Countdown to 2nd Kurdish Conference in Washington, DC

Was_Konf

The New Kurdish Reality in the Middle East: Perils, Prospects and Possibilities

Peoples’ Democratic Party (HDP) Representative Office in Washington, DC

Friday, September 26, 2014, 8:00 a.m. – 5:00 p.m.

The National Press Club, Holeman Lounge

529 14th St NW Washington, DC 20045

The optimism of the Arab Spring has too rapidly been replaced by a dramatic wave of violence throughout the Middle East. The whole geography stretching from Iraq to Libya has become a battlefield. The war in Syria alone has caused hundreds of thousands of casualties with no promise of peace in sight. Iraq is now fully a part of the Syrian war. While a process of Lebanonization has never been so imminent for Syria and Iraq, Lebanon, too, may be pulled into active warfare if no settlement is secured in these two countries. The latest violence in Israel-Palestine exacerbated the region’s tense political climate. The changing regional order presents opportunities as well as dangers: They carry a potential for instituting democratic citizenship while simultaneously planting the seeds of even more violent and dictatorial regimes.

Within this regional setting, Kurdistan is home to multiple perils, prospects and possibilities. The peace process in Turkey is underway, even if with complications and slow pace. The attacks of the so-called Islamic State on the Kurds in Syria and Iraq have motivated major Kurdish parties to act in relative unity. The “Kurdish problems” in the four Middle Eastern states have become further interconnected and more globalized, rendering the provision of justice for the Kurds essential for securing and sustaining regional peace and stability. Although regional powers and the West have typically viewed the Kurds as a “problem” people, there is now increasing awareness that Kurdish struggles for justice, democracy and sovereignty may, in fact, have much to offer for regional peace in the twenty-first century.

With such a vision, we invite you to our second Washington Conference, which brings together academics, experts and politicians from Turkey, Syria, Iraq and the US to discuss the situation of the Kurds in a rapidly transforming Middle East and to foster dialogue among conference participants as well as with policy makers and the general public in the United States.

***

Opening Remarks by Mehmet Yuksel, HDP Representative in Washington, DC

Session I:  Developments in the Iraqi Kurdistan and the Plight of Ezidis

8:30 – 10:00am

Moderator: Kirmanj Gundi, Prof. at Dept. of Educational Administration and Leadership, Tennessee State University

  • Vian Dakheel, Ezidi Member of the Iraqi Parliament
  • Karwan Zebari, Director of Congressional Affairs, KRG Washington Office
  • Ruken Isik, PhD Student Concentrating on Gender and Women’s Studies, University of Maryland (UMBC)

Question & Answer Session

Session II: The Kurdish Situation in Syria: A Democratic Model for the Future   

10:10 am – 12:00pm

Moderator: Gonul Tol, Founding Director of the Middle East Institute’s Center for Turkish Studies

  • Alan Shemo, Member of Democratic Union Party (PYD) Foreign Affairs Committee
  • Rusen Cakir, Political Analyst on Turkey and the Middle East
  • Salih Muslim, Co-Chairman of Democratic Union Party (via Skype)
  • Mutlu Civiroglu, Kurdish Affairs Analyst

Question & Answer Session

 

Session III: The Peace Process in Turkey

1:00 – 2:50pm

Moderator:  Hisyar Ozsoy, Assistant Prof. of Sociocultural Anthropology, University of Michigan-Flint

  • Nazan Ustundag, Assistant Prof. of Sociology, Bogazici University; Researcher at SAMER
  • Kadir Ustun, Research Director at SETA Foundation, Washington
  • Nazmi Gur, Deputy Chairman of Peoples’ Democratic Party (HDP)

Question & Answer Session

Session IV: The United States, the Kurds, and the Future of the Middle East

3:00 – 5:00pm

Moderator: Luqman Barwari, President of Kurdish National Congress of North America

  • Michael Werz, Senior Fellow, Center for American Progress
  • Sezgin Tanrikulu, Deputy Chairman of Republican People’s Party (CHP)
  • Najmaldin Karim, Governor of Kirkuk, Iraq
  • Selahattin Demirtas, Co-Chair of Peoples’ Democratic Party (HDP)

Question & Answer Session

Please RSVP at hdp.washington@gmail.com to confirm your participation

Solidarity Event with Displaced Ezidi People *

Saturday, September 13, 2014

1pm until 5pm

Address: DHARA Community House, 6000 Wilson Blvd, Arlington, VA 22205

Ezidi refugees entering into Rojava, Kurdish controlled Syria (Photo: Delil Suleiman)

In solidarity with the displaced Ezidi victims of Shengal (Sinjar) and its surroundings, the American Ezidi Center in Washington DC and Virginia accordingly invites you to gather in a charitable event supporting these helpless victims.

As a non-profit organization working towards the Ezidi cause, The American Ezidi Center predominantly stresses the right to religious freedoms. Aiming to build bridges of understanding between the Ezidi communities and others, we promote awareness to increase tolerance, particularly, in times of great tragedy and crisis.

Ezidi refugees entering into Rojava, Kurdish controlled Syria (Photo: Delil Suleiman)

In view of the recent incidents taken place in the Kurdish region of Shingal towards the Ezidis, the American Ezidi Center aims to raise awareness in pursuit of constructing support to aid and assist not only the persecuted Ezidis but other persecuted religious minorities as well.

