YPG Sözcüsü Rêdûr Xelîl ile Rojava’daki Son Durumu Görüştük

Serekaniyee

YPG Sözcüsü Rêdûr Xelîl ile başta Serêkanîyê’deki durum olmak üzere birçok güncel konuyu görüştük.

Mutlu Çiviroğlu                      https://twitter.com/mutludc

Geçen hafta özellikle Serêkanîyê’de yaşanan şiddetli çatışmalardan sonra bölgede son olarak durum ne?

Rêdûr Xelîl: Serêkanîyê ve Tiltemir çevresindeki IŞİD saldırıları 23 Şubat’tan beri aralıksız devam ediyor. Özellikle Menacir ve Serêkanîyê arasındaki bölgede YPG güçlerimiz ile terörist IŞİD çeteleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Burada IŞİD’e ağır bir darbe indirildi, karargah olarak kullandıkları iki köy ve mezra tamamen güçlerimizin kontrolü altına geçti. Burada onlara ait cephanelik mühimmat ve birçok ceset elimize geçti. Tiltemir ve Menacir köyleri etrafında bazen yine çatışmalar çıkıyor.

IŞİD bu son saldırılar ile neyi planlıyordu. Serêkanîyê’de tehlike tam olarak geçmiş diyebilir miyiz?

Redo
Rêdûr Xelîl:
Hayır, henüz tehlike geçti diyemiyoruz. Fakat onların bölgedeki planlarını boşa çıkardık. Kontrolümüz altına geçen köylerin önemi yüksek. Bu köyler Serêkanîyê ve Tiltemir arasında olduğu için IŞİD her iki şehir arasındaki yolları kontrolü altında tutmaya çalışıyordu. Eğer onları oradan çıkarmasaydık tehlike giderek artacaktı. IŞİD Tilhemis ve Tilbarak’ta çok ağır darbeler aldı, gücünü tekrar ispatlamak istercesine Tiltemir ve Serêkanî’ye yöneldi. Fakat YPG ve YPJ direnişi karşısında IŞİD bozguna uğradı. Şüphesiz bu direnişe az da olsa uluslararası güçlerin de katkısı oldu.

Peki neden burada uluslararası güçlerin desteği Kobanê’deki destek gibi olmadı? Çağrılarınız olmasına rağmen desteğin gecikmesini neye bağlıyorsunuz?

Rêdûr Xelîl: Tiltemir ve Serêkanîyê’deki destek Kobanê’deki destek kadar değildi. Elbette ki biz daha fazla destek için çağrılarda bulunduk. Zaten kurulun uluslararası güç IŞİD’e karşı mücadele etmek için kurulmuş ve karada IŞİD’e karşı savaşabilen tek güç bugün YPG’dir. YPG’nin başta Amerika olmak üzere bütün uluslararası güçlerin en stratejik gücü olabileceğine inanıyoruz. IŞİD’e karşı mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için biz daha aktif, daha fazla destek bekliyoruz. Bu gecikmenin sebebi YPG ve uluslararası güçler arasındaki bir anlaşmazlık değil, uluslararası güçlerin yürütmüş olduğu siyasetle ilgili bir şey. Bu siyasi anlaşmazlıkların bir an önce ortadan kalkmasını umuyoruz. IŞİD’e karşı mücadele hiçbir zaman durdurulmamalı, çünkü bölgeyi hemen tehdit etmeye başlıyorlar.

Fakat uluslararası güçlerin vermiş olduğu desteğin mücadelenize katkısı olduğunu belirtiyorsunuz, doğru mu?

Rêdûr Xelîl: Elbette ki, bunu hiçbir zaman inkar etmiyoruz ve destekleri için hep teşekkür ediyoruz. Kobanê’de, Tilbarak’ta, Tilhemîs’te büyük bir destek sağladılar. Fakat bizim demek istediğimiz, Tiltemir ve Serêkanîyê’de yeterince aktif bir destek olmadı. Eğer diğer bölgelerde vermiş olduğu desteği burada da vermiş olsaydı daha büyük bir başarı elde ederdik

Birkaç YPG komutanı Türkiye’nin mücadelenizi olumsuz etkilediğini, IŞİD’e destek verdiğini belirtti. Siz bu konuda neler diyeceksiniz?

