YPG Sözcüsü Rêdûr Xelîl: IŞİD Tehditi Kalktığı İçin Türkiye YPG’ye Teşekkür Etmeli

FullSizeRender7

YPG Sözcüsü Rêdûr Xelîl ile Ain İsa kasabasının alınması, Tılabyad ve Türkiye ile İlişkiler üzerine görüştük.

Mutlu Çiviroğlu

***

Sayın Rêdûr Xelîl, YPG ve Fırat Volkanı güçlerinin kısa bir süre önce Ain İsa kasabasını kontrol altına aldıkları yönünde haberler çıkıyor. Doğru mu bu?

Rêdûr Xelîl: Evet, yaklaşık 15 dakika önce Haseke ile Halep arasındaki Ain İsa tamamen YPG ve Fırat Volkanı’nın kontrolü altına geçti. Ain İsa’nın etrafındaki onlarca köy de kontrolümüz altına geçmiş durumda.

Peki, Ain İsa’nın stratejik önemin’ biraz açarmısınız?

Rêdûr Xelîl: Rakka tarafından Tilabyad’ı koruma hattında yer alıyor Ain İsa. 93 nolu askeri alay da yanı başında. Üzerinde etrafı kontrol edebileceğiniz birçok tepe de var Ain İsa’da. Aynı zamanda Haseke’den Halep’e giden uluslararası yol üzerinde yer alıyor. Tüm bunlar buranın stratejik önemini artırıyor.

10003600_976710419030211_5880418894729706204_o

Medyada YPG’nin Rakka’ya da gireceği yazılıyor. Ain İsa’yı almaktaki amacı biraz daha açarak önümüzdeki günler için hedefin ne olduğunu açıklar mısınız?

Rêdûr Xelîl: Ain İsa ve etrafındaki yerler IŞİD’e karşı yürütülen mücadele kapsamında kontrol altına alındı. Zaten bir süredir idari olarak Rakka’ya bağlı olan arazilerde IŞİD’e karşı savaşılıyor. Amacımız kurtardığımız bölgelerdeki güvenli ortamı sağlamlaştırmak. Basında yer alıyor fakat YPG’nin amacı Rakka’ya girmek değil. O da diğer Suriye şehirleri gibi bir şehir ve eminim insanları şehrin IŞİD’in elinden kurtarılmasına sevinecekler. Fakat dediğimizde hedefimizde  Rakka’nın merkezini almak yok, bizim için şimdi önemli olan savunma hattımızı güçlendirmek.

Kobanê’nin batısında yer alan Efrîn’in savunma hattı için başlattığınız bir operasyon var mı?

Rêdûr Xelîl: Karada değişen şartlara göre değişiyor bu. Uluslararası yol IŞİD’ten tamamen temizlendi. Bu şekilde IŞİD ile aramızda sınır gibi bir şey oluşuyor. YPG’nin önümüzdeki günlerde nereye, nasıl hareket edeceği elimizdeki imkanlara bağlı bir şey.

Tilabyad artık sizin kontrolünüzde, uluslararası yol ve aynı şekilde Ain İsa. Tüm bunların IŞİD’in üzerindeki etkisi ne?

Rêdûr Xelîl: Şüphesiz ki bu operasyonlar sonucu terör örgütü IŞİD ağır bir darbe aldı. Moralleri alt üst olmuş durumda, ne yapacaklarını bilmiyorlar ve askeri anlaşmazlıklar var aralarında. YPG’nin uluslararası koalisyonun desteği ile elde etmiş olduğu başarı karşsında IŞİD şokta. Bölgede zayıfladılar. Tilabyad onların ana damarlarından biriydi. Bu damarın kesilmesi IŞİD’in geleceğini önemli bir şekilde etkileyecek.

YPG ve Amerika öncülüğündeki koalisyonun IŞİD’e karşı birlikte operasyon düzenlemesini uluslararası kamuoyu olumlu karşılıyor. Neler diyeceksiniz bu konuda?

Rêdûr Xelîl: Bu kolisyon IŞİD’e karşı kuruldu. Fakat bu koalisyon sadece havadan saldırma kararı aldı. Karada da disiplin sahibi, kararlı bir örgüte ihtiyaçları vardı. Bu şekilde hava saldırılarından sonra bu örgüt o yerlere hakim olacaktı. Bu coğrafyada YPG dışında aktif hareket edebilecek başka bir güç yok. Bunun için uluslararası koalisyon YPG’ye umut bağladı. YPG ve koalisyon güçleri birlikte çok iyi bir şekilde hareket ediyorlar. Ve önemli sonuçlar elde ediyorlar.

Peki, hava saldırıları desteği dışında herhangi bir ağır silah yardımı oldu mu?

Rêdûr Xelîl: Şu ana kadar herhangi bir silah yardımı yapılmış değil. Zaten koalisyon için sadece bu çerçevede eleştirilerimiz var. YPG disiplinli bir örgüt ve ağır silahlara ve maddi desteğe ihtiyacı var. Cephane ve maddi destek ile bu bölgeleri daha iyi bir şekilde korur ve IŞİD’e karşı daha etkili bir mücadele yürütebiliriz.

Tilkoçer’den Fırat’a kadar geniş bir alan şu an YPG’nin kontrolünde. Türkiye Girêspî’nin alınmasından çok rahatsız oldu. Türkiye kamuoyu için neler demek istersiniz?

Rêdûr Xelîl:  Türkiye sınırındaki 400 km’den daha uzun bir mesafedeki alan YPG’nin kontrolü altında. Türkiye’nin YPG’nin ilerleyişinden korkması doğru bir şey değil. Türkiye komşumuz olduğu için her daim ilişkilerimizin iyi olmasını istedik. Komşuluk ilişkilerimiz doğrultusunda hareket etmeliyiz. Buradan Türkiye’yi hedef alan bir hareketin oluşmasına izin vermeyiz. Bunun için Türkiye YPG’nin elde ettiği zafere tereddüt etmeden sevinmeli. IŞİD bir örgütün Türkiye sınırında olmasının Türkiye’nin içine olumsuz etkileri olur. Böyle bir tehdit kalktığı için tam aksine Türkiye YPG’ye teşekkür edip, yardım etmeli.

Son olarak etnik temizlik iddiaları konusunda neler söyleyeceksiniz?

Rêdûr Xelil: Bunlar gerçekle alakası olmayan asılsız iddialar. YPG güçleri arasında Süryaniler, Araplar var bugün. Bundan dolayı YPG’nin etnik temizlik yapması mümkün değil. Hem Suriye’de hem de Türkiye’den YPG’yi karalamak isteyenlerin ortaya attığı yalanlar bunlar. Fakat YPG ilkeli duruşuyla, disipliniyle tüm bu  antipropagandaları boşa çıkarıyor.

YPG Komutanı Berxwedan: Yakında Kobanê’yi Özgürleştireceğimize İnanıyoruz

Cultural Center

Mutlu Çiviroğlu     https://twitter.com/mutludc

YPG Genel Komutanı Mahmud Berxwedan, başta sizin, bütün arkadaşlarınızın ve Kobanê’nin yeni yılını kutluyorum. Son birkaç gündür Kobanê’den dikkat çekici haberler geliyor, yaşanan son çatışmaların sonucu ne?

Mahmud Berxwedan: Biz de başta Hristiyan aleminin olmak üzere bütün dünyanın yeni yılını kutluyoruz. Bildiğiniz gibi yaklaşık 15 gün önce Kobanê’yi özgürleştirme hamlesini başlatmıştık. Doğu ve güney cephelerinde operasyonlar bu hamle çerçevesinde düzenlendi ve YPG ve YPJ savaşçıları büyük başarılar elde ettiler. En son da IŞİD çetelerinin yerleşip oradan saldırılar düzenlediği Kara Okul ve birkaç stratejik nokta daha önceki gece kontrolümüz altına geçti. Bu sırada birçok çete üyesi öldürüldü ve cephaneleri elimize geçti. Bunun için savaşçılarımızın moralleri çok yüksek ve kesinlikle zafere ulaşacaklarına inanıyorlar.

Kontrolünüz altına geçen Dibistana Reş yani Kara Okul ve diğer stratejik noktaların önemi ne peki?

Mahmud Berxwedan: Kara Okul ve çevresinde kontrolümüz altına geçen noktalarda Kobanê iki kısma ayrılıyor. Miştenur Tepesi’nden sınıra inen bir hat var, yine tepenin alt ve 48. Cadde’nin üst kısmına düşen tarafta bir havuz var, buralardan batı ve özellikle de doğu tarafına hakimiyet kurulabiliyor. Stratejik önemi büyük. IŞİD çeteleri burada oldukları süre zarfında şehrin her tarafını hem çıplak gözle hem de dürbünle görebiliyorlardı. Bu noktayı tamamen IŞİD çetelerinin elinden kurtardık diyebiliriz. Artık şehre bizim güçlerimiz hakim. Bunun için önceki gece düzenlenen operasyon bizim için çok önemliydi ve başarıyla sonuçlandı.

Mahmud Berxwedan

Mahmud Berxwedan

IŞİD doğu cephesinden şehre girdi ve daha çok bu cepheden saldırılar gerçekleştirdi. Alınan bu noktaların doğu cephesi üzerindeki etkisi ne olur?

Mahmud Berxwedan:  Bahsettiğim bu noktalar üzerinden IŞİD ilerlemeler kaydetmişti, çünkü şehre hakimiyetin kurulacağı noktalar bu noktalar. Artık elimizde olan bu noktalarla IŞİD eskisi gibi rahat hareket edemeyecek, yardımların ulaştığı yollardan biri denetimimiz altına geçti. Bundan dolayı IŞİD şu an büyük bir paniğe kapılmış durumda. Korkudan birçok tanklarını, panzerlerini geri çektiler.

Peki, Kobanê’deki çatışmalar nereye doğru gidiyor, kısa bir sürede daha büyük ilerlemelerin kaydedileceğine ya da IŞİD’in Kobanê’den tamamen çıkarılabileceğine dair umudunuz var mı?

