Çiviroğlu: Biden yönetimiyle Türkiye’ye açık çek siyaseti son buldu


img

İSTANBUL – ABD Başkanı Joe Biden yönetimiyle Türkiye’ye karşı açık çek siyasetinin sonlandığını belirten gazeteci Mutlu Çiviroğlu, müttefiklik ruhuna uygun davranmayan Türkiye’yi zor günlerin beklediğini söyledi. Donald Trump yönetiminden koltuğu devralıp 20 Ocak’ta göreve başlayan ABD’nin 46’ncı Başkanı Joe Biden’ın Türkiye’ye yönelik politikaları, yapılan açıklamalar ve takınılan tavırlarla giderek belirginleşiyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Trump ikilisi arasındaki kişisel ilişki tarzını bitiren Biden, pek çok ülke lideriyle görüşme yapmasına rağmen halen Erdoğan ile görüşmedi. 

SENATÖRLERİN MEKTUBU  Öte yanan Biden yönetimiyle birlikte HDP eski Eş Genel Başkanı Selehattin Demirtaş ve iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğu ile ilgili gelişmeler, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine yönelik tutuklama ve baskılara son verilmesi çağrıları da yapılırken, Cumhuriyetçi ve Demokrat 54 Senatörün, Erdoğan’ın içeride ve dışarıda muhalifleri bastıran “otoriter gidişatına dur denilmesi” için Biden’e yazdığı mektup da geniş yankı buldu. 

AKAR’IN ÖNERİSİ KARŞILIK BULMADI  Aynı zamanda Türkiye’yi en çok zorlayacak meselelerden biri olan S-400’lere ilişkin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Suriye’de Kürtlere desteğin kesilmesine karşı “Girit” modeli önerisi ise ABD’de karşılık bulmadı. Biden’ın Türkiye’ye yönelik politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Amerika’da yaşayan gazeteci Mutlu Çiviroğlu, Erdoğan’a olan tepkinin yanı sıra Amerika’da kamuoyundan yöneticilere kadar pek çok kesimde Kürtlere yönelik oluşan sempatinin, Kürtler için önemli fırsatlar yaratabileceğine dikkat çekti.  

ERDOĞAN’A DOKUNMAMA SİYASETİ  Çiviroğlu, Biden ve yönetimiyle birlikte Trump döneminde etkisiz duruma getirilen Dışişleri Bakanlığı ve Büyükelçiliğin aktifleştirileceğini, Erdoğan-Trump ikilisine dayanan ikili ilişkinin yerini kurumsal ilişkilerin alacağını belirtti. Erdoğan’ın ikili ilişki tarzından çok faydalandığı ve isteklerini Trump’a kabul ettirdiği yönünde yaygın bir görüş olduğunu dile getiren Çiviroğlu, “Biden ile birlikte bunlar son buldu. Biden birçok lider ile görüşmesine rağmen halen Erdoğan ile görüşmedi. Yansıyan bilgilere göre; Erdoğan’ın çabaları olmuş ama görüşme kabul edilmemiş. Bu da Biden’in daha önce belirttiği, Erdoğan’ı birçok sorunun sorumlusu gören bakış açısının yansıması. Bu durum Washington’da Biden’in ‘Erdoğan’a dokunulmazlık siyasetine son vermesi’ olarak yorumlanıyor” diye konuştu. 

KÜRTLER İÇİN FIRSAT Yeni yönetimin Kürt sorununa olası yaklaşımını değerlendiren Çiviroğlu, hem Biden’ın hem de yeni yönetimin Kürtlere yönelik sempatisi olduğuna işaret etti. Çiviroğlu, Biden’ın 40 yıla yakın bir süre Senatörlük yaptığını, Kürtleri tanıyan, Kürt liderlerle görüşmeler gerçekleştiren, Federe Kürdistan Bölgesi’ni ziyaret eden bir isim olduğunu aktardı. Biden’in, Trump’ın Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nden çekilme kararına çok sert tepki verdiğini hatırlatan Çiviroğlu, “Biden Kürtlere vefasızlık yapıldığı, Kürtlerin Türkiye’nin insafına bırakıldığı şeklinde açıklama yapmış bir siyasetçi. Amerika basınında da Kürtleri en iyi tanıyan başkan olarak adlandırılıyor. Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Kuzey Afrika ve Ortadoğu Koordinatörlüğü, Başkan Yardımcılığı gibi önemli yerlere Kürtleri iyi tanıyan isimler atandı. Bunları bir araya getirdiğimizde Kürtler lehine gelişebilecek bir potansiyel olduğu görülüyor. Bunu söylerken, tabi Kürtlerin nasıl bir siyaset yürüteceği de belirleyici olacak. Biden’ın Erdoğan’a karşı sert bakış açısı ve Kürtlere sempatisi Kürtler lehine bir potansiyel oluşturuyor” diye anlattı.

 KÜRTLER NE YAPACAK? Çiviroğlu, Kürtlerin devlet olmayan bir güç olduğunu ve ABD’nin ilişkilerini merkezi devlet güçleriyle geliştirdiğini belirterek, Türkiye’nin ABD’nin bir müttefiki olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi. Kürtlere yönelik sempatinin ya da Erdoğan’a kızgınlığın ABD’nin Türkiye’yi yok sayacağı veya vazgeçeceği anlamını taşımayacağını dile getiren Çiviroğlu, yeni denklemde HDP, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve diğer parçalardaki Kürt parti ve liderlerin geliştirecekleri ilişkilerin önemine değindi.  

BÜYÜK AĞABEY ROLÜNE DÖNÜŞ Biden yönetiminin önceki dönemlerde olduğu gibi Trump’tan farklı olarak uluslararası ilişkilere ve global role ağırlık vereceğine işaret eden Çiviroğlu, “Bu da Amerika’nın müttefikleriyle daha sıcak bir ilişki içerisinde olması, uluslararası alanda askeri, siyasi, diplomatik rolüne dönüş yapması, ikinci dünya savaşı sonrası kazandığı batı dünyasının büyük ağabeyi rolüne dönüş yapması demek. Bu bağlamda yeni yönetim dünyada yaşananlara çok güçlü tepki verecektir. Rusya’da Navalny’nin tutuklanması ve Myanmar’da askeri cuntanın yaptığı darbeye verilen anlık tepkiler görülüyor. Aynı zamanda Demirtaş ve Kavala ile ilgili açıklamalar yapıldı. Bu, ABD’nin dış siyasetteki aktif tavrını göreceğimizin işareti” dedi. 

DIŞ SİYASETTE AKTİF DÖNEM Biden’nin uluslararası siyasette ilişkilere önem vereceği, müttefikliklerini destekleyeceğini ve müttefiklik ruhuna aykırı davrananları da yaptırımlara tabi tutacağını söyleyen Çiviroğlu, “O nedenle Türkiye konusunda da çok ciddi tepkiler verileceği öngörülüyor. Zaten devir teslim, kongre sorunları, Trump’ın ikinci kez azledilme mahkemesi gibi durumları düşündüğümüzde, hükümet henüz doğru dürüst çalışmaya başlamamışken bile verilen tepkiler gelecekteki bakış açısını ortaya koyuyor. Son birkaç yılda dünyada gelişen otoriter rejimlerin biraz da Amerika’nın uluslararası arenada olmamasından kaynaklandığı görüşü hakim. Bu nedenle kendi rolünü oynayarak demokratikleşme çabalarını da destekleyecek” ifadelerini kullandı. 

SENATÖRLERİN TÜRKİYE MEKTUBU Bir süre önce Demokrat ve Cumhuriyetçi 54 Senatörün Türkiye’ye ilişkin Biden’a gönderdiği mektubu hatırlatan Çiviroğlu, “Mektupta Biden’dan Türkiye’deki anti-demokratik uygulamalara tepki göstermesi, insan hakları, barış gibi kavramları öne çıkarması, cezaevinde bulunan binlerce insanın salıverilmesi gibi talepler dile getiriliyor. Suriyeli Kürtlere saldırıların da eleştirildiği ve S400’lerin çok büyük bir yanlış olduğu vurgulanıyor. Zaten Biden ve yönetiminin tepki vereceğini görebiliyoruz. Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Boğaziçi Üniversitesi protestolarına gösterilen tepkiler bunu gösteriyor. Kongre’de, kamuoyunda ve buradaki düşünce kuruluşları son yıllarda Türkiye’ye karşı çok sert bir bakış açısı var. Türkiye’nin müttefiklik ruhuna uygun davranmadığı, son yıllarda bölgedeki istikrarsızlığın temel unsurlarından olduğu vurgusu sıkça yapılıyor” diye belirtti. 

