Kobanê’deki Son Durumu ve Mürşıtpınar’daki IŞİD Saldırılarını 3 Önemli Konukla Tartıştık

10813865_407421712748366_1817849044_o

Kobanê’de Son Durumu ve Mürşıtpınar’daki IŞİD Saldırılarını 3 Önemli Konukla Tartıştık

Mutlu Çiviroğlu https://twitter.com/mutludc

***

Sayın Enwer Mislim, yaklaşık üç aydır Kobanê’de çatışmalar devam ediyor, Kobanê’de şu an son durum ne?

Enwero

Enwer Mislim: Terör örgütü IŞİD yaklaşık üç aydır Kobanê’yi hedef almış durumda, burada bir katliam gerçekleştirmek istiyorlar. Kobanê kardeşliğin ve barışın sembolü bir şehir, bütün halklar, Ermeniler, Türkmenler, Araplar ve Kürtler beraber yaşıyordu. Suriye’deki diğer şehirlerden ayrılmak zorunda kalan herkes Kobanê’ye yönelmişti, herkes burada özgür bir şekilde dinini de yaşayabiliyordu. Buna tahammül edemeyen IŞİD’in Kobanê üzerindeki saldırıları devam ediyor. Her gün sivilleri hedef alan yüzlerce havan topu atıyorlar, bu şekilde evleri de yakıp yıkmak istiyorlar.

Doğu, güney ve batı, her üç cephede de bazı noktalarda IŞİD var, şehri tamamen ele geçirmek istiyorlar fakat bunu şimdiye kadar yapamadılar. Şehirde ilerlemek, sivillere zarar vermek için şimdiye kadar yaklaşık 26-27 büyük araçla intihar saldırısı düzenlediler. Fakat Kobanê’deki direniş, Amerika’nın öncülüğünü ettiği koalisyonun hava saldırıları birlikte IŞİD’in üzerinde büyük bir baskı oluşturdular. Yine peşmergelerin de YPG’ye destek çıkmasının çok büyük bir faydası oldu.

Havan topu saldırılarının devam ettiğini belirttiniz. Kamuoyunda IŞİD’in ağır silahlarının etkisiz hale getirildiği konuşuluyordu. IŞİD’e yeni silahlar mı geldi yoksa sakladıkları bazı silahları mı çıkardılar? Bu konudaki yorumunuz ne?

Enwer Mislim: Herkes IŞİD’i iyi tanıyor, IŞİD mahalli bir örgüt değil. Büyük bir güç, çok sayıda savaşçısı var. Musul’daki, Rakka’daki ve diğer yerlerdeki silahları ele geçirdikten sonra çok daha büyük bir güç haline geldi. IŞİD’e her gün Tilabyad, Minbic, Rakka’dan takviye güç ve mühimmat geliyor. Patlatılan havan topları küçük bir arabayla getirilen az sayıda havan topu değil, sürekli gelen bir mühimmat desteği var. Savaşçılar ve silahlar bahsettiğim bu şehirlerden günlük olarak geliyor. IŞİD’in bir kırılmaya uğradığı doğrudur fakat bu destekten dolayı tehlike devam ediyor.

28 Kasım’dan bu yana, Mürşitpınar’dan bu tarafa geçirdiği zırhlı askeri araç dahil 8 araçla Kobanê’ye intihar saldırısı düzenlemiş IŞİD. Bu röportajımız sırasında da dahi sizin de duyduğunuz gibi havan topları saldırısı devam ediyor.

Mürşitpınar konusu kamuoyunda çok tartışıldı. Kimi kaynaklar Türkiye’nin IŞİD’in sınırı geçişine göz yumduğunu iddia ediyor, Türkiye’deki resmi kaynaklar iddiaları yalanlıyor. Siz bu konuda tam olarak ne söylüyorsunuz?

Enwer Mislim: Biz bunu sadece öylesine söz olarak söylemiyoruz, elimizde deliller var. Biz burada, kendi şehrimizde büyük bir mücadele sergileyerek şehrimizi koruyoruz. Doğu cephesinden IŞİD’in Kobanê’ye ulaşabilmesi için 2 kilometrelik mesafe var. Aynı şekilde güneyde 4 ve batıda da 7 kilometrelik bir mesafe söz konusu. IŞİD’in bizim tarafımızdan kapıya ulaşması aklı olan insanların kabul edebileceği bir şey değil. Araç ancak iki şekilde gelebilir oraya, ya uçak aracı sınır kapısına bırakacak ya da Türkiye toprakları kullanılacak. Türkiye topraklarının kullanıldığına tanıklık eden yüzlerce şahit var, bunun yanında görüntüler de var.

Türkiye hükümet olarak bu konuda net bir şey söylemeli. Biz Kobanê’deki kanton yetkilileri olarak bir araştırma komisyonunun oluşturulmasını istedik. Bağımsız kişilerden, siyasetçilerden, ya da insan hakları kuruluşları çalışanlarından oluşturulacak bir komisyon bu konuyu aydınlatmalı. Onlarca sivil şehit oldu, onlarca sivil yaralandı, onlarca ev yıkıldı. Oysa biz o kapıdan sadece insani yardım bekliyorduk. Bunun bir sorumlusu olmalı.