Mahmud Berxwedan: IŞİD’in kolay kolay Kobanê’den vazgeçmeyeceğini biliyoruz. Dün yaşanan çatışmalarda da Kobanê’den çıkmamak için çok direndiklerini bir kez daha gördük. Ellerinde olan bütün imkânları sonuna kadar kullanıyorlar, araçlarla, şahıslarla intihar saldırıları gerçekleştiriyorlar. Kobanê’den çıkmamak için en nitelikli ekiplerini buraya getirmişler. IŞİD çetelerinin kaçtıklarını söylemek doğru değil, her noktada IŞİD çeteleri YPG ve YPJ savaşçılarını zafere inanan cesaretiyle tamamen öldürülüyor ve adım adım özgürleştiriliyor orası. Gazeteciler gelip inceleyebilir, alınan her evde mutlaka onların cesetleri çıkıyor. Bunun için kolay bir şekilde zafere ulaşacağımızı söyleyemiyoruz fakat başlattığımız hamle karşısında da IŞİD çetelerinin direnebileceğini düşünmüyoruz.

Son zamanlarda artan intihar saldırılarını bu hamleye mi bağlıyorsunuz?

Mahmud Berxwedan: Evet öyle! Kobanê’de ilerlemek için IŞİD bütün yöntemleri uyguluyor. IŞİD’in asıl yönteminin intihar saldırıları olduğunu herkes biliyor. Önceki gece Kara Okul ve birkaç evde daha patlamalar yaşandı. Yani hem intihar saldırıları, hem diğer patlatma taktikleri uyguluyorlar. Bu şekilde bir korku salmak istiyorlar fakat bu taktik Kobanê’de işlerine pek yaramadı. Çünkü savaşçılarımız pürdikkat, profesyonel bir şekilde hareket ediyor.

Suriye ve Kürtler konusunda uzman birçok kişi Kobanê’nin bir iki hafta içinde düşeceğini düşünüyordu. Bu direnişin ne sırrı ne? IŞİD gibi bir güç karşısında YPG nasıl bu kadar uzun süre direnebildi ve şimdi zafere doğru yürüyor?

Clipboard01

 

Mahmud Berxwedan: İyi bir şekilde araştırılırsa direniş sırrının her YPG savaşçısının teslimiyeti kabul etmeyen ruhunda saklı olduğu anlaşılır. Kahramanca savaşan bu savaşçılar Serzorî Destanı gibi destanlar yazdılar, her taraftan kuşatılmalarına rağmen son damlalarına kadar savaştılar ve ‘’Bijî Berxwedana Kobanê’’ diyerek şehit düştüler. Şehit Zozan ve Şehit Êrîş gibi savaşçılar tankların ancak cesetlerine basıp Kobanê’ye girebileceklerini söylediler ve öyle savaşıp şehit düştüler. İşte bu direnişin sırrı burada, Arîn ve Kendal gibi onlarcasının mücadelesidir bu sır. Toprağa ve onurlu bir yaşama bağlılıktır bu sır. IŞİD çeteleri yöneldikleri her yeri kısa bir sürede alabiliyorlar fakat dört ay kadar bir süredir burada büyük bir kayıp verdiler ve Kobanê’yi alamadılar. Hiçbir zaman da alamayacaklar. YPG ve YPJ savaşçılarındaki bu direniş ruhu dünyanın başka bir yerinde olmayan bir ruh, ki bu ruh 2015 yılında elde edilecek başarının da teminatı olan bir ruh.

Peki, yeni saldırılar için IŞİD’e Rakka gibi kontrolünde olan diğer şehirlerden hala takviye güçler geliyor mu?

Mahmud Berxwedan: Fırsat buldukça Minbic, Cerablus, Bab, Rakka, Tilabyad şehirlerinden takviye güçler getiriyorlar. Bir kırılmaya uğradılar, bu güçlerle durumu lehlerine çevirmek istiyorlar. Biz ilerliyoruz, önemli noktalar kontrolümüz altına geçti fakat onlar direnmeye devam ediyorlar. Tüm bu takviye güçlere rağmen Kobanê’yi çok da uzun olmayan bir süre sonra özgürleştireceğimizi düşünüyoruz.

Dün de çok sayıda hava saldırısı oldu. IŞİD’e takviye güçlerin ulaştığı yollar üzerinde koalisyon güçlerinin yeni bir stratejisi var mı?

Mahmud Berxwedan: Stratejide büyük bir değişiklik söz konusu değil, bu yollar değil de özellikle Tilabyad ve Cerablus taraflarında bazı önemli hava saldırıları olmuştu. Genel olarak savaş cephesinin ön tarafına hava saldırıları düzenliyorlar ve kısmen de cephenin arka tarafına.

Hava saldırılarının fazla ve etkili olmasının sizin üzerinizdeki etkisi ne?

Mahmud Berxwedan: Hava saldırıları son birkaç gündür artmış durumda. Bu bize bir destek ve koalisyonun hava saldırılarıyla IŞİD psikolojik olarak da bir yıkıma uğruyor.

Kobanê’ye dönen siviller var, onların dönüşü hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mahmud Berxwedan: Sınırda bekleyen insanlarımız var, Kobanê’ye bir an önce dönmek istiyorlar. Yine, savaşa rağmen Kobanê’yi bırakmak istemeyen ve burada yaşayan insanlar var. Kobanê halkı başka bir yerde alışmış bir halk değil, tarihinde böyle bir şey yok. Birçok aile kendiliğinden Kobanê’ye dönüyor. Bu bir taraftan destek için iyi bir şey fakat bir taraftan da kötü. Çünkü çetin kış şartlarından dolayı bazı sıkıntılar yaşanıyor, başta ısınma problemi mesela. Henüz bir koridor açılmış değil ve doktorlar konusunda da eksiklikler yaşanıyor. Fakat gelen insanlar Kobanê’deki toprağı yemeye muhtaç da kalsalar burayı terk etmeyeceklerini belirtiyorlar.

Son olarak 2015 yılı için Kürtlere ve dünyaya mesajınız ne?

Mahmud Berxwedan: 2014 yılı Kürtlerin direniş yılı oldu ve Kürtler hiçbir zaman yenilmeyi kabul etmediklerini bütün dünyaya gösterdiler. Özgürlüğe odaklanan bu halk, sadece kendiler için, bütün Ortadoğu halkları, bütün dünya için IŞİD’e karşı mücadele etti. 2014 yılındaki oluşturulan mücadelenin 2015 yılında Kürt halkına özgürlük getirmesini umut ediyoruz. Başta direnen Kürt halkının olmak üzere bütün dünya halklarının yeni yılını kutluyoruz.

Kobanê’deki Son Durumu ve Mürşıtpınar’daki IŞİD Saldırılarını 3 Önemli Konukla Tartıştık

10813865_407421712748366_1817849044_o

Kobanê’de Son Durumu ve Mürşıtpınar’daki IŞİD Saldırılarını 3 Önemli Konukla Tartıştık

Mutlu Çiviroğlu https://twitter.com/mutludc

***

Sayın Enwer Mislim, yaklaşık üç aydır Kobanê’de çatışmalar devam ediyor, Kobanê’de şu an son durum ne?

Enwero

Enwer Mislim: Terör örgütü IŞİD yaklaşık üç aydır Kobanê’yi hedef almış durumda, burada bir katliam gerçekleştirmek istiyorlar. Kobanê kardeşliğin ve barışın sembolü bir şehir, bütün halklar, Ermeniler, Türkmenler, Araplar ve Kürtler beraber yaşıyordu. Suriye’deki diğer şehirlerden ayrılmak zorunda kalan herkes Kobanê’ye yönelmişti, herkes burada özgür bir şekilde dinini de yaşayabiliyordu. Buna tahammül edemeyen IŞİD’in Kobanê üzerindeki saldırıları devam ediyor. Her gün sivilleri hedef alan yüzlerce havan topu atıyorlar, bu şekilde evleri de yakıp yıkmak istiyorlar.

Doğu, güney ve batı, her üç cephede de bazı noktalarda IŞİD var, şehri tamamen ele geçirmek istiyorlar fakat bunu şimdiye kadar yapamadılar. Şehirde ilerlemek, sivillere zarar vermek için şimdiye kadar yaklaşık 26-27 büyük araçla intihar saldırısı düzenlediler. Fakat Kobanê’deki direniş, Amerika’nın öncülüğünü ettiği koalisyonun hava saldırıları birlikte IŞİD’in üzerinde büyük bir baskı oluşturdular. Yine peşmergelerin de YPG’ye destek çıkmasının çok büyük bir faydası oldu.

Havan topu saldırılarının devam ettiğini belirttiniz. Kamuoyunda IŞİD’in ağır silahlarının etkisiz hale getirildiği konuşuluyordu. IŞİD’e yeni silahlar mı geldi yoksa sakladıkları bazı silahları mı çıkardılar? Bu konudaki yorumunuz ne?

Enwer Mislim: Herkes IŞİD’i iyi tanıyor, IŞİD mahalli bir örgüt değil. Büyük bir güç, çok sayıda savaşçısı var. Musul’daki, Rakka’daki ve diğer yerlerdeki silahları ele geçirdikten sonra çok daha büyük bir güç haline geldi. IŞİD’e her gün Tilabyad, Minbic, Rakka’dan takviye güç ve mühimmat geliyor. Patlatılan havan topları küçük bir arabayla getirilen az sayıda havan topu değil, sürekli gelen bir mühimmat desteği var. Savaşçılar ve silahlar bahsettiğim bu şehirlerden günlük olarak geliyor. IŞİD’in bir kırılmaya uğradığı doğrudur fakat bu destekten dolayı tehlike devam ediyor.

28 Kasım’dan bu yana, Mürşitpınar’dan bu tarafa geçirdiği zırhlı askeri araç dahil 8 araçla Kobanê’ye intihar saldırısı düzenlemiş IŞİD. Bu röportajımız sırasında da dahi sizin de duyduğunuz gibi havan topları saldırısı devam ediyor.

Mürşitpınar konusu kamuoyunda çok tartışıldı. Kimi kaynaklar Türkiye’nin IŞİD’in sınırı geçişine göz yumduğunu iddia ediyor, Türkiye’deki resmi kaynaklar iddiaları yalanlıyor. Siz bu konuda tam olarak ne söylüyorsunuz?

