Trump’ın kararı Kürtler için başarı, Türkiye için hayal kırıklığı oldu

YPG_Women

Mutlu Çiviroğlu @mutludc Mayıs 11 207

ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’ye rağmen YPG’yi doğrudan silahlandırma kararı, Türkiye’nin Obama sonrası yeni yönetimden YPG’nin dışlanması beklentisinin gerçeklerle örtüşmediğini bir kez daha ortaya koydu. Özellikle 16 Nisan’daki referandumdan sonra iç siyasette eli daha fazla güçlenen Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından hem uluslararası alanda hem de iç kamuoyu nezdinde büyük bir hayal kırıklığı olduğunu söylemek mümkün.

Trump’ın başkan seçilmesinden sonra oldukça dikkatli bir üslup kullanan AKP sözcüleri ve Erdoğan, 16 Mayıs’taki Washington ziyareti öncesi epey umutlanmıştı. Ortadoğu’da bütün politikalarını Rojava karşıtı bir yelpazede sürdüren Türkiye yönetimi, Rakka Operasyonu’nda YPG’yi devre dışı bırakmak için ABD yönetimi nezdinde tüm kozlarını devreye koymasına rağmen, Erdoğan’ın Salı günü yapacağı Washington ziyareti öncesi, yakın tarihte ABD – Türkiye ilişkileri bağlamında en büyük hayal kırıklıklarından birini yaşadı.

Peki, ABD yönetimi NATO üyesi olan bir müttefikini neden bu denli hayal kırıklığına uğrattı? Bu sorunun elbette birçok yanıtı var ancak en önemli yanıtı, Trump yönetiminin YPG dışında bir gücün İŞİD’i sahada yenemeyecek olmasına kanı getirmesinden başka bir şey değil. Bundan dolayı, ABD tarafından direkt olarak YPG’ye ağır silah yardımı yapılıyor.

Washington’un bu kararı pek de sürpriz sayılmaz. Hatta karar sonrası açıklama yapan çok sayıda saygın Suriye ve Ortadoğu uzmanı da YPG’nin ve geniş anlamda DSG’nin IŞİD’e karşı elde ettiği büyük başarılara dem vurarak, Trump yönetiminin bu kararını haklı ve doğru bir karar olarak değerlendirdi.

YPG’ye silah yardımı kararının verilmemesi için Türkiye son dönemlerde önemli girişimlerde bulunuyordu. Erdoğan adına ABD’ye çıkarma yapan üst düzey yöneticiler Washington’da YPG’ye silah yardımını engellemeye çalıştılar ancak başarılı olamadılar. Önümüzdeki hafta ise Sayın Erdogan Washington’u bizzat ziyaret ederek bu kararın geri alınmasını talep edecek.

Aslında bazı siyasi gözlemciler, YPG’ye silah verme kararının Trump ve Erdoğan görüşmesinden sonra duyurulmasını bekliyordu. Ancak, ABD yönetimi Erdoğan’ın Washington ziyaretine günler kala YPG’ye silah yardımını duyurarak hem uluslararası gözlemcileri şaşırttı hem de salı günkü zirvede YPG ile Türkiye arasında bir tercihe zorlanmaması yönünde Türkiye yönetimine açıktan bir cevap verdi.

Şu sıralar Washington’da gündem Erdoğan’ın Trump ile ziyaretinde neler konuşacağı tartışması. Çünkü, Erdoğan Beyaz Saray’da YPG karşıtı taleplere masaya oturmaya hazırlanırken, YPG’ye silah yardımı kararıyla ziyaretin en önemli sebeplerinden biri de ortadan kalkmış oldu. Bu karar sadece YPG’ye silah gönderme meselesi olarak değerlendirilmemeli. YPG ve DSG resmiyette IŞİD’e karşı Amerika’nın ortağı oldular. Daha önce fiili bir ortaklık vardı zaten ama artık resmi ve YPG’yi daha önemli bir aktör haline getiriyor.

Bu bağlamda, bu son karar ile Türkiye’nin YPG’yi çeşitli argümanlarla “terörist” olarak nitelemesinin hiçbir karşılığı kalmıyor. Kaldı ki, Türkiye’nin asıl hedefi silah yardımın engellemekten ziyade YPG’nin Amerika’nın resmi siyasetinde aktör olmasını engellemekti. Daha önceki fiili ortaklığın dayanağı Pentagon’du. ABD’li üst düzey askeri yetkililer ise her defasında YPG’ye ve YPJ’ye büyük hayranlık duyduklarını belirten açıklamalar yapıyordu. Pentagon’dan sonra artık şimdi Beyaz Saray da Kürtler’le ittifaka açıktan destek vermiş oldu çünkü karar imza atan kişi ABD Başkanı Donald Trump’ın kendisi.

ABD’nin dış siyaseti Dışişleri Bakanlığı, Beyaz Saray ve Pentagon üzerinden şekilleniyor. Dışişleri Bakanlığı genel olarak Kürtlere mesafeli duruyor. Başkan Trump’un kararından sonra Dışişleri Bakanlığının tutumunda da olumlu değişiklikler olabilir. Bu konuda Rojava’daki Kürt siyasetçilerine de önemli diplomatik vazifeler düşüyor. Bu yardımı iyi bir fırsat olarak değerlendirerek ilişkileri daha da geliştirebilirler.

Washington’da siyaset ve think-tank çevrelerinde ve kamuoyunda YPG’ye silah yardımı kararı konusunda genel anlamda memnuniyet var. Uzun bir süredir YPG’ye ağır silah yardımının yapılması bekleniyordu ve bu karar Rojava Kürtleri ve tüm Kürtler için de önemli bir karar. Zira, YPG, uluslararası arenada Kürtler için bir marka. Kürtler bunu iyi görmeli ve ona göre siyaset geliştirmeli.

YPG’ye yardım kararının duyurulmasının zamanlaması da oldukça dikkat çekici. Türkiye heyetinin Washington’da olduğu sırada böyle bir açıklamanın yapılması Türkiye’ye açıktan bir mesaj aynı zamanda. Amerika ve Türkiye NATO müttefikleri olmalarına rağmen Washington, Türkiye’nin YPG’ye karşı Qereçox’daki saldırısından ciddi derecede rahatsızlık duymuştu. Bu silah yardımı da Türkiye’ye bir cevap olarak görülebilir. Be nedenle, ABD yönetiminin tepkisini bu şekilde dile getirmiş olduğunu söylemek pek abartılı olmaz. Zaten Türkiye’nin Qereçox saldırısından sonra ABD’li NATO komutanı Ankara’ya gitmişti. YPG ile olan ilişkiler genel olarak CENTCOM ve Koalisyon perspektifi üzerinden şekillenirken, o saldırından sonra NATO komutanı Ankara’ya gitmişti ve Amerika’nın tepkisini direkt olarak Türkiye’ye iletmişti.

Tüm bunları birleştirdiğimizde, ABD’nin, TSK’nın YPG’ye yönelik saldırılarından ciddi derecede rahatsız olduğunu söylemek mümkün. Ayrıca, Türkiye’nin YPG’ye karşı geliştirmeye çalıştığı argümanları bu gelişmelerden sonra daha da önemsiz hale geldi. TSK’nın, YPG’ye saldırmasından sonra Amerikan askerlerinin Rojava sınırına yerleştirilmesi de zaten başlı başına bir mesaj içeriyordu.

Bu kararla birlikte Pentagon da YPG ile olan ilişkilerinde daha büyük bir özgüvenle harekete edecek, çünkü Trump’ın silah yardımı kararı aslında Pentagon’un sahadaki varlığına tam bir destek anlamına geliyor. Bu karar Kürtler açısından aynı zamanda IŞİD’ê karşı savaşta yeni bir zafer anlamı da taşıyor.

YPG Sözcüsü Rêdûr Xelîl: IŞİD Tehditi Kalktığı İçin Türkiye YPG’ye Teşekkür Etmeli

FullSizeRender7

YPG Sözcüsü Rêdûr Xelîl ile Ain İsa kasabasının alınması, Tılabyad ve Türkiye ile İlişkiler üzerine görüştük.

Mutlu Çiviroğlu

***

Sayın Rêdûr Xelîl, YPG ve Fırat Volkanı güçlerinin kısa bir süre önce Ain İsa kasabasını kontrol altına aldıkları yönünde haberler çıkıyor. Doğru mu bu?

Rêdûr Xelîl: Evet, yaklaşık 15 dakika önce Haseke ile Halep arasındaki Ain İsa tamamen YPG ve Fırat Volkanı’nın kontrolü altına geçti. Ain İsa’nın etrafındaki onlarca köy de kontrolümüz altına geçmiş durumda.

Peki, Ain İsa’nın stratejik önemin’ biraz açarmısınız?