Ezidi refugees entering into Rojava, Kurdish controlled Syria (Photo: Delil Suleiman)

Given the magnitude of this catastrophic tragedy, we hope to shed light on this tragedy through knowledge.

Please join us in unity to spread awareness and support.

Sincerely,

American Ezidi Center
contact@ezidi.org
www.ezidi.org
Twitter: @centerezidi

* Press Release sent by the American Ezidi Center

Gazeteci Ahmed Şengalî ile Şengal’deki Durum Üzerine

Ahmed_Shengali_111

Gazeteci Ahmed Şengalî

Kendisi de Şengalli Ezidi bir Kürt olan, bölgenin tanınmış gazetecilerinden biri olan Ahmed Şengalî, 3 Ağustos felaketinın ardından tekrar bölgeye gidip katiam sonrası durumu inceledi.

Biz de kendisiyle detalı bir röportaj yapıp, izlenimlerini öğrenmeye çalştık.

 ***

10497877_548147265312060_5102211178604284479_o

Sayın Şengalî, Şengal’de yaşananları gözlemlemek için kaç gündür o bölgede dolaşıyorsunuz. IŞİD’in gerçekleştirmiş olduğu Ezidi katliamından neler aktaracaksın bize?

Şengal’in IŞİD üyeleri tarafından talan edilmesinin 20 gün ardından Şengal’e dönünce gerçek yürek burkan içler acısı bir tablo ile karşılaştım. Binlerce otomobil öyle terkedilmiş şekilde bırakılmıştı. Çoğu yolda tükenmiş, bozulmuş arabalardı bunlar. Sadece otomobillerin haline bakıp insanların nasıl bir şekilde kaçtığını anlamak mümkündü. Yine aynı şekilde tarlalar üzerinde binlerce ölü hayvan vardı. Topraktan keskin bir ölüm, kan ve korku kokusu geliyordu. Dükkanlar, evler, her yer talan edilmiş, yakılmış yıkılmıştı. Bunları kendi gözlerimle gördüm. Kurtarılan bazı köyler de şimdi YPG savaşçıları ve 3 Ağustos’ta Şengal halkının başına gelen ihanet olayından sonra oluşturdukları kendi birlikleri Hêzên Parastina Şengal (HPŞ) yani Şengal Koruma Güçleri’nin elinde. Zaten Şengal hazır bir sofra gibi IŞİD’in eline teslim edilmişti. Bu kabul edilemez bir durum. Belki Şengal ahım şahım bir yer değildi ama bizler mutluyduk orda yaşamaktan. Şimdi ise her şey değişti, kara bulutlar doluştu Şengal’in üzerine.

10575270_548621251931328_1022336326436092651_o

Bazı köylerin YPG ve HPŞ tarafından kurtarıldığını söylediniz. Bunlar hangi köyler, biraz bahsedebilir misiniz?

Kurtarılan bu köyler daha çok Sengal Dağı’nın kuzey tarafındaki Sinûn kasabasına bağlı köyler. Sinûn kasabasın gerçekten çok büyük bir yerdi. 200 binden fazla kişi o nahiyede yaşıyordu. Bu bölgede kurtarılan köyler de Zorava, Guhbel, Gurik, Dohla, Dugirê. Yaklaşık 100 bin kişi bu köylerde yaşıyorlardı. Kurtarılamayan yerler ise Sinûn kasaba merkezi Xanesor köyü ki bu ikisi halen IŞİD’in elindeler. Bu iki yerleşim yeri çok büyük bir talan gerçekleştirilmiş. Sinûn ve Xanesor evlerin yapısından tutun da ekonomisine kadar her şeyiyle gelişmiş yerler. O nedenle de IŞİD buraları ele geçirdi ve halen de merkez olarak kullanıyor. Şengal Dağı’nın güneyine düşen yerlerde, Şengal ilçe merkezinde, Qêrewan nahiyesinde ve Girezêra nahiyesi halen IŞİD’in elinde. Şimdiye kadar sadece dağın eteğine düşen yerler Şengal Koruma Güçleri ve YPG tarafından alınmış durumda. Şengal’in güneyine düşen hiçbir köy henüz kurtarılabilmiş değil ne yazık ki.

10562607_548621435264643_5116432298061064923_o

Peki, Şengal şehrî ne olacak? YPG ve HPŞ’nin şehri kurtaracağına dair bir umudunuz var mı, ya da IŞİD’in bölgeden çekileceğine dair bir sinyal görüyor musunuz?

Açıkçası eğer durum böyle devam ederse Şengal’in hemen kurtarılabileceğini düşünmüyorum. Kürt güçleri eğer birleşip hareket ederlerse, yani Peşmergeler, HPG ve YPG eğer birlikte hareket ederlerse kurtarabilirler. Fakat ben sadece siyasi tartışmaları görüyorum. Çekildiği günden bu yana da Peşmerge en ufak bir şekilde uğraşmış bile değil Şengal’in kurtarılması için. Bazen değişik televizyonlarda sanki kurtarma çabası varmış gibi göstermeye çalışıyorlar. Fakat herhangi bir hazırlık ya da çaba kesinlikle yok. Kimsenin Şengal’den bahsettiği yok! Çünkü Şengal teslim edildiği gibi unutuldu.