Enwer Mislim: Biz bunu sadece öylesine söz olarak söylemiyoruz, elimizde deliller var. Biz burada, kendi şehrimizde büyük bir mücadele sergileyerek şehrimizi koruyoruz. Doğu cephesinden IŞİD’in Kobanê’ye ulaşabilmesi için 2 kilometrelik mesafe var. Aynı şekilde güneyde 4 ve batıda da 7 kilometrelik bir mesafe söz konusu. IŞİD’in bizim tarafımızdan kapıya ulaşması aklı olan insanların kabul edebileceği bir şey değil. Araç ancak iki şekilde gelebilir oraya, ya uçak aracı sınır kapısına bırakacak ya da Türkiye toprakları kullanılacak. Türkiye topraklarının kullanıldığına tanıklık eden yüzlerce şahit var, bunun yanında görüntüler de var.

Türkiye hükümet olarak bu konuda net bir şey söylemeli. Biz Kobanê’deki kanton yetkilileri olarak bir araştırma komisyonunun oluşturulmasını istedik. Bağımsız kişilerden, siyasetçilerden, ya da insan hakları kuruluşları çalışanlarından oluşturulacak bir komisyon bu konuyu aydınlatmalı. Onlarca sivil şehit oldu, onlarca sivil yaralandı, onlarca ev yıkıldı. Oysa biz o kapıdan sadece insani yardım bekliyorduk. Bunun bir sorumlusu olmalı.

***

HDP Şırnak Milletvekili Sayın Faysal Sarıyıldız

Sayın Sarıyıldız, siz de uzun süredir Kobanê sınırındasınız. IŞİD’in Mürşitıpınar’daki sınır kapısını kullanarak Kobanê’ye saldırması hakkında neler diyeceksiniz?

Faysal Sarıyıldız sınırda Kobane'yi izlerken Foto: http://sanliurfaguncel.com/

Faysal Sarıyıldız sınırda Kobane’yi izlerken
Foto: http://sanliurfaguncel.com/

Faysal Sarıyıldız: Kobanê IŞİD çetelerine karşı yaklaşık üç aydır büyük bir mücadele örneği sergileyerek direniyor. Ayın 29’unda Kobanê’ye ahlaksızca, kalleşçe bir saldırı düzenlendi. Zaten şimdiye kadar Türkiye hükümeti IŞİD çeteleri ile işbirliği yapıyordu fakat ilk kez kendi topraklarını kullanmaları için açık bir şekilde zemin oluşturdular.

Kobanêli yetkililer Türkiye tarafından böyle bir saldırı beklemediklerini dile getiriyorlar. Yardım bekledikleri kapıdan IŞİD çeteleri geçmiş, milyonlarca Kürdün gözleri önünde yapılmış bu. Daha önce bunun gibi birçok şeyi reddeden Türk hükümeti bu geçişi de inkar ediyor.

Çözüm süreci görüşmelerinin olduğu bir dönemde böyle bir saldırının olması büyük bir sorun. Görüntülerden de anlaşılacağı üzere IŞİD’in aracı Türkiye toprakları üzerinden gelmiş. Gümrük kapısı 7/24 Türkiye hükümeti tarafından kamera ile kayıt altında. Sadece bu kamera kaydı değil, sınır kapısına 50 metre uzaklıktaki bir Türk zırhlı aracı kayıt için en iyi şekilde donatılmış, içinde termal kamera var. Oradan bir kedi geçtiğinde bir kuş uçtuğunda da kayıt altına alınabiliyor bu. Bunları kayıt altına alabilen bir kamera bir zırhlı aracı ve kapıdan geçen 50’ye yakın IŞİD üyesini de kayıt altına almıştır elbette ki.

***

Kobanê’den tanınmış gazeteci Mustafa Bali

Sayın Bal, siz şu an Kobanê’de olan bir gazeteci olarak Mürşitpınar sınır kapısındaki patlamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mustafa Bali

Mustafa Bali

Mustafa Bali: Sanılanın aksine Türkiye gizli bir şekilde değil, uzun bir süredir çok açık bir şekilde IŞİD’e destek veriyor. Bunu kanıtlayan birçok şey var. Türkiye sınırda kameralar ile her şeyi takip ediyor. Sınırın diğer tarafına geçmek isteyip doğum yapmak isteyen hamile bir Kürt kadını kamera kayıtlarıyla tespit ederek işkence eden Türkiye nasıl oluyor da kendi topraklarından Kobanê’ye geçen bir zırhlı aracı ve 50 IŞİD çetesini görmüyor?

IŞİD Türkiye tarafında iki köyü kontrolü altına alarak Kobanê’ye saldırdı ve hemen belirteyim, Mürşitpınar sınır kapısındaki patlamada yaralanan insanlar Türkiye’de şu an gözaltındalar. Patlamaya tanıklık eden bu insanları Türkiye bilinçli bir şekilde gözaltına aldı. Çünkü Türkiye’ye karşı açılacak bir davada bu insanlar olayın şahitleri.

Patlamayı yapan zırhlı araç Türkiye topraklarından geldi. Sınır kapısında bekleyen doktorlar ve çalışan diğer siviller aracın yaralıları götürmeye geldiğini düşünüyordu. Çünkü ambulans da saatlerce kapıda bekletiliyordu, yaralıların taşınmasına kolay kolay izin verilmiyordu. Havadaki kuşların aşamadığı bir kapıdan bir zırhlı araç nasıl geçiyor?

Zaten patlamadan sonra çatışmalar Türkiye tarafındaki kapıda devam etti, Kobanê tarafındaki kapıda değil. Türk basınında Kobanê’deki sınır kapısının IŞİD’in eline kontrolü altına geçtiği yönünde haberler yayıldı o sırada, fakat bu gerçeği yansıtmıyordu. Burada basında çalışan arkadaşlarımızın kaydettiği görüntüler var. YPG Mürşitpınar köyüne müdahalede bulundu ve orada IŞİD çeteleri öldürüldü. Yine Türk askerlerinin IŞİD çeteleri ile beraber cesetleri oradan nasıl kaldırdığını gösteren görüntüler de var elimizde. Yani IŞİD Türkiye’ye açık açık destek veriyor, bunu herkes biliyor artık.

Sayın Enwer Mislim daha önce yaptığımız röportajların çoğunda Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak istediğinizi belirtmiştiniz. Sizce Türkiye şimdi neden böyle bir tutum sergiliyor ve Türkiye ile iyi bir ilişki kurulması için neler yapılmalı?

Enwer Mislim: Kobanê direniş sadece Kürtler ve Kobanê için sergilenen bir direniş değil. Amerika’dan, Avrupa’ya, Avustralya’ya, büyük küçük, çocuk yaşlı demeden bütün dünya Kobanê’ye destek verdi. Bu Kobanê’de teröre karşı sergilenen direnişin insani bir direniş olduğunun en büyük kanıtı. Türkiye sözlü olarak bir şeyler yaptı belki fakat biz pratikte açıkçası daha çok şey umuyorduk. Ortadoğu’da yaşayan Kürtler, Türkler ve Araplar için Türkiye daha önemli bir rol oynamalıydı. Herkes biliyor, Kobanê’ye geçen yüzlerce IŞİD savaşçısı Türkiye toprakları üzerinden geçti. Türkiye ile yüzyıllardır komşuyuz, yüzyıllardır beraber yaşıyoruz. Farklı yerlerden gelip bu coğrafyada katliamlar gerçekleştirmek isteyen bir terör örgütüne karşı Türkiye daha farklı bir tutum sergilemeliydi. Daha önce de belirttiğimiz gibi, IŞİD militanlarının Türkiye topraklarını kullanması tehlikeli bir şey. Sınır kapısındaki patlama bir an önce aydınlatılmalı ve Türkiye’deki yetkililer ile önümüzdeki IŞİD terör üzerine görüşmeler yapabilmeliyiz.

Peki, Sayın Sarıyıldız, Sayın Mislim’ın dediklerini duydunuz. Siz Türkiye’nin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Faysal Sarıyıldız: Türk hükümeti daha ilk günden Kobanê’nin düşmesi üzerine planlar kuruyordu. Sözde Kobanê düşerse daha güçlü bir hale gelecek ve sömürü politikalarını devam ettirecekti. Fakat Kürt halk önder Sayın Abdullah Öcalan’ın öncülüğünü ettiği Kürt mücadelesi güçlendi. Kobanê artık bir başka ölçüt, yani sadece birkaç karış toprağın ya da birkaç bin kişinin özgürlüğü değil, başka bir şey. Kürt halkının kaderi Kobanê’ye bağlanmış durumda. Türk hükümeti Kobanê’nin düşmesi durumunda Kürt halkının özgürlük mücadelesinin büyük bir darbe alacağını hesaplıyor.

Hepimiz hatırlıyoruz, IŞİD saldırılarının ilk haftalarında Erdoğan Kilis’te ‘’Kobanê de düştü düşecek’’ dedi. Bu onların hayal ettiği bir şeydi, çünkü IŞİD’e büyük bir destek sağlıyorlardı. Kürt halkının böylesine onurlu bir mücadele sergileyeceğini düşünemediler. Türk hükümetinin Kobanê üzerinden yapmış olduğu planlar suya düşmüş olmasına rağmen hala Kobanê’nin düşmesini dört gözle bekliyorlar. IŞİD’e artık apaçık şekilde verdikleri destek biraz da duydukları öfke ile alakalı bir şey, çünkü Kobanê düşmedi. Onlar Kobanê direnişi zaferle sonuçlanırsa adım atmak zorunda kalacaklarını biliyorlar. Yani işgalci, son dönemde sürdürülen politikalarından vazgeçmek istemedikleri için bu şekilde davranıyorlar.

HDP olarak hükümetle bu konudaki görüşmeleriniz oldu mu son dönemde?

Faysal Sarıyıldız: IŞİD Kobanê’ye saldırmaya başlayınca Kürdistan’ın kuzeyinden on binlerce insan sınıra doğru aktı. Çünkü AKP hükümetinin tutumunu çok iyi biliyorlardı. Kobanê üç taraftan kuşatıldıktan sonra hükümetin de dördüncü tarafta zorluk çıkarıp Rojava devrimini Kobanê üzerinden boğmaya çalışacağı açık bir şekilde anlaşılıyordu. Sınıra doğru akan insanlara pervasızca saldırdı Türk askeri ve polisi. Gözaltı ve baskılara rağmen Kürt halkı orayı terk etmedi. Biz de HDP olarak elbette halkımızın yanındayız. Halkımız istekleri doğrultusunda hareket edeceğiz.