AÇIK ÇEK SİYASETİ SONLANDIRILDI Çiviroğlu, mektubun Demokrat ve Cumhuriyetçi senatörler tarafından ortak bir şekilde gönderilmesinin Biden’ın işini kolaylaştıracağı değerlendirmesinde bulunarak, şunları söyledi: “Kongre’nin her iki partisinin senatörleriyle bu girişimleri yapması, Biden ve yönetiminin işini daha da kolaylaştıracaktır. Bu bağlamda önümüzdeki dönemlerde Türkiye’yi daha zor bir dönemin beklediğini görebiliyoruz. Özellikle S-400 ve Suriyeli Kürtlere yönelik politikalarının yarattığı rahatsızlık bağlamında sıkıntılı bir dönem geçireceğini söyleyebiliriz. Çünkü yeni hükümet, Türkiye’ye karşı açık çek siyasetini sonlandırdı. Washinton’da Türkiye’nin yürüttüğü siyaset için Erdoğan’ın cezalandırılması gerektiği çok ciddi şekilde dillendiriliyor.” 

S-400 VE KÜRT ÇIKMAZI Türkiye’nin S-400 füze sistemine ilişkin ABD’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtlere desteğini çekmesi karşılığında “Girit” modeli önerisine değinen Çiviroğlu, ABD’nin NATO üyesi bir ülkenin S-400 sistemini kullanmasını kabul etmeyeceğini, bu bağlamda ara formüllere yanaşmayacağı değerlendirmesinde bulundu. S-400’lerin ABD silahlarına karşı büyük bir tehlike olarak görüldüğünün altını çizen Çiviroğlu, “Türkiye daha ağır yaptırımlarla karşı karşıya gelebilir. Bu yüzden Türkiye’nin de birtakım arayışlar içerisinde olduğu görülüyor ama ara bir formül olması zor gibi. Bu da S-400’lerin elden çıkarılması, başka bir ülkeye satılması ya da depolarda bırakılması gibi bir duruma denk geliyor. S-400’ler ile Girit modelindeki S-300’lerin durumunun çok farklı olduğu Amerika basınında çok dillendiriliyor. S-400’lerin kapasitesinin kıyaslanamayacak kadar güçlü olduğu, bu nedenle de NATO sistemleri ve Amerika silahlarına yaratacağı riskin çok olacağı, bu şekilde bir karşılaştırmanın olmayacağı dilendiriliyor. Bu yüzden neler olacağı Türkiye’nin nasıl bir tutum alacağına bakıyor. Ama Türkiye’nin mevcut tavrını sürdürmesi durumunda ciddi sorunlarla karşılaşılacağını da söylemek lazım” şeklinde konuştu. 

KÜRT PAZARLIĞI  Çiviroğlu, Türkiye’nin S-400’lere karşılık ABD’nin Suriye’de Kürtlere desteğini kesme formülünün kabul görmeyeceğinin altını çizerek, özellikle Kobanê süreciyle birlikte Amerika’da Kürtlere yönelik güçlü bir sempatinin oluştuğuna dikkat çekti. Bu durumu “Amerika’da var olan doğal Kürt lobisi” olarak tanımayan Çiviroğlu, Başkan Biden, Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Kongre’nin büyük çoğunluğu ve Amerika kamuoyunun Trump’un Suriye’den çekilme kararına tepkilerini anımsattı. Amerika gibi kutuplaşmış bir toplumda her iki partinin ya da kamuoyunun üzerinde nadir olarak anlaşabildikleri konulardan birinin Kürtlerin durumu olduğunu ifade eden Çiviroğlu, “Bu nedenle Amerika’nın Türkiye ile ilişkisi doğrultusunda Kürtlerle ilişkisini keseceğini ve yalnız bırakacağını düşünmüyorum. Trump zamanında bile o kadar şeye rağmen Amerikan kamuoyu Trump’a geri adım attırdı” dedi. 

KARŞILIKSIZ ARGÜMANLAR Kobanê süreciyle Amerika’nın Kürtlere bakışının değişmesinin yanı sıra yeni bir durumun da ortaya çıktığına işaret eden Çiviroğlu, “Rojava’da kendi uzmanları var, kendi güçleri var. Rojava ile ilgili bilgileri direkt oradaki güçlerinden alıyorlar. Yani Türkiye’nin gözüyle değil. Belki 5 sene, 10 sene önce Türkiye’nin argümanları çok daha karşılık buluyordu ama şu anda öyle değil. O nedenle Türkiye istiyor diye Amerika’nın böyle bir şey yapabileceği beklentisi yok. Dünya devletleri ve Amerika, Kürtleri Türkiye’nin gördüğü gibi görmüyor. YPG’yi, YPJ’yi, SDG’yi, Rojava’daki özerk yapılanmayı tehlike olarak görmüyor. Özellikle Suriye Kürtleri bağlamında Türkiye’nin argümanlarının karşılık bulmadığını söylemek lazım” belirlemesinde bulundu. MA / İdris Sayılğan

http://mezopotamyaajansi27.com/tum-haberler/content/view/125274

Berxwedan of YPG: Turkey Will Be Plunged into a Swamp if Tries to Occupy Afrin

Kobane_Announcement

YPG Commander Mahmud Berxwedan, Canton PM Anwar Moslem, Photo (Mislim Nebo)

Mutlu Civirglu @Mutludc

YPG General Commander in Afrin region Mahmud Berxwedan responds to our questions regarding latest developments in Afrin region and reports about the Turkish media on a possible Turkish operation against Afrin.

Mr. Berxwedan, in the past several days there have been many reports published by Turkish media saying that the Turkish army and their supported militants are preparing a large-scale operation against Afrin, as a commander of the YPG, how do you see these reports? What is the current situation in Afrin?

Firstly, I extend my greetings to the listeners of the VOA Kurdish, anyone who hears our voice we greet them from Afrin. It is critical for us to share the realities in Afrin with the world outside. The Turkish govt controlled media have been spreading misinformation in the form of military psychological warfare for a long time, especially Erdogan supporting channels, spreading many groundless news regarding Afrin to undermine the reality in the region.

First thing for us to know is that Turkey is an occupying state, it has occupied parts of Syrian soil. From Jarabulus to Al-Bab, and towards Azaz, it has occupied Syrian territory in an action like the occupation of Liwa Iskandaroun. Turkey at the same time supports radical Islamist terrorist groups in Syria, and everyone knows this now. All of the terrorist groups came into Syria through Turkey. Conversely, all radical groups went to Europe through Turkey. The world knows about all this very well.

Now Turkey is making safe havens for the Ikhwans [Muslim Brotherhood groups], groups that most of their commanders were earlier working with Daesh [Islamic State] – their training bases are in Turkey, again openly, in defiance of world opinion. But now Turkey tries to fabricate these realities, while Turkey itself trained and backed these terrorist groups they now attempt to portray the revolutionary people of Afrin, those who are only defending their lands, as terrorists – this is formally deceiving the public opinion.

Is there a threat from Turkey towards YPG in Afrin?

From our side in six years there has not been one problem on our Afrin borders with Turkey. We have fired not one single bullet towards Turkey. The Turkish state however, is always violating the borders, occupying parts of Afrin soil, built walls along the border and repetitively shelled Afrin villages; causing many deaths and injuries.

But Turkey always claims that you [YPG] are attacking, and they are responding – most recently two days ago in a report by the Reuters, they said the YPG attacked and they repelled.

This is completely false. The reality is unlike how they falsely claim, as I said the Turkish state fabricates the facts on the ground using their special psychological warfare. People see on the ground that Turkey carries out attacks and shells the region – all Afrin villages from Qastal to Hizwan areas as well as Shahba villages are being targeted by Turkey.

The excuse Turkey gives for its occupation was to support radical groups against another terrorist group, for example the ones in Tal Rifat [east Afrin], which was liberated later on. Local people want to return back to their homes but Turkish shelling does not allow them to do so, however where Turkish shelling is comparatively mild, there are many who have been inhabited, for example Kafir Nayem, Kafir Nasih, and also Til Rifat despite Turkish shelling. People who are defending those areas are local to the areas, including Arab components from Jaish Al-Thuwar [Army of the Revolutionaries].

And regarding Afrin, for the past six years, it has been the most secure and peaceful place in all Syria, having a self-administration with local defense forces. With all this being said, Turkey tries to distort and portray a purposefully fabricated picture, claiming that ‘there is PKK there,’ ‘there are terrorists who have occupied the region’ – but in reality, the Turkish state has brazenly occupied parts of Syria, itself is an occupying force yet it tries to show the world a fabricated image. The people in defense positions are all native to Afrin, protecting their lands.

I would like to know about the two main forces in Syria, the US and Russia – if we start with Russia, what is their approach towards Turkish preparations, and speaking about the US, although there are collaboration with the YPG and the Syrian Democratic Forces (SDF) – and you yourself were the chief YPG commander during Kobane Resistance – does the US works differently with the YPG in Kobane and Jazira with the YPG in Afrin?

That is right, I was a part of YPG command in Kobane, and now I am in Afrin, the two are the parts of the same YPG.