***

HDP Şırnak Milletvekili Sayın Faysal Sarıyıldız

Sayın Sarıyıldız, siz de uzun süredir Kobanê sınırındasınız. IŞİD’in Mürşitıpınar’daki sınır kapısını kullanarak Kobanê’ye saldırması hakkında neler diyeceksiniz?

Faysal Sarıyıldız sınırda Kobane'yi izlerken Foto: http://sanliurfaguncel.com/

Faysal Sarıyıldız sınırda Kobane’yi izlerken
Foto: http://sanliurfaguncel.com/

Faysal Sarıyıldız: Kobanê IŞİD çetelerine karşı yaklaşık üç aydır büyük bir mücadele örneği sergileyerek direniyor. Ayın 29’unda Kobanê’ye ahlaksızca, kalleşçe bir saldırı düzenlendi. Zaten şimdiye kadar Türkiye hükümeti IŞİD çeteleri ile işbirliği yapıyordu fakat ilk kez kendi topraklarını kullanmaları için açık bir şekilde zemin oluşturdular.

Kobanêli yetkililer Türkiye tarafından böyle bir saldırı beklemediklerini dile getiriyorlar. Yardım bekledikleri kapıdan IŞİD çeteleri geçmiş, milyonlarca Kürdün gözleri önünde yapılmış bu. Daha önce bunun gibi birçok şeyi reddeden Türk hükümeti bu geçişi de inkar ediyor.

Çözüm süreci görüşmelerinin olduğu bir dönemde böyle bir saldırının olması büyük bir sorun. Görüntülerden de anlaşılacağı üzere IŞİD’in aracı Türkiye toprakları üzerinden gelmiş. Gümrük kapısı 7/24 Türkiye hükümeti tarafından kamera ile kayıt altında. Sadece bu kamera kaydı değil, sınır kapısına 50 metre uzaklıktaki bir Türk zırhlı aracı kayıt için en iyi şekilde donatılmış, içinde termal kamera var. Oradan bir kedi geçtiğinde bir kuş uçtuğunda da kayıt altına alınabiliyor bu. Bunları kayıt altına alabilen bir kamera bir zırhlı aracı ve kapıdan geçen 50’ye yakın IŞİD üyesini de kayıt altına almıştır elbette ki.

***

Kobanê’den tanınmış gazeteci Mustafa Bali

Sayın Bal, siz şu an Kobanê’de olan bir gazeteci olarak Mürşitpınar sınır kapısındaki patlamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mustafa Bali

Mustafa Bali

Mustafa Bali: Sanılanın aksine Türkiye gizli bir şekilde değil, uzun bir süredir çok açık bir şekilde IŞİD’e destek veriyor. Bunu kanıtlayan birçok şey var. Türkiye sınırda kameralar ile her şeyi takip ediyor. Sınırın diğer tarafına geçmek isteyip doğum yapmak isteyen hamile bir Kürt kadını kamera kayıtlarıyla tespit ederek işkence eden Türkiye nasıl oluyor da kendi topraklarından Kobanê’ye geçen bir zırhlı aracı ve 50 IŞİD çetesini görmüyor?

IŞİD Türkiye tarafında iki köyü kontrolü altına alarak Kobanê’ye saldırdı ve hemen belirteyim, Mürşitpınar sınır kapısındaki patlamada yaralanan insanlar Türkiye’de şu an gözaltındalar. Patlamaya tanıklık eden bu insanları Türkiye bilinçli bir şekilde gözaltına aldı. Çünkü Türkiye’ye karşı açılacak bir davada bu insanlar olayın şahitleri.

Patlamayı yapan zırhlı araç Türkiye topraklarından geldi. Sınır kapısında bekleyen doktorlar ve çalışan diğer siviller aracın yaralıları götürmeye geldiğini düşünüyordu. Çünkü ambulans da saatlerce kapıda bekletiliyordu, yaralıların taşınmasına kolay kolay izin verilmiyordu. Havadaki kuşların aşamadığı bir kapıdan bir zırhlı araç nasıl geçiyor?

Zaten patlamadan sonra çatışmalar Türkiye tarafındaki kapıda devam etti, Kobanê tarafındaki kapıda değil. Türk basınında Kobanê’deki sınır kapısının IŞİD’in eline kontrolü altına geçtiği yönünde haberler yayıldı o sırada, fakat bu gerçeği yansıtmıyordu. Burada basında çalışan arkadaşlarımızın kaydettiği görüntüler var. YPG Mürşitpınar köyüne müdahalede bulundu ve orada IŞİD çeteleri öldürüldü. Yine Türk askerlerinin IŞİD çeteleri ile beraber cesetleri oradan nasıl kaldırdığını gösteren görüntüler de var elimizde. Yani IŞİD Türkiye’ye açık açık destek veriyor, bunu herkes biliyor artık.