Birkaç dolar para verip, maaş bağlayıp Şengal halkını, Ezidi halkından bazılarının kendi yanlarına çekmeye, halka karşı ihanete teşvik ediyorlar; halkın iradesine karşı durmaya, inançlarını yok saymaya zorluyorlar. Büyük bir ihanet ile Şengal’i IŞİD’e teslim ettiler. Şimdi de yeniden boyayıp süsleyip, kendilerini yeniden şirin göstermeye, 3 Ağustos’u unutturmaya çalışıyorlar.

Binlerce insanın namusu, şerefi, onuru ve dini ayaklar altına alındı. 3 Ağustos asla unutulmaz. Halkımızın şerefi ve namusu şimdi Katar ve Suudi Arabistanlarda satılıyor. 2700 kadınımız IŞİD’in elinde! Şimdi Şengal’i altından da yeniden yapıp verseler benim gözümde kaçırılan bir kadının namusunu geri getirmiyor.

Açlıktan, susuzluktan ve saldırılılarda ölen insanlarımızın sayısı belli bile değil. Kim kendini şirin göstermeye çalışıyor için hiç önemi yok. Kimse şimdiye kadar bir adım atmamış. Sadece YPG ve HPG güçleri Şengal için bir şeyler yaptılar ve yaptıkları devrim ile Şengal’i taçlandırdılar. YPG bize yol açmak için de onlarca şehit verdi. Ezidiler var oldukça kendilerine her zaman minnettar kalacaklardır.

10572121_548147158645404_5320251021624969322_o

Qasim Şeşo’nun açıklamasında YPG’ye yönelik bazı eleştiriler vardı. Bu olayın aslı nedir?

Evet, Ezidi güçlerinin liderliğini yapan Qasim Şeşo’nun bazı açıklamaları oldu. Gerçekten bir iş yaptığınızda hata da yapabilirsiniz. Fakat bir iş yapmadığınızda, evinizde oturduğunuzda hata falan da yapmazsınız. YPG o ilçeleri kurtardı. Askeri sistemde, Amerikalıların, Britanyalıların, Sovyetlerin sisteminde, yani bütün dünya sisteminde bir yeri kurtardıkları gibi hemen oraya bayraklarını dikme geleneği var. IŞİD de bir yeri işgal ettiğinde hemen o kara bayrağını dikiyor. HPG, YPG ya da Peşmerge onlar da IŞİD’den geri aldıkları zaman bir yere bayraklarını dikiyorlar.

Gördüğüm kadarıyla bir anlaşmazlık söz konusu idi, Ezidiler için kutsal sayılan Şerfeddin Mezarlığına YPG’nin bayrak dikmesi konusunda. Bu anlaşmazlık da halledildi. Qasim Şeşo YPG’ye bayrağı kaldırması gerektiğini söyledi çünkü farklı partilerden, farkı inançlardan insanlar HPŞ olarak oradaydı. Amaç ayaklar altına alınan Ezidi dinini kurtarmak ve halkın öcünü almaktı. O nedenle herhangi bir partinin bayrağının asılması doğru olmazdı. Ben YPG’nin bayrak asmasını doğru bulmadığım gibi, Qasim Şeşo’nun da YPG’ye karşı bu kadar sertçe açıklama yapmasını doğru bulmadım. YSanırım bir yanlış anlaşılma oldu ve bu sorun giderildi. 

Şengal halkı olarak birçok zorluk yaşıyoruz. Örneğin ben Rojava’daki halkımızın durumunu görmek için oraya gitmiştim. Gazeteci olmama rağmen arak dönüşte peşmergeler tarafında sorguya çekildim. Ne getirdin, niye kamera götürdün gibisinden bir sürü şey soruldu! Demek istediğim böyle sorunlar yaşanıyor ama bunlar geçici şeyler. Basının da bu tür şeyleri büyütüp, tahrik etmemesi lazım.

Daha önemli sorunlar var. Şengal halen bu felaket altında. Madem Kürdistan Bölgesi olarak Şengal’i kurtarmaya gidemiyorlarsa, bari halka güçlük çıkarmasınlar, kurtarmaya gidenlere de engel olmasınlar. Madem Kürdistan Bölgesi altıda hareket ettiğini söyleyen PDK, YNK, Goran, Yekgirtu ve Komela’nın terk ettikleri Şengal’i kurtarmaya niyetleri yok, bari Ezidi güçleri ve YPG’nin önünü kesmek için problem çıkarmasınlar. Çünkü sadece YPG ve HPŞ Şengal için büyük bir öneme sahipler.

10562494_548137588646361_6552500765733403276_o

2700 Ezidi kızından bahsettiğiniz. Onların akıbeti ne olacak, onlara ulaşan bir akrabaları var mı? Rakka’da ve Musul’da satılan bu insanlara ulaşabilen var mı?