Both the US and Russia know about the reality of Turkish activities; they also know what Turkey want to create, but Syria now has turned into an area of different competing interests. Despite that, our objective is to clear Syria from terrorist groups, be it in Jazira region or in Afrin region, and since the initiative of our forces, we have fought terrorism, Daesh or other groups; many lives have been sacrificed for this purpose. In our fight against terrorism, whoever stands along us, we will also remain true to them, the US or Russia – and we have the two countries support in both sides of the Euphrates, we would welcome their support in the future.

My last question is, if there was an attack on Afrin, what would be your response? What are your preparations? And how would a situation like that affect the ongoing Raqqa operation?

Turkey is preparing a plot for the region in general, without knowing that it would put everyone in danger, it would impact everything specifically the Raqqa campaign – Shahba and Afrin regions are strategically important for us. Such an attack by Turkey will influence forces that are present in the region, the Russians, for instance.

On the ground, Shahba and Afrin have a different situation than other areas, they are not like Jarabulus that Turkey can easily occupy. Turkey will be plunged into a swamp, politically and militarily – there will be an historical resistance against Turkish occupation in Afrin and Shahba regions. The people of Afrin along their military forces will defend themselves against such attempts.

I would also like to call on the people of Azaz who have long lived alongside the people of Afrin, and the people of Mare who in difficult times, Afrin and Shahba have supported them, to not allow occupying Turkey plans to sow hostility among peoples of the region – everyone must learn of these plans of the Turkish state.

 

*Translated into English by www.YPGRojava.com/en

Psaki: We’ll Continue to Support the Brave Defenders of Kobani

Jen Psaki, Spokesperson of the US State Department

Jen Psaki, Spokesperson of the US State Department

Jen Psaki, Spokesperson of the State Department comments on Kobane on Daily Press Briefing of January 27, 2015:

QUESTION:  The biggest challenge in Kobani seems to be over. The Kurdish officials from Iraq and from Kobani have declared victory there.  But as you know, there are many more challenges that faces the rebels protecting the city.  Of course, they have said it officially that they don’t have ammunition – enough ammunition and stuff.  Also the civilians who want to go back to the city, when they want to rebuild the city – I’m wondering whether the United States is going to be a major player in terms of providing humanitarian and military assistance for the people and the rebels there to help alleviate the challenge that remain.

PSAKI:  Well, we have been, continue to be, have consistently been the largest provider of humanitarian assistance as it relates to the Syria conflict in the world, and that won’t change.  And certainly, as there are humanitarian needs, whether it’s in Kobani and other places, I expect that we will contribute – continue to be major contributors.

I know you’re looking ahead, but obviously the point we’re at now, so let me just reiterate this.  As CENTCOM announced yesterday, anti-ISIL forces now control approximately 90 percent of the city of Kobani, and we congratulate its brave defenders.  We’ll continue to support them as we look to the coming weeks ahead.  This is an important step in the first phase of a long-term campaign to degrade and ultimately defeat ISIL, because of the strategic value ISIL places on Kobani.

I think, broadly speaking, the fight against ISIL is far from over, but we do feel that their failure in Kobani has denied them one of their strategic objectives.  And over time, we’ve seen that they’ve not only used Kobani as a base for driving their own narrative of inevitability, but also they’ve put a lot of resources and people into Kobani as well.

QUESTION:  There is no doubt that without the United States military support, the rebels would not have been able, probably, to do what they have done.  But as you know, the United States has helped transfer weapons to those rebels.  But should we expect that they would receive more ammunition?  Because probably the United States is the only partner they can look up to now.  Turkey is not going to do that; Syrian Government is not going to do that.  Should we expect the United States to do that?  Because ISIS could, at any moment, when the airstrikes are gone, come back and recapture the town and attack the town.

PSAKI:  As I mentioned, we will continue to support the effort.  In terms of more specifics, I’d certainly point you to my colleagues at the Department of Defense.

Source: http://www.state.gov/r/pa/prs/dpb/2015/01/236800.htm#SYRIA

 

Chief YPG Commander Berxwedan: Our Victory is the Beginning of the End for ISIS

YPG Commander Mahmud Berxwedan, Canton PM Anwar Moslem, Defense Chied Ismet Hasan and other officoals Photo (Mislim Nebo)

YPG Commander Mahmud Berxwedan, Canton PM Anwar Moslem other officials Photo (Mislim Nebo)

Mahmud Berxwedan, the chief commander of the YPG in Kobane delivered a speech at the special ceremony held about the liberation of Kobane City.

“ISIS thugs should know that just as the houses of Kobane became a graveyard for them, our villages will also be a graveyard for them. Our victory is the beginning of the end for ISIS worldwide.”

Berxwedan recalled that victory had come a day before the anniversary of the declaration of the founding of the Kobane canton, adding: “We will continue to resist until not one square meter of our land is under occupation. We would like to thank everyone who supported us, in particular those maintaining the vigil on the border.”

YPG commander also thanked the coalition forces led by the USA that supported the Kobane resistance from the air, the FSA forces that fought alongside the YPG/YPJ and peshmerga forces that provided support with heavy weaponry.

“Our struggle has not ended yet. Our villages are under occupation and the threat to Kobane has not gone away. I call on the youth of Rojava and Kobane to join the operation to liberate the villages. If we cannot liberate our land we will have to live a 100 years under ISIS barbarism.”

Source: http://en.firatajans.com/gallery/our-victory-the-beginning-of-the-end-for-isis/our-victory-the-beginning-of-the-end-for-isis-1422360472

Van Hollen, Blackburn Urge State Department to Grant Travel Visa to Co-Chairman of the PYD

 

Chris                                                    Marsha

Congressman Chris Van Hollen (D-MD) and Congresswoman Marsha Blackburn (R-TN), Co-Chairs of the Kurdish American Caucus, released a letter on January 14 to Secretary of State Kerry urging him to grant the travel visa request of Salih Muslim Mohammed, Co-Chairman of the Democratic Union Party (PYD) of Syria.

“As the U.S. continues its campaign to degrade and ultimately destroy the Islamic State of Iraq and the Levant (ISIL), we believe that the PYD is one of the most effective partners the U.S. has on the ground in Syria,” they wrote.

Salih_Moslem

“We urge you to permit Salih Muslim to come to Washington in January to meet with non-governmental members of the American foreign policy community and others to discuss directly what we can do together to defeat ISIL and advance the cause of a secular, democratic Syria.”

***

Full text of the letter:

The Honorable John F. Kerry

Secretary of State
U.S. Department of State
2201 C Street NW
Washington, DC  20520

Dear Secretary Kerry:

As Co-Chairs of the Kurdish American Congressional Caucus we are writing to request that you grant the visa request of Salih Muslim Mohammed, Co-Chairman of the Democratic Union Party (PYD) of Syria, to travel to the United States to attend a conference in Washington DC in January 2015.

As the U.S. continues its campaign to degrade and ultimately destroy the Islamic State of Iraq and the Levant (ISIL), we believe that the PYD is one of the most effective partners the U.S. has on the ground in Syria.

Earlier this year PYD fighters helped to end the ISIL siege around Mount Sinjar thus allowing thousands of Iraqi Yazidis to escape death at the hands of ISIL. Since then they have also been fighting valiantly to prevent the expansion of ISIL in northern Syria, most prominently in the border town of Kobani.

While we welcome the U.S. bombing campaign against ISIL targets and the dropping of arms supplies which have helped the PYD forces defending Kobani, we think it is important to expand our contacts with this critical Syrian partner in the war against the IS and other salafist jihadists active in the country.

As we understand it, the reluctance to issue a visa to Salih Muslim is partly due to Turkey’s concerns about the PYD and its links with the Kurdistan Worker’s Party (PKK). However, the Turkish government has itself been negotiating directly with the imprisoned leader of the PKK, Abdullah Ocalan. It has also engaged on a number of occasions in conversations with Salih Muslim in Ankara, including at the level of the Under Secretary of the Turkish Foreign Ministry. The PYD has made it clear that they seek good relations with the Government of Turkey.

Last but not least, the PYD unlike the PKK, is not on the United States Foreign Terrorist Organizations List.  In fact, the PYD is a distinct organization with distinct goals and objectives to protect the Kurdish minority in Syria from the on-going violence in that war-torn country and to participate in an eventual national reconciliation agreement that will provide guarantees and protection for Syria’s many minority groups, including the Kurds.

We urge you to permit Salih Muslim to come to Washington in January to meet with non-governmental members of the American foreign policy community and others to discuss directly what we can do together to defeat ISIL and advance the cause of a secular, democratic Syria.

We appreciate your urgent consideration of this matter.