Rêdûr Xelîl: Rakka tarafından Tilabyad’ı koruma hattında yer alıyor Ain İsa. 93 nolu askeri alay da yanı başında. Üzerinde etrafı kontrol edebileceğiniz birçok tepe de var Ain İsa’da. Aynı zamanda Haseke’den Halep’e giden uluslararası yol üzerinde yer alıyor. Tüm bunlar buranın stratejik önemini artırıyor.

10003600_976710419030211_5880418894729706204_o

Medyada YPG’nin Rakka’ya da gireceği yazılıyor. Ain İsa’yı almaktaki amacı biraz daha açarak önümüzdeki günler için hedefin ne olduğunu açıklar mısınız?

Rêdûr Xelîl: Ain İsa ve etrafındaki yerler IŞİD’e karşı yürütülen mücadele kapsamında kontrol altına alındı. Zaten bir süredir idari olarak Rakka’ya bağlı olan arazilerde IŞİD’e karşı savaşılıyor. Amacımız kurtardığımız bölgelerdeki güvenli ortamı sağlamlaştırmak. Basında yer alıyor fakat YPG’nin amacı Rakka’ya girmek değil. O da diğer Suriye şehirleri gibi bir şehir ve eminim insanları şehrin IŞİD’in elinden kurtarılmasına sevinecekler. Fakat dediğimizde hedefimizde  Rakka’nın merkezini almak yok, bizim için şimdi önemli olan savunma hattımızı güçlendirmek.

Kobanê’nin batısında yer alan Efrîn’in savunma hattı için başlattığınız bir operasyon var mı?

Rêdûr Xelîl: Karada değişen şartlara göre değişiyor bu. Uluslararası yol IŞİD’ten tamamen temizlendi. Bu şekilde IŞİD ile aramızda sınır gibi bir şey oluşuyor. YPG’nin önümüzdeki günlerde nereye, nasıl hareket edeceği elimizdeki imkanlara bağlı bir şey.

Tilabyad artık sizin kontrolünüzde, uluslararası yol ve aynı şekilde Ain İsa. Tüm bunların IŞİD’in üzerindeki etkisi ne?

Rêdûr Xelîl: Şüphesiz ki bu operasyonlar sonucu terör örgütü IŞİD ağır bir darbe aldı. Moralleri alt üst olmuş durumda, ne yapacaklarını bilmiyorlar ve askeri anlaşmazlıklar var aralarında. YPG’nin uluslararası koalisyonun desteği ile elde etmiş olduğu başarı karşsında IŞİD şokta. Bölgede zayıfladılar. Tilabyad onların ana damarlarından biriydi. Bu damarın kesilmesi IŞİD’in geleceğini önemli bir şekilde etkileyecek.

YPG ve Amerika öncülüğündeki koalisyonun IŞİD’e karşı birlikte operasyon düzenlemesini uluslararası kamuoyu olumlu karşılıyor. Neler diyeceksiniz bu konuda?

Rêdûr Xelîl: Bu kolisyon IŞİD’e karşı kuruldu. Fakat bu koalisyon sadece havadan saldırma kararı aldı. Karada da disiplin sahibi, kararlı bir örgüte ihtiyaçları vardı. Bu şekilde hava saldırılarından sonra bu örgüt o yerlere hakim olacaktı. Bu coğrafyada YPG dışında aktif hareket edebilecek başka bir güç yok. Bunun için uluslararası koalisyon YPG’ye umut bağladı. YPG ve koalisyon güçleri birlikte çok iyi bir şekilde hareket ediyorlar. Ve önemli sonuçlar elde ediyorlar.

Peki, hava saldırıları desteği dışında herhangi bir ağır silah yardımı oldu mu?

Rêdûr Xelîl: Şu ana kadar herhangi bir silah yardımı yapılmış değil. Zaten koalisyon için sadece bu çerçevede eleştirilerimiz var. YPG disiplinli bir örgüt ve ağır silahlara ve maddi desteğe ihtiyacı var. Cephane ve maddi destek ile bu bölgeleri daha iyi bir şekilde korur ve IŞİD’e karşı daha etkili bir mücadele yürütebiliriz.

Tilkoçer’den Fırat’a kadar geniş bir alan şu an YPG’nin kontrolünde. Türkiye Girêspî’nin alınmasından çok rahatsız oldu. Türkiye kamuoyu için neler demek istersiniz?

Rêdûr Xelîl:  Türkiye sınırındaki 400 km’den daha uzun bir mesafedeki alan YPG’nin kontrolü altında. Türkiye’nin YPG’nin ilerleyişinden korkması doğru bir şey değil. Türkiye komşumuz olduğu için her daim ilişkilerimizin iyi olmasını istedik. Komşuluk ilişkilerimiz doğrultusunda hareket etmeliyiz. Buradan Türkiye’yi hedef alan bir hareketin oluşmasına izin vermeyiz. Bunun için Türkiye YPG’nin elde ettiği zafere tereddüt etmeden sevinmeli. IŞİD bir örgütün Türkiye sınırında olmasının Türkiye’nin içine olumsuz etkileri olur. Böyle bir tehdit kalktığı için tam aksine Türkiye YPG’ye teşekkür edip, yardım etmeli.

Son olarak etnik temizlik iddiaları konusunda neler söyleyeceksiniz?

Rêdûr Xelil: Bunlar gerçekle alakası olmayan asılsız iddialar. YPG güçleri arasında Süryaniler, Araplar var bugün. Bundan dolayı YPG’nin etnik temizlik yapması mümkün değil. Hem Suriye’de hem de Türkiye’den YPG’yi karalamak isteyenlerin ortaya attığı yalanlar bunlar. Fakat YPG ilkeli duruşuyla, disipliniyle tüm bu  antipropagandaları boşa çıkarıyor.

Çiviroğlu: YPG, Tal Abyad’ı Alarak IŞİD’in Can Damarını Kesti

FullSizeRender7

‘Ali Topuz ile Dünya Hali’ne konuk olan gazeteci Mutlu Çiviroğlu, kentin YPG’nin eline geçmesinin ne anlama geldiğini değerlendirdi.

 Tel Abyad’ın YPG’nin kontrolüne geçmesine dair konuşan gazeteci Mutlu Çiviroğlu, YPG’nin IŞİD karşısındaki en etkili güç olduğuna dikkat çekerek, kentin alınmasıyla IŞİD’in yaşam damarının kesildiğini söyledi.

IŞİD kuşatması altındaki Suriye’nin Tel Abyad (Gire Spî) kenti, Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) silahlı kanadı Halk Savunma Güçleri’nin (YPG) eline geçti.  ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonun ve Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı bazı gruplardan oluşan Burkan el Fırat örgütünün desteğiyle kentin alınmasıyla Kobani ve Cezire kantonları birleştirilmiş oldu.

KOBANİ’DEN SONRA TEL ABYAD…

Kentin, YPG’nin programına çoktan beri dahil olduğunu söyleyen  Çiviroğlu, Türkiye’nin bu durumdan rahatsız olduğunu, ABD uçaklarının desteğiyle Tel Abyad’ın alınmasının hızlandığını belirtti.

YPG’nin IŞİD karşısındaki en etkili güç olduğunu kaydeden Çiviroğlu, “YPG’nin, Kobani’den sonra kazandığı bu başarı, prestijini daha da arttırdı. Ayrıca Kobani’de rolleri daha sınırlı olan YPG’nin müttefikleri de, Suriyeli muhalifler karşısında güç kazandı. IŞID’e Türkiye üzerinden gelen savaşçıların Tel Abyad güzergahından geçtiği sıkça dile getiriliyor. Böylece IŞİD bir anlamda yaşam damarını kaybetti” ifadelerini kullandı.

‘ESAD YÖNETİMİ, YPG’NİN GÜÇLENMESİNİ İSTEMİYOR’

Esad yönetiminin şimdiye kadar kendini en iyi alternatif olarak pazarladığını vurgulayan Çiviroğlu, şöyle konuştu:

“Son dönemde Esad’ın gitmesini isteyenlerin sayısı hayli azalmıştı. Fakat El Nusra’nın elde ettiği son başarı Esad yönetimini zora soktu. Yönetim, İdlib ve daha değişik yerlerde mevzi kaybetti, bu yüzden zor durumda. YPG’nin daha da güçlenmesi yönetimin hiç istediği bir durum değil. Yönetim, bir grubu diğer gruba karşı kullanarak sürekli bir denge kurmaya çalışıyor.”

Haberin orjinal linki:  http://tr.sputniknews.com/dunya_hali/20150617/1016044391.html#ixzz3dQ4Gh5kK

Mahmud Berxwedan: IŞİD’i Her Yerde Yenilgiye Uğratacağız

Mutlu Çiviroğlu               https://twitter.com/mutludc

10917470_783677295048076_3950306464498643584_n

Sayın Mahmud Berxwedan, Kobanê şehir merkezinini kurtardıktan sonra köylerde operasyon başlatmıştınız. Doğu, batı ve güney cephelerinde son durum nedir?