Rêdûr Xelîl: Türkiye’nin bu desteği yüzde yüz verdiğine dair belgeler üzerine konuşmak istemiyoruz. Türkiye’nin IŞİD’in geçişine izin verdiği yönündeki iddialar hep olan bir şey. Tilebyad’dan Serêkanîyê’ye kadar dört sınır kapısı açık, IŞİD bu kapılarından çok rahat bir şekilde geçiyor. Bu iddialar ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışılır, fakat Türkiye’nin onları desteklediği yönünde iddialar var. Bu iddialara karşı IŞİD’e karşı mücadele aktif bir rol almalı ve YPG’ye destek vermeli. Çünkü önümüzdeki günlerde ŞİD değil Kürt halkı bölgede hakim olacak.

YPG_Fighters_Serekaniye_2012 (Photo: Mutlu Civiroglu)

Tilebyad’tan bahsettiniz. IŞİD bu saldırıları Tilebyad’a almamanız, dolayısıyla her iki kantonu birbirine ulaştırmamanız için yapmış olabilir mi?

Rêdûr Xelîl: IŞİD bölgeden tamamen silinmekten çok korkuyor. Kobanê’de aldığı ağır yenilgiden sonra bütün gücünü Tilebyad ve Serêkanîyê arasında topladı.

Bazı haberlere göre IŞİD Kürdistan Bölgesi’nde klor gazı kullanıyor, Kobanê’de de aynı iddialar gündeme gelmişti. Bu konuda neler diyeceksinz?

Rêdûr Xelîl: IŞİD’in Kürdistan ve bütün dünyadaki tehlikesi şu an her zamankinden daha fazla. IŞİD’in büyük darbeler aldığı doğrudur, zaten bu darbelerden dolayı tehlike artmış diyoruz. IŞİD şu an yaralı bir yılan gibi, eline geçen bütün fırsatları değerlendirebilir. Kimyasal silah bile kullanabilir. Kürdistan’ın güneyinde kullanmış olduğu gazlar ve yasaklı silahlar için şaşırmadık. Kürdistan’ın batısında da, özellikle Cezaa ve Kobanê’de bu yasaklı silahları daha önce kullandılar. Uluslararası kuruluşlar bunları raporlarla ispatladılar. Bunun için bu örgüte karşı Avrupalı devletler, uluslararası güçler, Amerika daha etkili bir mücadele yürütmeli, YPG’ye daha fazla destek vermeli.

Esad rejimine ve IŞİD’e yakın haber siteleri Hizbullah’ın Serêkanîyê’de YPG’ye yardım ettiğini iddia ediyorlar. Doğru mu bu iddialar?

Rêdûr Xelîl: Bunlar tamamen rejimini yürüttüğü kara propaganda siyaseti. YPG’yi karalayarak zayıf düşürmeye çalışıyorlar, bu iddialar tamamen asılsız.

Bir süredir rejim ile bir takım sıkıntılar yaşıyordunuz, şu an ilişkiniz ne durumda?

Rêdûr Xelîl: Rejim kendi bölgesinden çıkmış değil, çıkacak gibi de değil. Şu an rejim ile olan ilişkilerimizde herhangi olağanüstü bir durum yok. Çünkü rejimin şu an için bize karşı bir saldırı pozisyonunda değil. YPG IŞİD’e karşı savaşmaya devam ediyor ve rejim de şehir de hala eski yerini koruyor.

Suriye muhalefeti yaptığı bir açıklamada Tilhemis ve Tilbarak’taki köylerde YPG’nin Arap köylülere kötü davranışlarda bulunduğunu iddia etmişi. Bu konuda neler diyeceksiniz?

Rêdûr Xelîl: Tabi ki bu iddialar asılsız, bu açıklamaya karşı resmi bir açıklama yapmıştık zaten. Bu tür açıklamalar IŞİD’in bölgedeki varlığına meşruiyet veriyor. Böyle bir yaşanmadı, sivil halk şu an hala köylerindeler. IŞİD oralardayken köylerinden ayrılmak zorunda kalan insanlar da yardımlarımızla dönmeye başladılar. Bütün uluslararası kuruluşlar özellikle de Birleşmiş Milletler eğer gelip rapor hazırlamak isterse kapımız sonuna kadar açık ve çalışmalarında istedikleri kolaylığı sağlarız.