Sayın Enwer Mislim daha önce yaptığımız röportajların çoğunda Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak istediğinizi belirtmiştiniz. Sizce Türkiye şimdi neden böyle bir tutum sergiliyor ve Türkiye ile iyi bir ilişki kurulması için neler yapılmalı?

Enwer Mislim: Kobanê direniş sadece Kürtler ve Kobanê için sergilenen bir direniş değil. Amerika’dan, Avrupa’ya, Avustralya’ya, büyük küçük, çocuk yaşlı demeden bütün dünya Kobanê’ye destek verdi. Bu Kobanê’de teröre karşı sergilenen direnişin insani bir direniş olduğunun en büyük kanıtı. Türkiye sözlü olarak bir şeyler yaptı belki fakat biz pratikte açıkçası daha çok şey umuyorduk. Ortadoğu’da yaşayan Kürtler, Türkler ve Araplar için Türkiye daha önemli bir rol oynamalıydı. Herkes biliyor, Kobanê’ye geçen yüzlerce IŞİD savaşçısı Türkiye toprakları üzerinden geçti. Türkiye ile yüzyıllardır komşuyuz, yüzyıllardır beraber yaşıyoruz. Farklı yerlerden gelip bu coğrafyada katliamlar gerçekleştirmek isteyen bir terör örgütüne karşı Türkiye daha farklı bir tutum sergilemeliydi. Daha önce de belirttiğimiz gibi, IŞİD militanlarının Türkiye topraklarını kullanması tehlikeli bir şey. Sınır kapısındaki patlama bir an önce aydınlatılmalı ve Türkiye’deki yetkililer ile önümüzdeki IŞİD terör üzerine görüşmeler yapabilmeliyiz.

Peki, Sayın Sarıyıldız, Sayın Mislim’ın dediklerini duydunuz. Siz Türkiye’nin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Faysal Sarıyıldız: Türk hükümeti daha ilk günden Kobanê’nin düşmesi üzerine planlar kuruyordu. Sözde Kobanê düşerse daha güçlü bir hale gelecek ve sömürü politikalarını devam ettirecekti. Fakat Kürt halk önder Sayın Abdullah Öcalan’ın öncülüğünü ettiği Kürt mücadelesi güçlendi. Kobanê artık bir başka ölçüt, yani sadece birkaç karış toprağın ya da birkaç bin kişinin özgürlüğü değil, başka bir şey. Kürt halkının kaderi Kobanê’ye bağlanmış durumda. Türk hükümeti Kobanê’nin düşmesi durumunda Kürt halkının özgürlük mücadelesinin büyük bir darbe alacağını hesaplıyor.

Hepimiz hatırlıyoruz, IŞİD saldırılarının ilk haftalarında Erdoğan Kilis’te ‘’Kobanê de düştü düşecek’’ dedi. Bu onların hayal ettiği bir şeydi, çünkü IŞİD’e büyük bir destek sağlıyorlardı. Kürt halkının böylesine onurlu bir mücadele sergileyeceğini düşünemediler. Türk hükümetinin Kobanê üzerinden yapmış olduğu planlar suya düşmüş olmasına rağmen hala Kobanê’nin düşmesini dört gözle bekliyorlar. IŞİD’e artık apaçık şekilde verdikleri destek biraz da duydukları öfke ile alakalı bir şey, çünkü Kobanê düşmedi. Onlar Kobanê direnişi zaferle sonuçlanırsa adım atmak zorunda kalacaklarını biliyorlar. Yani işgalci, son dönemde sürdürülen politikalarından vazgeçmek istemedikleri için bu şekilde davranıyorlar.

HDP olarak hükümetle bu konudaki görüşmeleriniz oldu mu son dönemde?

Faysal Sarıyıldız: IŞİD Kobanê’ye saldırmaya başlayınca Kürdistan’ın kuzeyinden on binlerce insan sınıra doğru aktı. Çünkü AKP hükümetinin tutumunu çok iyi biliyorlardı. Kobanê üç taraftan kuşatıldıktan sonra hükümetin de dördüncü tarafta zorluk çıkarıp Rojava devrimini Kobanê üzerinden boğmaya çalışacağı açık bir şekilde anlaşılıyordu. Sınıra doğru akan insanlara pervasızca saldırdı Türk askeri ve polisi. Gözaltı ve baskılara rağmen Kürt halkı orayı terk etmedi. Biz de HDP olarak elbette halkımızın yanındayız. Halkımız istekleri doğrultusunda hareket edeceğiz.

Bu saatten sonra Kobanê bizim için de belirleyici bir rol oynamakta. Eğer AKP hükümeti Kobanê’ye yönelik tutumunu değiştirmezse barış süreci görüşmelerinde de önemli adım atılmayacak. Yani barış görüşmelerinin mihenk taşı Kobanê’dir. Kobanê düşmanlığı yapan bir devlet barış görüşmeleri için nasıl dost olabilir? Kobanê için söylenecek, bizi kandırmaya yönelik laflara ihtiyacımız yok. Biz artık pratikte bir şey istiyoruz. Üç aydır bütün dünya Kobanê’deki siviller için bir güvenlik koridorunun açılmasını dillendiriyor, Türkiye gitti IŞİD çetelerine güvenlik koridoru açtı. Türkiye bu yanlış tutumunu bir an önce değiştirmeli.