Mahmud Berxwedan: Kobanê’yi özgürleştirdikten sonra köyleri kurtarmak için ikinci bir hamle başlattık. O günden bugüne yaklaşık 20 gün geride kaldı. Bu süre zarfında operasyonlarımızı başarılı bir şekilde yürüttük. Her üç cephede de her gün biraz daha ilerliyoruz, Kobanê topraklarında adım adım özgürleştiriyoruz. Batı cephesinde 15 Eylül’de IŞİD ile sıcak temasın başladığı noktaya başladık. Şêxler’e yakın bir yerdeyiz, Fırat ile aramızdaki mesela 3-4 km. Bu taraflarda henüz kontrolümüz altına geçmeyen çok az sayıda köy kaldı. Keçelo, Cibilferac, Sêvalo, Derbazin köyleri etrafında operasyonlarımız devam ediyor ve o köyleri bir bir geri alacağız.

Peki, batı cephesinde Fırat’ı aşıp Cerablus’a doğru gidecek misiniz?

YPG Commander Mahmud Berxwedan, Canton PM Anwar Moslem, Defense Chied Ismet Hasan and other officoals Photo (Mislim Nebo)

YPG Commander Mahmud Berxwedan, Canton PM Anwar Moslem, Defense Chief Ismet Hasan and other officials Photo (Mislim Nebo)

 

Mahmud Berxwedan: Öncelikli hedefimiz Kobanê topraklarının tamamını özgürleştirmek. Sonrasında IŞİD ile yeni bir savaşımız başlıyor. Şimdiye kadar IŞİD topraklarımızı işgal etmişti, biz mücadele  ruhuyla hareket eden arkadaşımızla başarıya ulaştık ve onları büyük bir yenilgiye uğrattık. Kobanê topraklarının tamamını kontrolümüz altına aldıktan sonra IŞİD ile savaşın başlayacağını söyleyebilirim. 15 Eylül’de onlar savaşı başlatmıştı, bu sefer biz başlatacağız. IŞİD ile mücadelemiz nereye giderlerse gitsinler devam edecek. Biz onlarla mücadelede sınır tanımıyoruz. IŞİD’in hedef aldığı bütün insanları IŞİD’ten kurtaracağız.

YPG’nin Kobanê’deki en üst ismi olarak oldukça kendinizden emin konuşuyorsunuz. Sizi bu kadar kadar iddialı konuşturan etkenler nelerdir?

Mahmud Berxwedan: Biz kendimize güveniyoruz, gücümüze, YPG-YPJ savaşçılarına inanıyoruz. Keleşnikofumuza ve bombamıza inanıyoruz, diğer her şey bizim için sadece destek. IŞİD’i Suriye’de hezimete uğratacağız. Başta Kobane toprakları olmak üzere IŞİD nerede olursa olsun onlarla mücadele edeceğiz.

Mahmud Berxwedan

Mahmud Berxwedan

O zaman yakın bir zamanda Cerablus, Minbic, Sirrin ve Tilebyad’a da gireceğinizi söyleyebiliriz, doğru mu?

Mahmud Berxwedan: IŞİD’in olduğu her yer bizim hedefimizdir. Yanlış anlaşılmak istemiyoruz, biz Arap halkını değil IŞİD’i hedef alıyoruz. Kimsenin malında mülkünde, bir iğnesinde bile gözümüz yok. Biz IŞİD’le mücadele etmek istiyoruz. Nerede olurlarsa olsunlar eski yeni bütün intikamlarımızı alacağız.

IŞİD’in hakim olduğu yerlerdeki Arap halkının sizin desteğinizi bekledikleri aktarılıyor, bu iddialar doğru mu?

Mahmud Berxwdan: Evet, doğru. IŞİD’in zulmünden kaçan Minbicli, Cerabluslu kaçan insanlar var ve yanımıza gelip YPG’nin desteğini istediler. Topraklarını IŞİD’ten kurtarmamızı istiyorlar, biz onlara yardım edeceğimize dair söz verdik. IŞİD’in zulmüne maruz kalan herkese yardım edip onların o zulümden kurtaracağız.

Peki, güney ve doğu ve cephelerindeki durum ne?

Mahmud Berxwdan: Güney cephesinde Şehit Xabur Tepesi ve Qaraqozak Köprüsü’ne ve Sırrin’in alanına hakim olduğu için stratejik öneme sahip, üzerinde şiddetli çatışmaların yaşandığı Girê Sêvê Tepesi şu an bizim elimizde, üzerinde YPG bayrağı dalgalanıyor.

kobani ozgur

Halep ve Haseke yolunun bir kısmının kontrolünüz altına geçtiği doğru mu?

Mahmud Berxwedan: Kobane’nin güneydoğusuna düşen, Halep Haseke karayolunun 25 kilometrelik bir kısmı savaşçılarımızın kontrolünde. Rotko Yolu üzerindeki Qilheydê, Girêk ve daha birçok köy YPG tarafından kurtarıldı. Doğu cephesinde ise Bexdik, İdanî ve oraya yakın birçok köye bizim kontrolümüzde.

Sizden yardım isteyen Arap halkını destekleyeceğinizi, dünyanın neresinde olursa olsun IŞİD ile mücadele edeceğinizi söylüyorsunuz. Peki dünya güçleri de sizi destekleyecek mi? Bu konuda yeni bir gelişme var mı?

Mahmud Berxwedan: IŞİD çeteleri bütün dünyanın başına bela oldular. Onlara karşı mücadele etmek isteyen herkes bize destek çıkmalı, var olan desteği artırmalı. Bu saate kadar da kısıtlı imkanlarımızla, hala hep bahsettiğimiz o silahlarla mücadele ediyoruz. Koalisyonların güçlerinin hava saldırıları desteği var, doğru, fakat tank ve ağır silah yardımı henüz yapılmadı bize. Bu konuda herkes sorumluluk sahibi olmalı, ancak bir olduğumuz vakit IŞİD’i ortadan kaldırabiliriz.

Biz sadece Kobane için değil bütün insanlık için IŞİD’e karşı mücadele ediyoruz. Sadece silah yardımı değil, diğer konularda da insanlar Kobanê’ye sahip çıkmalı. Bugün yeni bir Kobanê inşa ediliyor, herkes bir sorumluluk bilinci ile hareket etmeli. Köylerde hiçbir şey kalmamış, IŞİD çeteleri her şeyi yağmalamış. Birçok eve de siviller ölsün diye bomba yerleştirmişler. Bunun için mayın temizleme kuruluşları da Kobanê’ye bir an önce gelmeliler.

Arap nüfusun yoğun olduğu yerlerde yapacağınız operasyonlarda Kobanê’de sizinle birlikte hareket eden Özgür Suriye Ordusu gruplarının öncülük edeceği dile getiriliyor. Hem Özgür Suriye Ordusu grupları hem de peşmergelerinin Kobanê’de oynadıkları rol hakkında neler diyeceksiniz?

YPG_FSA_Kobane

Mahmud Berxwedan: Siwar Rakka, Şemsi Şimal, Cephetul Ekrad gibi gruplar bizimle birlikte savaştılar Kobane’de ve şu anda da ön cephede mücadeleyi yürütüyorlar. Arap bölgelerinde onlar öncülük ediyor, biz de onlara yardım ediyoruz. Fakat onların diğer yardımlara da ihtiyacı var, henüz herhangi bir yardım almış değiller. Kısıtlı imkanlarımızla biz onlara destek çıkıyoruz, bizim dışımızda destek çıkan yok.

Peşmerge güçleri de baştan beri arka destek kuvvetiydi. Yani cephede yer almıyorlar. Ağır silahları var ve ihtiyaca göre her türlü desteği veriyorlar. Bu konuda hiçbir zaman ellerinden geleni yapmaktan kaçınmadılar.

General Ismett

Son olarak Kobanê köylerinin yüzde kaçlık bir kurtarılmış durumda? Bir de Tilebyad’a girme ihtimaliz kamuoyunda büyük bir heyecan yarattı, bu konuda neler demek istersiniz?

Mahmud Berxwedan: Kobanê köylerinin % 80’lik bir kısmı kurtarıldı. Kalan % 20 için operasyonlarımız devam ediyor. Tilebyad’ı da IŞİD’ten kurtarmayı planlıyoruz. Başta da dediğim gibi, nerede olurlarsa olsunlar tüm gücümüzle IŞİD ile savaşacağız.

Kurdish-Arab Rebel Alliance May be Key to Obama’s Syrian Strategy

*Kurdish-Arab Rebel Alliance May be Key to Obama’s Syrian Strategy

YPG_FSA_Kobane

By Mutlu Civiroglu and Wladimir Van Wilgenburg

Now that the anti-ISIS coalition has struck Raqqa in Syria, it must seriously consider the Kurds as its most effective on the ground partners. The Obama administration needs local partners in Iraq and Syria to fight against the jihadist group, the Islamic State in Iraq and al-Sham (ISIS, ISIL, or the Islamic State) if it hopes to maintain any gains resulting from its attacks on ISIS positions.