Bazı kaynaklar Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin YPG’ye silah yardımında bulunduğunu iddia ediyor, doğru mu bu iddialar?

Rêdûr Xelîl: Böyle bir yardımın olmasını isterdik fakat öyle bir şey yok. Geçtiğimiz günlerde sembolik olarak Kobanê’de bir yardım yapıldı fakat bunun dışında büyük bir yardım söz konusu değil. Peşmergelerin silahlandırılmasını, ulusları güçlerin onlara silah yardımı yapmasını sonuna kadar destekliyoruz. Fakat aynı desteğin YPG’ye de verilmesini istiyoruz. Çünkü bugün Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan tek güç YPG’dir.

Peki, uluslararası güçlerin sizlere herhangi bir desteği olmadı mı? Fransa bu konuda olumlu mesajlar vermişti. Dün Kanada başbakanı Stephen Harper operasyonları genişletip Suriye’de de IŞİD’e karşı mücadele edeceklerini belirtmişti.

Rêdûr Xelîl: Doğrudur, birçok olumlu ve samimi açıklama yapılıyor. Bu açıklamaların hepsine biz de olumlu yaklaşıyoruz. Fakat pratikte adım atılmasını istiyoruz, şu ana kadar pratikte herhangi bir şey yok.

Tiltemir’de kaçırılan Hristiyanlar için yeni bir gelişme var mı?

Rêdûr Xelîl: Şu ana kadar da nerede oldukları tespit edilmiş değil, akıbetleri hakkında kimse bir şey bilmiyor. Tiltemir, Menacir ve Serêkanîyê’de Süryani ve Kürt halkları büyük bir katliamla yüz yüzeler. IŞİD özellikle bu bölgeyi hedef almış durumda. YPG olarak Kürt halkını, Süryanileri ve bu topraklarda yaşayan diğer bütün azınlıkları sonuna kadar koruyacağız. Fakat uluslararası güçler de bize gereken yardımı vermeli.

Newroz kutlamaları birkaç gündür devam ediyor. Son olarak Newroz için neler demek istersiniz?

Rêdûr Xelîl: IŞİD Kürdistan’a yönelerek Kürt halkının direnen ruhunu hedef almak istiyor. Onlara karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu mücadele ruhuyla başta Kürt halkının olmak üzere bütün Ortadoğu halklarının Newrozunu kutluyoruz.

YPG Spokesman Redur Xelil: Liberation of Tal Hamis is a Very Strategic Gain

Hêzên YPG li nêzîkî bajarokê Til Hemîs

Hêzên YPG li nêzîkî bajarokê Til Hemîs

Mr. Redur Xelil, Tal Hamis has drawn all attention on itself now. What is the current situation, has Tal Hamis come under full control of the YPG forces?

As YPG and YPJ forces, we made significant advances within a short time of five-six days as a result of the operations we launched on 21 February. At around 11 this morning [February 27], our forces managed to enter Tal Hamis which was taken under full control by our forces several hours ago.

Over a hundred villages and hamlets in three sides of Tal Hamis have also come under our control. Besides, an operation to clear the city of mines and other traps laid by ISIS has just been started.

For our readers not very acquainted with the geography of the region, could you explain the strategic importance of Tal Hamis?

The town of Tal Hamis to the south of Qamishlo was one of the main headquarters of ISIS and constituted a great danger for Shengal [Sinjar]. ISIS were continuously providing back front support from Tal Hamis which was therefore a constant problem for the south of Kurdistan and at the same time for Qamishlo and other Kurdish-inhabited towns. This is why ISIS needed to be driven out of here, which YPG have accomplished with a significant victory today.

The operation you carried out last year didn’t succeed and Arabs in the region opposed you. What attitude was displayed by the local Arab population this time?