Bu saatten sonra Kobanê bizim için de belirleyici bir rol oynamakta. Eğer AKP hükümeti Kobanê’ye yönelik tutumunu değiştirmezse barış süreci görüşmelerinde de önemli adım atılmayacak. Yani barış görüşmelerinin mihenk taşı Kobanê’dir. Kobanê düşmanlığı yapan bir devlet barış görüşmeleri için nasıl dost olabilir? Kobanê için söylenecek, bizi kandırmaya yönelik laflara ihtiyacımız yok. Biz artık pratikte bir şey istiyoruz. Üç aydır bütün dünya Kobanê’deki siviller için bir güvenlik koridorunun açılmasını dillendiriyor, Türkiye gitti IŞİD çetelerine güvenlik koridoru açtı. Türkiye bu yanlış tutumunu bir an önce değiştirmeli.

Sayın Enwer Mislim, önceki gün ABD’nin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Washington’da yaptığı konuşmasında Kobanê’ye değindi ve Kürt kadın savaşçıları övdü, YPJ’den bahsetti. Onun Kobanê hakkındaki konuşmasını ve genel olarak Amerikan halkının desteğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Enwer Mislim: Sadece destek olarak değil, direnişte de Amerikan halkının da payı da var. Pentagon, başkan ve siyasi şahıslar da desteklerini belirttiler. Sayın Hillary Clinton’un Kobanê hakkında söylediği sözler beklediğimiz sözlerdi. Bu uluslararası güçleri teröre karşı birbirine yaklaştırdığı için buna olumlu bakıyoruz. Burada direnen savaşan arkadaşlarımız Amerikan halkının sunduğu destek için teşekkürlerini sunuyorlar.

Kobanê’deki tehlike devam ettiği için daha fazla destek umuyoruz açıkçası. Çocukların, kadınların ve yaşlıların aralarında bulunduğu binlerce sivil yaşıyor burada. Acil olarak bir insani koridorunun açılmasını istiyoruz. Üç aydır bunu dile getiriyoruz. Çünkü su yok, elektrik yok, temel ve tibbi ihtiyaçlar yok. Zaten IŞİD çeteleri sağlık çalışmalarını yürüttüğümüz yerleri hedef alarak patlamalar gerçekleştirdi. YPG ve özellikle de YPJ’ye büyük bir destek verilmeli. YPJ ki IŞİD terörüne karşı hafif silahlarla direniyor. IŞİD’e karşı savaşan bu kadınlar bütün dünya kadınlarını temsil ediyor. Kazanacağımıza inanıyoruz, Kobanê’ye destek veren herkes kazanacak.

Sayın Bali, Amerika’nın iki büyük kanalı CNN ve NBC Kobanê’ye ulaştılar. Her iki kanalın da paylaştığı görüntüler kamuoyunda çok konuşuldu, büyük bir etki yarattı. Dış basının Kobanê’ye ilgilenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Kürt gazeteciler olarak onlara nasıl yardım ediyorsunuz?

Mustafa Bali: Kobanê’deki direniş karanlığa karşı aydınlık direnişi. Galileo’nun, Dante’nin kendi dönemlerinde başlattıkları aydınlanma mücadelesi bugün Kobanê’de devam ediyor. Dünyanın neresinde olursa olsun aydınlanma taraftarı herkes bu direnişe bir sorumlulukla sahip çıkmalı. Burada yürütülen mücadele sadece askeri bir mücadele değil çünkü. Ki zaten IŞİD gibi karanlık güçler ancak askeri mücadele ile durdurulabilir. Batı medeniyetleri, Avrupa ve Amerika’da yaşayan insanlar IŞİD’i yakından tanımıyor olabilir henüz. Bunun için biz gazetecilerin vazifesi burada yaşananları tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermek, bütün dünyaya duyurmak.

İnsanlar Kobanê’deki direnişin sadece Kürtler için bütün halkların geleceği için sergilendiğini bilmeli. Biz başka bir yere kaçsaydık zaten IŞİD yine gelip savaşacaktı bizimle, sadece bir gazeteci olarak değil bir Kobanêli vatandaş olarak da biz bu sorunu burada halletmeye karar verdik. Bu sorun Avrupa’ya da Amerika’ya da sıçrasın istemiyoruz, bunu burada bitirmek istiyoruz. Bunun için de bütün dünya basınını buraya davet ediyoruz, gelip gerçeği kendi gözleriyle görsünler. İnsanın özgür fikirlerine saldırmak isteyen IŞİD’e karşı insanlarımızın nasıl direndiğini yazmalı, görüntülemeliler. Gelen basın mensuplarına yaşadığımız şeyleri dünyaya duyurdukları için çok teşekkür ediyoruz.

Son olarak şunu söylemek istiyorum. Kobanê şu an kış mevsimini tam anlamıyla yaşıyor. Geçen yıl bu vakitler sobanın başında oyuncaklarıyla oynayan,  okula giden, hayalleri olan çocuklar şimdi Kobanê sokaklarında çıplak ayakla geziyorlar. IŞİD’in saldırılarından en çok onlar etkilendi. Sokaklarda bazen boş mermilerle oyun oynayan çocukları görünce ağlamaklı oluyor insan. Uluslararası yardım kuruluşları, insan hakları örgütleri, Birleşmiş Milletler ve demokrat ülkeler bu çocuklar için bir sorumluluk ruhuyla bir şeyler yapmalılar. Herkes bir güvenlik koridorunun oluşturulması için elinden gelen her şeyi yapmalı.

Sayın Mislim, Kürdistan Bölgesi’nden de yol ulaştığı için Cezire Kantonu’na birçok heyet gidiyor. Oradan görüştüğümüz kaynaklar Kobanê’deki direnişten sonra gelip giden heyet sayısında bir artış olduğunu belirtiyorlar. Kobanê’nin Kürtleri bütün dünyaya tanıttığını sıkça dillendiriliyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Enwer Mislim: Kapılarımız bütün siyasetçi ve gazetecilere açık, herkes gelebilir. Fakat savaş şartları ve sınır kapısından dolayı bazı güçlükler yaşanıyor. Buraya ulaşan gazeteciler, sivilleri, YPG’nin direnişini, peşmergenin ve koalisyon güçlerinin YPG’ye desteğini ve IŞİD’in estirdiği terörü gördüler, bunu bütün dünyaya duyurdular. Bu konuda hem bizim içimiz hem de dünya kamuoyunun içi rahatladı. Bu konuda pek bir şey söylemek istemiyorum, gelmek isteyen herkes gelip bütün dünyaya göstersin burada yaşananları.

Biz bütün dünyaya sesleniyoruz zaten, fakat Kürdistan halklarının özel bir yeri var. Onlar Kobanê için daha büyük bir yükün altındalar, daha büyük bir sorumluluk sahibiler, daha çok çalışmalılar, daha çok aktif olmalılar.

Enwer Mislim: Kobanê’deki Direnişte Bizi Destekleyen Herkesin Payı Var

Enwer_Mislim

Kobanê Kantonu Başbakanı Enwer Mislim ile bölgedeki son durumu ve Irak Kürdistan Bölgesi’ne yaptığı ziyareti görüştük.

Mutlu Çiviroğlu https://twitter.com/mutludc

Sayın Enwer Mislim, birkaç gündür Irak Kürdistan Bölgesi’ndeydiniz. Bu ziyareti konuşmadan önce, Kobanê’deki son durumu sormak istiyorum: İki gündür YPG’nin ilerleme kaydettiği ve yeni yerleri kontrolü altına aldığı yönünde haberler geliyor. Kobanê’de şimdi durum ne?

Kobanê’deki direniş ikinci ayını geride bıraktı. Geçen süre zarfında, YPG koalisyon güçlerinin de desteğiyle IŞİD’in ağır terör saldırıları karşısında etkili bir mücadele verebildi. Savaş uçakları, IŞİD mevzilerini ve onların ağır silahlarını bombaladı. Bu hava saldırıları YPG’ye moral olurken IŞİD’in de gücünü azalttı. Son birkaç gündür bir ilerlemenin kaydedildiği doğrudur. YPG’li arkadaşlarımız Kobanê’nin doğusunda 5 mahalleyi IŞİD’ten geri aldılar. Yine aynı şekilde Kobanê’nin güneyinde de arkadaşlarımız ilerlemiş durumda. Fakat siviller ve şehir üzerindeki tehlike devam ediyor. IŞİD bir kırılmaya uğradığı için bu direniş şehrini yakıp yıkmak ve büyük bir kinle de sivilleri öldürmek istiyor. Bunlara karşı, YPG, peşmerge gücü, ÖSO’nun yerdeki saldırıları ve koalisyonun etkili hava saldırıları var, bunun için durum genel olarak iyi diyebiliriz. Yakın bir zamanda Kobanê direnişinin zaferle sonuçlanacağına inanıyoruz.

Son iki üç gündür Kobanê ile yaptığımız görüşmelerde morallerin iyi olduğunu fark ettik. Sizin sesinizde hep bir umut vardı, sesinizden bu sefer daha da umutlu olduğunuz anlaşılıyor, doğru mu?

Hangi renkten, hangi ırktan olurlarsa olsunlar, bütün Amerikalı ve Avrupalı kardeşlerimiz, bütün dünya, IŞİD terörüne karşı hep birlikte YPG’ye sahip çıktılar. Bu bizi elbette ki mutlu etti ve bize umut verdi. Bunun için Kobanê’deki direnişte bize destek çıkan herkesin payı var diyoruz ve bu destekle YPG’nin ilerleme kaydetmesi insanı gerçekten sevindirip onurlandırıyor.

Peki, Kürdistan Bölgesi’ne yaptığınız ziyarette neler yaşandı? Bir konferansa davet edilmiştiniz, Kürdistan Bölge medyası, siyasetçileri ve halkı sizi nasıl karşıladı?

Hewler’de düzenlene MERI Forum 2014 Konferansı’ına Kobanê Kantonu başkanlığı olarak bizi davet ettiler. Biz de gidip konferansa katıldık. Ortadoğu’da barış ve eşitlik konulu bir konferanstı. Irak, Suriye ve Türkiye gibi ülkelerden gelen katılımcılar daha çok bu konular üzerinde durdular zaten. Kürdistan’ın kuzeyindeki barış süreci üzerinde de durdular. IŞİD terörüne karşı yürütülen mücadele Kobanê örneği de konuşuldu. Eğer her taraf Kobanê gibi direnirse IŞİD’in hiçbir tarafta ilerleyemeyeceği söylendi. Hem siyasi, hem hükümet hem de bağımsız bütün yetkililer ile görüştük. Amerika, İngiltere ve Türkiye’den gelen stratejik araştırmalar kurumları ile de görüştük. Bütün dünya teröre karşı bir şeyler yapmak istiyor. Kürt halkının hakları ve Suriye’de, Irak’ta ve Kürdistan’ın kuzeyinde yaşayan azınlıkların hakları için de bir şeyler yapmak istiyorlar, genel olarak bu konular üzerinde duruldu.