A spokesperson of the main Kurdish armed group in Syria highlighted the importance of Kurdish assets. “Whoever wants to destroy ISIS should take YPG into consideration. Let me say clearly that any strategy in Syria without YPG is doomed to fail,” the People’s Protection Units (YPG) spokesperson Polat Can said in our interview with him. Given the Kurds’ extensive experience and professionalism, they represent the best the best chance to revitalize a beleaguered Syrian resistance and help President Obama achieve his objectives.

In his September 10 speech, President Obama ruled out the Assad regime as a partner in fighting ISIS and emphasized strengthening the Syrian opposition. “We must strengthen the opposition as the best counterweight to extremists like ISIL, while pursuing the political solution necessary to solve Syria’s crisis once and for all,” he said. While admirable that the president choose not to work with a man whose preferred strategy involves bombing his own civilian population, it leaves a dearth of effective partners on the ground. However, in Syria—just as in Iraq—cooperation between Kurds and Arabs could play a key role in eliminating ISIS. US Chairman of Joint Chiefs of Staff General Martin Dempsey recognized the fact that Kurds constitute an important part of Obama’s new strategy to fight ISIS.

Although Iraq has witnessed firsthand the effects of ISIS-induced instability, neighboring Syria has suffered far more with the advances and atrocities of the extremist group. ISIS has succeeded in wiping out many Syrian nationalist armed groups that comprise the bulk of moderate anti-Assad opposition. Both the moderate Free Syrian Army (FSA) and the Kurds have faced attacks by ISIS, leading to incredibly large refugee flows into Turkey.

Nonetheless, the Kurdish YPG forces have successfully fought ISIS and won most of its battles in both Iraq and Syria. Not only was the YPG an asset in the rescue operation for thousands of Yezidis fleeing from Iraq’s Sinjar, it also secured a wide area in northern Syria from the Kurdish city of Afrin to Yarubiya, a town border to Iraq, despite the extremist push against Kurdish villages. These regions maintain relative stability compared to other parts of Syria, allowing Kurds, Arabs, and Christians to live peacefully together, thanks in large part to the ability of the YPG to keep a modicum of security.

Western diplomats have traditionally been reluctant to meet the PYD for their ties to the Kurdistan Workers Party (PKK), viewed as a terrorist group in the United States and Turkey. After successful operations against ISIS extremists, however, both countries have begun reevaluating their positions towards it. The Wall Street Journal reported that US officials recognize the fact that Kurdish fighters in Syria may play a critical role in the campaign against ISIS, and have conducted talks with Syrian Kurds. The success of the YPG also prompted Turkish journalist Amberin Zaman to write about how the fight against ISIS has given the YPG and the PKK more legitimacy.

For their part, the Syrian Kurds have not only expressed interest and enthusiasm in pursuing Obama strategy against ISIS, they have already laid the groundwork for cooperation with Syrian nationalists. In an interview with Voice of America (VOA), YPG Spokesman Polat Can said, “We are the most experienced military force fighting against IS, and we are willing to actively participate in the international coalition. We are currently meeting many countries on this issue including with those who are decision makers.”

As the YPG continue its fight against ISIS on several fronts, it hosted a former rival on August 22. FSA Colonel Abdul Jabbar al-Oqaidi sought to mend fences with the Kurds by meeting YPG commander with General Commander of YPG Sipan Hemo in the Kurdish city of Afrin, north of Aleppo. Al-Oqaidi, the former head of the FSA’s military council in Aleppo, initially angered the Kurds by fighting jointly with Islamist groups against the Kurds in Aleppo. The FSA said it attacked the YPG for supporting Assad. Kurds allege this led to the killing of nineteen Kurdish civilians and the kidnapping of at least 400 others by the various rebel groups.

But in January last year, alliances started to change, when the Free Syrian Army clashed with ISIS, and lost huge swaths of territory in Syria, including Raqqa and the oil fields in Deir Ezzor. This led new cooperation between rebel groups and the Kurds, resulting in an agreement between the YPG and the Ahl as-Sham operation room in April last year to fight ISIS in Aleppo, and to cooperate against Assad. On August 22, al-Akidi and an FSA-delegation apologized for the FSA’s past mistakes, saying that Kurds, Christians, and Arabs, should work for the overthrow of the Syrian regime. “We want to work with the Syrian National Coalition (SNC) and the FSA if they accept the rights of Kurdish people and correct past mistakes,” Hemo said in a video.

In an exclusive interview, the Defense Minister of local Afrin Canton government Abdo Chilo, who took part in the meeting between the YPG and the FSA in Afrin, also told the Atlantic Council that the FSA wants to open a new page with the Kurds. “We told him we accepted his apology and we valued his visit. He realizes the power of YPG and wants closer relations with us, something we have long desired as well.”

The Kurds appear ready to fight alongside any secular group that will work for a pluralistic and democratic Syria against ISIS and the Assad regime. “We value Akidi’s visit and his request of help from YPG. It shows his willingness to work and create something good. We are ready to form a joint front with FSA and work against IS thugs and the brutal Assad regime,” Chilo added.

YPG spokesman Polat Can told Turkey’s daily Radikal that they are ready to work with anyone who is willing to fight against ISIS. “It has been over two years that we have been fighting against ISIS and like-minded extremist groups. We are keen on collaborating with moderate that respect to democracy, human rights and accept our national rights as Kurds.”

This historic meeting signifies a major starting point for effective cooperation against ISIS as well as the Assad regime. The meeting led to the formation of a new joint FSA-YPG operations room named “Euphrates Volcano” on September 10 in Kobane, which will carry out operations in areas surrounding Kobane, including the ISIS-stronghold of Raqqah. One day after its formation, the joint operation room carried out its first attack against ISIS in Qara Qawzak.

Abdurrahman Saleh, a spokesperson for ISIS, confirmed in our interview with him an alliance between Syrian anti-Assad rebels and Kurds, but suggested it to be a local alliance rather than a cohesive policy. “Some battalions of al-Tawheed brigade in Aleppo cooperate with the YPG against ISIS, but I do not know if this is a general decision, or a specific case. It may be a local agreement, rather than an overall strategy,” he said.

The new rebel alliance between the Kurds and the FSA could provide a determining factor to stop the expansion of the ISIS caliphate. If the FSA and the YPG can maintain a joint front, it will likely have a major impact on the success of fight both the militant group and the Assad regime in the longer run. The YPG, with its experienced and skilled fighters and strong popular support can provide a morale boost for the secular and moderate Syrian opposition and be a determining factor in preventing ISIS expansion in Syria. For Obama and the anti-ISIS coalition, keeping the Kurds incentivized to be their boots on the ground will be the key to fighting this war.

Mutlu Civiroglu is a Kurdish affairs analyst focusing on Syria and Turkey. He has been closely monitoring YPG’s fight against IS and other jihadist groups. You can follow him on Twitter @mutludc

Wladimir van Wilgenburg is an analyst of Kurdish politics for the Jamestown Foundation and a contributing writer for Al-Monitor

* This article was originally published on Atlantic Council Website on September 23,  2014

Enwer Mislim: IŞİD Mayınlarının Temizlenmesi İçin Acil Yardıma İhtiyaç Var

Kobane Civilians Returning Home (Photo Hawar News)

Kobane Civilians Returning Home (Photo Hawar News)

Mutlu Çiviroğlu         https://twitter.com/mutludc

Sayın Enwer Mislim, Kobanê zaferinden sonra kanton yönetimi olarak yaptığınız açıklamada şehrin yeniden inşası için büyük bir yardıma ihtiyaç duyduğunuzu söylemiştiniz. Kobanê’nin acilen ne tür yardıma ihtiyacı var?

Enwer Mislim: Yaklaşık beş ay süren bir savaş oldu Kobanê’de, 40 kadar araçla intihar saldırısı düzenlendi ve şehre binlerce havan topu düştü. Belediyenin hizmetleri, su sistemi, elektrik sistemi gibi şeylerin hepsi altüst oldu. Yine şehrin birçok noktasında yerde hala IŞİD cesetleri var. Bunlardan salgın hastalıkların yayılması tehlikesi var, sağlık uzmanlarıyla birlikte çeşitli çalışmalar yürütülebilir.

Bir başka tehlike de IŞİD’in türlü yerlere yerleştirdiği mayınlar. Son üç dört gün içerisinde birçok patlama oldu. Çuqur köyünde, Rovî ve Yêdûq gibi köylerde şehit düşen siviller oldu. Başta BM olmak üzere mayınların temizlemesi ile ilgilenen kurumlar bir an önce Kobanê’ye gelmeli ve sivillerin ölmemesi için bu mayınları YPG ile birlikte hareket ederek temizlemeli. Acil olarak bir çadır kamp kurmak istiyoruz. Sağlık noktaları da oluşturmalıyız burada, insanlar yavaş yavaş dönüyor.