Sayın Enwer Mislim, önceki gün ABD’nin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Washington’da yaptığı konuşmasında Kobanê’ye değindi ve Kürt kadın savaşçıları övdü, YPJ’den bahsetti. Onun Kobanê hakkındaki konuşmasını ve genel olarak Amerikan halkının desteğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Enwer Mislim: Sadece destek olarak değil, direnişte de Amerikan halkının da payı da var. Pentagon, başkan ve siyasi şahıslar da desteklerini belirttiler. Sayın Hillary Clinton’un Kobanê hakkında söylediği sözler beklediğimiz sözlerdi. Bu uluslararası güçleri teröre karşı birbirine yaklaştırdığı için buna olumlu bakıyoruz. Burada direnen savaşan arkadaşlarımız Amerikan halkının sunduğu destek için teşekkürlerini sunuyorlar.

Kobanê’deki tehlike devam ettiği için daha fazla destek umuyoruz açıkçası. Çocukların, kadınların ve yaşlıların aralarında bulunduğu binlerce sivil yaşıyor burada. Acil olarak bir insani koridorunun açılmasını istiyoruz. Üç aydır bunu dile getiriyoruz. Çünkü su yok, elektrik yok, temel ve tibbi ihtiyaçlar yok. Zaten IŞİD çeteleri sağlık çalışmalarını yürüttüğümüz yerleri hedef alarak patlamalar gerçekleştirdi. YPG ve özellikle de YPJ’ye büyük bir destek verilmeli. YPJ ki IŞİD terörüne karşı hafif silahlarla direniyor. IŞİD’e karşı savaşan bu kadınlar bütün dünya kadınlarını temsil ediyor. Kazanacağımıza inanıyoruz, Kobanê’ye destek veren herkes kazanacak.

Sayın Bali, Amerika’nın iki büyük kanalı CNN ve NBC Kobanê’ye ulaştılar. Her iki kanalın da paylaştığı görüntüler kamuoyunda çok konuşuldu, büyük bir etki yarattı. Dış basının Kobanê’ye ilgilenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Kürt gazeteciler olarak onlara nasıl yardım ediyorsunuz?

Mustafa Bali: Kobanê’deki direniş karanlığa karşı aydınlık direnişi. Galileo’nun, Dante’nin kendi dönemlerinde başlattıkları aydınlanma mücadelesi bugün Kobanê’de devam ediyor. Dünyanın neresinde olursa olsun aydınlanma taraftarı herkes bu direnişe bir sorumlulukla sahip çıkmalı. Burada yürütülen mücadele sadece askeri bir mücadele değil çünkü. Ki zaten IŞİD gibi karanlık güçler ancak askeri mücadele ile durdurulabilir. Batı medeniyetleri, Avrupa ve Amerika’da yaşayan insanlar IŞİD’i yakından tanımıyor olabilir henüz. Bunun için biz gazetecilerin vazifesi burada yaşananları tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermek, bütün dünyaya duyurmak.

İnsanlar Kobanê’deki direnişin sadece Kürtler için bütün halkların geleceği için sergilendiğini bilmeli. Biz başka bir yere kaçsaydık zaten IŞİD yine gelip savaşacaktı bizimle, sadece bir gazeteci olarak değil bir Kobanêli vatandaş olarak da biz bu sorunu burada halletmeye karar verdik. Bu sorun Avrupa’ya da Amerika’ya da sıçrasın istemiyoruz, bunu burada bitirmek istiyoruz. Bunun için de bütün dünya basınını buraya davet ediyoruz, gelip gerçeği kendi gözleriyle görsünler. İnsanın özgür fikirlerine saldırmak isteyen IŞİD’e karşı insanlarımızın nasıl direndiğini yazmalı, görüntülemeliler. Gelen basın mensuplarına yaşadığımız şeyleri dünyaya duyurdukları için çok teşekkür ediyoruz.

Son olarak şunu söylemek istiyorum. Kobanê şu an kış mevsimini tam anlamıyla yaşıyor. Geçen yıl bu vakitler sobanın başında oyuncaklarıyla oynayan,  okula giden, hayalleri olan çocuklar şimdi Kobanê sokaklarında çıplak ayakla geziyorlar. IŞİD’in saldırılarından en çok onlar etkilendi. Sokaklarda bazen boş mermilerle oyun oynayan çocukları görünce ağlamaklı oluyor insan. Uluslararası yardım kuruluşları, insan hakları örgütleri, Birleşmiş Milletler ve demokrat ülkeler bu çocuklar için bir sorumluluk ruhuyla bir şeyler yapmalılar. Herkes bir güvenlik koridorunun oluşturulması için elinden gelen her şeyi yapmalı.