Bazı yetkililer ile görüştüğünüzü belirttiniz, kimlerle görüştüğünüzü söyleyebilir misiniz?

Irak Cumhurbaşkanı Sayın Fuad Masum ile görüştük. Sayın Masum Kobanê’yi desteklediğini belirterek Kobanê’nin IŞİD’den çektiği sıkıntının aynısını Irak’ın da çektiğini söyledi.

state8654 (1)

Eski Irak cumhurbaşkanı Sayın Mam Celal ile görüştük. O da aynı şekilde Kobanê’ye desteklerini sundu.

talab

Hero Talabani,  Dr Behram Salih ve YNK’nin bütün yetkilileri ile de görüştük. Goran Hareketi lideri Noşirvan Mustafa görüştük. Yine Cemil Bayık ile de bir araya geldik. Hepsi bizi desteklediklerini açıkladılar.

Ayıca, Kürdistan Parlamentosu’nda da görüşmeler gerçekleştirdik. Kobanê’ye gönderilen peşmerge desteği için parlamentoya teşekkürlerimizi sunduk. Parlamentodaki bütün partilerin yetkilileri ile görüştük. Bir kez daha gördük ki tüm Kürdistani güçler Kobanê’ye destek veriyor. Görüştüğümüz Kürdistani güçlerin hepsi teröre karşı çıkıyor, Kobanê’ye destek çıkıyor ve insanlık için bütün dünyada barışı savunuyorlardı. Bazı Amerika ve Avrupa ülkelerinin yetkilileri ile de görüştük, onlar da Kobanê’yi desteklediklerini bizlere ilettiler.

Bahsettiğiniz bu Amerikalı ve Avrupalı yetkililer Kobanê’deki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorlar? Bir yardım talebinde bulundunuz mu, pratikte bir şey yapmak istiyorlar mı?

Kobanê’de yaşanan gelişmeleri, IŞİD’in estirdiği terörü herkes yakından takip ediyor. Teröre karşı bütün dünya bir olmak istiyor. Kobanê sekiz aydır teröre karşı pratikte mücadele ediyor. Görüştüğümüz Amerikalı ve Avrupalı yetkililere Kobanê’nin sadece bölgeyi değil bütün dünyayı hedef alan bir terör örgütüne karşı savaştığını belirttik. Herkes Kobanê’ye destek çıkmalı dedik, güvenlik koridoru isteğimizi yineledik. Yine yerlerini, yurtlarını terk eden insanları çetin kış şartlarının beklediğini söyledik. Her türlü desteği sunmaya hazır olduklarını, Kobanê’deki zaferden sonra da ekonomik, tıbbi, her konuda daha fazla yardım edebileceklerini belirttiler.

Kürdistan Bölgesi başkanı Sayın Mesut Barzani ile neden görüşmediniz peki, bir sebebi var mı?

Kürdistan Bölgesi’inde de savaş var, herkes IŞİD’in oraya saldırdığını da biliyor. Sayın Barzani savaş cephesindeydi, bizim de zamanımız kısıtlı olduğu için görüşme imkanımız olmadı. Fakat bütün siyasi partilerin yetkilileri olduğu gibi KDP ile de görüştük.

Biraz da Twitter üzeri okuyuculardan gelen soruları sormak istiyorum. 200 ENKS savaşçısının Kobanê’ye geçeceği söyleniyor. Kimi iddialara göre kanton yetkilileri ya da YPG onların geçişine izin vermiyor. Bu konuda neler diyeceksiniz?

Biz herkesin Kobanê’deki savunmaya katılmasını istiyoruz. Biz Kürdistan’ın her tarafındaki güçleri YPG’ye destek vermeye çağırdık. ENKS Rojava’daki bir güç, zaten bize destek çıkmalı. 200 kişilik gücün Kobanê’nin dışında değil, Kobanê’de olması lazımdı şimdi. Duhok Anlaşması bu tür askeri şeylere çözüm getirmiş. Kantondaki askeri şeyler YPG ile ilgili şeyler. Yani kantondaki siyasi parti yetkililerinin ENKS savaşçılarının geçişine izin vermediği gerçeği yansıtmıyor. Silah kullanabilen herkesi kendi toprağını ve onurunu koruması için Kobanê’ye davet ediyoruz. Ne yazık ki YPG dışında kimse Kobanê’de kalmadı. Fakat biz yine de tekrar ediyoruz, herkes Kobanê’yi savunmaya gelebilir. Fakat dışardan özel bir güç kabul edilemez, çünkü iki ordunun olması kabul edilemez. YPG’de yer alabilirler, çünkü YPG siyasi bir güç değil. YPG Kobanê kantonunu ve Rojava’yı savunan bir güç ve Suriye’nin gelecekteki temel güçlerinden biri.

Yani ENKS üyeleri YPG’nin adı altında savaşmak istemiyorlar, doğru mu?

ypj row

Evet, doğru ne yazık ki. Burada bir şey belirtmek istiyorum: Peşmerge güçleri burada YPG’ye ve Kobanê’ye destek çıkıyor ve herhangi bir anlaşmazlık yaşanmıyor. Suvar Rakka, Cephetul Ekrad, Şemsi Şimal gruplarının savaşçıları da burada. Bu güçler dışardan gelip Kobanê’ye destek çıktılar. Kobanê gençlerinin ‘dışardan bir güç olarak burayı savunuyoruz’ demelerini gerek yok, zaten YPG içinde yer almalılar. Eğer farklı bir güç olmakta diretirlerse bu ilerisi için iyi olmaz, kötü sonuçlar doğurur. Tekrar ediyoruz, YPG herhangi bir partinin ordusu değil, kantonun ve tüm Rojava’nın ordusu ve Duhok Anlaşması da bunu onaylamış. YPG’ye yapılan haksızlıklar bizi incitiyor, burada savaşan, yaralanan, şehit düşen güç YPG. Bütün dünya YPG gerçeğini biliyor artık. İsveç’ten gelmiş bir genç, Kobanê’de insanlık savaşmak için YPG’ye katılmak isterken neden Kobanêli gençler YPG’ye katılmasın?

Peki, okuyuculardan gelen başka bir soru ise Türkiye’nin tutumunda bir değişiklik olup, olmadığı?

Biz Türkiye ile komşuyuz. Türkler, Kürtler, Araplar, hepsi Ortadoğu halkları. Türkiye’nin destek vermesini umuyorduk fakat umduğumuz desteği vermediler. Biz IŞİD’in sadece Kobanê’nin ve Kürtlerin düşmanı olmadığını, bütün halkların ve dünya ülkelerinin düşmanı olduğunu yinelemek istiyoruz. Bunun için nasıl ki biz Kürdistan’ın kuzeyindeki ve Türkiye’deki barış sürecini destekliyorsak Ortadoğu’da bir barış için Türkiye de Kobanê ve YPG’yi desteklemeli.

Bunu hep yineliyorum, Kobanê’de insanlık savunuluyor. Demokrasi ve bütün halklar savunuluyor burada. Bütün dünyanın 1 Kasım’da Kobanê’ye destek çıkması, koalisyonun bize destek çıkması bizim için önemliydi. YPG ve Kobanê için, bütün halkların Ermenilerin, Kürtlerin, Arapların, Türklerin, Süryanilerin ve bütün dinlerin, İslam ve Hristiyanlık ve ne varsa, tüm bunların korunması için bu desteğin devam etmesini umuyoruz.

ABD YPG’ye Havadan Silah ve Cephane Yardımı Yaptı

images

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) yaptığı yazılı açıklamada, ABD askeri güçlerinin, IŞİD’e karşı Kobane’yi savunan Kürt güçlere (YPG) takviye yapmak için Kobane bölgesine havadan silah, cephane ve sağlık malzemesi yardımı yapıldığını duyurdu.

Açıklamada ABD Hava Kuvvetleri’nin C-130 tipi nakliye uçağının Irak’taki Kürt yetkililer tarafından sağlanan silah, cephane ve tıbbi malzeme yardımının, Kobane’de IŞİD’e karşı savaşan Kürt güçlere ulaştırdığı belirtildi.

Açıklamada, yardımın ardından uçağın bölgeden güvenlik şekilde ayrıldığı ifade edildi.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı ayrıca Amerikan askeri güçlerinin bugüne kadar Kobane’de IŞİD’e karşı 135 hava saldırısı düzenlediği de belirtildi.

ABD’nin Pazartesi sabahı Kobane’deki YPG güçlerine havadan yaptığı silah ve mühimmat yardımı önemli bir kilometre taşı olarak dikkatleri çekiyor.

Son zamanlarda Washington’un YPG ve PYD ile geliştirdiği doğrudan ilişkilerin daha somut bir kimliğe bürünmesi ve Rojavalı Kürtlerin uluslararası arenada daha da önemli bir konuma gelmesi anlamına geliyor.

Karar ayrıca YPG’nin IŞiD’e karşı oluşturulan koalisyonun da önemli bir aktörü olarak daha da öne çıkacağı anlamına da geliyor.

Özellikle YPG’nin Şengal’de oynadığı  ve uluslararası basın tarafından övgüyle bahsedilen rolü ve bir ayı aşkın süredir Kobane’de göstermekte olduğu güçlü direnişi de Obama yönetiminin bu kararına etki eden önemli unsurlar.

Yine, Amerikan medyası ve düşünce kuruluşları ve özellikle de Amerikan kamuoyunun Kobane konusundaki hassasiyeti  ve hükümete yönelik baskıları da Kobane konusunda hem hava saldırılarının artması  hem de silah yardımı yapması konusnda etkileyen önemli etkenler olarak dikkat çekti.

İsmet Şêx Hesen ile Kobane’deki Durum Üzerine

Kobane Kantonu Savunma Bakanı İsmet Şêx Hesen ile 9 Ekim tarihli röportaj

Ismet_Hasan

Devam eden saldırılarda şu anda durum nedir? Gelen bazı raporlarda şehrin IŞİD’in eline geçtiği bildiriliyor.