Enwer_Mislim_Roj

Şu ana kadar mayınların patlaması sonucu kaç sivil yaşamını yitirdi?

Enwer Mislim: 6 kişi yaşamını yitirdi şimdiye kadar ve onlarca yaralı var. Şêran’daki patlamada hayatını kaybeden olmadı fakat ağır yaralılarımız var. Köylerde ve şehrin içinde de hala patlamamış yüzlerce mayın var. Köyleri kurtarma operasyonu da devam ediyor aynı sırada, bunun için güçlük çekiyoruz. Biz ağır bedeller ödeyerek IŞİD terörünü burada yenilgiye uğrattık. Kobanê’nin yeniden inşası için, insanlık ve yardım için, bütün devletlerle, bütün kurumlarla temaslarda bulunup, onların yardımlarını görmeyi umut ediyoruz. Bunu ilk adımı olarak IŞiD mayınlarının temizlenmesi konusunda acilen yardıma ihtiyaç duyuyoruz.

Ajanslar sivillerin dönmeye başladığını belirtiyor. Dün de 600 sivilin döndüğü aktarıldı. Siz de mayın tehlikesinin devam ettiğini söylüyorsunuz. Bu tehlike devam ederken sivillerin dönmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Enwer Mislim: Biz halka tehlikenin devam ettiğini, buranın çok güvenli olmadığını söylüyoruz. Hem cesetler var yerde, hem de patlamamış mayınlar var. Biz belediye, sağlık ve güvenlik hizmetleri için daha çok gençlerin dönmesi taraftarıyız. Fakat diğer insanlar da dönüyor, çünkü insanlarımız kendi topraklarını seviyor. Bu topraklara bazen iznimiz olmadan giriyorlar ve patlamalar gerçekleşiyor. Gerçekten çok üzülüyoruz bu patlamalara. Duyurular yapıyoruz, bildiriler dağıtıyoruz. Tehlikeli bir şey gördükleri zaman insanlarımız Asayiş’e haber vermeliler. Asayiş gerekli şeyi yapıp görevini yerine getirecektir.

Foto: Mahmoud Bali

 

Kobanê’den kurulacak bir kamptan bahsediyorsunuz. Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nün Kobanê’de bir kamp kurmaya yönelik çalışmaları vardı. Görüşmeleriniz devam ediyor mu?

Foto: Mahmoud Bali

Foto: Mahmoud Bali

Enwer Mislim: Sınır Tanımayan Doktorlar ile görüşmelerimiz devam ediyor, onlar Kobanê’de bir hastane yapmayı da planlıyorlar. Bizim kapımız buraya yardım edebilecek bütün kurumlara açık. Öncelikli ve acil olarak bir kamp kurmak istiyoruz burada. Çünkü insanlar dönmeye başladı ve binlerce ev yıkılmış durumda. Diğer ihtiyaçlarımız için de kurduğumuz komite birkaç gün için de kamuoyunu bilgilendirecek.

İki gün önce Fransa cumhurbaşkanı François Holland, YPJ komutanı Nesrin Abdullah ve PYD eşbaşkanı Nesrin Abdullah’ı ağırladı. Birçok kişi bunu Kürt halkının Kobanê’deki zaferi olarak değerlendiriyor. Siz kanton yönetimi olarak bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

YPJ_Hollande

Enwer Mislim: Zaten biz teröre karşı savaşıyorduk. Amerika’nın, Fransa’nın, Kanada ve Avustralya’nın başına gelen terör saldırılarının aynısı Kobanê’nin de başına geldi. Gençlerimiz teröre karşı savaşırken sadece Kobanê halkı için değil bütün dünya için savaşıyorlar. Bu teröre karşı savaştığımıza dair bir mesajdır. Demokrat, özgürlükçü, barışsever herkesin Kobanê’deki zaferde payı var. François Holland’ın arkadaşlarımızı ağırlaması ile onur duyduk. Bütün kurumlar, yönetimler aynı şekilde Kobanê’ye destek çıkmalı. Bize savaşta destek çıkan Amerikan halkı, kuruluşları, partilerinin Kobanê’nin inşasında da destek çıkmasını diliyoruz.

Der Journalist Bali Berichtet Aus Kobane

10888834_783677581714714_6522245466593683821_n

Der Journalist Bali berichtet aus Kobane (Telefoninterview vom 15. Januar 2015)

Mutlu Civiroglu https://twitter.com/mutludc

Die ISIS soll heute versucht haben, Autobombenanschläge und Selbstmordattentate auszuführen. Können Sie diese Berichte bestätigen?

Heute Mittag hat die ISIS drei solcher Attentate verübt. Einmal haben sie versucht eine Autobombe am Ende der 48. Straße explodieren zu lassen, die YPG konnte diesen Anschlag vereiteln, bevor das Fahrzeug die kurdischen Kämpfer erreichen konnte. Nach diesem Vorfall fand im Osten der Stadt ein heftiger Kampf zwischen der YPG und der ISIS statt, zwei Selbstmordattentäter der ISIS haben sich dabei in die Luft gejagt. Es sollen dort auch dutzende ISIS-Kämpfer getötet worden sein, diese Angaben konnten bisher nicht bestätigt werden. Der Kampf dort dauert noch an. Aus Tall Abyad und Sirrin kann die ISIS immer noch Kämpfer und Waffen nach Kobane transportieren. Von diesen Gebieten aus haben sie 30 bis 35 Fahrzeuge, beladen mit Kämpfern und Waffen, nach Kobane transportiert, um erneut anzugreifen. Leider führt die Koalition bisher keine Angriffe auf diese Nachschubwege aus. Auch die Ortschaften um Kobane herum werden nicht zum Ziel  der Luftangriffe, lediglich in Kobane werden diese durchgeführt. Dieses Verhalten hat einen negativen Einfluss auf den Kampf in Kobane. Denn die ISIS muss von allen Seiten angegriffen werden, damit die Stadt schneller befreit werden kann.

Gestern hat uns der YPG-Sprecher Şoreş Hesen aus Kobane mitgeteilt, dass in dem Dorf Şêran, das 7-8 km von Kobane entfernt liegt, 10 ISIS-Kämpfer getötet wurden, durch einen Luftschlag. Das war doch ein Luftschlag außerhalb von Kobane.

Das stimmt, dies dürfte der erste Luftschlag außerhalb von Kobane gewesen sein – das Dorf befindet sich 5-6 km östlich von Kobane –, aber das reicht nicht aus. Die ISIS muss bestimmter und häufiger angegriffen werden. Wir haben in Erfahrung gebracht, dass die ISIS über den Fluss Euphrat mit Schiffen und anderen Wasserfahrzeugen Waffenarsenal aus Tabqa über Sarrin nach Kobane liefert. Solche Meldungen erreichen uns täglich. Leider wurden solche Einheiten nie zum Angriffsziel der Luftschläge.

Die Koalition hat die meisten Luftschläge in Kobane durchgeführt, wie erklären Sie sich diese Tatenlosigkeit hinsichtlich der Nachschubwege.

Ich erkenne zwei Gründe: Zum einen sieht die Koalition keine große Gefahr in der ISIS für ihre eigenen Länder und geht nicht rigoros gegen diese vor, das Ziel der Koalition scheint nicht die vollständige Vernichtung der ISIS zu sein. Zum anderen glaube ich persönlich, dass die YPG in die Position gedrängt werden soll, sich mit anderen Gruppen, wie die der Freien Syrischen Armee, Allianzen einzugehen. Eines möchte ich klarstellen: Die einzige glaubwürdige Kraft im Nahen Osten, welche gegen diese Terroristen ankämpft, sind die Kurden, die YPG. Die Freie Syrische Armee teilt die Ideologie der ISIS, viele ihrer Kämpfer und Anführer haben in den Pariser Terroristen Märtyrer gesehen.

10683681_931152756900788_4277881563322379305_o

Wer hat sie zu Märtyrern erklärt?

Sie haben dieses Attentat in Paris als normal empfunden und meinten, Muslime hätten das Recht ihren Propheten zu rächen. Diese Opposition kämpft zwar gegen die ISIS, aber unterscheidet sich in ihrer Überzeugung nicht von der ISIS-Ideologie.

Wie schätzen Sie die weitere Entwicklung des Kampfes von Kobane ein?

So wie ich die YPG kennengelernt habe, wird sie den Kampf fortsetzen, bis auch das letzte Dorf befreit ist. Die YPG geht im Kampf gegen den Terror keinen Schritt zurück. Am 28. oder 29. September 2014 hat die YPG eine eindeutige Erklärung gegeben, nämlich, dass sie bis zum letzten Mann kämpfen wird, das ist ihr Prinzip. Sie wird mit allen Möglichkeiten und größtem Willen diesen Kampf fortsetzen

Ein ISIS-Kommandant aus dem Kafkas soll getötet worden sein. Von ihm soll es Videomaterial geben, in welchem er Kinder rekrutiert. Können Sie seinen Tod bestätigen?