Sincerely,

Chris Van Hollen
Co-Chair
Kurdistan American Caucus

Marsha Blackburn
Co-Chair
Kurdistan American Caucus

***

Source: http://vanhollen.house.gov/media-center/press-releases/van-hollen-blackburn-urge-state-department-to-grant-travel-visa-to-co

YPG Kobane Genel Komutanı Berxwedan: Teslim Olmak Kobane’nin Kültüründe Yok

Kobane_Dec

YPG Kobane Genel Komutanı Mahmud Berxwedan ile bölgedeki askeri durumu, savaşın geleceğini ve Batı ile ilişkiler dahil birçok önemli konuyu görüştük.

Mıutlu Çiviroğlu https://twitter.com/mutludc

Sayın Mahmud Berxwedan, daha önce de birkaç defa size ulaşmaya çalıştık fakat savaş şartlarından dolayı görüşme fırsatımız olmadı. Başta bu olağanüstü savaş halinde zaman ayırdığınız için teşekkür ediyorum. YPG’nin Kobane’deki genel komutanı olarak cephedeki son durum öğrenmek istiyorum sizden?

Mahmud Berxwedan:  Herkes üç aylık bir Kobane direnişinden bahsediyor fakat aslında radikal gruplara, IŞİD çetelerine karşı, YPG, YPJ ve Kobane halkı olarak 19 Temmuz 2013 tarihinden beri tarihi bir direniş sergiliyoruz. Direnişin başladığı tarih olarak bu tarihin esas alınması daha doğru olacaktır. Biz birliklerimizi halkı ve halkın değerlerini, dışarıdan gelen saldırılara karşı koruma esası üzerine kurduk. Başta rejimi topraklarımızdan çıkarmak için birliklerimizi örgütledik ve harekete geçtik. Ki bunu da kısıtlı imkânlarla, halkımızın yardımıyla yaptık. Sonrasında hepinizin bildiği gibi Kobane, rejimi şehirden çıkardan ilk yer olarak Rojava ve Ortadoğu halkları için bir umut kaynağı oldu. Fakat çok sürmeden hiçbir insanlık değeri kabul etmeyen ve bütün dünyayı hedef alan IŞİD ve diğer şovenist Arap çeteleri Kobane’ye saldırmaya başladılar. Bu saldırılara karşı bir buçuk yıldan daha uzun bir süredir Kobane’nin doğusunda, batısında ve güneyinde büyük bir direniş var.

Mahmud Berxwedan

Mahmud Berxwedan (Foto Dicle Haber Ajansı)

15 Eylül’de tekrar saldırmaya başladıklarında Irak ve Suriye’den büyük bir güç toplamışlardı. Kobane onlar için planlarının bozulduğu bir yerdi, bunun daha örgütlü bir şekilde saldırdılar bu sefer. Birçok çevre IŞİD’in saldırıları karşısında en fazla bir hafta direnebileceğimizi söylüyordu. Fakat yaklaşık 100 gündür direniyoruz ve adım adım zafere doğru yürüyoruz.

Peki, Musul, Rakka ve daha birçok büyük yer IŞİD’in eline sadece birkaç gün içinde geçerken Kobane gibi küçük bir yer nasıl bu kadar uzun bir süre direnebildi?

Mahmud Berxwedan: Kobane halkı bu topraklar oldu olalı kendi toprağına bağlı, ruhunda direniş taşıyan bir halk. Bugüne kadar hiç teslim olmadılar, çünkü teslim olmak onların kültüründe yok. Konuşan her YPG, YPJ savaşçısı IŞİD’in ancak cenazelerine basarak Kobane’ye girebileceğini söylüyordu. Kobane’nin direniş sembollerinden olan Şehit Êrîş, Şehit Zozan, Şehit Emin, Şehit Kendal savaşçılarımızın direnen ruhlarını gösterdiler. Yine Şehit Arîn Mîrkan fedai eyleminin ruhunu bu halktan aldı. Bunu açık bir şekilde söylüyorum, kim YPG ve YPJ savaşçılarının yerinde olsaydı bir saat bile direnemezdi. Amerika ve Avrupa, herkes, bütün dünya direndiğimizi biliyor, hangi ruhla, hangi silahla direndiğimizi de biliyorlar mı? Sadece kalaşnikof silahlar ve irademizle direniyoruz!

Basında farklı iddialar yer alıyor: IŞİD’in Kobane’den çekildiğini yazanlar da var, IŞİD’in yeni bir saldırı hazırlığında olduğunu yazanlar da. Hangisi doğru, Kobane’de son durum ne?

Mahmud Berxwedan: IŞİD’in bir kırılmaya uğradığı doğru, fakat henüz Kobane’den çekilmemişler ve tehlike devam ediyor. IŞİD her türlü taktikle, savaşın her türlü hilesiyle Kobane’ye saldırıyor. Kobane’yi ev ev, sokak sokak şehitlerin kanı ile kurtarılıyor. IŞİD’in kırılmaya uğraması öyle kolay bir şey değil. Şimdiye kadar toplam araçlarla toplam 33 defa intihar saldırısı gerçekleştirdiler. Konuştuğumuz bu saatte de Kobane etrafında tankları var, ağır silahlarla saldırıyorlar.

Kamuoyunda IŞİD’e ait tankların ve ağır silahların hem YPG hem de hava saldırıları ile imha edildiği yönünde bilgiler vardı. IŞİD’e yeni ağır silahlar ve tanklar mı geldi?

Kobane_Exp

 

Mahmud Berxwedan: IŞİD hem ağır silahları hem de tankları hala var. Bugün tanklarla saldırdılar. Hem YPG hem de koalisyon güçlerinin hava saldırıları ile tankların ve ağır silahların bir kısmı imha edildi. Fakat onlar da silahlarını saklıyorlar ve saldırmak için en uygun zamanı bekliyorlar, hava saldırılarının olmadığını anı kolluyorlar.

IŞİD şehrin yarısının onların kontrolünde olduğunu iddia ediyor, basında da bu konuda farklı iddialar var. Kobane’nin yüzde kaçı şu an sizin elinizde?

Mahmud Berxwedan: Kobaneli, burayı iyi bilen biri olarak şehrin bütün stratejik noktalarının YPG’nin elinde olduğunu söyleyebilirim. Eski Kobane’nin büyük bir kısmı YPG’nin elinde, sınır kapısı ve şehrin meydanına da YPG hâkim. Miştenur’un alt taraflarına düşen, Helinc bölgesi ve doğu tarafındaki % 40’lık bir kısım IŞİD’in elinde.

Neden özellikle doğu cephesinden saldırıyor IŞİD ve ne onları bu cepheden çıkarmanızı zorlaştırıyor?

Mahmud Berxwedan: IŞİD her gün her saldırıdan sonra kuvvetlerini değiştiriyor. Çünkü Rakka’dan, Tilabyad, Cerabus, Minbic ve Sırrin gibi yerlerden gelirken önlerinde herhangi bir engel yok. Şehirden çıkmamak için direniyor onlar da. Bunun için şehirde sürekli bir çatışma hali var. Kamuoyunun bilmesinde bir sakınca görmüyorum: Sadece hava saldırıları IŞİD’i burada bitirmeye yetmiyor. Biz her tarafımız kuşatılmış bir şekilde kısıtlı imkânlarla savaşıyoruz. Neyle savaşırsınız? Silahla. Bir ülke çıkıp da ‘’biz YPG’ye silah verdik’’ desin, var mı? IŞİD’e karşı olduklarını belirten ülkeler silah desteği için daha ne bekliyor? IŞİD nerede olursa olsun biz IŞİD ile her daim savaşmaya kararlıyız.

Hava saldırılarına rağmen IŞİD nasıl Rakka, Tilabyad, Cerabus, Minbic ve Sırrin gibi yerlerden rahatlıkla gelebiliyor? Buralara yeterince hava saldırıları yapılmıyor mu?Yerden istihbarat gelmediği için saldırı düzenlenmiyor şeklinde görüşler var.

Mahmud Berxwedan: Eğer o tür istihbarat gerekliyse bunu biz sağlayabiliriz çünkü elimizde çok somut bilgiler var. Rakka, Tilabyad, Cerabus, Minbic ve Sırrin’a kadar İŞİD’in olduğu yerler ve harekat güzergahlarına dair elimizde bilgiler var. Fakat şehir merkezlerinde imkanlarımızın sınırlı olduğu da bir gerçek. Özellikle hava hareketliliğine karşı gerekli teknik ve insan kaynağı sıkıntısı yok. Kobane ve çevresi için insan kaynaklarımız var. Fakat bombardıman şehrin merkeziyle sınırlı kalıyor. Bunun neden böyle olduğunu hakkında bir fikrimiz yok. Belki de sadece şehir merkezindeki hedeflerle sınırlı hareket ediyorlar. Bombardımanların sayısı arttırılıp, Kobane dışında şehre geliş yollarına doğru yeni saldırlar yapılırsa daha etkili olur. Dediğim gibi hava koalisyonun hava saldırıları sınırlı olduğu için IŞİD’in gücü de tam olarak kırılamıyor.