All the minorities in the Jazira Canton participated in this operation. I may not mention all of them one by one but a number of tribes such as Shamar, Jawala, Sharabi, Benitaba and Rashid all took part in the operation. In addition to units affiliated to the Syriac Military Council and the tribe of Shamar. It was a successful operation. That is to say, the attitude of the local Arabs wasn’t like last year’s. This is because everyone knows by now that ISIS is a dark force. The methods of torture ISIS perpetrated on people also caused great reaction from the local people.

Redo

Spokesperson of the YPG Redur Xelil

 

Are ISIS planning further attacks in the coming days against places of strategic importance such as Al-Houl?

Our fight against ISIS will continue as long as the threat on the Canton of Jazira remains, we know no bounds in this regard.

It is being reported that the same kind of the solidarity between the U.S.-led coalition and YPG forces is taking place in Jazira at the moment. What would you as the YPG Spokesman say about the role of the coalition strikes?

Coalition forces too have actively participated in this operation and provided a major support to us, thus enabling the operation to accomplish.

You’ve said you had acted together with Syriac forces. Many Christian civilians have been kidnapped. What is the current situation in Tal Tamir?

ISIS attempted attacks in Tal Tamir especially after their defeat in Kobanê and our advance in Tal Hamis. Three Syriac villages were unfortunately taken by ISIS in these attacks. According to the information we have, more than a hundred civilians including children, women and elders have been kidnapped by ISIS. No information is yet available regarding their fate but they are guessed to have been taken to the Abdulaziz Mountain which is also held by the ISIS. Very fierce clashes are currently taking place between YPG and ISIS in order for the retaking of these Assyrian villages.

Bashar Assad was being asserted to be protecting the Christian community in Syria and the villages you’ve mentioned are said to be close to the Syrian regime which however remained silent at the siege and abduction of Christians. How do you assess this attitude of the regime?

Allegations on the Assad regime being the protector of minorities should be approached with suspicion. The regime made no intervention, despite having opportunities, while ISIS attacked these villages. The fact that YPG’s manner of protecting minorities is not just a politics or propaganda is known very well by everyone now. YPG is struggling to protect all minorities in practice too. I suppose minorities also know this very well now. Everyone aware of this truth backs YPG which is thus growing more and more every day. In all the areas controlled by YPG, everyone can continue their life in peace and tranquility.

What about Tal Abyad. The cantons of Jazira and Kobanê have parted from each other now. Are attacks being planned on Tal Abyad in the coming days to ensure the merging of the two cantons?

As I’ve just said, our fight will continue as long as the ISIS threat remains. We know no bounds in this struggle which, in other words, will not be concluded with the liberation of Kobanê and Tal Hamis alone.

What would you as the YPG Spokesman like to say regarding your Australian fighter Johnson who lost his life few days ago?

Ashley Johnson’s joining the YPG ranks, which happened despite the Australian and Kurdistan territories being kilometers away from each other, honored us. Inspired by the resistance we mounted, Ashley joined the anti-terror fight we are waging for humanity, and played an active role in it. He was fighting on the front lines. He was martyred in the village of Xesan in Tal Hamis.

Ashley is a martyr of the Kurdish people and humanity. We offer our condolences to both his family and the Australian people. We believe the solidarity between peoples and the spirit of struggle will grow stronger with his memory.

***

Translated into English by Berna Özgencil  https://twitter.com/bzgncl

YPG Sözcüsü Rêdûr Xelîl: Tilhamis’in Özgürleştirilmesi Çok Stratejik Bir Kazanım

Hêzên YPG li nêzîkî bajarokê Til Hemîs

Hêzên YPG li nêzîkî bajarokê Til Hemîs (Foto : Delil Suleiman)

Sayın Rêdûr Xelîl, şu an tum dikkatler Tilhamis  üzerinde. Nedîr son durum, Tilhamis tam olarak YPG güçlerinin kontrolü altına geçti mi?

Rêdûr Xelîl: 21 Şubat’ta başlattığımız operasyonlar sonucu, YPG ve YPJ güçleri olarak beş altı gün gibi kısa bir süre zarfında önemli ilerlemeler kaydettik. Bu sabah saat 11 sularında güçlerimiz Tilhamis’e girebildi. Birkaç saat önce de Tilhamis tamamen kontrolümüz altına geçti.