Es kann mit Sicherheit gesagt werden, dass er in Kobane getötet wurde, die ISIS selbst hat dies zugegeben. Seine Leiche ist noch nicht im Besitz der YPG, sondern liegt noch irgendwo unter Trümmern, sobald diese ausfindig gemacht wird, wird die YPG eine Meldung herausgeben.

Ich möchte Sie als letztes fragen, wie das Alltagsleben in Kobane aussieht. Ich habe gesehen, dass dort Schnee liegt, es muss auch sehr kalt sein. Wie können Sie den Alltag in Kobane beschreiben?

Während ich spreche, schneit es. Auch für diese Region ist es ein außergewöhnlich kalter Winter, die Stadt ist von allen vier Seiten eingekesselt. Dennoch geht dieser Widerstand unvermindert weiter. Die Zivilbevölkerung, Frauen und Kinder, wollen trotz aller Unannehmlichkeiten des Krieges diese Stadt nicht verlassen. Die Vereinten Nationen müssen einen Hilfskorridor errichten, die Luftschläge allein reichen nicht aus. Das Leben hier geht weiter, damit es weitergehen kann, müssen die internationale Gemeinschaft, alle Menschenrechts- und Hilfsorganisationen, alle Staaten, die sich als demokratisch bezeichnen, Druck auf die Türkei ausüben und diesen Korridor für die Zivilbevölkerung gewährleisten.

Vom Kurdischen ins Deutsche übersetzt von https://twitter.com/ViyanKurd

YPG Kobane-Sprecher Soresh Hasan: Wir Bewegen Uns Zum Ziel

10897751_783676325048173_1944172067981146113_n

Mutlu Civiroglu https://twitter.com/mutludc

Soresh Hasan, Pressesprecher der YPG hat in einem Interview gegenüber dem Analysten der kurdischen Frage, Mutlu Civiroglu, die aktuelle Lage in Kobane beurteilt.

Seit vier Monaten wird in Kobane gekämpft. Gegenwärtig erschweren die Wetterbedingungen den Kampf zusätzlich. Können Sie die Situation der letzten 3-4 Tage zusammenfassen?

Wir haben in den letzten vier Monaten einen einzigartigen Widerstand geleistet. Der Mut, den uns dieser Widerstand gab, ermöglichte uns die Gefechte in den Quartieren Mekteba Res und Mishtenur in den letzten Tagen zurückzudrängen. Im Rahmen unserer Befreiungsaktion, die wir vor einem Monat gestartet haben, konnten wir viele Strassen, die in den Händen der IS-Terroristen waren, zurückgewinnen. IS-Terroristen konnten unsere Erfolge nicht ertragen, worauf sie uns noch stärker angegriffen haben. Sie haben unter anderem Fedai-Aktionen ausgeführt und uns mit Autobomben angegriffen, jedoch ohne Erfolg. Sie konnten nicht fortschreiten. Wir kommen dem Sieg also näher.

Können wir also sagen, dass die Quartiere Mekteba Res und Mishtenur einschliesslich der Gegend um den Wassertank unter der Kontrolle der YPG sind?

Şoreş Hesen (Foto: Hawar News)

Şoreş Hesen (Foto: Hawar News)

Ja, diese Gegenden befinden sich unter unserer Kontrolle und werden vor allfälligen IS-Angriffen geschützt. Wir sind also nicht nur am Verteidigen sondern auch daran die Stadt zu befreien. Trotz allen schweren Angriffen kommen wir voran. Wir haben uns darauf geeignet, uns nicht zurückzuziehen.

Mittlerweile glaubt die ganze Welt daran, dass Kobane nicht fallen wird, warum aber dauert diese Befreiungsaktion so lange?

Wir haben bereits etliche Male betont, dass der Strassenkampf nicht so einfach ist und es dabei keine Regeln gibt. In den Gegenden, die in den Händen des IS sind, sind alle Strassen miteinander vernetzt, was unsere Arbeit erschwert. Der IS ist eine unberechenbare Organisation deswegen gehen wir langsam aber sicher vor. Wir stellen sicher, dass sie nicht mehr zurückkommen können, und das braucht Zeit.

Es wurde berichtet, dass der IS in den letzten Tagen aus Sirrin und Til Ebyad Verstärkung erhalten hat. Stimmt das?

Ja, das stimmt. Der IS erhält jeden Tag Verstärkung. Aufgrund der schweren Bedingungen (Winter, Müdigkeit etc.) wechseln sie alle 3-4 Tage ihre Kämpfer aus. Ihre Kämpfer haben die Ausdauer nicht, einen Monat am Stück zu kämpfen. Wir können sehen, dass an Stelle derjenigen, die wir vernichten, neue platziert werden. Wir haben zum Beispiel bis jetzt mehr als zehn tschetschenische, 6-7 türkische Gruppen sowie afghanische, kasachische oder tadschikische Gruppen vernichten können. IS-Terroristen, die hier gegen uns kämpfen, stammen aus 27 Ländern. Und das können wir beweisen. Die meisten von ihnen kommen über die Türkei nach Rojava und das weiss der türkische Staat. Die Türkei muss diese Sachlage noch einmal überdenken. Hier wurden hunderte türkische Staatsbürger umgebracht, die Beweise dafür können wir jederzeit den Medien zugänglich machen.

Das ist eine interessante Behauptung. Es wird lediglich von ein paar Personen geredet und Sie reden von hunderten von Personen?

Ja, wir haben die Beweise und können sie auf Wunsch veröffentlichen. Die Türkei muss die Kontrollen an ihren Grenzen verschärfen. Wenn die Türkei nicht mit dem IS zusammen arbeitet so soll sie es der ganzen Welt beweisen. Zudem muss sie verhindern, dass sich ihre Bürger mobilisieren, denn die grosse Zahl der IS-Mitglieder, die aus der Türkei stammen, ruft bei uns einen Verdacht auf.

Ich möchte gerne auf die IS-Verstärkung aus Sirrin und Tal Abyad eingehen. Viele wollen wissen, warum die Koalition nicht die Wege angreift, aus denen die IS-Mitglieder herkommen. Wird der Krieg dadurch nicht in die Länge gezogen?

Etwa 95% der Luftangriffe der Koalition waren erfolgreich. Unter vielen Häusern liegen die Leichen der IS-Terroristen. Ich kann aber nicht sagen, warum die Koalition auch Orte ausserhalb von Kobane angreift. Darauf haben wir keinen Einfluss. Wir können lediglich empfehlen, dass sie mehr Flugzeuge einsetzen sollen. Dies könnte die Versorgung des IS verhindern. Wir glauben dass es diese Möglichkeit gibt. Natürlich wissen wir auch, dass die Koalition die IS-Stellen in Raqqa, Til Hemis, Shingal und Bagdad ebenfalls angreift. Die Koalition hatte auch einmal ein Dorf, 7 km von Kobane entfernt, angegriffen und zehn IS-Terroristen umgebracht. Das ist etwas Neues. Gerade heute erfolgten ausserhalb von Kobane Luftangriffe.

b7121cc8_l

Vor ein paar Tagen wurde das französische Satire-Magazin „Charlie Hebdo“ angegriffen und dabei 12 Menschen getötet. Ganz Europa ist wegen radikalen Gruppen wie IS und Al-Qaida empört. Wie beurteilen Sie als YPG diese Angriffe?

Der IS ist eine unmenschliche Organisation. Wir finden es sehr wichtig, dass alle demokratischen Länder und Menschen gegen diese Bewegung vorgehen. Es ist sogar schon zu spät. Wir kämpfen hier seit mehr als anderthalb Jahren gegen IS, jeder hat das gesehen aber keiner tat was. Wir sehen die grosse Demonstration in Frankreich mit Beteiligung von Staatsoberhäupter/innen als Antwort auf unsere Kritik. Wir wissen jetzt, dass die ganze Welt in unserem Kampf gegen diese Menschenfeinde auf unserer Seite steht. Ich wiederhole es noch einmal, auch wenn wir in erster Linie für unsere Werte kämpfen, kämpfen wir auch für die ganze Menschheit. Aus diesem Grunde müssen wir unterstützt werden.

Laut einigen Medien soll Frankreich YPG mit Waffen unterstützt haben. Stimmt das?

Nein, das stimmt nicht. Ausser den Waffen, die die Autonome Region Kurdistan mittels Flugzeugen der Koalition überreicht hat und denjenigen, die die Peschmerga-Kämpfer mitgebracht haben, haben wir keine Waffenunterstützung erhalten. Wir sind auf Waffen angewiesen und hoffen auf Unterstützung.