Kobane düşmüş değil Kobane elimizde ve şu anda Kobane merkezden konuşuyorum. YPG ve YPJ’li arkadaşlar saldırılara cevap vermektedir.

Dün akşam çok yoğun bir çatışma yaşandı. Şu anda da çatışmalar devam ediyor. IŞİD büyük darbeler yedi bu nedenle Halep, Raqqa ve Cerablus taraflarından teröristler getirerek vahşi saldırılar düzenlediler. Bu vahşi saldırılara biz yerden ABD uçakları ise havadan karşılık verdiler. Dün çok büyük çatışmalar yaşandı ve bunun sonucunda savaş devam ediyor ve IŞİD çetelerini kısmi de olsa durdurduk.

Çatışmalar şu anda devam ediyor ve ABD uçakları da koordineli olarak vuruyor. Biz de burada tarihi bir direniş sergiliyoruz ve burada çok büyük bir savaş veriliyor.

Musul birkaç saat içinde düşmüşken Kobane nasıl 25 gündür direniyor? Bu nasıl oluyor?

25. gününe giren saldırılarda savaşçılarımız genellikle ferdi silahlarla direnmeye devam ediyorlar. YPG savaşçıları büyük bir direniş gösteriyor bu kıt imkânlarla. Bu küçük güç ve imkânlarla biz direnmeye devam edeceğiz. İnşallah ABD uçakları vurmaya devam eder. Bizlere de etkili silahlar verilebilirse çok iyi olacak ve bu sayede biz, IŞİD saldırılarına cevap olabileceğiz etkili eylemlere başvurabileceğiz hava operasyonlarının desteğiyle de o çeteleri süpürebiliriz. Onların elindeki silahlar biliniyor zaten. Tank ve ağır silahlar kullanıyorlar. Amerika’nın silah vermesi durumunda alınacak sonuç, bütün dünya üzerinde etkili olabilecek bir sonuçtur.

ABD uçaklarından bahsettiniz. 3 gündür üst üste vuruyor. Bugün de vuruyor mu?

ABD uçakları üç gündür Kobane’de çok yoğun bir hareketlilik içinde ancak biz mevcut durumdan kaynaklı, sonuçlardan haberdar değiliz.5 dakika önce ABD uçakları IŞİD’i bir kez daha vurdu ve hala Kobane semalarında uçuşa devam ediyorlar.

Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü (SOHR)’un verdiği bilgilere göre Kobane Asayiş Binası IŞİD’in eline geçmiş. Doğru mu bu bilgi?

Kobane asayiş binasının IŞİD’in eline geçtiği doğrudur. Bir önceki gün çok eylemler içinde bulunduk ve bu saldırılardan sonra Rakka ve Halep’ten tank ve ağır silahlar getirip saldırılarda bulundular ve asayiş binasına yaklaştılar. Yoğun tank ve ağır saldırılar sonucu ele geçirdiler. Birçok sivil insanı şehit ettiler ve yaraladılar. Yaralıları Kuzey’e geçirdik şu anda şehrin içinde yaralımız bulunmamaktadır. Bizim de kaybımız oldu ancak ABD uçakları bu saldırıların sonucunda asayiş binasına havadan operasyon düzenleyerek binayı başlarına yıktı.

Dün bomba yüklü bir araç patlamıştı. Sonucu ne oldu?

Bomba yüklü bir kamyonla asayiş binasına yaklaşan IŞİD teröristleri, arkadaşlarımızın etkili vuruşları sayesinde hedefe varamadan bina yakınlarında bulunan boş bir alanda imha edilmiştir ve bunun sonucunda hiçbir kayıp yaşanmamıştır.

Bazı yayın organları Irak Kürdistan Bölgesi’nden yardım ve destek geldiğini belirtiyor. Bunun gerçekliği var mı?

Kuzey’den gelen gıda yardımları ile acil ihtiyaçlar dışında herhangi yardımda bulunulmuş değil. Üç tarafımız çevrili olduğu için gıda dışında herhangi bir yardım alabilmiş değiliz. Güneyden bir yardım almış değiliz gelen şeyler de Kuzey üzerinden geliyor. Aksini söyleyenlere itibar edilmemelidir.

Bazı çevreler ‘Kobane düştü, düşecek’ söylemlerinde bulunuyor. Bunu neye bağlayacaksınız?

Burada öz savunma savaşı yürütülüyor. Birçok defa Al Jazeera’nin sürekli dillendirdiği gibi Kobane’nin düşmüş olması söz konusu değildir. Kobane düştü içinde siviller kalmadı gibi bilgileri geçiyorlar. Böyle bir durum yoktur. Kürt halkından beklentimiz Kobane Kantonuna destek olup sahip çıkmalarıdır. YPG ve YPJ olarak vatanımızı terk etmeyeceğiz. Biz direnip kazanacağız. İnşallah Kobane düşmeyecektir. ABD’nin hava saldırıları içinde teşekkürlerimizi sunuyoruz

ISIS Attacks on Kobane and YPG’s Response

YPG_1

Mutlu Civiroglu

After taking over Mosul and some other cities in Iraq, the Islamic State of Iraq and Sham (ISIS) or with its new name Islamic State (IS) has launched a large offensive against Kobane (Ain al-Arab) on Wednesday, July 2. ISIS attacks supported by 10 tanks and other armored vehicles including US Humvees, were concentrated in the west of Kobane around several villages mostly against Zormixar, a strategic village overlooking town of Jarablus.

One important difference of these recent attacks is that ISIS has been employing many Western made heavy weapons seized from Iraqi army around Mosul in the past weeks. Moreover, YPG sources are stating that Iraqi generals from the Saddam era have joined ISIS and are coordinating the attacks against the Kurds. The main questions for Syria analysts was whether or not the Kurdish People’s Defense Units (YPG) had advanced weaponry and military capabilities that could repel these attacks and keep control of the region.

Two days after the offensive, on Friday, the YPG withdrew from Zormixar and other villages after ISIS bombarded the region with over 3000 mortars. Although YPG forces stated that this was a tactical move, some analysts interpreted this as a sign of possible defeat. After fierce clashes between the two sides, YPG forces managed to take back control of Zormixar as well as Khrab Ato, Bayadia, Ziyareteh and Jadidah villages. Currently some smaller scale clashes continue with remaining ISIS fighters, but local sources say the situation is pretty much under YPG control and the morale of the people of high.

YPG Media Office announced on Sunday, July 6 that ISIS offensive had been broken and around 200 ISIS fighters were killed. Sources that I spoke with in Kobane also verified that a lot of ISIS fighters had been killed and that their unburied bodies were scattered all over the battle field. Local sources also report that some of the fighters were blonde haired and bright skinned in appearance. According to YPG statements around 40 of their own fighters lost their lives in these recent attacks.

YPG also announced that its forces destroyed several ISIS tanks and other vehicles as well as seizing a wide range of weapons and ammunition.

Why Does ISIS Focus it’s Attacks on Kobane?
ISIS attacks against Kobane are significant for several reasons. First, with the recent confidence gained by taking over Mosul and other cities in Iraq, ISIS wants to expand its control over a larger territory of Syria as well. After seizing two oil fields from a rival extremist group, ISIS wants to seize Kobane which remains in the middle of territories under its control. ISIS currently controls Girsespi (Tall Abyad), Jarablus and Raqqah. It desperately wants Kobane to connect the regions under its control and make it a part of the “Islamic State”. Taking control of such an important city will enable ISIS to seize new territories from the direction of east and west, in addition to connecting Tall Abyad and Jarablus.

Furthermore, being a border city with Suruc of Sanliurfa province of Turkey, seizing Kobane will also allow ISIS to control the Mursitpinar Border Gate with Turkey as well. It is well known that ISIS gives specific importance to border gates especially for trade, easy crossing for fighters and logistics, the treatment of injured fighters etc. In this regard, it is increasingly likely that ISIS will plan attacks on other border crossings controlled by the Kurds like Serekaniye and Til Kochar (Yarubia), and crossings controlled by rival Islamist groups in Azaz.

In addition, ISIS also wants to cut Kobane from the Kurdish Mountain Region (Kurd Dagh) or Canton of Afrin and Canton of Jazira (Hasakah). As of now, moving between three Kurdish Cantons is difficult. According to local officials, currently hundreds of civilians are also held hostage in Jarablus and Tall Abyad. Also some 130 Kurdish students who were kidnapped by the group remain in captivity for over a month after they were kidnapped as they were returning from school exams in Aleppo. Despite all calls from international human rights groups those children and other civilians are still not released and are being used as a bargaining chip to pressurize YPG, according to local human rights defenders.
If Kobane falls to ISIS, such a possibility will bring some additional advantages for ISIS to further pursue its goals. It is apparent that ISIS does not hesitate to use any means to seize the city including kidnapping civilians and crucifying them, destroying houses and taking properties and even cutting off the water of the city.

Due to the fact that the taking of Kobane will be very advantageous for ISIS, it is not holding back from committing all sorts of cruelty against the people. ISIS is kidnapping civilians, publicly crucifying them and killing them by torture. Local sources are frequently reporting that ISIS is ransacking civilian homes and confiscating civilian property. As a matter of fact, it is well known that ISIS has on several occasions cut off the drinking water supply to Kobane.

One other factor to remember is that Kobane is the first city in Rojava to have been freed from the Assad regime on July 19, 2012. Therefore, the city has a special meaning for Kurds in Rojava. If the Kurds lose this city it will also have a demoralizing impact on them and their struggle for self-rule. Therefore, attacking Kobane is also attacking the massive gains of the Kurds in Syria, and a message for Kurds that ISIS [and its regional supporters] will not allow Kurdish autonomy in Syria. YPG sources and local officials expect that ISIS will be very likely to intensify its attacks as the second anniversary of the Kurdish takeover of the city approaches.

In fact, already news has come in that on Monday and Tuesday July 7and 8, ISIS launched new attacks on Kobane from the south and the east. YPG announced that in the fighting that occurred 35km south of Kobane close to Kunheftar, 40 members of ISIS were killed and that 2 YPG fighters had lost their lives.

