurdistan 24. “We want a safe area with an air embargo. There must be no role for Turkey.”

Any safe zone that is 20-miles deep along the northern Syrian border would include all the major Kurdish cities in Syria.

“The problem with the buffer zone is that there is little information on how the U.S. expects to keep Turkey from attacking and destroying the SDF,” said Nicholas Heras, Middle East Security Fellow at the Center for a New American Security. “This is the heart of the matter because Turkey’s vision for the buffer zone is for the Turkish military to control the major Kurdish population centres in northeast Syria.”

“A large component of the SDF comes from these Kurdish areas, and it is to be expected that the SDF would fight Turkey, rather than be dismantled by it,” he said. “The buffer zone concept was supposed to achieve a deal between Turkey and the SDF that allows for power sharing in northeast Syria, as a way to prevent disastrous conflict between Turkey and the Syrian Kurds. Any plan to allow Turkey to control the Kurdish areas of northeast Syria will force the SDF into conflict with Turkey because the SDF is existentially threatened by Turkey.”

Heras said the SDF was trying to reach an agreement with Russia and Syrian President Bashar Assad to prevent Turkey seizing land in Syria.

Yaşar Yakış, a Turkish former foreign minister, believes the terms buffer/safe zone are vague.

“A safe zone as it is conceived by Turkey is difficult to set up in northeast Syria. Russia, Iran, the U.S. and many members of the international community will have to be persuaded for it,” Yakış said.

He said Turkey had no means of persuading the SDF to peacefully leave the area.

“However, it may dare to achieve it by using its military power, without persuasion,” Yakış suggested. “If Turkey succeeds in persuading the U.S., Washington has the means to force the YPG to establish a safe zone. But if this is going to be a safe zone with international legitimacy, it has to be sanctioned by a U.N. Security Council resolution, which means that the permanent members of the Security Council – Russia, China, France and the UK – also have to be persuaded.”

Turkey fears the creation of a safe zone similar to the one in northern Iraq after the 1991 Gulf War, which led to Iraqi Kurds achieving autonomy, he said.

“This will be considered a nightmare by Turkey, as it is vehemently opposed to the emergence of any type of Kurdish entity in the north of Syria,” Yakış said.

Mutlu Civiroglu, a Syria and Kurdish affairs analyst, said Trump’s tweet suggested a preference for protecting Syrian Kurds before mentioning the 20-mile safe zone.

“It’s not clear what it really means,” he said. “Assuming the buffer zone is something the U.S. is going to initiate to protect Kurds, that would be positive and would be accepted by Kurds and their allies.”

Russia could stymie the creation of such a zone though, Civiroglu said.

“Moscow can certainly undermine not only this safe zone, but also any development in Syria since it has the power,” he said. “Its move will depend on the details. Russia has the power and capability of preventing or shaping the steps taken by Turkey, the Syrian government and any other player.”

Mustafa Gurbuz, a non-resident fellow at the Arab Center in Washington, said the United States had engaged in dual discourse by promising Turkey a safe zone along its southern border on the one hand and promising Syrian Kurds protection from any potential Turkish attack on the other.

“YPG leaders will not retreat in a silent matter,” he said. “The YPG will exploit U.S.-Russia competition to prevent the Turkish safe zone and, in the case of Turkey-Russia agreement, may use its ties with the Assad regime. Thus, it’s a troubling case for Turkey.”

Paul Iddon

https://ahvalnews.com/buffer-zone/distant-dream-secure-safe-zone-northern-syria

Syria tensions ramp up as Assad eyes Afrin

Political tensions are mounting once again in Syria as Damascus prepared to send troops into Afrin, where the Turkish military has launched a large-scale operation against Kurdish militants, the People’s Protection Forces (YPG).

As news of the possible deal between Damascus and the Kurds broke, Turkish Foreign Minister Mevlut Çavuşoğlu warned that no one would stop Turkish troops should Syrian forces enter the enclave, in a barely veiled threat of confrontation. Turkey’s main share index fell on the news.

Turkey, the United States and Russia, as well as Syrian President Bashar Assad and the Kurds, are vying for control of northern Syria, ratcheting up tensions in a seven-year war, after the virtual defeat of Islamic State. The area, home to a mixture of Kurdish and Sunni Arab minorities, is strategically adjacent to Iraq and Turkey, with important oil resources.

Forces loyal to Syrian President Bashar Assad will enter Afrin in the coming hours after reaching an agreement with Kurdish forces, Syrian state media said. Syria woukd also re-establish a military presence along the border with Turkey, which has actively supported a range of armed groups intent on overthrowing Assad’s government, including the Free Syrian Army (FSA), deployed against the Kurds, it said

“If they (the Syrians) are entering to protect the YPG/PKK, nobody can stop the Turkish army,” Çavuşoğlu said at a news conference in Amman, Jordan.

FSA

Militants of the Turkish-backed FSA in Syria

Turkey has rejected any talk of Assad retaking the border, saying his government has courted and supported the Kurds against Turkey.

President Recep Tayyip Erdoğan ordered Turkish troops into Syria on Jan. 20, saying an operation was needed to cleanse the area of Kurdish militants allied with the Kurdistan Workers’ Party (PKK), which has fought a three-decade war for autonomy from Turkey at the cost of about 40,000 lives, most of them Kurdish.

Russia, however, is concerned about possible clashes between Turkish and Syrian troops should Syria’s army be deployed, and has approached Turkey to negotiate a possible deal, according to Timur Akhmetov, a journalist and researcher for the Russian International Affairs Council.

The deployment of Syrian troops would come just three days after U.S. Secretary of State Rex Tillerson visited Ankara and agreed with Turkey to set up working groups to deal with differences between the two NATO allies over Syria. Washington has opposed the Turkish incursion, saying it threatens to de-stablise Syria further and hurt the fight against Islamic State (ISIS) — the Kurds are the most powerful allies as the West does battle with the group.

Russian President Vladimir Putin is now “pushing the Assad piece forward” after Ankara and Washington reached the agreement to patch up their relationship, Tim Ash, senior emerging markets strategist at BlueBay Asset Management in London, said on Monday.

Moscow, which has benefited from a closer relationship with Ankara as ties with the U.S. frayed, could now close Syrian airspace to Turkish jets, leaving Turkish troops exposed on the ground, Ash said.

Turkey has broken international law by occupying Afrin after it realised its support for Islamist terrorists flowing across the border from Turkey failed, Bouthaina Shaaban, an aide to Assad, said on Monday, according to Turkish news website Gazete Duvar.

Mutlu Civiroglu, an expert on Kurdish affairs, said the deal between Damascus and the Kurds isn’t done, though may be signed in the coming hours.

Turkey’s main BIST-100 share index fell 0.2 percent to 116,330 points at 3:04 p.m. in Istanbul, reversing earlier gains.

Mark Bentley

https://ahvalnews.com/syria-turkey/syria-tensions-ramp-assad-eyes-afrin

C-SPAN. C-SPAN3. Turkey’s Response to Islamic Militants

Turkey’s Response to Islamic Militants

hosted a discussion on Turkey’s response to ISIL* militants in the Middle East region and ongoing U.S. strikes against targets in Syria.

“Turkey: ISIS and the Middle East” was a program of Georgetown University’s Institute of Turkish Studies, co-sponsored by the Middle East Institute.

*The Islamic State of Iraq and Syria (ISIS), also known as the Islamic State in Iraq and the Levant (ISIL), is a militant group that has called itself the Islamic State.

https://www.c-span.org/video/?321686-1/discussion-turkeys-response-isis#