Bazı yerler ile gizli bir şekilde ilişki kurabildik. Bu kadınlar ev hapsinde tutuluyorlar. IŞİD ile çalışan insanlar da hep aynı türden insanlar değiller, kimi Nakşibendi bunlardan, her biri farklı bir gruptan. Kimi para için katılmış, kimi mal mülk edinmek için. Aralarında bazı iyi insanlar olabilir bu kızların aileleriyle konuşmasına izin veren. Yine bazen de bilerek aileleriyle konuşmalarını izin veriyorlar ki kızlarına ulaşmaya çalışan ailelere tuzağa düşürüp, onları da öldürüorlar. Ben kendim de biliyorum, 1000 dolara satıyorlar Ezidi kızlarını. İnsanın vicdanı bir Ezidi kızının bu şekilde satılmasını nasıl kabul edebilir? Sadece Rakka, Musul ve Bağdat’ta değil birçok yerde satılıyorlar. Bir Ezidi kadını satın alıp, onu Müslüman yaparak cennete gitmeyi düşünen bir sürü insan var. Bazı fikirler dolaşıyor etrafta kadınlarımızı kendi paramızla satın alalım, bu şekilde ölümden kurtaralım diyenler var. Fakat bu tür girişimler de henüz iyi bir sonuç vermedi.

Sayının 2700’den kesinlikle fazla olduğunu biliyoruz. Bunu dillendirmekten, yani kadınların IŞİD’in eline geçtiğini söylemekten çekinen birçok aile var. Bunu kendileri için büyük bir ayıp olarak gören çok insan var. Ben şahsen, kurtarılan bu kadınlardan birini, eğer o da razıysa eşim olarak kabul etmeye hazır ilk kişiyim. Bu şekilde bu kadınların namuslarının kirletildiği söylemini önlemiş oluruz. Kaçırılanlar bizim insanlarımız, bizim bacılarımız. Bu kaçırılan insanların onuru tüm Ezidilerin ve tüm Kürtlerin onurudur, bunun iyi görülmesi lazım.

Ezidi_Delil_Suleyman_1

Birçok Ezidi, kirveleri saydıkları Arapların da onlara karşı gerçekleştirilen saldırılarda yer aldıklarını söylüyorlar. Bu konudaki fikirlerini ve gözlemlerini aktarır mısınız bize?

Biz Şengallilerin eski bir sözü der ki “Arapsa selam bile verme”. Evet, çevremizdeki Araplar birçok saldırı, kaçırma ve talan olayında yer aldılar. Burasi hiç şüphe götürmez. Ama benim asıl değinmek istediğim Müslüman Kürtlerin bizlere yaptıkları!   Müslüman Kürtler de Araplar ve IŞİD gibi bize saldırdılar. Düne kadar Ezidilerin ekmeğini yiyen bazı Müslüman Kürtler çok kötülük ettiler Ezidilere karşı. Onlar IŞİD ile ev ev dolaşıp kim Ezidi Kürt, kim Şii Kürt, kim hangi parti üyesi, kim ne iş yapar tek tek IŞİD’e anlattılar. Bütün insanları tek tek fişlediler bu şekilde.

İlginç bir şeyden bahsediyorsunuz, bu medyada pek bilinen bir şey değil. Yani IŞİD’de yer alana bazı Kürtlerin herkesi fişlediğini söylüyorsunuz, doğru mu?

Evet yapıyorlardı, bu gizli saklı bir şey değil. Bütün görüşmelerde söylüyorum, bazı Müslüman Kürtler büyük bir talanın asıl unsurlarından biri oldular. Bunu söylerken bütün Müslüman Kürtlerden bahsetmiyorum tabi ki. Bazı Müslüman Kürtler vardı ki kaçırılan kadınlarımızı kurtardılar. Fakat üzülerek söyleyeyim ki IŞİD’e çalışan bu Müslüman Kürtlerin bizlere karşı katliamda oynadıkları rol çok önemli.

10506610_548137585313028_4155907605843243224_o

Kim bu insanlar, hangi köyden, hangi aşirettenler?

Köylerin de aşiretlerin de ismi zamana kalsın. Şengalliler onların kim olduklarını çok iyi biliyorlar.

Şengal Kürtleri bunlar, öyle mi?

Evet, Şengal Kürtleri. Bunlar Ezidilerin yemeklerini yiyen, güzel zamanlarında yanında olan insanlar, hepsi Ezidilerin komşuları idi. İyisiyle kötüsüyle ortak bir yaşamları varken, Ezidilere böyle yaptılar.

Şu konuya da dikkat çekmek istiyorum. Bizim Kürt partileri de çevredeki Araplara çok değer verirlerdi. Araplara bizlerden ve Ezidi büyüklerden daha fazla kıymetleri bilinirdi Kürt yetkililer tarafından. Şengal’deki Kürt yöneticiler emniyet bahanesiyle biz Ezidilere ayırımcılık yapıyor, evimizi başka bir yere taşımamıza ve işyeri açmamıza bile izin vermezlerdi. Hani emniyet? Şengal’de 18 bin peşmerge vardı, bir teki bir tek fişek patlattı mı? Dünya tarihinde bunun bir başka örneği var mı? 18 bin peşmergenin bir bölgeyi tek bir şehit vermeden bırakması görülmüş bir şey mi? Bizi böyle ortada bıraktılar, şeref ve namusumuzu sattılar. Sözde bizim arkamızdalardı ve ölümüne bizimleydiler.