Yine Tilhamis’in her üç tarafına düşen yüzden fazla köy ve mezra da kontrolümüz altında. Şehri IŞİD’in döşediği mayın ve diğer tuzaklardan temizleme operasyonu da henüz yeni başladı.

Bölgenin coğrafyasına hakim olmayan okuyucularımız için Tilhamis’in stratejik önemini açıklar mısınız?

Redo

Rêdûr Xelîl: Qamişlo’nun güneyine düşen Tilhamis IŞİD’in ana karargahlarından biriydi ve Şengal için büyük bir tehditti. Tilhamis’ten sürekli arka cephe desteği sağlanıyordu. Kürdistan’ın güneyi için sürekli bir sıkıntı olan Tilhamis aynı zamanda Qamişlo ve Kürtlerin içinde yaşadığı diğer ilçeler için de büyük bir tehditti. Bunun için IŞİD’in buradan çıkarılması lazımdı ve YPG bunu bugün önemli bir zaferle başardı.

Geçen yıl düzenlediğiniz operasyon başarıya ulaşmamıştı. Bölgedeki Araplar size karşı çıkmıştı. Bu sefer yerli Arapların tutumu ne oldu?

Rêdûr Xelîl: Cezire Kantonu’nunda yaşayan bütün azınlıklar bu operasyona katıldı. Bütün aşiretleri tek tek sayamam fakat Şemara, Cewala, Şerabi, Benitaba, Raşid gibi daha birçok aşiretin hepsi vardı bu operasyonda. Bunun yanında Süryani Askeri Meclisi ve Şemara aşiretine bağlı birlik de operasyona katıldı. Böylece başarılı bir operasyon gerçekleştirildi. Yani bu yıl Arap yerlilerin tutumu geçen yılki gibi olmadı. Çünkü artık herkes IŞİD’in karanlık bir güç olduğunu biliyor. İnsanlara uyguladığı işkence yöntemlere karşı da büyük bir tepki toplamıştı yerlilerden.

Tilbarak ve El-Houl gibi IŞİD’in stratejik öneme sahip yerlerine de herhangi bir saldırı planı var mı önümüzdeki günler için?

Rêdûr Xelîl: Cezire Kantonu üzerindeki tehdit devam ettiği sürece IŞİD ile mücadelemiz de devam edecektir, bu konuda herhangi bir sınır tanımıyoruz.

Kobanê’de Amerika’nın öncülüğünü ettiği koalisyon güçleri ile YPG güçleri arasında gerçekleşen dayanışmanın aynısının şu an Cezire’de gerçekleştiği aktarılıyor. YPG sözcüsü olarak koalisyonunun saldırılarının rolü hakkında neler diyeceksiniz?

Rêdûr Xelîl: Koalisyonun güçleri de bu operasyonda etkili bir şekilde yer aldılar ve bizlere oldukça yardımcı oldular. Bunun için operasyon başarıyla tamamlandı.

Süryani güçlerle birlikte hareket ettiğinizi aktardınız. Birçok sivil Hristiyan kaçırıldı, Tiltemir’de durum ne?

Rêdûr Xelîl : Özellikle Kobanê yenilgisi ve Tılhamıs’teki ilerleyişimizden sonra IŞİD Tiltemir’de saldırılar gerçekleştirmek istedi. Bu saldırılarda ne yazık ki Süryanilerin üç köyü IŞİD’in kontrolü altına geçti. Elimizdeki bilgilere göre aralarında çocuk, yaşlı ve kadınların olduğu yüzden fazla sivil insan IŞİD tarafından kaçırılmış durumda. Akıbetleri henüz net bir bilgi yok fakat Abdulaziz Dağı’na götürüldükleri tahmin ediliyor. Bu dağ da terör örgütü IŞİD’in elinde. IŞİD’in elindeki o Asuri köylerinin geri alınması için şu an YPG ve IŞİD arasındaki çok şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