Obama yönetiminin de, biraz da kamuoyundan gelen baskı sonucu, Kobane’yi siyasetinin merkezine koyduğu ve düşmemesi için çabaladığı biliniyor.

Mahmud Berxwedan: Evet, biz de Amerika halkını mücadelemize, direnişimize göstermiş oldukları destek ve sempatiden dolayı kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Özellikle bu aşamada YPG ve Kürlere ilgileri bizim için çok değerli. Amacımız İŞİD’i durdurmak değil, yenmek. Bu yüzden Amerika halkının bize göstermiş olduğu desteğin sürdürülmesi bizi motive edecektir. Umarım destekleri ve yardımları aratarak devam eder çünkü buna ihtiyaç var.

YPG’nin uluslararası kamuoyuna ulaşmada etkili olmadığı yönünde eleştiriler var. Mesela basın açıklamalarının İngilizce değil Arapça olması buna bir örnek. Bu eleştiriler hakkında neler diyeceksiniz?

Mahmud Berxwedan: Kobane’yi duymayan, bilmeyen insan kaldı mı? Artık bütün dünya Kobane’nin nerede olduğunu biliyor, bütün dünya YPG’nin nerde savaştığını görüyor. Onlarca defa sivillere yönelik bir güvenlik koridorunun oluşturulmasını talep ettik, siviller için bile yardım doğru dürüst gelmiyor. Sadece havadan bir defa yardım geldi ya sonra?

Ama ABD size destek için her gün IŞİD mevzilerine hava saldırısı düzenliyor. Ayrıca Türkiye’nin muhalefetine rağmen sizin için havadan silah da ulaştırdı!

Mahmud Berxwedan: Dünya kamuoyunun ve koalisyonun güçlerini desteğini inkâr edemeyiz. Yardım eden herkese çok teşekkür ediyoruz. Tekrar söylüyorum, Amerikan halkının YPG’ye olan sempatisi bizi onurlandırıyor. Fakat herkes yapılan yardımların IŞİD gibi bir örgütü bitirmeye yetmediğini bilmesini istiyoruz. Bize yerden yeterli silah desteği gelirse IŞİD Kobane’de iki gün bile duramaz.

Yine, Hillary Clinton’un birkaç hafta önce YPJ savaşçılarıyla ilgili söylediği övgü dolu sözler vardı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

YPJ_Kob5

Mahmud Berxwedan: Buradaki ağır savaş koşulları yüzünden basını yeterince takip edemiyoruz ama Kobane Sayın Clinton’un Kobane’deki kadın direnişçileri öven ve bize daha fazla desteğin sunulması yönündeki sözleri bizi çok memnun etti. Bu yüzden YPG ve YPJ adına kendisine çok teşekkür ediyoruz. Direnişimize olan her ilgi bizim için güçlü bir motivasyon kaynağı oluyor.

Bir de şu konuyu sormak istiyorum. YPG’nin askeri olarak şu an acil ihtiyaçları neler? IŞİD’i yenmek için tam olarak neye ihtiyacınız var, nasıl bir destek onları yenmenizde etkili olabilir, dengeler lehinize değiştirebilir?

Mahmud Berxwedan: Her türlü ağır silaha ihtiyacımız var. Mesela daha ağır silahlar, özellikle tank, Hummer ve hareket kabiliyeti yüksek zırhlı silahlı araçlar, anti-tank ve daha ağır silahlar. Yine, daha iyi roketatarlar yani yerde kullanabileceğimiz her türden zırhlı ve ağır silahlarımızın olması dengeleri lehimize değiştirebilir. Elimizde zırhlı araçlar olmadığı için bir yerden diğerine gidemiyoruz. Bu yüzden manevra gücümüz çok sınırlı. Elimizde bu türden silah ve araçların olması halinde güneyde ve batıda alabileceğimiz çok sayıda köy var. Eğer zırhlı araçlarımız olsaydı yarım saatte bir köyü alabiliriz.

Ayrıca, suikast silahları, savaş dürbünleri, özellikle gece görüşlü gözlük ve termal dürbünlere çok ihtiyacımız var. Gece görüşlü gözlüklerden 50 tane bile olsa IŞİD çetelerine çok büyük zararlar verdirirdik. Bunlar bizim için çok etkili olabilecek mühimmatlar çünkü gece de hareket ediyorlar.

Yine, ABD ve koalisyon güçleri havadan bize suikast silahları ve bu tür malzemeleri atabilirler. Bu türden mühimmatın elimizde olması halinde gece de IŞİD’i vurabiliriz.

Bunun dışında coşku ve fedai ruhta savaşçılarımızın morali çok yüksek. Hiçbir zaman IŞİD’ten korkmadılar ve korkmayacaklar.

Birkaç hafta önce Fransız basınında hükümetin size yardım edeceği iddiaları yer almıştı?

Mahmud Berxwedan: Evet, Fransa Eski Dışişleri Bakanı Bernard Kuchner Cezire Kantonu’nu ziyaret etmişti. O ziyaret sırasında Skype aracılığıyla bizimle görüşmüş, YPG’ye yardım sözü vermişti. Fakat şimdiye kadar bize ulaşan herhangi bir şey yok. Umuyor ve inanıyoruz ki Fransa IŞİD’e karşı mücadelemizde en kısa zamanda YPG’ye gerekli yardım ve desteği sağlayacaktır.

Kobane konusunda Türkiye’ye yönelik eleştiriler var. Türkiye’nin Hummer gibi ağır araçların geçişine izin vermediği iddia ediliyor. YPG olarak Türkiye’nin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mahmud Berxwedan: Türkiye IŞİD’e karşı yürüttüğümüz mücadelede önemli bir rol oynayabilir. Cezire’den Efrîn’e kadar uzayan geniş mesafede Türkiye ile sınırımız var. YPG olarak bizim Türkiye ile bir sorunumuz yoktu, hatta en rahat, en güvenli sınırdı. Biz Türkiye’yi de sürekli bir komşu, bir dost ülke olarak gördük. Uluslararası kamuoyunun eleştirileri olabilir fakat Türkiye yürüttüğü siyaseti gözden geçirmeli. Bu savaşta IŞİD’e karşı aktif bir rol oynamalı. Çünkü IŞİD’in yarın öbür gün Türkiye’nin de başına bela olacağını biliyoruz ve bundan büyük bir zarar görürler. Ki zaten eğer daha etkili bir mücadele yürütülmezse sadece Türkiye değil, bütün dünya IŞİD teröründen büyük bir zarar görür. Türkiye ile eskisi gibi dost ve komşu olmayı umut ediyoruz. IŞİD’e göz yumdukları doğrudur, fakat biz yürüttükleri bu siyasette bir değişikliğe gideceklerine inanıyoruz.

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) grupları ve Kürdistan Bölgesi peşmergeleri ile ilişkiniz ne durumda?

Ismett

Mahmud Berxwedan: Özgür Suriye Ordusunun bazı grupları ile bir yıldan uzun bir süredir bir ilişkimiz var ve birlikte savaşıyoruz. Bu süre zarfında, Şemsi Şimal, Siwar Raqqa ve Cephetul Ekrad gruplarından yaklaşık 70 kişi şehit oldu Kobane’de. Bu gruplarla daha özgürlükçü, bütün halkları kapsayan bir Suriye için çalışmalar yürütmek istiyoruz. Şu ana kadar aramızda herhangi bir problem yaşanmadı. Onlar da silahların yetersizliğinden yakınıyorlar.

Bunun dışında yaklaşık iki ay önce peşmerge güçleri de arka cephede beraberlerinde getirdikleri ağır silahları kullanıyorlar. Elindeki silahları en iyi şekilde kullanmaya çalışıyorlar. Beraber savaşıyoruz ve onlarla da ilişkilerimiz çok iyi ve herhangi bir problem yok.

IŞİD’in Kobane’de tünel kazdığı yönünde iddialar var, doğru mu bu?

Mahmud Berxwedan: Bu bilgi bir süre önce bize ulaştı. Pek ihtimal vermiyoruz, böyle bir fikirleri olsa bile bundan bir sonuç alamazlar. Hava saldırılarının zararını en aza indirmek için yeri kazıp sığınaklar oluşturduğunu biliyoruz sadece.

YPG, IŞİD’e karşı yürütülen savaşta en önemli güç haline geldi ve YPG’ye yabancı ülkelerden katılan birçok kişi var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Amerikali YPG Savaşçısı Jeremy Woodard

Amerikali YPG Savaşçısı Jeremy Woodard

Mahmud Berxwedan: IŞİD bütün dünyayı hedef alan bir terör örgütü. Devrimci, demokrat, barışçı düşüncelere sahip olan, IŞİD’e karşı savaşmak isteyen herkes Kobane’ye gelip bu direnişimizde yer alabilirler. Bu bizim için bir onurdur. Ki biz dünyanın neresinde olursa olsun bütün IŞİD üyelerini düşmanımız kabul ediyoruz. Çünkü biz kendimizi insanlık değerlerini koruyan bir güç olarak görüyoruz. Irk, mezhep, din, parti için insanları birbirinden ayırmıyoruz.