10570548_772486052793314_781506317936471828_n

Bu kadar büyük bir peşmerge gücü neden bu şekilde çekildi peki? IŞİD için çok az bir sayıdan bahsediyorlar. 18 bin peşmerge nasıl oldu da oradan ayrılıp o insanları terk etti? Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Nasıl değerlendireyim, neyi değerlendireyim ki? Mallarını mülklerini, varlarını yoklarını terk edip her bir tarafa dağılan insanlarımız var. Öldürülen insanlarımız, susuzluktan ölen çocuklarımız. Neden çekildiler o peşmergeler? Neden çekildikleri çok açık. Ben burada bir şey söylemek istemiyorum. Bunu Peşmerge Bakanlığı’na sorabilirsiniz neden bu şekilde halkı bırakıp, kaçtılar diye.

Kurtarılan bazı yerlerin adlarını söylediniz. Oralardan ayrılan Ezidilerin oraya dönme gibi bir ihtimalleri var mı? Güvenlik açısından bunun altyapısı hazır mı?

Hayır yollar kapalı, oralar kurtarılmış fakat ana yollar kapalı. Oraya dönseler bile açlıktan ölürler. Kürdistan Hükümeti bize Sêmalka üzerinden gıda yardımı ulaşmasına izin vermiyor. Musul ve Rabia’daki ve diğer yollar IŞİD’in elinde. Halk ne yiyecek, ne içecek, nasıl? Şengal tamamen kurtarılsa da buradan ayrılan insanların yarısı dönmez artık, hatta yarıdan da fazlası. Konuştuğum insanlar kadınlarına tecavüz edilmiş, analarımızın, babalarımızın öldürüldüğü yerlere nasıl geri dönelim diyorlar haklı olarak. Gerçekten de yüzlerce gencin öldürüldüğü bir köye nasıl dönsünler? Hem kim bizi koruyacak? Kim var arkamızda? Zaten kendimizi korumamıza da izin vermiyorlar.

10647215_685356261547603_2362557072868476148_n

Son olarak Rojava’da Newroz Kampı’nda bulunan Ezidileri ve yine aynı şekilde Duhok, Zaxo ve diğer bölgelerine yerleşen Ezidileri sormak istiyorum. Onlara yeterli hizmet sunuluyor mu, durumları nedir?

 Newroz Kampı’nı kendi gözlerimle gördüm. Suriye’deki savaştan dolayı Rojava’da büyük bir ekonomik kriz olmasına rağmen hem yiyecek, içecek bakımından, hem de diğer ihtiyaçlar bakımından Newroz Kampı dört dörtlük bir kamp.

Kürdistan Bölgesi’ne de çok fazla kişi gitti, gerçekten insanlarımız çok zor durumdalar. Çocukların ölüm riski var, hastalık geçiriyorlar sürekli. Kürdistan Hükümeti bu insanların sorunları için çözüm için henüz yeterli bir rol oynamadı. Birçok insan inşaatlarda, köprü altlarında yaşıyor. Gerçekten çok büyük problemler var, kış kapıda. Bu çadırlarda, kurdukları bu küçük yerlerde nasıl yaşayacaklar? Yağmur çamurlu durumlarda çok daha zorlaşacak her şey. Kıştan önce bu zor durumdan kurtarılmalı Ezidiler. Keşke yaşadıkları yerdeö kendi dağlarında özgürce ölselerdi bu perişan hallerinden çok daha iyiydi.

 

Fotoğraflar: Delil Suleiman, Şêro Hindê, Ferhad Ehmê, Zana Omer

World Lit A Candle for Ezidi People

Light_A_

https://twitter.com/search?q=%23LightACandle4Ezidis&src=hash&mode=photos

Light a Candle for Ezidi People

Candle_Ezidi

American Ezidi Center is launching a Twitter Campaign on September 2, 2014 at 1 pm EST (5pm UTC) to draw attention to kidnapped Ezidi girls who are sold at markets by ISIS, as well as the dire situation of hundreds of thousands displaced Ezidi people that are living in tough conditions.

 

American Ezidi Center officials says they will announce the the hashtag shortly before the campaign starts.

***

Ciwanên Êzîdî jibo qîzên ku ji alîyê DAÎŞ ve hatine revandin û jibo Êzîdîyên  ku li gelek cîhan bûne penaber, kempeyna piştgirîyê dide destpê kirin.

Ev kempeyna Twitter îro (02/09/2014) seet 8’ê êvarê bi dema Amedê’ destpê dike.

***

Bir grup Ezidi genc kacirilan Ezidi kizlari ve yerlerinden surulmus Ezidiler icin Twitter kampanyasi baslatiyor.  Kampanya 2 Eylul Sali Turkiye saatiyle 20’de baslayacak

Ezidis Need Your Support

American Ezidi Center is launching a Twitter Campaign on September 2, 2014 at 1 pm EST (5pm UTC) to draw attention to kidnapped Ezidi girls who are sold at markets by ISIS, as well as the dire situation of hundreds of thousands displaced Ezidi people that are living in tough conditions.

 

American Ezidi Center officials says they will announce the the hashtag shortly before the campaign starts.