Sayın Mislim, Kürdistan Bölgesi’nden de yol ulaştığı için Cezire Kantonu’na birçok heyet gidiyor. Oradan görüştüğümüz kaynaklar Kobanê’deki direnişten sonra gelip giden heyet sayısında bir artış olduğunu belirtiyorlar. Kobanê’nin Kürtleri bütün dünyaya tanıttığını sıkça dillendiriliyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Enwer Mislim: Kapılarımız bütün siyasetçi ve gazetecilere açık, herkes gelebilir. Fakat savaş şartları ve sınır kapısından dolayı bazı güçlükler yaşanıyor. Buraya ulaşan gazeteciler, sivilleri, YPG’nin direnişini, peşmergenin ve koalisyon güçlerinin YPG’ye desteğini ve IŞİD’in estirdiği terörü gördüler, bunu bütün dünyaya duyurdular. Bu konuda hem bizim içimiz hem de dünya kamuoyunun içi rahatladı. Bu konuda pek bir şey söylemek istemiyorum, gelmek isteyen herkes gelip bütün dünyaya göstersin burada yaşananları.

Biz bütün dünyaya sesleniyoruz zaten, fakat Kürdistan halklarının özel bir yeri var. Onlar Kobanê için daha büyük bir yükün altındalar, daha büyük bir sorumluluk sahibiler, daha çok çalışmalılar, daha çok aktif olmalılar.

Coalition Airstrikes in Kobane Helping Kurds

Kobaneeee

In an over-the-phone interview, Defense Minister of Kobane Canton Ismet Hasan says the coalition airstrikes on Tuesday were pretty effective and caused some damage on ISIS.

“ISIS is a threat not only for Kobane and the Kurds, but also for a treat against all humanity. Coalition airstrikes and our fight on the ground is a strong cooperation against ISIS threat, and we are optimistic that it will bring positive outcomes.”

Hasan says although they don’t know the exact damage of the airstrikes, they could determine that 1 tank, 6 vehicles with machine guns, 5 dushka, 1 armored personnel carrier (APC) were destroyed, tens of ISIS members were killed.

Premier of Kobane Canton Anwar Moslem also praised the coalition airstrikes that continued multiple times on Tuesday. “Today’s strikes were really helpful. We are hoping that the coalition will continue striking ISIS like this.”

Moslem pointed out that the coalition should continue hitting ISIS targets in the same way they did on Tuesday. “If the coalition strikes ISIS terrorists effectively, we can handle the situation on the ground,” he added.

Moslem also thanked the people around the world that for their solidarity with the people of Kobane.

“I would like to thank Kurds in North [Turkey] and diaspora, as well as people around the world who have been with us in these difficult days. Their solidarity and support messages have been great source of strength and optimism for the people of Kobane and YPG and YPJ fighters on the front.”

***

For feedback, quote or interview requests, please contact me at mciviroglu@gmail.com

You can follow me on Twitter for latest updates from Kobani  https://twitter.com/mutludc

Why ISIS Focus Its Attacks on Kobane?

Kobane_Civilians

First published on July 10, 2014

ISIS attacks against Kobane are significant for several reasons. First, with the recent confidence gained by taking over Mosul and other cities in Iraq, ISIS wants to expand its control over a larger territory of Syria as well. After seizing two oil fields from a rival extremist group, ISIS wants to seize Kobane which remains in the middle of territories under its control. ISIS currently controls Girsespi (Tall Abyad), Jarablus and Raqqah. It desperately wants Kobane to connect the regions under its control and make it a part of the “Islamic State”.

Taking control of such an important city will enable ISIS to seize new territories from the direction of east and west, in addition to connecting Tall Abyad and Jarablus.

Furthermore, being a border city with Suruc of Sanliurfa province of Turkey, seizing Kobane will also allow ISIS to control the Mursitpinar Border Gate with Turkey as well. It is well known that ISIS gives specific importance to border gates especially for trade, easy crossing for fighters and logistics, the treatment of injured fighters etc. In this regard, it is increasingly likely that ISIS will plan attacks on other border crossings controlled by the Kurds like Serekaniye and Til Kochar (Yarubia), and crossings controlled by rival Islamist groups in Azaz.

In addition, ISIS also wants to cut Kobane from the Kurdish Mountain Region (Kurd Dagh) or Canton of Afrin and Canton of Jazira (Hasakah). As of now, moving between three Kurdish Cantons is difficult. According to local officials, currently hundreds of civilians are also held hostage in Jarablus and Tall Abyad. Also some 130 Kurdish students who were kidnapped by the group remain in captivity for over a month after they were kidnapped as they were returning from school exams in Aleppo.

Despite all calls from international human rights groups those children and other civilians are still not released and are being used as a bargaining chip to pressurize YPG, according to local human rights defenders.