Hem Amerika’dan, Avrupa’dan, Arjantin’den, hem de Orta Doğu’dan, İran’dan ve birçok yerden gelip YPG’ye katılan insanlar var. Savaşçılarımız yeni katılmak isteyen herkesi büyük bir sevinçle karşılayacaklarını belirtiyorlar. Eğer yabancı gazeteciler gelip onlarla röportaj yapmak isterlerse bu konuda yardımcı olmaya hazırız.

Dünyanın dört bir yanındaki aktivistler Twitter aracılığıyla gönderdikleri sorularda YPG için neler yapabileceklerini soruyorlar?

Mahmud Berxwedan: Kobane’de insanlık için büyük bir direniş sergileniyor, herkes elinden ne geliyorsa yapmalı. Bu bir insanlık vazifesidir, herkes Kobane’ye destek çıkmalı, yardım etmeli.

Bu arada yeni yıl ve Noel yaklaşıyor. YPG olarak, Kobane’de direnenler olarak, bütün Hristiyan âleminin Noel’ini kutluyoruz. Bunu kendi bayramımız olarak da görüyoruz. İsa bir direniş sembolüydü, herkesin yeni yılını kutluyoruz. Kobane’deki savaş bir onur savaşıdır ve bu bütün Kürt halkının savaşıdır. Başta kuzeydekiler olmak üzere her taraftaki Kürtler yardım etti, herkese teşekkür ediyoruz. Özellikle de ilk günden bugüne yanımızda olan Suruç halkına teşekkür ediyoruz.

Kobane Defense Chief Hasan: We Want Turkey to Change Its Faulty Attitude Towards Us

Defense Minister of Kobane Canton Ismet Hasan (3rd on the right) with peshmerga commanders and YPG fighters

Mutlu Civiroglu https://twitter.com/mutludc

Interview conducted on November 6, 2014

***

Mr. Hasan, we are informed that the clashes continue at the eastern front, shelling and mortar attacks at the western front. Can you update us about the recent situation?

As you also now, it has been 54 days that Kobane has demonstrated a historical resistance. ISIS is bombing our citizens waiting at the border in the western front and also at the Tilsahr Hill. The clashes have not stopped since the first day at the eastern front. They try to recruit forces from surrounding cities and continue attacking us. As long as Kobane is surrounded by attacks from all three fronts, it is always going to be dangerous for Kobane. Since the winter came, people at the front lines are having many difficulties.

You stated that ISIS attacks with bombs. The coalition was assuming that it destroyed most of the heavy weaponry of ISIS, is that not true? Do they continue to attack you and civilians comfortably because they still have a big amount of weaponry?

They have mortars such as the M57s, they have a tank in industrial zone and they are using it heavily. When airstrike starts, they hide those and when it stops, they take them out again and attack.

Ismet_Hasan

You mentioned about cold weather, what are the needs of people between Suruc and Kobane, and at the border, what can be done for those?

These civilians are under terrible conditions. There is no house or tent that they can stay in. They sleep outside. There are many women and children. We try to at least provide them with basic needs such as food, but it has become a huge challenge for us as the weather is getting colder. This is a very serious problem that needs urgent attention. Also, there are some civilians still in the city and they cannot go out because of continuous attacks and shelling.

Firstly, we want a safe corridor for these civilians. Secondly, today a group of young men and women wanted to come to Kobane to support us from the other side of the border. However, because of the attacks by Turkish soldiers, a young woman lost her life and a few got injured. We are going through a very though time. People who had crossed the border to Turkey are being shot when they want to come back to support their city. We want them to allow our people to cross the borders.

How do you interpret the attitude of Turkey in this regard?

Turkey has a faulty attitude towards us and we want it to change. We are not fighting against Turkey; we are fighting against the terrorist group ISIS that does not only target Kurds, but the whole world. If they attack us here today, they are going to attack Turkey tomorrow. They have organized crimes in many cities and killed many civilians. For instance, in Iraq, they killed about 400 people from a tribe. Turkey needs to reanalyze its politics and alter them. We are neighbor with Turkey and as Kurdish People’s Protection Units (YPG) and as Kurdish Women’s Protection Units (YPJ); we are fighting against a terrorist group, ISIS. Even if Turkey does not provide any support, it should stop to interfere and attack our people so we can carry out a more efficient resistance.

The world media is watching you closely and writing very positively about you. There were protests in all over the world a few days ago. What do you want to say about this?

This is very important for us. We want to thank all those who support us. We will never forget the airstrike support of America and international coalition. Turkey is out neighbor and they should have reacted accordingly, but what can we say. The support from people of different countries in the same date has increased our morale. Today, when YPG and YPJ fight against terrorism, they do not do this only to support Kobane or Kurdish people, but for the people of the world.

We are talking about a terrorist organization that has carried attacks in many European countries including Spain and France, and we still remember September 11 attack. They have one hand in Baghdad and one in Lebanon, one other in Raqqa and nobody dared to resist against this group, but us. ISIS took control of Mosul, which has a population of 4 million, within a few hours, the same is true for Raqqa and Manbij, however, even though they surrounded Kobane, they were not able to win and therefore, they are fighting us wholeheartedly. For this reason, we need the support of international community and we send our greetings to those who already did so.

You said that ISIS attacks with all its strength; can you say that new forces arrive in the last days?

According to information provided to us, additional forces are joining them from Talabyad, Raqqa, Manbij and Jarablus. As we understand from the radio, a lot of their members are coming from Afghanistan.

Some media sources claimed that YPG retook some villages from them. However, YPG sources disputed this, what is the issue here?

No, there is not any village that we retook now. Yesterday, 9 ISIS members were killed in the conflict that emerged in Ebruşk village.  We just got Tilsahr back, but nowhere else. However, our forces go to the villages and attack ISIS. For instance, they attacked ISIS in Karamox, which is about 20 km from here, but they withdrew. It is true that we advanced a little bit in the city, but there is not any village that we saved yet.

What is the role of peshmergas, what are you going to tell about them?

It is a very positive thing. 150 people may not be a big as a support materially, but they are a big support morally.  It is an honor for us that peshmergas came from the southern Kurdistan to here for us. Kurds are being slaughtered every few years. We want Kobane to be the last one. A national army should be established and Kurds need to defend themselves.

Are peshmergas fighting only at the western front or at all fronts?

Not only at the western front, but anywhere we need them most to work with heavy weaponry. They work with 57’s, mortars, Katyushas, whichever is needed in whichever front.

I want to ask about Abdul Jabbar Akidi’s group. Are they also fighting actively and supporting YPG? It is speculated that some left the group. Is that true?

Previously, some groups named “Euphrates Volcano” from Free Syrian Army (FSA) were with us. It has been 8-10 months we have been fighting together and they lost a lot of martyrs. Lastly, a group of 50 from Akidi came to Kobane, but we did not really want them. Instead, since ISIS are in many other areas in Jarablus, Azaz and many other Syrian cities, we wanted them to collaborate with Kurds from Afrin or other areas and do something in those areas. However, they refused it saying that they do not have the power to do so, but instead wanted to come to Kobane to fight. We want an egalitarian, democratic Syria where everybody has a say and for this reason we accepted them. While they throw mortars, they are not actively fighting yet. I do not know, but 9-10 of them went back. But as I said we have our doors open to everyone, who wants to support this mission.

You see YPG and YPJ fighters and peshmergas while you go through the war fronts. How is their morale in general?

YPG, YPJ, and peshmerge forces are fighting together. This is a very crucial thing for us morally and our morale is very high because of this. We are hopeful that we will achieve significant results in a short time.

We want to thank again to the United States, Europe and the coalition for their support. As long as they support us in our struggle, our resistance will prevail. They need to know that Kurdish people are brave. We will continue resisting and they should keep in mind that their support is very crucial for us and for our resistance against ISIS.

***

For my participation to a show, interview me or get a quote on Kobane and other Kurdish related issues, please contact me at mciviroglu@gmail.com

You can follow me on Twitter for latest updates from Kobani  https://twitter.com/mutludc

***

Thanks for Demet Arpacik for translating this interview from Kurdish into English

İsmet Hasan: Türkiye Bize Karşı Olan Yanlış Tutumunu Değiştirmeli

Ismet Hasan and peshmerga leaders in Kobane

Kobanê Kantonu Savunma Bakanı İsmet Hasan ile şehirdeki son durumu görüştük

Röportaj Tarihi: 6 Kasım 2014

Mutlu Çiviroğlu

***

Sayın İsmet Hasan, doğu cephesinde çatışmaların devam ettiği ve batı cephesinde de bugün havan topu saldırılarının olduğu bilgisi aktarılıyor. Kobanê’de bugün neler yaşandı, son durum hakkında neler söyleyeceksiniz?