Beşar Esad’ın Suriye’deki Hristiyan topluluğunun koruyucusu olduğu iddiası vardı ki bahsettiğiniz bu köylerin çoğunluğunun rejime yakın oldukları söyleniyor. Fakat Suriye rejimi Hristiyanların kuşatılmasına, kaçırılmasına sessiz kaldı. Rejimin bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Rêdûr Xelîl: Rejimin azınlıklarının koruyucusu olduğu yönündeki iddialara şüpheyle yaklaşmak gerek. Esed rejiminin imkanları olmasına rağmen IŞİD’in bu köylere saldırmaları sırasında herhangi bir müdahalede bulunmadılar. Artık herkes YPG’nin azınlıklara koruma tutumunun sadece siyaset ve propaganda olmadığını çok iyi biliyor. YPG pratikte de bütün azınlıkları korumaya çalışıyor. Sanırım artık azınlıklar da bunu çok iyi biliyor. Bunu bilen herkes YPG’ye sahip çıkıyor ve YPG gittikçe büyüyor. YPG’nin kontrolü altındaki her yerde herkes barış ve huzur içinde hayatını sürdürebiliyor.

Birçok okurumuz Tilebyad’ı soruyor. Cezire ve Kobanê kantonu birbirinden ayrı düşmüş durumdalar. Her iki kantonun birbirine ulaşması için önümüzdeki günlerde Tilebyad’a saldırı planı var mı?

Rêdûr Xelîl: Biraz önce de söylediğim gibi IŞİD tehlikesi devam ettiği sürece bizim de mücadelemiz devam edecek. Bu mücadele sınır tanımıyoruz. Yani sadece Kobanê ve Tilhamis’in özgürleştirilmesiyle mücadelemizi noktalayacak değiliz.

İki gün önce yaşamını yitiren Avustralyalı savaşçınız Ashley Johnson için YPG sözcüsü olarak neler diyeceksiniz?

Rêdûr Xelîl: Avustralya ve Kürdistan coğrafi olarak birbirlerine binlerce kilometre uzak olmalarına rağmen Ashley Johnston’un YPG saflarına katılması bizi onurlandırmıştı. Direnişimizden etkilenen Ashley insanlık için teröre karşı yürüttüğümüz mücadele aktif bir şekilde yer aldı. En ön saflarda savaşıyordu ve Tilhamis’e bağlı Xesan köyünde şehit düştü. Ashley Kürt halkınn şehidi, insanlığın şehidi. Hem ailesine hem Avustralya halkına baş sağlığı diliyoruz. Onun anısıyla halkların arasındaki dayanışmanın ve mücadele ruhunun daha güçlü olacağına inanıyoruz.

YPG Sözcüsü Xelîl: Kaide Rojava’da Tutunamaz

MUTLU ÇİVİROĞLU

Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) Sözcüsü Rêdûr Xelîl, Suriye’nin kuzeyinde Kürtlerle Kaide arasında yaşanan çatışmalarda gelinen noktayı Radikal’e anlattı. Xelîl, Irak sınırındaki Til Koçer’in YPG’nin eline geçmesinin ardından Kaide’nin birçok yerden çekilmek zorunda kaldığını söyledi.

YPG_Redur

YPG’nin başlattığı kapsamlı operasyonlardan sonra şu an durum nasıl, hangi yerler kontrolünüzde?

Evet, Serêkaniyê’de Devrim Şehitlerine Vefa Operasyonu’nu başlatmıştık. 2. aşaması dün gece (salı) sona erdi. Bu hamlemizden sonra radikal silahlı grupların elindeki 23 ilçe, köy ve ve merkez tamamen temizlendi. Yani Til Temir ve Serêkaniyê hattının kuzeyi arasındaki 23 yer tamamen kurtarıldı. Mişrafa, Til Halef, Esfer Nacar ve son olarak Til Temir yakınındaki Benacir kurtarıldı.

Neden böylesine büyük bir operasyon başlattınız?