YPG, along with the Kurdish Front (KF) and some other Free Syrian Army (FSA) brigades, also managed to break ISIS attacks from the east of Kobane which were aimed at sandwiching in YPG forces from both directions. It is known that there was intense clashes between YPG fighters and hundreds of ISIS fighters supported by tanks from Tall Abyad who had launched an attack that began on Monday, the 7th of July and continued on Tuesday and Wednesday. Local sources reported that the YPG had destroyed several tanks and killed tens of ISIS members while also adding that the YPH had also suffered serious losses.

On the 9th of July, news came in from Kobane that 2 of the YPG fighters had possibly lost their lives as a result of a chemical weapon. It is worth reminding that the internationally respected Syrian Observatory For Human Rights also reported on this allegation on Wednesday.

As of now, despite ISIS’s possession of advanced weaponry from Iraq, it has been unable to gain the upper hand over the YPG, known for its high military capabilities, its discipline and its popular support. However, as stated above, it is highly likely that ISIS will continue its attacks. In this regard, the statements of the administration of the Kobane Canton, PYD leader Salih Muslim and, on behalf of the KCK, Murat Karayilan on Kobane are very important. Local officials say hundreds of Kobane residents are returning home from neighboring countries to defend their city. Also, hundreds of Kurds from Turkey crossed border to fight against ISIS alongside YPG forces. It is without a doubt that the future of Kobane is both significant for the Kurdish gains in Rojava, and also for the Kurds in other parts.

ISIS Attacks on Hasakah

In the long run reaching Hasakah is one of the major goals of ISIS. But, Hasakah is currently controlled by three different forces, YPG (in Kurdish side of the city), Assad and the opposition. So, it is not that easy for ISIS to take control of Hasakah, but they certainly want to expand their control in Syria.

Hasakah City is the administrative center of the Hasakah governorate. It is an important road junction near the Turkish and Iraqi borders. It is also an important agricultural region; wheat, rice, cotton etc. It is also close to the oil fields in north (Ramalan area). In a way, controlling Hasakah will provide any group with an important advantage over the others.

Given YPG’s superior military capabilities, discipline and its large popular support base it makes it very difficult for ISIS to defeat YPG in Kobane, Hasakah or elsewhere. Even with advanced Western weaponry ISIS obtained from Iraq seem to have not helped the group to seize Kobane thus far.

IŞİD Neden Sürekli Kobanê’ye Saldırıyor?

Kobane_Civilians
Irak ve Şam İslam Devleti’nin ele geçirmek istediği Kobanê’nin büyük bir önemi buluyor. Musul’da ele geçirdiği ağır ve gelişmiş silahları kullanan IŞİD’in bu kente girmesi demek hem doğu hem de batıdan geniş hareket alanı bulması anlamına gelecek.

Haber: MUTLU ÇİVİROĞLU / Arşivi

RADİKAL – Irak’ta Musul’u ve diğer birkaç bölgeyi ele geçiren Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) yeni ismi ile İslami Devlet (IS) 2 Temmuz’da Kobanê’ye büyük bir saldırı başlattı. 10 tank ve başka ağır araçlar tarafından desteklendiği bildirilen bu saldırılarını Kobanê’nin batısındaki bir kaç köy, özellikle de Cerablus için stratejik değeri olan Zormixar bölgesinin etrafında yoğunlaştırdı.

Son saldırıların önemli bir farkı ise IŞİD’in geçen haftalarda Musul ve çevresinde elde ettiği ağır ve gelişmiş silahları ve kullanmasıydı. Hatta yakın dönemde IŞİD’e dahil olan bazı Saddam dönemi Iraklı subayların da Kürtlere karşı saldırıları yönettikleri YPG kaynaklarınca dillendirilmekte. Durum böyle olunca Suriye ’yi yakından takip eden uzmanların merakla sordukları soru, YPG’nin böylesi gelişmiş silahlarla yapılan saldırıları püskürtüp bölgeyi elde tutacak imkânlarının olup olmamasıydı.

IŞİD gerçekleştirdiği 3.000 ‘den fazla havan saldırısından sonra, YPG güçleri Cuma günü Zormixar ve diğer köylerden çekildi. YPG’nin taktiksel bir hamle olarak duyurduğu bu geri çekilme, akıllara ‘bir yenilgi mi ?’ sorusunu getrdi. İki taraf arasındaki şiddetli çatışmaların ardından YPG güçleri Cumartesi günü Zormixar’ın yanı sıra Xirabato, Ziyaretê ve Cedide köylerini geri almayı başardı. Şu anda bazı küçük çaplı çatışmaların devam ettiği fakat bölgenin YPG’nin kontrolü altında olduğu ve oradaki halkın moralinin yüksek olduğu bilgisi geliyor.

YPG Basın Merkezi 6 Temmuzda yaptığı açıklamada IŞİD saldırılarının kırılmış olup 200’e yakın IŞİD savaşçısının öldürüldüğünü duyurdu. Yerel kaynaklar da bu sayıyı doğruluyor. Tarlalarda gömülmeden bırakılan IŞİD’e ait birçok cesedin içinde sarı saçlı ve beyaz tenli olanlarının da bulunduğu belirtiliyor. YPG’nin açıklamalarına göre son saldırılarda 20 civarında savaşçının hayatını kaybettiği görülüyor. Yine, IŞİD’e ait 2 tank ve birkaç ağır aracın YPG tarafından tahrip edildiği, birçok silah ve mühimmatın de ele geçirildiği YPG açıklamalarında dile getirilmekte.

 

IŞİD NEDEN SÜREKLİ KOBANÊ’YE SALDIRIYOR?

Bu saldırıların birçok nedeni var. Birincisi IŞİD Musul ve Irak’taki diğer şehirlerde elde ettiği başarılardan güven alarak Suriye toprakları üzerindeki kontrolünü de genişletmek istiyor. Bunun dışında Kobanê, şu an IŞİD’in kontrolünde bulunan Girespi (Til Abyad), Cerablus ve Rakka’nın ortasında bir ada gibi duruyor. Kobanê’yi bu kendi kontrolü altındaki bölgeleri birbirine bağlamak için ve de yeni ilan ettiği “İslam Devletinin” bir parçası yapmak istiyor. Böylesi önemli bir şehrin kontrolünü ele geçirmesi demek, hem doğu hem de batıdan geniş hareket alanı bulması anlamına gelecek, yeni topraklar ele geçirmesini kolaylaştıracak.

Bunun dışında, Kobanê’nin ele geçmesiyle beraber Urfa’nın Suruç ilçesindeki Mürşitpınar Sınır Kapısı’nın kontrolünü de ele geçirmiş olacak. IŞİD’in özellikle ticaret, eleman ve mühimmat geçişi, hastaların tedavisi vb. nedenlerden dolayı sınır kapılarına önem verdiği biliniyor. Bu bağlamda önümüzdeki dönemlerde Kürtlerin elinde bulunan Serekaniye ve Til Koçer ile diğer İslami grupların elinde bulunan Azaz’daki sınır kapılarına saldırılar düzenlemesi muhtemel.

Bu saldırılarla IŞİD, ayrıca Kobanê’yi Kürt Dağı Bölgesi yani Afrin Kantonu ve Cezire Kantonlardan da koparmak istiyor. Şu sıralar üç Kürt Kantonu arasında gidiş gelişler oldukça zor. Yerel yetkililere göre birçok sivil Cerablus ve Til Abyad’da IŞİD tarafından rehin tutuluyor.

Aynı şekilde IŞİD tarafından Minbiç yakınlarında kaçırılan yüzden fazla Kürt öğrenci bir ayı aşkın zamandır rehin tutuluyor. Gerek İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), gerek UNICEF ve de diğer kurumların tüm çağrılara rağmen bu çocuklar ve diğer siviller halen serbest bırakılmış değiller. Kobanê Kanton yetkilileri ve bölgedeki insan hakları savunucuları, IŞİD’in rehin tuttuğu çocukları ve diğer sivilleri YPG’ye karşı baskı oluşturmak ve arkasındaki halk desteğini yok etmek için kullandığını belirtmekteler. Bu kaynaklar IŞİD’in ayrıca YPG’nin elindeki üyelerini salıverilmesi konusunda bir pazarlık kozu olarak da sivilleri kaçırdığını iddia etmekteler.

Kobanê’nin IŞİD’in eline geçmesi, örgüte birçok avantaj getireceği için oradaki halka her türlü zulüm yapılmaktan kaçınmıyor. IŞİD siviller kaçırıyor, bazılarını alenen çarmıha gerip, işkenceyle öldürüyor. Birçok defa sivillerin evlerinin tahrip edildiği ve mal ve mülklerine de el konulduğunu yerel kaynaklar sıkça dile getiriyorlar. Hatta Kobanê’nin içme suyunun bile IŞİD tarafından birçok defa kesildiği de kamuoyu tarafından bilinen bir durum.

Devam eden bu saldırıların bir diğer önemli nedeni ise Kobanê’nin 19 Temmuz 2012’de Esad rejiminden kurtulan ilk şehir olması ve Rojavalı Kürtler için manevi bir öneme sahip olması. Kürtlerin bu şehri kaybetmesi büyük bir moral kırıklığı yaratacak ve elde ettikleri kazanımlara büyük bir darbe olacak. Yani Kobanê’ye yapılan saldırılar Kürtlerin Suriye’de elde ettiği başarılara da bir saldırı anlamına da geliyor. YPG kaynaklarına ve yerel yetkililere göre IŞİD muhtemelen saldırılarını Kürtlerin Kobanê’yi alışının ikinci yıldönümünde artırarak devam edeceği.

Zaten hafta başından beri IŞİD’in hem güneyden, hem de doğudan yeni saldırılara başladığı haberleri de gelmekte. YPG, Kobanê’nin 35 kilometre güneyinde bulunan Kunheftar yakınlarındaki çatışmalarda 40’a yakın IŞİD üyesinin öldürüldüğünü, kendilerinin de 2 kayıp verdiklerini belirtmekte.

IŞİD’in, Kobanê’nin batısıyla birlikte eşzamanlı olarak doğudan yani Akçale’nin karşısındaki Til Abyad’dan yapmaya çalıştığı ilk saldırılar ise YPG, Kürt Cephesi ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’ya bağlı bazı grupların da desteğiyle püskürtüldü. IŞİD bu saldırıyla YPG’yi her iki yönden kıstırmayı amaçlıyordu ki bunda başarılı olamadı. 7 Temmuz Pazartesi günü başlayan ve bugün Salı da yoğunlaşarak devam eden çatışmalarda ise, yine Til Abyad’dan saldırıya geçen IŞİD güçleriyle YPG arasında sert çarpışmaların yaşandığı haberleri gelmekte.