Bildiğiniz gibi 53 gündür Kobanê’de tarihi bir direniş sergileniyor. IŞİD,  batı cephesinde, sınırda bekleyen insanlarımıza ve Tilşehir Tepesi’ne top yağdırıyor. Yine doğu cephesinde ise zaten çatışmalar ilk günden bu saate kadar durmuş değil. Çevre şehirlerden güçlerini toplayıp saldırmaya devam ediyorlar. Kobanê’nin üç tarafındaki kuşatma devam ettiği sürece Kobanê üzerindeki tehlike de devam edecek. Soğuk havalar da geldiği için, sınırda bekleyen insanlarımız büyük zorluklar yaşıyorlar.

IŞİD’in toplarla saldırdığını belirttiniz. Kamuoyunun algısı IŞİD’in ağır silahlarının çoğuna büyük bir darbe indirildiği yönündeydi, doğru değil mi bu? IŞİD’in elinde hala çok sayıda ağır silah olduğu için mi rahat bir şekilde size ve sivillere saldırabiliyorlar?

Havan topları var, 57’lik topları var, sanayi Sinai tarafında bir tankları var ve yoğun bir şekilde kullanıyorlar. Uçaklar saldırı için geldiği zaman bunları çekip saklıyorlar, uçaklar gittiğinde tekrar çıkarıp saldırıyorlar.

Peki, soğuk havalardan bahsettiniz. Suruç ile Kobanê arasında, sınırda bekleyen sivil insanların ihtiyaçları neler, onlar için neler yapılabilir?

Bu siviller çok zor durumdalar. Kaldıkları bir ev ya da çadır yok sınırda, açıkta kalıyorlar. Aralarında çocuklar ve kadınlar var. Temel ihtiyaçları, yemek gibi şeyleri yetiştirmeye çalışıyoruz onlara fakat artık havalar iyice soğudu, bu başlı başına bir sorun. Yine şehir içinde evlerinde kalan siviller var, onlar da saldırılardan dolayı dışarı çıkamıyorlar. Birincisi, biz siviller için bir koridorun oluşturulmasını istiyoruz. İkincisi, bugün kızlı, erkekli bazı gençler Kobanê’ye destek vermek için sınırın diğer tarafından bu tarafa geçmek istediler. Fakat Türk askeri saldırısı sonucu bir genç kız hayatını kaybetti. Birkaç kişi de yaralanmıştı. Çok zor bir süreçten geçiyoruz. Sınırın Türkiye tarafına geçen insanlarımız, dönüp Kobanê’ye korumak istediklerinde silahlı saldırılara uğruyorlar. İnsanlarımızın geçişlerine izin versinler istiyoruz.

Türkiye’nin bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu yanlış bir tutum ve biz butumin değişmesini istiyoruz . Biz Türkiye’ye karşı değil, teröre karşı savaşıyoruz. IŞİD, sadece Kürtleri değil, bütün dünyayı hedef alan bir terör örgütü. Bugün eğer burada bize saldırıyorsa yarın Türkiye’ye de saldırır. Birçok şehirde saldırılar düzenleyip birçok insan öldürdüler. Mesela Irak’ta önceki gün bir aşiretten 400’den fazla kişiyi öldürdüler. Türkiye siyasetini gözden geçirip düzeltmeli. Biz Türkiye ile komşuyuz, YPG ve YPJ olarak terör örgütü IŞİD’e karşı savaşıyoruz. Türkiye bize destek vermiyorsa bile insanlarımızı rahat bırakmalı ki teröre karşı daha etkin bir mücadele yürütebilelim.

Dünya kamuoyu Kobanê’yi yakından takip ediyor ve sizi öven şeyler yazıyor. Birkaç gün önce bütün dünyada eylemler vardı, birçok yerde YPG ve YPJ bayrakları dalgalandı. Kobanê’ye destek sloganları atıldı. Bu konuda neler demek isterseniz?

Bu bizim için çok önemli bir şey, Kobanê’ye destek veren herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz. Amerika ve koalisyon ülkelerinin hava saldırıları desteğini asla unutmayacağız. Türkiye bizim komşumuz, bu komşuluğun hakkını vermeliydi ama diyecek bir şey yok. Diğer dünya ülkelerinin ve halklarının aynı gün içerisinde Kobanê’ye destek çıkması bizim için büyük bir moral oldu. Bugün, Kobanê, YPG ve YPJ teröre karşı savaşırken bunu sadece Kobanê ve Kürt halkı için yapmıyor, bütün dünya halkları için yapıyor. Birçok Avrupa ülkesinde, İspanya ve Fransa’da saldırılar düzenleyen bir örgütten bahsediyoruz, yine 11 Eylül’de Amerika’daki saldırlar hala gözlerimizin önünde. Bir ucu Bağdat’ta bir ucu Lübnan’da, Cerablus’ta olan bu örgüt karşısında kimse durmadı fakat biz direnmeye devam ediyoruz. 4 milyon nüfuslu Musul’u birkaç saat içinde alan, Rakka’yı, Mınbıc’ı yine aynı şekilde zorlanmadan alan IŞİD, Kobanê’yi kuşatmasına rağmen alamadığı için bütün gücüyle saldırıyor. Bunun için dünya halklarının desteğine ihtiyacımız var, bizi destekleyenleri tek tek selamlıyoruz.

IŞİD bütün gücüyle saldırıyor dediniz, son günlerde yine yeni kuvvetlerin geldiğini söyleyebilir miyiz?

Bize ulaşan bilgilere göre Tilebyad’dan, Rakka, Mınbıc ve Cerablus’tan takviye ekipler geliyor. Telsizlerden anladığımız kadarıyla, çok sayıda üyeleri Afganistan’dan geliyor.

Medyada bazı köylerin YPG tarafından geri alındığı yönünde haberler var. YPG kaynakları bu haberi yalanladı, mesele tam olarak ne?

Hayır, henüz geri aldığımız bir köy. Dün Ebruşk mezrasında çıkan çatışmalarda dün IŞİD’ten 9-10 kişi öldürüldü. Tilşehir’i geri almıştık sadece, bunun dışında bir şey yok. Arkadaşlarımızın köylere gidip saldırlar düzenlediği doğrudur, mesela 20 km uzaklıktaki Karamoğ köyünde de IŞİD’e saldırdılar fakat geri çekiliyorlar. Şehir içinde belli bir mesafede ilerleme kaydettiğimiz doğrudur fakat henüz kurtardığımız bir köy yok.

Peşmergenin rolü ne, peşmergeler hakkında genel olarak neler diyeceksiniz?

Peşmergenin varlığı çok olumlu bir şey. 150 kişi maddi olarak belki büyük bir destek değil fakat manevi olarak çok büyük bir destek. Peşmergenin Kürdistan’ın güneyinde kalkıp buralara kadar gelmesi bizim için bir onurdur. Kürtler birkaç yılda bir katlediliyor, Kobanê son örnek olsun istiyoruz. Bir ulusal ordu kurulmalı, Kürtler kendilerine sahip çıkmalı.

Peşmergeler sadece batı cephesinde mi savaşıyor yoksa bütün cephelerde mi?

Sadece batı cephesinde değil, nerede isteniyorlarsa gidip orda ağır silahlarla savaşıyorlar. 57likler, havan topları, Katyuşalar, bütün bunlar hangi cephede lazımsa gidip orda kullanıyorlar.

Abdülcebbar Akidi’nin grubunu da sormak istiyorum. Onlar da aktif olarak savaşıp YPG’ye destek veriyorlar mı? Gruptan bazılarının geri döndüğü iddia ediliyor, neler diyeceksiniz?

Daha önce de ÖSO’dan bazı gruplar Fırat Volkanı adı altında bizimle birlikteydi. 8-10 aydır IŞİD’e karşı omuz omuza savaşıyoruz ve birçok şehit verdiler. Son olarak Akidi’nin 50 kişilik grubu geldi, fakat biz onların Kobanê’ye gelmesini istemiyorduk. Cerablus’ta, Azaz’da, birçok Suriye şehrinde IŞİD var, o şehirlerde Afrin’den ve diğer Kürt bölgelerinden onlara katılacak arkadaşlarımızla bir şeyler yapmak istedik. Bu şekilde Kobanê üzerindeki yükü hafifletip nefes almasını sağlayacaktık. Fakat onlar buna kuvvetleri yetmediği için Kobanê’ye geçmek istediklerini belirttiler. Biz eşitlikçi, demokrat, içinde herkesin söz hakkının olduğu bir Suriye düşündüğümüz için Kobanê kapılarını onlara da açtık. Bazen havan topları atsalar da henüz savaşa girdiklerini söyleyemeyiz. Tam olarak bilmiyorum, onlardan 9-10 kişi geri döndü. Fakat dediğim gibi kapılarımız yine de herkese açık.