Öncelikle hatırlatmak isterim: Bu bölgelerin tamamı Rojava Kurdistanı’na bağlı Kürt yerleşimleridir. YPG’nin bu hamleyi başlatmasındaki en önemli neden buydu. Bir de yaklaşık 3 aydır Kürt bölgeleri bu silahlı grupların saldırılarına maruz kalıyordu. Her ne kadar biz sorunları barışçıl yöntemlerle çözmek istediysek de onlar saldırı ile karşılık verdiler. Bu yüzden bu saldırılara dur deme zorunluluğu hissettik. YPG olarak askeri planlamalarımızı yaptık ve operasyon başlattık. Çok şiddetli çatışmalar yaşandı. Sonuçta bu gruplar YPG’ye direnemediler.

Kendi cephanelerini bırakıp kaçtıkları söyleniyor. Bu doğru mu?

Evet, doğru. Özellikle Til Koçer’in kurtarılmasından sonra… Ki burası Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) ve El Nusra Cephesi’nin en önemli merkeziydi. Burasını ana üs olarak kullanıyorlardı. Buranın YPG’nin eline geçmesi ile birlikte manevi ve moral olarak dağıldılar. YPG’ye karşı koyamaz hale geldiler ve çoğu Rakka ve Til Ebyad’a doğru geri çekildi.

Til Koçer’den söz ettiniz. Irak sınırında Sünnilerin yoğun olduğu bölgeler de var. Buranın tekrar kontrolünüzden çıkma ihtimali var mı?

Şu anda Til Koçer, YPG tarafından korunuyor. Sınır kapısı IŞİD ve El Nusra’dan dolayı Irak tarafından kapatılmıştı. Her türlü saldırıya karşılık verebilecek şekilde tüm önlemleri aldık. Silahlı grupların varlığı o bölgede çok zayıfladı. Bu yüzden tekrar saldıracaklarına ve Til Koçer’i alabileceklerine ihtimal vermiyoruz.

‘Tüm Rojava’yı alacağız’

Til Ebyad’ı alma planınız var mı?

Til Ebyad Kürt yerleşimidir ve Rojava Kürdistanı içinde yer alıyor. Radikal İslamcı grupların buradaki varlığını işgalci güçler olarak görüyoruz. Orada yaşayan tüm halklar o grupların varlığından rahatsız. Kuşkusuz oranın da kurtarılması YPG’nin planları dahilindedir. Şartlar oluştuğunda orası da kurtarılacaktır.

Peki Azaz ve Carablus?

Azaz ve Carablus’u da Rojava’nın parçası olarak görüyoruz. Çünkü oralar da Serêkaniyê, Kobani ve Afrin arasında yer alıyor. Gidiş gelişlerde zorluk yaşamaması için bunların hepsi YPG’nin planları arasındadır.

Özellikle Til Koçer’i alınca dünya medyası sizden çok bahsetti. Medyadaki bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?

El Kaide’ye bağlı grupların gücü dünya kamuoyunda çok abartıldı. Fakat YPG şunu ispatladı: Bu güçlerin ellerinde güçlü silahlar olsa da YPG kendi toprağı üzerinde, halkının içinde savaştığı için -ki bu da en büyük silahtır- bu grupların kaybetmelerini sağladı. Birçok kesim Kürtlerin oldukça tecrübeli ve güçlü gruplara karşı başarı elde edeceğine inanmıyordu. Ancak YPG bunu ispatladı ki biz onlara karşı durabiliyoruz. Çünkü onların bölgedeki varlığının hiçbir meşru nedeni yok. Onların varlığı çetecilik ve talan içindi, bölgede yaşayanların çıkarına değildi.

‘Tüm halkların gücüyüz’

Bölgedeki diğer etnik ve dinsel azınlıkların sizin gelişinizi kutladığı söyleniyor. Bu haberler gerçek mi?

Gerçek. Çünkü bölgedeki halkların tümü bu çetelerin yaptıklarından çaresiz kalmışlardı. Kendileriyle birlikte bölgenin kültürüne çok uzak bir kültür getirmişlerdi. İşkence, zorbalık ve talan üzerine kurulu bir sistem getirmişlerdi. Bölgedeki halklar yıllardır birlik, barış içinde yaşıyorlar. Bu yüzden silahlı grupların varlığından rahatsız oldular. Bu da YPG’nin o bölgeleri kurtarmasının büyük bir sevinçle karşılanmasına neden oldu. Yine bu halklardan birçok kişi YPG saflarına katıldı ve bu çete gruplarına karşı iyi bir mücadele sergiledi.