Kürtler’in IŞİD’e Karşı Mücadelesinde YPG’nin Rolü

07_19_21_06_

Mutlu Çiviroğlu https://twitter.com/mutludc

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), Musul’daki Irak Ordusu’na ait depolarda çok miktarda gelişmiş Amerikan mühimmatını ele geçirdikten sonra, elinde bulundurduğu toprakları oldukça genişletti.

Son zamanlarda IŞİD ve Kürtler arasında Suriye’nin sınır kenti Rabia’dan Şengal’e ve Kerkük’ten Celawla’ya kadar birçok cephede şiddetli çatışmalar yaşandı. Peşmergelerin bazı önemli cephelerden geri çekilmesi IŞİD’in yayılmasına yol açarken, PKK ve YPG’nin desteği ve ABD’nin hava desteği ile peşmerge kaybettiği birçok bölgeyi yeniden kontrol altına almaya başladı.

Kürt yetkililer, IŞİD’in hızlı ilerleyişinin, ele geçirdikleri yüksek teknolojik üstünlüğe sahip Amerikan silahlarının peşmergenin kullandığı silahlardan daha üstün olmasından kaynaklandığını belirtiyor. Bu nedenle, Kürt yetkililer IŞİD’e karşı etkili bir şekilde savaşabilmelerini sağlamak için Washington ve Batı’dan yüksek sesle silah taleplerini dile getirdiler. Her ne kadar ABD Kürtlere ağır silahlar vermek konusunda çok istekli olmasa da, son günlerde Kürtlere bir miktar mühimmat gönderildiğinin belirtildiği raporlar var.

Birçok uzman tekrar tekrar IŞİD’in nasıl sürekli olarak kontrolü altında bulundurduğu toprakları genişlettiği ve nasıl hiç kimsenin gerçekten onlara karşı etkili bir şekilde savaşamayacağı hakkında yazıyor. IŞİD’in Irak ve komşu ülkeler için arz ettiği tehlikenin çok ciddi olduğu ve bunun uluslararası düzeyde dikkatleri çekmesi gerektiği doğrudur, ancak, şimdiye kadar hiç bir askeri gücün bunları durduramadığı söylemi gerçeğe uygun değil.

Rojava Kürtlerinin büyük bir çoğunluğunun artık ulusal savunma gücü olarak gördüğü Halk Savunma Güçleri (YPG), IŞİD’e karşı halan devam eden çok başarılı bir savaş verdi. IŞİD, Esad rejimine birçok kayıplar verdirmiş ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve diğer radikal grupları da kendi otoritesini kabul etmeye zorlamış olsa bile, YPG IŞİD ile girdiği her askeri mücadelede onları yenmiş ve IŞİD’in Rojava’da yeni topraklar elde etmesini engellemiştir.

YPG bir süredir Suriye’nin kuzeyinde üç ayrı Kürt bölgesini askeri açıdan kontrol ediyor. Afrin, Kobane ve Cezire’de iki yıldan daha fazla bir süredir Kürtler ve diğer topluluklar için görece huzurlu ve istikrarlı bir alan sunuyor. Yakın zamanda YPG, IŞİD’in Irak’ın Musul kentine komşu olan stratejik öneme sahip Haseke şehrine doğru ilerleyişini engelledi. Eğer YPG’nin bu başarılı müdahalesi olmasaydı, IŞİD Haseke ve Musul bölgelerini birleştirip bu iki bölgeyle de ortak sınırı bulunan Türkiye ve Suriye için daha büyük bir tehlike arz edecekti.

Hasakah_Asayish_Parade (1)

İŞİD ve YPG arasındaki diğer önemli çatışma alanlarından biri de resmiyette Ain al-Arap olarak bilinen Kobane bölgesi. Geçen Haziranda, IŞİD Musul’dan getirdiği tanklar ve zırhlı araçların da olduğu Amerikan Humvee’lerle desteklediği bir taarruz gerçekleştirdi. Yeni silahlar ve daha kalabalık bir güçle YPG’yi ezmek istemesine rağmen, IŞİD şehri ele geçirmeyi başaramadı ve büyük kayıplar verdi. Böylece, Kobane’yi IŞİD’in merkezi konumundaki komşusu Rakka’yla birleştirme planı başarısızlığa uğradı.

IŞİD, Musul’u ele geçirdikten hemen sonra zengin petrol kaynakları olan Kerkük’ü de kontrol etme çabasına girdi. Ne var ki, Kurdistan Yurtseverler Birliği (KYB) peşmergeleri zaman kaybetmeden harekete geçti ve şehrin IŞİD’in eline geçmesini engelledi. Iraklı Kürtlerin YPG’den destek istediğine dair raporlar oldu ama yakın zamana kadar bu raporlar resmi olarak kabul edilmedi. 10 Ağustos’ta, YPG Sözcüsü Polat Can kendi resmi Twitter hesabından YPG’nin özel anti-terör birliklerinin bir aydan beridir Kerkük ve Celawla’da peşmergeyle birlikte IŞİD’e karşı savaştığını duyurdu.