If Kobane falls to ISIS, such a possibility will bring some additional advantages for ISIS to further pursue its goals. It is apparent that ISIS does not hesitate to use any means to seize the city including kidnapping civilians and crucifying them, destroying houses and taking properties and even cutting off the water of the city.

Due to the fact that the taking of Kobane will be very advantageous for ISIS, it is not holding back from committing all sorts of cruelty against the people. ISIS is kidnapping civilians, publicly crucifying them and killing them by torture. Local sources are frequently reporting that ISIS is ransacking civilian homes and confiscating civilian property. As a matter of fact, it is well known that ISIS has on several occasions cut off the drinking water supply to Kobane.

One other factor to remember is that Kobane is the first city in Rojava to have been freed from the Assad regime on July 19, 2012. Hence, the city has a special meaning for Kurds in Rojava. If the Kurds lose this city it will also have a demoralizing impact on them and their struggle for self-rule. Therefore, attacking Kobane is also attacking the gains of the Kurds in Syria, and a message for Kurds that ISIS [and its regional supporters] will not allow Kurdish autonomy in Syria.

***

Read my detailed VICE article on Kobane published in July

***

For feedback, quote or interview requests, please contact me at mciviroglu@gmail.com

You can follow me on Twitter for latest updates from Kobani  https://twitter.com/mutludc

Update From Kobani (October 6, 2014)

Kobaneeee

According to sources inside Kobani, as if October 6 7:30am UTC the city is still under the YPG control. City center was shelled all day on Sunday by the tanks stationed on south of the hill which is under ISIS control.

Civilians death and injuries were reported although the exact numbers are not known.

Contrary to what is widely reported, there are still many civilians in the city. Ayse Efendi, Cochair of Kobane Council and the wife of PYD leader Salih Muslim estimates there are 10-15 thousand civilians still in the city.

Kobane Defense Minister Ismet S. Hasan says heavy fighting especially continued near Mistanour Hill.

Ismet_Hasan

“ISIS wanted to attack the city with a vehicle full of explosives but YPG forces detected and destroyed the vehicle.”

Hasan also informs that a commander of Women’s Protection Units (YPJ *) Arin Mirkan detonated herself in a self-sacrificing mission to among a group of ISIS fighters.

Meanwhile coalition forces also conducted airstrikes around 02:30 local time against ISIS targets on Mistanour Hill and Termik Village.

Since access to areas targeted by coalition jets is either none or quite limited, real effectiveness of the attacks are unknown.

However, Hasan stated his content about coalition airstrikes calling them important.

“US airstrikes are important and we value them. We hope there will be more frequent strikes against ISIS targets who continuously shell the city. Airstrikes can be more effective if they are day time because ISIS predicts the strikes and act accordingly.”

* YPJ is the the women only military force of the YPG. Some experts estimate about 35% of the YPG fighters are women.

**This report is written from the information obtained from Hasan and several other sources inside of Kobani.

***

For feedback, quote or interview requests, please contact me at mciviroglu@gmail.com

You can follow me on Twitter for latest updates from Kobani  https://twitter.com/mutludc

IŞİD Neden Sürekli Kobanê’ye Saldırıyor?

Kobane_Civilians
Irak ve Şam İslam Devleti’nin ele geçirmek istediği Kobanê’nin büyük bir önemi buluyor. Musul’da ele geçirdiği ağır ve gelişmiş silahları kullanan IŞİD’in bu kente girmesi demek hem doğu hem de batıdan geniş hareket alanı bulması anlamına gelecek.

Haber: MUTLU ÇİVİROĞLU / Arşivi

RADİKAL – Irak’ta Musul’u ve diğer birkaç bölgeyi ele geçiren Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) yeni ismi ile İslami Devlet (IS) 2 Temmuz’da Kobanê’ye büyük bir saldırı başlattı. 10 tank ve başka ağır araçlar tarafından desteklendiği bildirilen bu saldırılarını Kobanê’nin batısındaki bir kaç köy, özellikle de Cerablus için stratejik değeri olan Zormixar bölgesinin etrafında yoğunlaştırdı.

Son saldırıların önemli bir farkı ise IŞİD’in geçen haftalarda Musul ve çevresinde elde ettiği ağır ve gelişmiş silahları ve kullanmasıydı. Hatta yakın dönemde IŞİD’e dahil olan bazı Saddam dönemi Iraklı subayların da Kürtlere karşı saldırıları yönettikleri YPG kaynaklarınca dillendirilmekte. Durum böyle olunca Suriye ’yi yakından takip eden uzmanların merakla sordukları soru, YPG’nin böylesi gelişmiş silahlarla yapılan saldırıları püskürtüp bölgeyi elde tutacak imkânlarının olup olmamasıydı.