Şu an itibariyle görünen, IŞİD’in Irakta ele geçirdiği gelişmiş silahlara rağmen yüksek askeri kabiliyeti ve disiplini ile bilinen ve geniş halk tabanı olan YPG karşısında üstünlük sağlayamadığı. Fakat yukarda da belirttiğimiz gibi IŞİD’in önümüzdeki günlerde saldırılarına devam etmesi de oldukça güçlü bir ihtimal. Bu nedenle de hem Kobanê Kantonu yönetimi ve Salih Müslim, hem de KCK adına Murat Karayılan’ın açıklamaları dikkat çekici. Hiç şüphe yok ki Kobanê’nin geleceği hem Rojava’daki kazanımlar, hem de Kürtlerin tamamı için önemli bir role sahip olacak.

http://www.radikal.com.tr/dunya/isid_neden_surekli_kobanye_saldiriyor-1201038

Hevpeyvîneke ligel Yekîtîya Ragihandina Azad ser Raporta Rojnamevanên Bê Sînor

Image

Hevpeyvîneke ligel Mesud Mihemed, Endamê Desteya Rêvebir ya Yekîtîya Ragihandina Azad ser Raporta Rojnamevanên Bê Sînor

Xelîl Osman: Çetelerin Serêkaniyê’ye Saldırması Bilinçli Tercih

Perşembe günü Serêkaniyê’de meydana gelen ve 11 kişinin yaşamanı yitirdiği saldırılarla ilgili Radikal’in sorularını yanıtlayan Demokratik Toplum Hareketi (TEVDEM)’in Cezire Kantonu Eşbaşkanı Xelîl Osman, Serêkaniyê’nin bilinçli olarak hedef alındığını belirtiyor. ‘Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) çeteleri Serêkaniyê’de var olan kardeşliği ve bir arada yaşama arzusunu bir tehdit olarak gördüğü için bu şekilde vahşice saldırdı.

fft81_mf2134624

Haber: Mutlu Çiviroğlu / Arşivi

Sayın Osman neden özellikle Serêkaniyê hedef alındı, öncelikle bu konuda neler diyeceksiniz?

Xelîl Osman: Bu koordineli saldırıların çok zaman önceden planlandığı ve üzerinde çok hazırlık yapıldığı belli. Serêkaniyê’den çıkarılan bu çeteci grupların artık burayı yeniden kontrol umutları kalmadığı için böylesi vahşice bir saldırı gerçekleştirdiler. Bu saldırılar sadece Kürtlere ve buradaki tüm toplumlara karşı değil, insanlığa karşı yapılmış saldırılardır.

Serêkaniyê bütün halklardan ve dinlerden insanlardan beraber, kardeşçe yaşadığı güzel bir yer. Kürtler, Araplar, Çerkezler, Hıristiyanlar ve Türkmenler, herkes kendi renkleriyle yaşıyor. Buradaki halklar daha önce birçok defa huzurlu bir ortamda, birlikte yaşamak istediklerini dile getirdiler. Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) çeteleri bu kardeşliği bir tehdit olarak gördüğü için Serêkaniyê’ye bu şekilde vahşice saldırdı. Bu çeteler bilmeliler ki öyle araçlara bomba doldurup, şehirlerde patlatıp, masum insanları katletmekle hiçbir yere varamazlar.

Fakat Serêkaniyê’de yaşayan insanlar şehit edilen insanlarımızın cenaze törenlerinde bir kez daha hiçbir kuvvetin bu kardeşçe yaşamı sona erdiremeyeceğini gösterdiler. Biz Demokratik Toplum Hareketi, TEV-DEM olarak bütün insanları kimlikleri ve inançları ile kabul ederken, IŞİD ve onun gibi düşünenler inançları ve kimlikleri hedef alıp, insanları katlediyor. Tek umutları bu tür terörist saldırılarla halk arasında korku salmak ve değişik toplumlar arasında sorunlar yaratmak. Ama halk bu konuda bilinçli ve bizim burada oturttuğumuz sistemi sonuna kadar sahipleniyor.

Xelîl Osman ve Mutlu Çiviroğlu Serêkaniyê’de

Peki, bu tür saldırıların Serêkaniyê’de bir korku yaratacağını düşünüyor musunuz? 

Xelîl Osman: Kesinlikle hayır. Şunu çok iyi görüyoruz ki bu saldırılar buradaki toplumlar arasındaki sevgi, saygı ve bir arada yaşama isteğini daha da perçinleştirdi. Bugün cenaze merasiminde binlerce insanın aynı acıyı paylaşması ve birlikte yürümesi, saldıranların hedefine ulaşamayacağını gösterdi. Bu iki saldırı ile halkları birbirine düşürmek istediler fakat saldırılar sonucunda halklar birbirine daha sıkı sarıldılar. Bunu cenaze merasiminde, sokakta, evlerde her tarafta görüyoruz.

Tam olarak kaç kişi yaşamını yitirdi bu saldırılarda, net sayı nedir? Ayrıca yaralıların durumu nasıl? 


Xelîl Osman:
 Toplam 11 kişi şehit oldu. Bunlardan 6’sı sivil, 4’ü Asayiş’ten yani polis, 1 kişi de YPG savaşçısı. Kimi ağır olmak üzere 30’a yakın insanımız da yaralı ki bazılarının durumu kritik. Ayrıca üzerlerine cam kırıkları düşen inşalarımız da mevcut.

Bu saldırılarda güvenlik zaafı var mı sizce? Nasıl oluyor da iki yerde eş zamanlı saldırı düzenleyebiliyor IŞİD elemanları?

Xelîl Osman: Türkiye tarafındaki Ceylanpınar sınır kapısı çetelerin elindeyken bütün kapılar açıktı. Şehir bizim elimize geçtikten sonra bütün kapılar kapatıldı, sınıra beton duvarlar örüldü. Siz de buraya geldiğinizde görmüştünüz durumu. Beraber gezmiştik sınır kapısını ve şehri. Bu çetelere kimin yardım ettiğini herkes çok iyi biliyor. Türkiye bunlara yardım ediyor. Bu çeteler dünyanın her tarafından buraya geliyorlar. Nerden geliyorlar peki? Türkiye’den değil mi? Bir sineğin vızıltısını bile duyanlar, bu çetelerin gelişlerini görmüyorlar mı sanki? Kimse kimseyi kandıramaz. Herkes bu çeteci gruplara asıl desteği verenin Türkiye olduğunu biliyor. Rojava’nın özgürlüğünü istemeyen ve Kürtlerin bir statü sahibi olmasını hazmedemeyenler var. Halkların beraberce, barış içinde yaşamasını istemeyenler var. Bizim burada oluşturduğumuz tolerans ve kardeşlik ortamından rahatsızlık duyanlar var. O nedenle de halklar arasına nifak tohumları sokmak istiyorlar.

Basında bazı Arap köylülerinin de bu silahlı gruplara yardım ettiği iddia ediliyor. Bu tür haberler doğru mu? 


Xelil Osman:
 Mümkün tabii ki. Bu konuda incelemelerimiz devam ediyor. Böylesi vahşice terör saldırısı gerçekleştiren çetelerin hiçbir yöntemi kullanmaktan geri kalmayacaklarını biliyoruz. Ama şurası da bilinmeli ki böylesi saldırılar sadece Rojava’da olan şeyler değil. Amerika’da ve Avrupa’da da oluyor bu tür terör saldırıları. Amerika’ya yapılan uçaklı saldırıları hatırlayın. Tabii ki bize karşı da bu tür saldırıları yapacaklardır çünkü oluşturduğumuz sistemden, kardeşlik ortamında çok rahatsızlar.

Saldırıların zamanlaması da ilginç. IŞİD büyük güçle Kobanê’ye saldırmasına rağmen başarılı olamadı. YGP de geçen hafta IŞİD’i yenilgiye uğrattığını ve 400’den fazla üyesini öldürdüğünü duyurdu. IŞİD’in Serêkaniyê saldırılarının böylesi bir zamanda gelmesi tesadüf mü yoksa planlı mı? 


Xelîl Osman:
 Tabii ki birbiriyle bağlantılı şeyler. Çeteler, Kobanê’deki direniş karşısında yenildiler. Yine, aynı şekilde Cezaa, Remelan ve Serêkaniyê’de ve daha birçok yerde YPG karşısında ağır yenilgiye uğradılar. O nedenle de askeri akanda yapamadıklarını, böylesi terör saldırılarıyla yapıp, halk arasında korku yaymaya çalışıyorlar. Fakat hedeflerine kesinlikle ulaşamayacaklardır çünkü halkımız örgütlü ve özgürlüğü tatmış durumda. Sistemini kurmuş ve kendi kendini yönetiyor. Cezire Kantonu’ndaki herkes, Kürdü olsun, Süryanisi olsun, Hristiyanı olsun, diğer bütün insanlar birlikte yaşamaları gerektiğini biliyorlar. Özgürlüğün yolu insanların birbirlerini sevmesinden ve tanımasından geçiyor. Buradaki herkes bunu çok iyi anlamış durumda. Bu çeteci grupların ve Baas rejiminin halklar arasında düşmanlık yaratma çabaları başarıya ulaşamayacaktır. Bunu herkesi bilmesini istiyoruz çünkü biz her türlü inanca ve kimliğe saygılıyız ve birlikte yaşama inanıyoruz.

Sizin aracılığınızla şunu da belirtmek istiyorum ki Rojava her taraftan kuşatılmış durumda. Dünyanın gözü önünde bu durum devam ediyor ve kimse sesini çıkarmıyor. Halk zor şartlar altında yaşamaya çalışıyor. Özellikle de çocuklar için ilaç sıkıntısı yaşanıyor. Bir sivrisinek türünün neden olduğu ciddi bir salgın durum var ve ilaç sıkıntısı var. Bu konuda duyarlı kamuoyunun yardımlarını bekliyoruz. Biz buradaki insanlarımıza bir yol açmak, onlara nefes aldırmak istiyoruz. Suriye’de özgürlüğün ve kardeşçe yaşamın bu denli güzel bir şekilde korunduğu Rojava’ya herkesin sahip çıkmasını umut ediyoruz.

http://www.radikal.com.tr/dunya/xelil_osman_cetelerin_serkaniyye_saldirmasi_bilincli_tercih-1188811