IŞİD, Irak’a yönelik saldırıları arttıktan sonra, YPG, 2 Ağustos’ta Rabia sınır kapısını korumak için Irak’a girdi. Can’a göre bu hareket Irak Kürtlerinin talebi üzerine peşmergelerle koordinasyon içinde yapıldı. Bir kaç gün devam eden şiddetli çatışmaların ardından YPG önce sınır kapısını ve ardından Rabia kentinin kontrolünü ele geçirdi.

Bu iki videoda YPG savaşçılarımın ve peşmergelerin Rabia yakınlarında beraber görüntüleniyor.

***

***

Şu anda Irak’taki Rabia, Şengal ve Kerkük’te IŞİD’e karşı aktif olarak savaşan yüzlerce YPG savaşçısı var. Şunu da belirtmekte yarar var; HPG de Irak’ta peşmergelerden ve yer yer de YPG’den destek alarak savaşıyor ve birçok cephede çatışmalara öncülük ediyor. İnternette yayınlanan bir videoda peşmergelerin, kendilerini kurtardıkları için YPG’ye teşekkür etmesi de bu durumun bir göstergesi.

Şöyle bir ironik durum da var ki; PKK, ABD’nin terörist listesinde olmasına rağmen, Washington’la aynı saflarda ciddi bir tehdit oluşturmaya başlayan IŞİD’e karşı savaşıyor. David L. Phillips gibi önde gelen Amerikalı uzmanlar Washington’un PKK’yi bu listeden çıkarması için iyi bir dönem olduğuna inanıyor. Nitekim PKK’nin ABD ve peşmergeyle beraber IŞİD’e karşı savaşta öncü olduğu gerçeği bu tür çağrıları daha da güçlendiriyor. Amerikan Wall Street Journal gazetesi de iki gün önce bu konuda ilginç bir yazı yayınlandı. Hatta geçen hafta, Beyaz Saray’ın PKK’yi terör örgütleri listesinden çıkarması için internet üzerinden bir kampanya başlatıldı.

Son zamanlarda sosyal medyada PKK savaşçılarının Irak Kürtleri tarafından kurtarıcı kahramanlar olarak sevinçle karşılandığını gösteren birçok görüntü dolaşıyor.

Iraklı Kürt uzmanlara göre bunun sebebi örgütün gelişmiş askeri yeteneklerinin ve uzun yıllara dayanan gerilla savaşı deneyiminin IŞİD’in ilerleyişini durdurabileceğine olan inanç. Buna karşın peşmergenin genel olarak yeterli eğitim ve etkili askeri bilgi ve beceriden yoksun olduğu hatırlatılıyor.

Zaten yerel medya, örneğin bağımsız NRT TV, PKK savaşçılarının Mahmur gibi stratejik öneme sahip bir kentin kurtarılmasında kritik bir rol oynadığını duyurdu. Bilindiği gibi Erbil’e yarım saat sürüş mesafesinde olan Mahmur düşseydi, IŞİD için Kürdistan Bölgesi başkentini almanın önü de açılmış olacaktı.

YPG’ye gelince, belki de oynadığı en önemli rol yakın zamandaki krizde Şengal’de dağda mahsur kalan binlerce Ezidi Kürt sivili kurtarması oldu. IŞİD, Şengal ve Kürdistan Bölgesi arasındaki bağlantıyı sağlayan tek yolun kontrolünü ele geçirince, YPG savaşçıları, IŞİD’in çemberlerini kırıp Ezidi siviller için bir güvenli geçit koridoru açmayı başardı. Bu gelişme sayesinde, on binlerce Ezidi çocuk, kadın ve yaşlı Duhok, Zaxo ve diğer güvenli bölgelere YPG’nin askeri desteği eşliğinde ulaşabildiler. Binlerce Ezidi aile Rojava’daki Cezire Kantonu tarafından açılan Derik yakınlarındaki Newroz Kampı’nda kalmayı tercih etti. 9 Ağustos’ta yerel hükümet sözcüsü Ciwan Mihemed AP’ye Newroz Kampı’nda 15 bin kişinin olduğunu söyledi. Rojava’da benim konuştuğum bazı yerel kaynaklar da bazı Ezidi ailelerin Serekaniye ve Tirbespi’deki akrabalarının yanına gittiklerini de söylüyor.

Ezidilerin kendi ifadelerine göre, tanınan Ezidi kanaat önderi Qasim Şeşo vb. kişilrin öncülük ettiği yerel Ezidi birliklerinin yanı sıra YPG (ve daha sonra da PKK savaşçıları ve peşmergeler) İŞİD’e karşı savaşıyor.

Her ne kadar yukarıda bahsedilen Kürt güçleri ve ABD’nin havadan yardımları sayesinde kayda değer bir ilerleme sağlanmışsa da, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve yerel kaynaklar halen dağlarda kalan binlerce işinin açlık, susuzluk ve hastalıklarla karşı karşıya olduğunu belirtiyor.

On yıllar süren savaş deneyimlerine dayanan usta komutanlarının olması YPG’ye gelişmiş askeri yetenekler sağladığı muhakkak. Bunun yanı sıra, savaşçılarının sıkı disiplinli olması da YPG’ye önemli bir avantaj sağlıyor.