Arap, Çerkes, diğer halklardan savaşçılarınız var mı?

Rojava Kürdistanı’nda yaşayan tüm halklardan savaşçılar YPG saflarında yer alıyor. Arap, Süryani, Ermeni, Asuriler var. Yani bölgede yaşayan tüm halklardan insanlar YPG içinde yerini almış durumda.

Kamışlı’daki gözlemlerim sırasında PYD dışındaki partilerin de YPG’yi kendi özgücü olarak gördüğüne şahit oldum. Hatta tanınmış bir siyasi parti lideri “YPG bu çetelere karşı başımızın dik kalmasını sağladı” dedi. Yine de azı kesimler de “YPG, PYD’nin askeri gücüdür” diyor.

Bu tür propagandayı YPG’yi zayıf göstermek için yapıyorlar. Onlara göre YPG dar bir siyasi çerçevede hareket ediyor. YPG başından beri tüm grupların çıkarlarına hizmet ediyor, asla sadece bir partinin askeri gücü değil. Tüm Kürt halkının gücüyüz. Bugün düşüncesi ve partisi ne olursa olsun tüm kesimler YPG’de rahatlıkla yer alabilir. Rojava’yı savunan ilk ve tek meşru gücü YPG’dir.

CNN’de cihatçı militanların Türkiye’den nasıl serbestçe Suriye’ye geçtiklerini gösteren bir haber yayımlandı. Ne düşüyorsunuz?
Suriye’de olayların başladığı ilk günden itibaren Türkiye’nin rolünün ne olduğunu biliyoruz. Onlarca kez “Türkiye silahlı radikal İslami gruplara yardım ediyor” dedik. Sınırdan geçirildikleri açıkladık. Hatta belgeler elimize geçti. MİT kimlikleri ve Türk pasaportları çıktı bu silahlı grup üyelerinin üzerinden. Ama açıklamalarımıza itibar edilmiyordu. Eğer bugün CNN gibi bir yayın bunu paylaşıyorsa bu bizim dile getirdiklerimizin doğruluğunu ispatlıyor. Umut ediyoruz ki bu gerçekler tüm dünya kamuoyuna açıklansın. Dileğimiz Türkiye’nin  Suriye’deki devrim içinde oynadığı olumsuz rolün açık bir şekilde ortaya çıkarılması ve herkesin bu gerçekleri görmesidir.

Türkiye demişken, sınırda duvar örme girişimi söz konusu ve Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan da bir haftadır açlık grevinde bu durumu protesto etmek için. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?

Kuşkusuz Ayşe Hanımın bu eylemini onurlu bir eylem olarak görüyoruz. Sonuna kadar kendisini destekliyoruz. Kuşkusuz Türkiye devletinin bu girişimi doğru değildir. Yaşadığımız 21. Yüzyılda artık uluslar arasındaki sınırlar kalkıyor. Artık herkes demokratik bir şekilde ilişki geliştiriyor. Bugün Türkiye’nin böyle bir duvar örmesinin çok kötü bir anlamı vardır. İnanıyorum ki Kürt halkı Rojava ile Kuzey Kürdistan arasında böyle bir duvarın örülmesine izin vermeyecektir. Çünkü doğru bir şey değildir, şoven bir siyasetin ürünüdür ve bu girişim kabul edilmeyecektir.

Şu anda savaşçılarınızın moral durumu nasıl?

Genellikle Rojava Kürdistanı’nın şehir ve ilçelerinde YPG’nin başarılarından dolayı, yani birçok stratejik yeri bu grupların elinden kurtardıkları için Kürt halkı kutlamalar yapıyor. YPG savaşçılarının da moral düzeyi çok yüksek ve güçlüdür. Kendi işlerini yapıyorlar. Yine bölgede planlanacak olan devrimci hamleler henüz durmuş değil. Önümüzde daha çok iş var. YPG de yeni başarılar elde etmek için hazırdır.

http://www.radikal.com.tr/dunya/kaide_rojavada_tutunamaz-1159637