Cepheler arasında dolaşıp YPG, YPJ savaşçılarını ve peşmergeleri görüyorsunuz. Genel olarak moraller nasıl?

YPG, YPJ ve peşmerge kuvvetleri birlikte savaşıyor. Bu manevi olarak büyük bir şey ve bunun için moraller çok yüksek. Yakın zamanda önemli sonuçlar elde edeceğimizi düşünüyoruz. Sizin vesilenizle bizi destekleyen bütün dünya halklarına, Amerika’ya, Avrupa ve koalisyon ülkelerine destekleri için bir kez daha teşekkür ediyoruz. Onlar Kobanê’ye destek çıktıkça mücadelemiz güçlenecek. Kürt halkının kahraman bir halk olduğunu bilsinler. Direnmeye devam edeceğiz, onların desteğinin bizim için çok önemli olduğunu unutmasınlar.

Journalist Bali: In Den Kommenden Tagen Wird in Kobane Ein Strategischer Wandel Stattfinden

images

Der Journalist Mustafa Bali hat in einem Interview gegenüber dem Analysten der Kurdischen Frage, Mutlu Civiroglu, die aktuelle Lage in Kobane beurteilt.

Bali sagte im Interview, dass die Operationen der Volksverteidigungseinheiten (YPG) und der Peshmerga-Einheiten gegen den IS in Kobane weitergehen und betonte, dass in den nächsten Tagen Kobane einen strategischen Wandel durchleben wird. Im Folgenden folgt eine freie Übersetzung des Interviews:

Ist es richtig, dass seit der Ankunft der Peshmerga  sich einiges in Kobane geändert hat? Es wurde berichtet, dass einige Dörfer befreit worden sind. Wie ist die aktuelle Lage in Kobane?

Die Gefechte zwischen den YPG und der Terrormiliz IS dauern nach wie vor an. Auf jeden Fall kann ich sagen, dass die Ankunft der Peshmerga und vor allem die schweren Waffen, die sie mitgebracht haben, der IS Angst eingejagt haben. Die YPG und die Peshmerga kämpfen jetzt Seite an Seite gegen den IS. Es gibt Gerüchte über die Befreiung der Dörfer, die vor allem der Deckung der YPG gedient haben sollen. Momentan haben YPG-Kämpfer im Süden der Stadt die Kontrolle inne. Gleichzeitig gibt es im Osten der Stadt heftige Gefechte. Der IS greift dort mit schweren Waffen, unter anderem auch mit Mörsergranaten, an. Dabei zielt er auf Krankenhäuser sowie den Grenzübergang Mürshitpinar. Im Allgemeinen kann man sagen, dass sich nicht sehr viel geändert hat, aber die YPG hat die Führung. Und deswegen bin ich sehr zuversichtlich, dass sich in den kommenden Tagen viel ändern wird.

Sie sagten, dass der IS mit Mörsergranaten angreift. Wurden diese nicht von der Koalition als auch von den YPG zerstört?

Die Unterstützung der Anti-IS Koalition dauert noch an, jedoch gibt es im Osten der Stadt noch einige Minenwerfer. Diese lassen sich leider gut verstecken. Nichtsdestotrotz hat die Koalition mit den YPG zusammen sehr viele Fahrzeuge der IS zerstören können.

Sie haben von einem strategischen Wandel gesprochen. Können Sie dies näher erläutern?

Wir verfolgen die Ereignisse und können entsprechend Aussagen zur Entwicklung machen. Was uns auffällt, ist, dass der IS seit der Ankunft der Peshmerga hauptsächlich in der Nacht angreift. Am Tag hat er fast keine Möglichkeit unsere Einheiten anzugreifen. Die schweren Waffen, die die Peshmerga mitgebracht haben, schrecken den uns technisch überlegenen IS zurück. Was die Motivation und die Taktik angeht, war und ist die YPG besser als der IS. Diese Faktoren beeinflussen die Angriffe der IS und deswegen erwarten wir einen strategischen Wandel.

Erhält der IS immer noch Unterstützung?

Ja, die Terroristen bekommen nach wie vor Unterstützung. Gemäß unseren neuen Kenntnissen sollen mit Mörsern beladene Fahrzeuge in Richtung Kobane unterwegs sein. Zudem sollen die IS- Terroristen in einem belagerten Dorf nahe der türkischen Grenze die Fahrzeuge der Dorfbewohner beschlagnahmt haben. Auch sollen sie einige Fahrzeuge zerstört haben. Des Weiteren erhält der IS aus ar-Raqqa, Dscharabulus und Tall Abyad (kurdisch Girê Sipî) Verstärkung.

Es wurde auch berichtet, dass etwa 50 Kämpfer der FSA mit den YPG zusammen kämpfen wollten und sich jedoch wieder zurückgezogen haben. Stimmt das?

Ja, es gab solche Gerüchte. Die Ankunft der Kämpfer der Freien Syrischen Armee (FSA) war ein Wunsch der Türkei. Diese dachte, dass die FSA-Kämpfer in Kobane nicht willkommen geheißen werden und die Peshmerga von ihrem Kampf abhalten könnten. Aber die YPG hat hier eine vernünftige Entscheidung getroffen und die Kämpfer der FSA aufgenommen. An welcher Front diese jedoch kämpfen, kann ich Ihnen nicht sagen. Im fortwährenden Krieg während drei Jahren haben sowohl das Syrische Regime als auch der IS sowie die Syrische Nationalkoalition dieselbe Haltung gegenüber den Kurden eingenommen. Das bestätigt wiederum, dass das Verhalten der Nationalkoalition schlechter ist als das des syrischen Regimes, denn die Nationalkoalition wird von der Türkei kontrolliert. Folglich haben die Aussagen von Rifad Esed uns nicht überrascht. Immer noch denken sie, die Kurden sind hier in Rojava nur Gäste.

Denken Sie auch, dass die Beziehungen zwischen den YPG und den USA einige Gegner stören?

Die Beziehungen der YPG mit den USA als auch die Gespräche zwischen der PYD (Partei der Demokratischen Einheit) und denUSA werden sehr sorgfältig verfolgt und kommen bei unseren Feinden nicht gut an. Der immer in der Finsternis gelassene kleine Bruder – Kurde – ist jetzt stark und findet in Europa als auch in den USA Gehör. Weder die Türkei noch die Syrische Opposition begrüßt das. Sie haben selber mitbekommen, wie Herr Erdogan die Tatsache, dass er ein Präsident ist, vergisst und bei jeder Gelegenheit die YPG und PYD angreift.

***

Übersetzt aus dem Kurdischen ins Deutsche von Fatos Koyuncuer

In Day 50, A Synopsis of the Situation in Kobane

YPG 3

Mutlu Civiroglu https://twitter.com/mutludc

According to military, political and civilian sources in Kobane, in the day 50 of the resistance,  YPG has been gaining a momentum after successfully repelling strong ISIS attacks in eastern front which aimed at seizing the border crossing. Despite excessive man power and close combat in eastern front, YPG forces did not allow ISIS to advance.

With recent offensive in eastern front, ISIS hoped to seize the border gate to Turkey to totally suffocate the city and force YPG to surrender. Senior YPG sources report ISIS resorted to more than 20 car bombs in recent days, and all of these attacks were thwarted successfully with only some light YPG injuries.

One other reason for the recent ISIS attack on east was to prevent arrival of the Iraqi Kurdish peshmergas and heavy weaponry they brought along. As of November 3, the situation in eastern front is stable and ISIS members were further driven out from the border area. Kobane sources report that the failure of recent ISIS push caused demoralization of ISIS, and killing of 3 princes in last 48 further even worsened the situation on the ground.

On Sunday night clashes continued in East and South with some YPG advance reported. In Western front Kurdish peshermergas first time actively involved in a major assault. In this front YPG, “Euphrates Volcano” and Peshmerga forces carry out attack against ISIS positions in Abrus, Albalur and Minaz villages.

YPG Kobane

One other note is that US led coalition airstrikes have been playing a major role in destroying heavy ISIS weaponry which caused serious damages and destroyed many houses in the city. Sources in Kobane add that ISIS shelling decreased thanks to successful airstrikes.

However, it is still too early to conclude that the danger is over and ISIS is defeated. It is not secret that ISIS has made Kobane a matter of honor and will not give up easily. Therefore, despite recent major setbacks, ISIS forces in Kobane still receive reinforcements from Raqqa and surrounding cities, and some field commanders were replaced with new ones.

It is also reported that the arrival of peshmergas has brought a positive atmosphere for the Kurds and considerably lifted the spirit of YPG fighters on the frontline as well as the civilians in the city.

***

If you want my participation to a show, interview me or get a quote on Kobane and other Kurdish related issues, please contact me at mciviroglu@gmail.com

You can follow me on Twitter for latest updates from Kobani  https://twitter.com/mutludc