IŞİD gerçekleştirdiği 3.000 ‘den fazla havan saldırısından sonra, YPG güçleri Cuma günü Zormixar ve diğer köylerden çekildi. YPG’nin taktiksel bir hamle olarak duyurduğu bu geri çekilme, akıllara ‘bir yenilgi mi ?’ sorusunu getrdi. İki taraf arasındaki şiddetli çatışmaların ardından YPG güçleri Cumartesi günü Zormixar’ın yanı sıra Xirabato, Ziyaretê ve Cedide köylerini geri almayı başardı. Şu anda bazı küçük çaplı çatışmaların devam ettiği fakat bölgenin YPG’nin kontrolü altında olduğu ve oradaki halkın moralinin yüksek olduğu bilgisi geliyor.

YPG Basın Merkezi 6 Temmuzda yaptığı açıklamada IŞİD saldırılarının kırılmış olup 200’e yakın IŞİD savaşçısının öldürüldüğünü duyurdu. Yerel kaynaklar da bu sayıyı doğruluyor. Tarlalarda gömülmeden bırakılan IŞİD’e ait birçok cesedin içinde sarı saçlı ve beyaz tenli olanlarının da bulunduğu belirtiliyor. YPG’nin açıklamalarına göre son saldırılarda 20 civarında savaşçının hayatını kaybettiği görülüyor. Yine, IŞİD’e ait 2 tank ve birkaç ağır aracın YPG tarafından tahrip edildiği, birçok silah ve mühimmatın de ele geçirildiği YPG açıklamalarında dile getirilmekte.

 

IŞİD NEDEN SÜREKLİ KOBANÊ’YE SALDIRIYOR?

Bu saldırıların birçok nedeni var. Birincisi IŞİD Musul ve Irak’taki diğer şehirlerde elde ettiği başarılardan güven alarak Suriye toprakları üzerindeki kontrolünü de genişletmek istiyor. Bunun dışında Kobanê, şu an IŞİD’in kontrolünde bulunan Girespi (Til Abyad), Cerablus ve Rakka’nın ortasında bir ada gibi duruyor. Kobanê’yi bu kendi kontrolü altındaki bölgeleri birbirine bağlamak için ve de yeni ilan ettiği “İslam Devletinin” bir parçası yapmak istiyor. Böylesi önemli bir şehrin kontrolünü ele geçirmesi demek, hem doğu hem de batıdan geniş hareket alanı bulması anlamına gelecek, yeni topraklar ele geçirmesini kolaylaştıracak.

Bunun dışında, Kobanê’nin ele geçmesiyle beraber Urfa’nın Suruç ilçesindeki Mürşitpınar Sınır Kapısı’nın kontrolünü de ele geçirmiş olacak. IŞİD’in özellikle ticaret, eleman ve mühimmat geçişi, hastaların tedavisi vb. nedenlerden dolayı sınır kapılarına önem verdiği biliniyor. Bu bağlamda önümüzdeki dönemlerde Kürtlerin elinde bulunan Serekaniye ve Til Koçer ile diğer İslami grupların elinde bulunan Azaz’daki sınır kapılarına saldırılar düzenlemesi muhtemel.

Bu saldırılarla IŞİD, ayrıca Kobanê’yi Kürt Dağı Bölgesi yani Afrin Kantonu ve Cezire Kantonlardan da koparmak istiyor. Şu sıralar üç Kürt Kantonu arasında gidiş gelişler oldukça zor. Yerel yetkililere göre birçok sivil Cerablus ve Til Abyad’da IŞİD tarafından rehin tutuluyor.

Aynı şekilde IŞİD tarafından Minbiç yakınlarında kaçırılan yüzden fazla Kürt öğrenci bir ayı aşkın zamandır rehin tutuluyor. Gerek İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), gerek UNICEF ve de diğer kurumların tüm çağrılara rağmen bu çocuklar ve diğer siviller halen serbest bırakılmış değiller. Kobanê Kanton yetkilileri ve bölgedeki insan hakları savunucuları, IŞİD’in rehin tuttuğu çocukları ve diğer sivilleri YPG’ye karşı baskı oluşturmak ve arkasındaki halk desteğini yok etmek için kullandığını belirtmekteler. Bu kaynaklar IŞİD’in ayrıca YPG’nin elindeki üyelerini salıverilmesi konusunda bir pazarlık kozu olarak da sivilleri kaçırdığını iddia etmekteler.

Kobanê’nin IŞİD’in eline geçmesi, örgüte birçok avantaj getireceği için oradaki halka her türlü zulüm yapılmaktan kaçınmıyor. IŞİD siviller kaçırıyor, bazılarını alenen çarmıha gerip, işkenceyle öldürüyor. Birçok defa sivillerin evlerinin tahrip edildiği ve mal ve mülklerine de el konulduğunu yerel kaynaklar sıkça dile getiriyorlar. Hatta Kobanê’nin içme suyunun bile IŞİD tarafından birçok defa kesildiği de kamuoyu tarafından bilinen bir durum.