YPG Female

Kadınların YPG’ye aktif katılım gösteriyor olması da vurgulanması gereken başka bir nokta. Ortadoğu gibi kadınların ikinci sınıf insan muamelesi gördüğü bir bölgede, Kürt kadınları görece daha iyi bir statüye sahipler. Kadın Savunma Birlikleri ya da YPJ olarak adlandırılan YPG’nin kadın güçleri, birçok kadın tarafından kendi bilgi ve yeteneklerini gösterebilecekleri ve geliştirebilecekleri bir platform olarak görüyor. Kürt kadın savaşçıların birçok şiddetli çatışma cephesinde ön saflarda olduğu bir sır değil. YPJ’nin Kürt kadın savaşçıları IŞİD’e karşı ‘efsanevi keskin nişancılar’ olarak adlandırılıyor. Zaten IŞİD üyeleri de birçok defa basına yansıdığı gibi bu kadın savaşçıların tarafından öldürülmekten çok korkuyorlar çünkü o durumda ‘cennete’ gıdemiyorlar.

YPG’nin başarılı olmasının bir diğer nedeni de savaşçılarının çoğunun belli bir ideolojiye inanan, politik açıdan bilinçli insanlardan oluşması. Bu savaşçılar kendi insanlarını ve şehir ve kasabalarını korumak için oldukça yüksek motivasyona sahipler. Zaten YPG’nin sahip olduğu en etkili silahlardan biri arkasındaki bu güçlü halk desteği. 15’den fazla siyasi partinin bulunduğu parçalı Rojava’da YPG halkla sıkı bağlar kurmuş görünüyor. Benzer şekilde Irak’ta da, özellikle de son zamanlarda büyük travma yaşayan Ezidi toplumunun her fırsatta güçlü bir şekilde saygı ve minnet duygularını dile getirdiği YPG, burada da halkla aynı bağı kurmayı başarmış görünüyor. Kürdistan Bölgesi medyasının büyük çoğunluğu da YPG savaşçılarından övgüyle bahsedip onların IŞİD’e karşı verdiği savaş için övgüler diziyor.

IŞİD tarafından yaratılan bu kaotik atmosferin, Kürtleri kendi düşmanlarıyla savaşlarında bir araya getirmek gibi olumlu bir yanı da oldu. KPD, PUK, Goran, PKK, PDK-I, PJAK hepsi beraber birçok cephede bütün Kürt şehirlerini savunmak için IŞİD’e karşı savaştılar ve halen de savaşıyorlar. Kürtler, IŞİD’in Kürdistan ve bölge için ne kadar büyük bir tehlike arz ettiğinin farkındalar ve bu doğrultuda IŞİD’e karşı daha etkili savaşabilmeleri için uluslararası toplumdan daha iyi silahlar talep ediyorlar.

Başkan Obama’nın hava saldırılarıyla destek verme kararı,  Kürtler açısından moral üstünlük sağlamanın yansıra, IŞİD için de caydırıcı bir faktör olduğu gerçek. İçinde geçmekte olduğumuz bu kritik dönemde bu gelişme aynı zamanda Batı’ya, Kürtlerin, Ortadoğu’da güvenilir bir müttefik olduğuna ve desteklenmeleri gerektiğine dair bir mesaj da gönderiyor. YPG ise iki yılı aşkın bir süredir Rojava’da, şimdi de Irak’ta IŞİD’e karşı verilen mücadelede hayati önem taşıyan bir rol oynadığı için Batı’nın desteklemesi gerekenler arasında ön sırada yer alıyor. Zaten CNN, BBC, Al Jazeera başta olmak üzere uluslararası basın bu son krizde YPG’nin rolüne sıkça vurgu yapmakta ve on binlerce Ezidi vatandaşın YPG savaşçıları tarafından kurtarıldığını haber ve yorumlarında dile getirmekteler. IŞİD karşısındaki başarılarını Rojava’dan sonra Irak ve Kürdistan Bölgesi’nde de ispatlayan ve uluslararası alanda da tanınmaya başlayan YPG’nin ismini önümüzdeki süreçte daha da duyulacağı kesin. Dileğimiz daha önce YPG ile yakın ilişkiler kurma konusunda istekli görünmeyen Türkiye’nin de bu değişen durumu iyi görüp, IŞİD karşısındaki en güçlü yapı YPG ve de Rojava ile sıcak ilişkiler geliştirmesi.

12 Ağustos 2014

Following the Peacock

Yezidis_Peacock

A first-hand material film on the Yezidis of Iraq, produced by Dr. Eszter Spat from Central European University of Budapest.

This anthropological documentary introduces the Yezidis, a  little-known religious Kurdîsh minority of Iraq, and follows the tour  of their most sacred object, the Standard of the Peacock through the  settlements of Sinjar Mountain, where the traditional way of life and  customs are undergoing a fast change, due to the political, economic,  and social shifts of the last decades.

A Young Yezidi Man Testifies in the US Congress

Zirian Shammo speaking in US Congress

Zirian Shammo speaking in the US Congress

US Congress held a hearing for all minority religions in Iraq, three main religions, Christians, Mandeans, and Yezidis In July 2010.

Zirian Shammo, a Yezidi Kurdish man who lives in Washington, DC represented to speak about his community in Iraq.

 

***