Vom Kurdischen ins Deutsche übersetzt von Fatos Koyuncuer https://twitter.com/FKoyuncuer

YPG Spokesman in Kobane: We Are Continuing Our Victory Operation

Kobaneeee

Mutlu Civiroglu https://twitter.com/mutludc

Fighting in Kobane which has left four months behind has become harder with the onset of the winter. What has been witnessed on the battlefield in the past three, four days?

Within the last four months left behind, we have mounted unprecedented resistance against the dark terrorist powers of the Middle East. Gaining strength from this resistance, we have in recent days repelled the ISIS attacks in Mekteba Reş (Black School) area and Mishtenur Neighborhood also. We have reseized many streets and avenues under ISIS control as part of the operation to liberate Kobane which we are continuing for nearly one month now. The ISIS couldn’t tolerate losing these areas of course. They launched quite severe attacks to take back what they have lost. We however proved with our resistance that even a single inch of the areas taken by YPG will not fall into the hands of the ISIS anymore. They carried out suicide car attacks that resulted in the demolition of dozens of houses around the scenes, while dozens of theirs committed suicide attacks too. Yet they haven’t been able to advance. This is how the ISIS is being forced out of Kobane and how we are continuing our victory operation to liberate Kobane . I can say that Kobane is taking one more step on the path to victory every day.

Şoreş Hesen (Foto: Hawar News)

Şoreş Hesen (Foto: Hawar News)

Are the areas you have mentioned, which include the Water Reservoir, Mekteba Reş and Mishtenur Neighborhood, currently under your control?

Right, these areas are under our control now and being protected against fresh attacks by the ISIS. Besides remaining in defensive position, we are also continuing our work to liberate the city. We are repelling all the heavy attacks and making further advances. We have established the criteria of this move, which is based on not retreating.

Public opinion widely convinced by now that Kobane will not fall and the YPG will not be defeated. Many believe, however, the process of liberating Kobane is progressing slowly. How do you comment on that?

As we stated several times previously, street fighting is a difficult one which has no rules. All the houses and streets currently under ISIS control are connected to each other, forming completeness. It is therefore not possible to draw the ISIS back from all these houses and streets within a short time. The ISIS is an organization that recognizes neither humanity nor rules. We are making a slow progress because we secure the areas we seize, making sure to give them no opportunity to infiltrate into these areas again.

Bs2M4amCcAApCmj

For the last several days, it has been reported that the ISIS is bringing in reinforcements from Sarrin, Tal Abyad and surrounding cities. Is that true?

Yes, those reports are absolutely true. ISIS brings up reinforcements every day and owing to the winter conditions, exhaustion and other reasons they are rotating out different groups every 5-6 days. None of their fighters has the will to stay and fight in Kobane for more than a month. Therefore they are continuously changing groups of fighters. Those who get tired go back to the surrounding villages and cities and new ones come to take their place. We see how whenever we destroy a unit another comes to take its place. Up until now more than 10 Chechen units have been destroyed. 6-7 Turkish have been destroyed, and in addition many other groups from countries such as Afghanistan, Kazakhstan and Tajikistan and others have also been destroyed. We see every group we kill being replaced by a new one.  The ISIS thugs fighting us in Kobane consist of fighters from 27 various countries. These remarks of ours are grounded on evidences and documents.

Apart from that, a large number of ISIS members that are coming to fight against the Kurds in Rojava are crossing through Turkish borders. Whether or not the [Turkish] state is aware of this we are saying this as a criticism. Turkey must stop and think about this matter seriously. Up until now hundreds of people from Turkey have been killed here, and if you want to proof then we are happy to share these documents with the press in a suitable manner.

yoj training

You are making an interesting claim, and it would be possible for you to share these documents with the public. Because people seem to be talking about a small number but you are talking about hundreds.

Yes, we could share these documents with you and it would not be difficult. Turkey should look into its control of the border. If Turkey is not cooperating with ISIS they must prove to the world that they have no connections with the people that cross through their own territory. Moreover they should stop ISIS from organizing everywhere from Ankara to the Kurdish cities [of Turkey]. The large number of Turkish ISIS members who have been killed in Kobane has raised our suspicions. Everyone knows that all of these gang members – those from Chechnya, Tajikistan, Kazakhstan, the Arab countries, but also the United States, France and Germany – are crossing from Turkey to Rojava.

YPG Kobane

I want to ask about the support for ISIS coming from Tal Abyad, Sirrin and some of the other from surrounding cities. Some question why the coalition does not target the roads on which they are bringing up their support. If they continue to be able to bring up support in this manner the battle will go on much longer. What can you tell us on this?

Up until now 95% of the airstrikes in Kobane have been successful. They have gotten the expected results, and under the rubble of the collapsed houses we have recovered many ISIS corpses. I cannot say with any certainty why the coalition is not targeting areas outside of Kobane. We have no authority over them.

However as a suggestion we can propose that they use more warplanes. This is to say that if there is a plane patrolling over Kobane another plane should be patrolling outside of Kobane. We think such a possibility exists, and that in the place of one plane the coalition could send seven. We know that the coalition is operating heavily around Shengal [Sinjar], Til Hamis, Rakka and even Baghdad but we believe that the coalition can send another plane. We are of the opinion that even if it is just one more plane that the logistics and weapons support could be cut. A short time ago the coalition targeted ISIS 7km to the east in the village of Şêran and destroyed a 10 person squad. This is something new that is an airstrike outside of Kobane is taking place! Right now there is a plane above Kobane ready to carry out airstrikes and searching for targets. Of course if there had been two planes then one could be over Kobane and the other patrolling outside and we would get better results.

10678716_937789839570413_5369697446922513029_n

Last week  there were two attacks in France and 17 people were killed. As the YPG how do you assess these attacks?

ISIS is an inhumane organization. We consider it important that different people and democratic countries are coming together and working together against such groups. It might even have been a little overdue. We have been fighting against ISIS for a year and a half in Syria. Everyone saw this but remained silent about it. We criticized this silence. We look at the many different world leaders who took part in the march in France as a response to our criticism. We now know that the whole world will support us in the battle we are waging against the enemies of humanity.

We want to emphasize once more that as much as we are protecting ourselves, we are also protecting humanity from a brutal organization that is a threat for the entire world. For this reason, we believe more support needs to be given to the YPG, which has fought ISIS on the frontlines and has been paying the heaviest price. All countries including France and other coalition members and even countries not in the coalition should support us. With this support we can be rid of ISIS which is the enemy of humanity, even more quickly.

10603533_916940738321990_583617543270043304_n

In some news reports recently it has been reported that France has provided the YPG with armed support. Are these claims true?

No, such aid has not yet been discussed. Other than the weapons provided by Southern Kurdistan [KRG] and airdropped by American planes and those brought by the peshmergas themselves, no other weapons have reached us. I want to underline this. However of course we need weapons and ammunition to win this battle. We are certainly expecting aid from France and other countries.

***

For French translation of the interview: https://civiroglu.net/2015/01/16/ypg-a-kobane/

For German translation of the interview: https://civiroglu.net/2015/01/16/ypg-kobane-2/

***

For my participation to a show, interview me or get a quote on Kobane and other Kurdish related issues, please contact me at mciviroglu@gmail.com

***

Thanks for https://twitter.com/bzgncl and https://twitter.com/TheRojavaReport for translating this interview into English

YPG Kobanê Sözcüsü Şoreş Hesen: Zafer Hamlesine Devam Ediyoruz

ypj ypg

Kobanê’deki çatışmalarda dört ay geride kaldı. Çetin kış şartları savaşı daha da zorlaştırmış durumda. Savaş cephesinde son üç dört gün içinde neler yaşandı?

Şoreş Hesen: Geride bıraktığımız dört ay içerisinde, Ortadoğu’nun karanlık terör güçlerine karşı tarihte eşi benzeri görülmemiş bir direniş gösterdik. Bu direnişin getirdiği güçle son birkaç gün içerisinde Mekteba Reş (Kara Okul) ve Miştenur Mahallesi taraflarındaki IŞİD saldırılarını da geri püskürttük. Yaklaşık bir aydır başlattığımız Kobanê’yi özgürleştirme hamlesi çerçevesinde IŞİD’in kontrolündeki birçok sokağı, caddeyi geri aldık. Elbette IŞİD bu bazı yerlerin geri alınmasına tahammül edemedi. Kaybettikleri geri almak için çok ağır saldırılar gerçekleştirdiler. Fakat yürüttüğümüz mücadele ile YPG’nin geri aldığı yerlerin bir karışının bile artık IŞİD’in eline geçmeyeceğini ispat ettik. Çevresindeki onlarca evi yıkan bomba yüklü araçlarla saldırdılar, onlarca kişi intihar saldırısı gerçekleştirdi fakat yine de ilerleyemediler. IŞİD bu şekilde Kobanê’den çıkarılıyor ve zafer hamlemize devam ediyoruz ve , Kobanê gün be gün zafere doğru yürüyor.

Su havuzu bölgesi de dahil, bahsettiğiniz bu yerler, Mekteba Reş  ve Miştenur Mahallesi şu an sizin kontrolünüz altında mı?