Devam eden bu saldırıların bir diğer önemli nedeni ise Kobanê’nin 19 Temmuz 2012’de Esad rejiminden kurtulan ilk şehir olması ve Rojavalı Kürtler için manevi bir öneme sahip olması. Kürtlerin bu şehri kaybetmesi büyük bir moral kırıklığı yaratacak ve elde ettikleri kazanımlara büyük bir darbe olacak. Yani Kobanê’ye yapılan saldırılar Kürtlerin Suriye’de elde ettiği başarılara da bir saldırı anlamına da geliyor. YPG kaynaklarına ve yerel yetkililere göre IŞİD muhtemelen saldırılarını Kürtlerin Kobanê’yi alışının ikinci yıldönümünde artırarak devam edeceği.

Zaten hafta başından beri IŞİD’in hem güneyden, hem de doğudan yeni saldırılara başladığı haberleri de gelmekte. YPG, Kobanê’nin 35 kilometre güneyinde bulunan Kunheftar yakınlarındaki çatışmalarda 40’a yakın IŞİD üyesinin öldürüldüğünü, kendilerinin de 2 kayıp verdiklerini belirtmekte.

IŞİD’in, Kobanê’nin batısıyla birlikte eşzamanlı olarak doğudan yani Akçale’nin karşısındaki Til Abyad’dan yapmaya çalıştığı ilk saldırılar ise YPG, Kürt Cephesi ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’ya bağlı bazı grupların da desteğiyle püskürtüldü. IŞİD bu saldırıyla YPG’yi her iki yönden kıstırmayı amaçlıyordu ki bunda başarılı olamadı. 7 Temmuz Pazartesi günü başlayan ve bugün Salı da yoğunlaşarak devam eden çatışmalarda ise, yine Til Abyad’dan saldırıya geçen IŞİD güçleriyle YPG arasında sert çarpışmaların yaşandığı haberleri gelmekte.

Şu an itibariyle görünen, IŞİD’in Irakta ele geçirdiği gelişmiş silahlara rağmen yüksek askeri kabiliyeti ve disiplini ile bilinen ve geniş halk tabanı olan YPG karşısında üstünlük sağlayamadığı. Fakat yukarda da belirttiğimiz gibi IŞİD’in önümüzdeki günlerde saldırılarına devam etmesi de oldukça güçlü bir ihtimal. Bu nedenle de hem Kobanê Kantonu yönetimi ve Salih Müslim, hem de KCK adına Murat Karayılan’ın açıklamaları dikkat çekici. Hiç şüphe yok ki Kobanê’nin geleceği hem Rojava’daki kazanımlar, hem de Kürtlerin tamamı için önemli bir role sahip olacak.

http://www.radikal.com.tr/dunya/isid_neden_surekli_kobanye_saldiriyor-1201038

Urgent Call to UN and European Union

Kobanê, 26th March 2014

The region of Kobanê  (Ayn-Al-Arab) has been under attack from gangs linked to the Islamic State of Iraq and the Levant (ISIS) for about 3 weeks. ISIS has been attacking the area from three directions: Jarablus to the west, Sarrin to the south, and Tal Abyad to the east. They have surrounded Kobanê from three sides after gathering all their forces deployed in Deyrel Zor, Halep, Raqqa, Lazkiye and other regions around the Kobanê Canton.

Image

Enwer Muslim

Hundreds of Kurds and Arabs have been forced to leave their homes in villages in Rakka and Tel Abyad due to threats from ISIS.

The aim of these attacks is to sever links between the Kurdish cantons of Kobanê, Afrin and Cizîre that were declared in January this year. The Canton of Kobanê was the first declared canton. We are seeing the current attacks as revenge against the Kurdish solution of Democratic Autonomy. The attacks are aiming to punish our people for their demands of the internationally legitimateright to self-determination, which was practised in Rojava in the form of the Cantons.

The goal of the attacks in Rojava and Kobanê is to install the Islamic State of Iraq and the Levant (ISIS) in the lands of Syria.  Surrounding countries and in particular Turkey are continuing to support these forces, because these states were not happy with the Kurdish solution of Cantons.

These various gangs, particularly ISIS, are saying that they are against the Syrian regime; they say that they are coming to power with their advances against Damascus, Dêrezor, and Lazkiye. But in recent days they have pulled their forces back from here and sent them to Rojava. The clear aim is to destroy the Kurdish solution of Democratic Autonomy in Syria, which was organised due to the three Cantons.

Since the ISIS is surrounding the Canton they are targeting the civilians systematically.  In addition to our call to the Kurdish political parties as well as the Kurdish people, we are calling for immediate aid and international diplomatic and political intervention to stop these current attacks. So long as the attacks of ISIS will continue the people of the Kobanê canton will face a serious human tragedy. It seems that the ISIS will continue to surround the whole region. Since the attack of ISIS and Al Qaeda the population of the Kobanê Canton has tripled and reached nearly 700 thousand.

The only border crossing open at present is the Mürşitpınar (Kobanê) gate opened to Urfa’s Suruç in Turkey.

The UN and EU must ensure the opening of border gates from Turkey for humanitarian aid and human rights organisations. Furthermore, the UN and EU must urge Turkey for an immediate halt to support for the gangs against the Kurdish people in Rojava.

 

Enver Muslim

President of the Kobanê Canton