Şoreş Hesen (Foto: Hawar News)

Şoreş Hesen (Foto: Hawar News)

Şoreş Hesen: Evet, bu yerler şu an bizim kontrolümüz altında ve IŞİD’in yeni saldırılarına karşı korunuyor. Biz sadece savunma pozisyonunda değiliz, şehri özgürleştirme çalışmalarımız da devam ediyor aynı zamanda. Tüm ağır saldırılara rağmen saldırıları püskürtüp ilerliyoruz. Bunun standardını oluşturduk, aldığımız son karar geri çekilmeme esasına dayanıyor.

Dünya kamuoyu Kobanê’nin düşmeyeceğine, YPG’nin yenilmeyeceğine inanıyor artık. Fakat Kobanê’yi özgürleştirme süreci çok ağır işliyor, bunun asıl sebebi ne?

Şoreş Hesen: Daha önce de birkaç defa belirtmiştik aslında: Sokak savaşı çok zor bir savaş ve bu savaşın herhangi bir kuralı yok. IŞİD’in kontrolündeki yerlerdeki bütün evler ve sokaklar birbiriyle bağlantılı, bir bütünlük oluşturuyorlar. Bunun için IŞİD’in bu sokaklardaki bütün evlerden kısa bir sürede çıkarılması mümkün değil. IŞİD insanlık nedir bilmeyen bir örgüt, hiçbir kural kaide dinlemiyorlar ve onlara karşı tabi ki yavaş yavaş ilerliyoruz, çünkü aldığımız yerleri sağlamlaştırıyoruz. Aldığımız yerlerden tekrar sızma yapmalarına fırsat vermeyecek şekilde ilerliyoruz.

10653452_928527877163276_2953294599637838155_n

Son iki gündür Sırrin, Tilebyad ve çevredeki diğer şehirlerden IŞİD’e takviye güçlerin geldiği aktarılıyor, doğru mu?

Şoreş Hesen: Kesinlikle doğru! IŞİD’e her gün takviye güçler geliyor ve kış şartları, yorgunluk ve diğer şeylerden dolayı 5-6 günde bir gruplarını değiştiriyorlar. Hiçbir savaşçılarının bir ay boyunca Kobanê’de savaşabilecek iradesi yok. Bundan dolayı savaşan grup sürekli değişiyor. Yorulanlar köylere ve çevre şehirlere gidiyor ve mevzilere yenileri geliyor. İmha ettiğimiz her grubun yerine yeni bir grubun geldiğini görüyoruz. Şimdiye kadar 10’dan fazla Çeçen grup imha edildi. 6-7 Türk grup imha edildi, bunun dışında Afganistanlı, Kazakistanlı, Tacikistanlı ve daha birçok ülkeden birçok grup imha edildi. Kobanê’den bize karşı savaşan IŞİD çeteleri 27 farklı ülkeden buraya gelmişler. Bunun delillerle, belgelerle söylüyoruz. Ki Rojava’da Kürtlere karşı savaşmaya gelen birçok IŞİD üyesi Türkiye üzerinden geliyorlar. Devletin bundan haberi var ya da yok, bir eleştiri olarak söylüyoruz bunu. Türkiye bu konu üzerinde tekrar ciddi bir şekilde durup düşünmeli. Türkiyeli yüzlerce kişi öldürüldü şimdiye kadar burada, ispat istiyorlarsa bunun belgelerini uygun bir şekilde basına verebiliriz.

İlginç bir iddiada bulunuyorsunuz, bu belgeleri kamuoyu ile paylaşmanız iyi olur. Çünkü herkes birkaç kişiden bahsediyor fakat siz yüzlerce kişi diyorsunuz.

Şoreş Hesen: Evet, bu belgeleri sizinle paylaşabiliriz, hiç zor bir şey değil. Türk devleti sınırdaki denetimini gözden geçirmeli. Eğer Türkiye IŞİD ile bir işbirliği içinde değilse Türkiye üzerinden gelenlerin kendileriyle bir bağlantıları olmadığını bütün dünyaya ispat etmeliler. Yine ta Ankara’dan Kürt şehirlerine kadar IŞİD’in şehirlerdeki örgütlenmelerini durdurmalı. Kobanê’de öldürülen yüksek sayıda Türkiyeli IŞİD üyesi bizde şüpheler uyandırıyor. Çeçen, Tacikistan, Kazakistan, Arap ülkeleri, hatta, Amerika, Fransa, Almanya’dan gelen bütün çetelerin Türkiye üzerinden Rojava’ya geldiğini herkes biliyor.

Tilebyad, Sırrin ve diğer çevre illerden gelen IŞİD desteğini sormak istiyorum. Birçok kişi koalisyonun neden desteğin geldiği yolları hedef almadığını soruyor. Destek bu şekilde gelmeye devam ederse savaş daha da uzamayacak mı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Şoreş Hesen: Kobanê’de şu ana kadar hava saldırılarının %95i başarılı bir şekilde gerçekleşti. Bütün saldırılar sonuç verdi, yıkılan evlerin altında birçok IŞİD çetesinin cesedi var. Koalisyonun neden Kobanê’nin dışındaki yerleri hedef almadığı konusunda net bir şey söyleyemem. Bizim onlar üzerinde bir yetkimiz yok. Fakat biz öneri olarak daha fazla uçak kullanmalarını önerebiliriz. Yani eğer Kobanê üzerinde bir uçak dolaşıyorsa Kobanê’nin dışında da bir uçak dolaşmalı. Böyle bir imkanın olduğunu düşünüyoruz, koalisyon bir uçak yerine yedi uçak da gönderebilir.

Tabii ki koalisyonun Şengal, Tilhemis, Rakka hatta Bağdat’ta da yoğun bir şekilde çalıştığını biliyoruz fakat bir uçak daha gönderebileceklerine inanıyoruz. Tek bir uçak dahi olsa bu uçakla, yollardaki lojistik, cephane desteğinin kesileceğini düşünüyoruz.

Kısa bir süre önce koalisyon Kobanê’nin 7 km doğusundaki Şêran köyünde 10 kişilik çete grubunu hedef alarak imha etti. Bu yeni bir şey, işte bugün Kobanê’nin dışında hava saldırısı gerçekleşti. Hava saldırısını gerçekleştiren uçak şu an Kobanê’nin üzerinde ve hedef alınacak IŞİD noktalarını arıyor. Eğer iki uçak olmuş olsaydı, biri Kobanê üzerinde biri Kobanê dışında, tabi ki daha iyi sonuç alırdık.

Clipboard14

Birkaç gün önce Fransa’daki bir mizah dergisine bir saldırı gerçekleşti ve 12 kişi öldürüldü, sonra bir saldırı daha. Bütün Avrupa El Kaide ve IŞİD gibi radikal gruplara karşı ayakta. YPG olarak bu saldırıları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şoreş Hesen: IŞİD insanlık karşıtı bir örgüt. Bu insanlık karşıtı örgüte karşı demokrat ülke ve insanların birleşmesini, beraber hareket etmesini önemli buluyoruz. Hatta buna geç kalınmış bile olabilir. Bir buçuk yıldır IŞİD’e karşı savaşıyoruz Suriye’de, herkes görüyordu bunu fakat herkes sessiz kaldı. Biz bu sessizliği eleştirdik. Birçok ülke liderinin yer aldığı Fransa’daki yürüyüşü eleştirimize bir cevap olarak görüyoruz. Artık insanlık düşmanlarını karşı yürüttüğümüz savaşta bütün dünyanın bizi desteklediğini biliyoruz. Hep tekrar ediyoruz, biz başta her ne kadar ulusal değerlerimizi koruyorsak da aslında bütün dünyayı hedef alan bir örgüte karşı savaşarak insanlığı koruyoruz. Bunun için, Fransa olsun, koalisyonda yer alan ülkeler, yer almayan ülkeler olsun, bütün ülkeler IŞİD’e karşı en ön safta savaşıp en ağır bedelleri ödeyen YPG’ye daha fazla destek çıkmalılar. Bu destekle insanlık düşmanı bu örgütten daha hızlı bir şekilde kurtulabiliriz.

10885490_783679085047897_1887532192031300046_n

Basında çıkan kimi haberlerde Fransa’nın YPG’ye silah yardımında bulunduğu iddia ediliyor, doğru mu bu iddialar?

Şoreş Hesen: Hayır, böyle bir yardım söz konusu değil. Amerikan uçakları vasıtasıyla bize ulaşan Kürdistan Bölgesi Hükümeti silahları ve peşmergelerin gelirken getirdikleri silah dışında bize herhangi bir silah ulaşmış değil. Bunu altını çizerek belirtiyorum. Fakat elbette ki savaşı kazanmamız için silaha ve mühimmata ihtiyacımız var, Fransa ve diğer ülkelerin yardımını bekliyoruz.